Okul öğrencilerinden Leyli Meccani

Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi, din eğitiminin yanı sıra fen bilimleri, sosyal bilimler, kültür ve dil alanında da başarılara imza atıyor. Sanatsal duyarlılığın merkez üssü olmayı hedefleyen Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi, bu amaç için geliştirdiği “GaleriKartal” projesi ile her yıl farklı etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Okulun A bloğunun zemin alt cephesini süsleyen ve 300 metrekarelik bir alana sahip olan GaleriKartal, okul müzesi ve çağdaş sergileme mekânı olarak 2013’te açıldı. Her yıl özgün en az iki etkinliğe imkân sunan GaleriKartal’da Efendimizin (s.a.v) Yolunda, Tasvir ve Tasavvur Arasında Doğu: Orientalist Art,  Ey Kudüs Ey Şehir, Hat Sergisi, Dinmeyen Gözyaşı 1. Dünya Savaşı, İstanbul Fotoğrafları, İlk Kıblemiz, Bir Osmanlı Vilayeti Olarak Suriye, Havadis 1916, Türk Basınında Kuponlar ve Promosyonlar, İstanbul’dan Kapılar ve Köprüler, Filistin’den Kırk Tuval Kırk Hikâye sergilerini gerçekleştirdi.                                                  

Yatılı eğitim veren Kartal AİHL GaleriKartal bu yılda Leyli Meccani sergisi ile kapılarını ziyaretçilere açtı. Kartal AİHL’de yatılı kalmış, havası ciğerlerine işlenmiş kişilerin anılarının yeniden hayat bulduğu bu sergiyi yaz tatili boyunca gezebilirsiniz. 

TECRÜBELER VE HATIRALAR PAYLAŞILIYOR

Sergide; gülmeli-ağlamalı hatıralar, yatılılık hayatı, yatakhane öğrencilerine özgü sözlük, dönemin popüler müzik zevkleri, sevilen kitapları, takip edilen süreli yayınları ve daha bir sürü yaşanmışlık var. Kartal AİHL’nden mezun olan kişilerin yeni dönem öğrencileri ile tecrübelerini paylaşmak ve hatıralarını anlatmak üzere yola çıktıklarını belirten sergi koordinatörü Süeda Nur Tutan, “Harikulade işler şatosunda bulunan bizler, hayatımızı Kartal’dan önce ve Kartal’dan sonra olarak tanımlarken, yatılı öğrenciler olarak geçirdiğimiz yılları birbirimizle paylaşmaktan daha güzeli olabilir mi? Özellikle de mezun olduktan sonra her saniyesini dolu dolu hissettiğimiz, kişiliğimizi şekillendiren, yatılı okuduğumuz bu dönemi anlatmakla bitmeyeceğini bildiğimiz gibi paylaşarak daha da çoğaltmak istedik” şeklinde konuşuyor.

SERGİ KİTAPÇIĞI ÇIKTI

Kartal AİHL sergilerle oluşturduğu birikimini kitaplarla kalıcı hale getiriyor. Bundan önceki sergilerde olduğu gibi Leyli Meccani sergisinin kitabı da kütüphanelerde yerini aldı. Süreli yayıncılıkta da başarılı çalışmalar yapan okul, GaleriKartal kitaplığı ile de kendinden söz ettiriyor. Leyli Meccani sergisi ve sempozyumu sürecinde Kartal AİHL’de yatılılık ile ilgili; Kartal’da Yatılık (yurt anıları), Son Etüt, Yurdumun Kimyası, Hal ve Gidiş Sıfır, Yurt Fanzini ve Evden Uzak Yatılı adlı beş ayrı fanzin yayınlandı. 

YATILI OKUMAK, HAYATIN ÖN SÜRÜMÜ GİBİ

Evden Uzak Yatılı fanzininde anneler ve öğrencileri yatılılıkta ilk geceyi anlattılar. Anneler, çocuklarını yurda bırakıp eve geldiklerinde evde geçirdikleri, öğrenciler ise evden ayrılıp yurtta yatılıya başladıkları ilk geceyi yazdılar.  

Tuba Sökmen (Anne), “Ayrılık sahnesini uzatmamak, duygusallaştırmamak adına anlaştığımız gibi kısa sürede yurttan ayrıldık,  evimize geldik. Evde kocaman bir boşluk vardı. İlk günlerde sofraya bir tabak eksik koymak benim için çok zordu. Her sofra hazırladığımda üzülüyor, onun sevdiği yemekleri yapmamaya çalışıyordum. Bu arada kızım da yurtta ev hasretinden yakınıyor, şikayet ediyordu. Hem okuldaki hem de öğrenci yurdundaki kucaklayıcı tutumlar sayesinde kızımız kısa sürede yatılı olmaya alıştı. Rana, yatılı kaldığında evimiz daha neşesiz, coşkusuz, hareketsiz, sessiz kaldı. Ama bu tecrübeyle onun zenginleştiğini görmek iyi ki bu tabumuzu yıkmışız dedirtiyor bize. Kızımız yatılı olana kadar anne ve baba olarak elimizden geldiğince onun hayatını iyileştirmeye çalışırken; O artık hem kendi dünyasını hem de çevresini güzelleştiren, sorumluluk sahibi bir yetişkin oluyor, daha güçlü kanatlarla hayata hazırlanıyor. Kardeşlik seviyesinde kurduğu arkadaşlıklarla bizde yeni evlatlar kazanmış oluyoruz. Eminim ki arkadaşları da onun kardeşleri gibi.”

Rana Sökmen (Öğrenci), “Bir yandan okul, bir yandan yurt derken ilk zamanları zor geçmiş olsa da alıştım. Burası ikinci evim oldu. Arkadaşlarım da diğer ailem oldular. Yurt hayatı bana çok şey kattı. Bütçe hesaplamadan, market alışverişinden anlar oldum. Karşılıksız fedakarlıklardan türlü türlü insanla geçinmeye kadar hayatın bir ön sürümü, bir fragmanı gibiydi. Bambaşka şehir ve kültürlerden gelmiş olsak da aile olduk. Anlamayı, anlaşmayı yaşayarak öğrendik, hâlâ da öğreniyoruz. Bu okulda okumak çok güzel fakat yatılı okumak bir başka güzel…”