11 Aralık 2024 Çarşamba / 10 CemaziyelAhir 1446

O anıt mezar Türkiye’ye gelecek!

Bodrum’da Aşkın Mabedi olarak bilinen Mausoleum İngiltere’de, British Museum’da sergileniyor. Dünyanın yedi harikasından biri olan Mausoleum’un Türkiye’ye iadesi için AİHM’de dava açmaya hazırlanan Avukat Remzi Kazmaz ile süreci konuştuk.

Fatma Karaman /[email protected]18 Kasım 2012 Pazar 07:00 - Güncelleme:
O anıt mezar Türkiye’ye gelecek!

DÜNYANIN farklı farklı müzelerinde sergilenen tarihi eserlerimizi gördükçe şaşkınlık dolu bir mahcubiyet yaşarız. Ancak Türkiye’de son yıllarda bir şekilde yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerle ilgili ciddi çalışmalar yapılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yılki çalışmalarıyla Anadolu topraklarından kaçırılan 1883 tarihi eser, ‘evlerine’ döndü. Ancak hala yurtdışında pek çok tarihi eserimiz bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de Bodrum’da ortaya çıkarılan ama artık yerinde yeller esen The Mausoleum of Halikarnassos (Halikarnas Mozolesi).  Kral Mausolos tarafından karısı Artemisia’ya duyduğu aşkı ölümsüzleştirmek için M.Ö. 355 yılında yapılan eşsiz eser İngiltere’deki British Museum’da sergileniyor. Bu durumdan rahatsız olan Avukat Remzi Kazmaz ise Mausoleum’un Türkiye’ye getirilmesi için ocak ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitmeye hazırlanıyor.

ABDÜLMECİT’TEN İZİN ALINDI MI?

Dünyanın yedi harikasından biri olarak tanımlanan Mausoleum ilk olarak İngiliz araştırmacı Sir Newton’un 1856-57 yılları arasında yaptığı kazı sırasında buldu. Newton, kabartmaların, Mausolos ve Artemisia’nın heykelleri ve dört atlı arabanın parçalarını British Museum’a götürdü. Bu olaydan önce de İngiltere Büyükelçisi Lord Stratford Canning 1846’da Padişah Abdülmecit’ten aldığı sözde izinle Bodrum Kalesi’nin duvarlarında görülen Mausoleum kabartmalarını Londra’ya taşımıştı. Kazmaz ve arkadaşları da dokuz yıl önce Mausoleum’a ait kalıntıların vatanına geri getirilmesi için dünya çapında İngilizce-Türkçe bir imza kampanyası başlattı. Toplanan 118 bin imzayı dönemin Kültür Bakanı Atilla Koç’a teslim ettiklerini söyleyen Kazmaz, herhangi bir geri dönüş alamadıklarını anlatıyor: “Durumu bir kez de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a anlattım, o da bize tam yetki verdi. Mausoleum’u ait olduğu Bodrum’a getireceğim. Verdiğim mücadeleyle bugün magazin çukuruna dönüşen Bodrum’un tarihini iyice yitirerek ölmesini engellemeyi hedefliyorum. Bu yüzden hakkımızı AİHM’de arayacağız.”

İLK GİRİŞİM HALİKARNAS BALIKÇISI’NDAN

Tarihi ve kültürel varlıklara olan ilgisi Bodrum’da yaşamaya başlayınca artan Kazmaz “Anadolu’da birçok medeniyet yaşadı, bugün o medeniyetlerin bıraktığı tarihi ve kültür varlıklarının pek çoğunu göremezsiniz. Çalınmış, verilmiş... Türkiye’de olanların çoğu ise bakımsızlıktan içler acısı halde. Türkiye’de tarihi eserlerin korunması konusunda herkes ‘Bana ne’ diyor. Aslen Rizeliyim ama Bodrum’daki bir eserin peşinde yıllardır koşuyorum. Nasıl bana ne diyebilirim ki!” diyor. 

Mausoleum’u okuduğu bir tarih kitabında adına rastlayınca araştırdığını belirten Kazmaz, ziyaretine gittiğinde yerinde iki-üç tane kırık sütun gördüğünü söylüyor: “Bodrumluların bile Mausoleum’un ne olduğunu, nerede olduğunu, hangi tarihinde, neden yapıldığını bilmediğini gördüm. Dünyanın yedi harikasından biri benim topraklarımda ama kimse bunu bilmiyor. Mausoleum Bodrum’un orta yerinde taş yığınları halinde duruyor. Bu duruma çok canım sıkıldı, o zaman başladım çalışmalara. Aslında bu önemli eserin getirilmesi konusunda ilk teşebbüsü Bodrum’da yaşayan Halikarnas Balıkçısı olarak tanıdığımız Cevat Şakir Kabaağaçlı yapmış. Bir kitapta Halikarnas Balıkçısı’nın bu tarihi eserleri Kraliçe’den istediğini öğrendim. Kabaağaçlı Kraliçe’ye Bodrum’u kastederek ‘Bu gök maviye Artemisia ve Mausoleum yakışıyor’ demiş. Kraliçe de ‘Hiç merak etmeyin şu an biz British Museum’un bütün tavanlarını gök maviye boyatıyoruz’ demiş! Bu alaycı tavır beni çok kızdırdı. Halikarnas Balıkçısı’nın kabrini ziyarete gittiğimde ise ona Mausoleum’un Bodrum’a getireceğim diye söz verdim.”

ŞÖVALYELER MOZOLEYİ YIKIP KALE YAPTI

ANTİK dünyanın yedi harikasından ikisinin Türkiye’de olduğunu söyleyen Avukat Remzi Kazmaz, birisinin Efes’teki Artemis Tapınağı diğerinin ise Bodrum’daki Mausoleum olduğunu anlatıyor: “Her ikisi de artık yok. M.Ö. 377-353 arasında yaşayan Karia Kralı Mausolos’ın başkenti Bodrum yani Halikarnassos idi. Anıtı tamamlayan karısı Artemisia’dır. Bu çalışma onların öyküsünü bize iletiyor. Bodrum Mozolesi, 16’ncı yüzyıla kadar yapıldığı günkü gibi kaldı. Sonra depremlerde çatısı ve kolonları yıkıldı. 15’inci yüzyılda Malta Şövalyeleri bölgeye hakim olunca mozoleyi yıkıp yerine bir kale yaptılar. Bugün Bodrum’da görülen kalenin parlak taşları ve mermer blokları mozoleyi anımsatır. Bazı heykel kalıntıları ve Yunanlılarla Amazonlar arasındaki bir savaşı gösteren frizler de Londra British Museum’da görülebilir. Mozole 40x30 metre boyutunda bir dikdörtgendi. Basamaklı bir podyumun üzerindeydi, çevresi heykelle süslenmişti. En üst kısmında dört atın çektiği dev bir savaş arabası vardı. Güzelliği üzerindeki heykellerin olağanüstü olmasından kaynaklanıyordu. Heykeller Bryaxis, Leochares, Scopas ve Timothues tarafından yapılmıştı.”

KRALIN AMACI AŞKI ÖLÜMSÜZLEŞTİRMEKTİ

YÖNETMENLİK de yapan avukat Remzi Kazmaz, uluslararası kampanya kapsamında yurtiçi ve yurtdışında gösterilen Antik Halikarnasos Bodrum adlı bir belgesel çekti. Kazmaz, Kral Mausolos tarafından karısı Artemisia’ya duyduğu aşkı ölümsüzleştirmek amacıyla yapılan Mausolos’un romanını da yazdı. Kazmaz Aşkın Mabedi isimli romanı yazma nedenini şöyle açıklıyor: “Bu tarih ve kültür hırsızlığına karşı bir tepki olarak romanı kaleme aldım. Tarih ve kültür kaçakçılığını anlatırken dünyanın yedi harikasından biri olan Mausoleum’u anlatmayı uygun gördüm. Çünkü bu mabedin yapılışında aşk hikayesi vardı. Mausoleum, Babil’in Asma Bahçeleri gibi aşkın ölüme karşı direnişini simgeliyor.”