Hükümet anadilde savunma yapabilme hakkını hayata geçirmek için harekete geçti. Düzenleme Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldı. Anadilde savunma, aynı zamanda açlık grevi yapanların ortak taleplerinden birini oluşturuyor. Ancak diğer yandan BDP’li iki milletvekilli açlık grevlerine destek için süresiz olarak greve katıldı. Yaşanan gelişmeleri Diyarbakır eski Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’na sorduk:
Anadilde savunma bir haktır
-Anadilde savunma yapılabilmesini sağlayacak düzenlemenin son olarak Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anadilde savunma bir haktır. Neticede Lozan’a göre de zannedersem 37 ve 41. maddelere göre insanların kendilerini istedikleri dilde savunma hakkı vardır. Ama yasalarımızda birtakım açıklıklar olacak ki, bugüne kadar birçok mahkemede farklı dillerde savunma yapmak isteyenlere tercüman istendiği halde, KCK davası, mahkemenin tavrı sayesinde 3.5 yıldır kilitlenmiş. Sanıkların hangi dilde konuştuğu değil ne dediği önemlidir mahkeme için. Savunma hakkı kutsaldır. KCK davasında Türkçe bilen hatta Kürtçe bilmeyenlerin de Kürtçe savunma yapmak gibi bir talebi olmuş. KCK davası siyasi davadır. Bu tür davalarda sanıklar siyasi tavırlar sergileyebilirler. Ama sergiledikleri tavırlar devlet için bir hakkın kısıtlanmasında ölçü olmamalıdır. Devlete düşen bir hakkı tanımaktır. Ama bizler bunu yasaklarsak, o siyasi tavrı takınanların amaçlarına da hizmet etmiş oluruz, araç olmuş oluruz.
BDP grevden vazgeçmeye çağırmalı
Türkiye’de etnik kimlik olarak kendini Kürt kabul eden milyonlarca insan varken, mahkemelerin bilinmeyen anlaşılamayan bir dil gibi tahkir edici ifadeler kullanması da bugün içinde bulunduğumuz Kürt sorununun çözümü sürecine zarar verir. Hükümet olarak sorunu çözmek bizim işimiz.
-BDP’nin bu süreçte izlediği tavrı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Devlet hepsini karşılamak zorunda değil. Hiçbir devlet yapmaz bunu. Ama bunların muhatabı BDP’dir, biziz yani halk adına yetki alıp siyaset yapanlar bu taleplerin makul olanlarını karşılar. Anadilde eğitim, anadilde savunma ve Öcalan’a tecridin kaldırılması... Bunlardan zaten anadilde savunma bizim yapacağımız bir şeydi. Anadilde eğitimle ilgili anayasa değişikliği gerektiren bir meseledir ki burada da hükümetin tavrı bellidir, AK Parti’nin önerisi komisyona sunulmuştur. Öcalan’ın ailesiyle ilgili tecrit kaldırılmıştır. Avukatlarıyla görüşülebilmesinin koşullarının da nasıl olabileceğinin yolunu gösterdiler. Yani davası bitmiş birinin avukat görüşmesi olmaz. Ama hangi yolla görüşülebileceğini de Sayın Arınç ifade ettiler. Yani bu konularda yapılabilecekler yapılmıştır. BDP’nin, açlık grevleri üzerinden siyasi hesaplaşma yapma yerine, bunların can güvenliğini önde tutan bir tavırla bu siyasi taleplerinin asıl muhatabının kendilerinde olduğunu bunun kendilerinin meselesi olduğunu güçlü şekilde vurgulayıp açlık grevinden vazgeçmeleri gerektiğini de tavsiye etmeleri gerekir. BDP’ye de böyle bir görev düşer. BDP bu açlık grevlerini kutsayan, olumlayan ve teşvik eden bir dil kullanmak yerine bunun son bulması gerektiğini vurgulayan ve buradaki siyasi taleplerinin asıl muhatabının kendilerini olduğunu ve bunun mücadelesini vermeleri gerekenin kendileri olduğunu hatırlatmaları gerekir.
Olumlu sonuçlanacağı kanaatindeyim
-Ama tam tersi BDP milletvekilleri Emine Ayna ve Özdal Üçer’in açlık grevine başladığı açıklandı.
Aslında birkaç gündür yumuşamış bir hava var, hem hükümet hem BDP kanadında. İnşallah bu yumuşama bu işi de sonlandırır.
- Açlık grevlerinin kısa süre sonra sona ereceğini mi düşünüyorsunuz?
Sonuçlanacağı kanaatindeyim.
ZATEN YAPACAKTIK ÖNE ALDIK
-Anadile savunmayla ilgili çalışma açlık grevlerinden önce mi düşünülmüştü?
GALİP ENSARİOĞLU: Açlık grevini başlatıp bunlar ana dilde savunma talebini ortaya koymadan, Başbakan demokratikleşme paketinde bunu yapacağına dair taahhütte bulunmuştur. Ama bugün açlık grevinde bu bir şart olarak ortaya konulmuşsa, hükümet sorumluluğu gereği yarın bu açlık grevinde yaşanabilecek birtakım ölümlerin önünü alma adına, zaten yapacağımız bir iyileştirmeyi daha öne almış olduk. Açlık grevinin son bulması için iyi niyet göstergesi oldu. Yoksa her ideolojik grup veya her örgüt mensubu birtakım kendi ideolojik taleplerini sıralayıp açlık grevine girdiği zaman her devletin bunu kabul etmesi beklenemez. Devletler mahkumların sırf açlık grevine girdi diye ideolojik taleplerini kabul etmek zorunda değil. Ama açlık grevini de görmezden gelemezsiniz. Onların hayatlarının güvencesini sağlamak adına sizin bir tavrınız zaten demokratik hak olarak görülen şeyi zaten yapacaksanız, bunu öne almak sorumluluğun gereğidir.