Arınç, MHP'nin, 'terör ve bölücü terör örgütüyle ilgili yaptığı açıklamalarla terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin moral ve azmini zayıflattığı' iddiasıyla hakkında verdiği gensoru önergesi üzerinde konuştu.
MHP'nin, Anadolu Ajansı ve TRT ile ilgili hakkında verdiği gensoru önergesini geri çektiğini anımsatan Arınç, 'Neden birinci önerge çekildi denildiğinde, bana verilen cevap; arkadaşlarımız, saat 19.00'a kadar mutlaka bu konu üzerinde görüşmek istiyorlar' dedi.
MHP'nin bu önergeyi daha sonra vermeyi düşündüğünü ifade eden Arınç, 'Mutlaka versinler, vermezlerse gücenirim. Mutlaka Anadolu Ajansı ve TRT ile ilgili gensoru önergesini de bekliyorum. Hiçbir ciddiyeti olmamasına rağmen en azından iki güzide kurumun ne yaptığını, nasıl yaptığını Genel Kurul'a anlatma imkanı bulacağım' diye konuştu.
-'Eleştiriler ötesinde yalan söylediniz'-
Arınç, MHP için saat 19.00 meselesinin önemli olduğunu, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan ve MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, büyük bir süratle arka arkaya hakaretlerini sıraladığını, kişilik hakkına tecavüzde bulunduğunu söyledi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Saat tam 19.00'da Yeniçeri bitirdiğinde, arkadaşları onu hararetle kutladı. Kimi saati, kimi telefonları gösterdi. Ben de kendilerini kutluyorum, saat 19.00'a kadar bu başarıyı gösterdiler ya ölseler de gam yemesinler. Demek ki saat 19.00'da kadar BDP'nin söz hakkını da alarak, konuşmalarını yetiştirdiler. Düşünceleri şu; herkes dinleyecek, kabul edecek, herkes bana küfredecek, onları alkışlayacak, gelsin oylar, saat 19.00'a kadar konuşma bitti. Siz sadece burada mı konuşuyorsunuz? Genel Başkanınız her gün grupta konuşuyor, her gün mitinglerde aynı şeyi söylüyorsunuz, her gün parti kongrelerinde herşeyi söylüyorsunuz. Bütün bunları söylüyorsunuz da ne oluyor; millet size inanıyor mu yoksa millet bu politikaları destekliyor, bu hükümete mi güveniyor?
Bana hakaret ettiniz, eleştiriler ötesinde yalan söylediniz, sözlerimi çarpıttınız. Ama bunun karşılığında size bir tek şey söyleyeceğim, ikiniz de daha sonra Aytun Çıray da dini referanslar vererek, sözlerinizi güçlendirmek istediniz. Ben 'Hasbunallahu ve ni'mel vekil' diyorum, 'el hayaü minel iman' diyorum...'
-'O zaman da sevimsizdiniz'-
Arınç, kendisinden önce kürsüye çıkan CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ı yakınen tanıdığını, hakaretlerinin nereden kaynaklandığının farkında olduğunu belirterek, 'Ben kendi çizgimde siyaset yaparken o da Sayın Demirel ve daha sonra Çiller'in eteğinden ayrılmıyordu, o siyasi partide onlar ne derse onu yapmakla mükellefti, daha sonra onu taltif ettiler, Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı'na bir kaç ay ya da bir kaç yıllığına getirdiler. O günden bugüne kadar, o siyasette ne söyledi, ne yaptı, CHP'ye karşı o zaman tavrı neydi ve müsteşarlıktan kalan bagajları nedir, beni konuşturmayın. Sizin bu hakaretlerine karşı bir şey söyleyeceğim, siz o zaman da kötüydünüz, sevimsizdiniz bugün de aynı şekilde devam ediyorsunuz' diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bir şey rica etmek istediğini belirten Arınç, sözlerini, 'Bu dönemde partinizi DYP ve ANAP tabanından güçlendirmek istediniz. Bu doğru bir stratejidir. Çünkü DYP ve ANAP tabanı, Türkiye'de önemli bir tabandır. Ama onların içinden seçerek, milletvekili yaptığınız insanlar sadece Çıray değil, CHP'ye bugün güç kazandıran değil, prestij kaybettiren insanlardır. Sayın Çıray'ın ne söylediği önemli değil, İzmirli kendisini çok iyi bilir. Sanıyorum CHP teşkilatları da 'nereden başımıza bu adam geldi' telaşının içindedirler' diye sürdürdü.
-'Meclis soruşturması verilmesi gerekir'-
Bülent Arınç, MHP'nin önergesinde çok acı ve büyük iddiaların, suçlamaların bulunduğunu, gensorunun akıbetinin de az çok belli olduğunu kaydetti.
'Bu adam idamlık suç işledi, ama on liralık para cezasıyla bu işi geçiştirelim' denildiğini ifade eden Arınç, karşılığının bu olmadığını, hakkında Meclis soruşturması verilmesi gerektiğini belirtti. Arınç, 'Nasıl olsa 55'e ulaşmak için 5 kişiyi de CHP'den bulursunuz. Bu kadar iddianın karşılığı gensoru değildir, siz bile buna inanmıyorsunuz; 50 kişilik grubunuzdan 12 kişi var. 12 kişiyle, burada gensorunun lehinde oy kullanacaksınız. Siyasi partilerin ve Meclis'in geleneği var, hükümetin konuşmalarında, siyasi partilerin verdikleri gensoru ve soruşturmalarda önerge sahiplerinin tamamı parlamentoda, bu iddiaların arkasında olur. Bu ciddiyetsizliği ortaya koyuyorum' dedi.
-'Bir yıldır neredesiniz?'-
Arınç, bir yıl önce Genel Kurul kürsüsündeki bütçe konuşması nedeniyle kendisine eleştiriler yöneltildiğini hatırlatarak, 'Allah aşkına bir yıldır neredesiniz, bir yıl sonra aklınıza nereden geldi, bu önergeye bunu yazmak nereden icap etti? Büyük kongresinden iki gün önce 6 gensoru vermek nasıl size ilham edildi, hangi maksatla verdiniz; onları bir kenara koyayım. 420 yazılı ve sözlü soru önergesinin muhatabı bir bakan olarak baktım, içlerinde bir tek MHP tarafından bu konularla ilgili verilen önerge yok; sadece 8 tane CHP'den verilen önerge var. Siz bir yıl boyunca bundan dolayı beni denetime tabi tutmadınız da bugün ne oldu, ne ilham edildi, nereden aklınıza geldi, böyle bir önergeyle beni muhatap kılıyorsunuz?' diye sordu.
-'Size teşekkür ediyorum, rahatlatmaya devam edin'-
Başbakan Yardımcısı Arıçn, MHP'li Oğan hakkında bir kanaatinin olmadığını, sadece bir kaç gün önce kavgada fotoğraflarını gördüğünü, MHP'li Yeniçeri ile ilgili ise kanaatinin bulunduğunu anlattı. Yeniçeri'yi, basın toplantıları, televizyon kanallarında dinlediğini dile getiren Arınç, arkadaşlarına,'Yeniçeri hocamız hakkında ne düşünüyorsunuz?' diye sorduğunu, 'Ne söylediğini çok fazla anlamıyoruz ama bizi rahatlatıyor' karşılığını aldığını kaydetti. Arınç, şu ifadeleri kullandı:
'Size teşekkür ediyorum, rahatlatmaya devam edin. Çünkü ben de izlediğimde bir kin, nefret duymuyorum, ne kadar güzel daldan dala atlıyorsunuz, ama insan rahatlıyor.
İftiraların altında kalacaksınız ümit ediyorum, ilahi adalet sizi mahcup edecek; buna da inanıyorum. Benim gözyaşımla alay etmeye ne hakkınız var. Benim sözlerimin başını, sonunu kırparak, kendinize malzeme yapmaya ne hakkınız var. Bir insan için ahlak, haysiyet, ne konuşulduysa ondan anladığınız manayı bütünüyle ifade etmek değil mi? Biz çoluk çocuk muyuz, siyasi hayatımız ortada?
Bursa'ya kaçtı diyorsunuz, her siyasi partide olur, benim on bakan arkadaşım başka bölgelerden aday gösterildi. 40 yıl Manisa'da siyaset yaptım, Bursa'dan aday gösterildim. Manisa beni mahcup etmedi oyumu 100 bin arttı, Bursa'ya gittim, beni mahcup etmedi oyumu 320 bin arttırdı. Ama Manisa ve Bursa'da MHP'nin milletvekili sayısı eksildi, CHP'nin arkasında kaldı.
Konuşmalar niçin, nasıl yapıldı, bunları herkes biliyor. Ben şimdi bunlar televizyon naklen yayınlamıyor diye endişe içinde değilim. Sözlerimin arkasındayım. Düşe kalka ama dost doğru giden bir insanım ben. Her sözümün arkasındayım. Attığım her adımın, söylediğim her sözün şerefle hesabını verdim.'