18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Bakan Çavuşoğlu: Devrim Muhafızları'nın terör listesine alınması son derece yanlış bir karardır

İranlı mevkidaşı Zarif ile ortak basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 'Devrim Muhafızları'nın terör listesine alınması son derece yanlış bir karardır.' dedi.

AA17 Nisan 2019 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Bakan Çavuşoğlu: Devrim Muhafızları'nın terör listesine alınması son derece yanlış bir karardır
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif, Dışişleri Konutu'nda yaptıkları baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
 
ABD'nin İran'a yönelik ambargolarıyla ilgili değerlendirmesi sorulan Çavuşoğlu, ABD'nin ambargolarına karşı olduklarını her platformda doğrudan ABD'lilere net şekilde söylediklerini belirtti.
 
Çavuşoğlu, "ABD'ye önümüzdeki süreçte de bu ambargoların yanlış olduğunu anlatmaya devam edeceğiz." dedi.
 
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın ABD'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Bakanlarımız, ambargolar konusunu tüm muhataplarına açık ve net bir şekilde söylediler. Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, ABD Başkanı Donald Trump ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde arkadaşlarımız, bu konulardaki endişelerimizi ve düşüncelerimizi net bir şekilde ABD'li muhataplarına iletmiş oldu. Burada önemli olan bizim kendi aramızdaki dayanışmamız ve kararlılığımızdır." 

"TİCARETİMİZİ ARTIRMAMIZ GEREKİR"

Görüşmelerinde ikili ilişkilerin tüm boyutlarının gözden geçirildiğini kaydeden Çavuşoğlu, ikili ticaret hacminde 2018 yılında bir düşüş yaşandığını bildirdi.
 
Çavuşoğlu, "Bunu tekrar tersine çevirmemiz lazım. Ticaretimizi artırmamız gerekir. Aynı şekilde bankacılık sektöründen tutun birçok alanda ekonomik iş birliğimizi daha da güçlendirme konusunda liderlerimizin verdiği talimatlar ve aldığı kararlar var. Bunların takibi için neler yapmamız gerektiğini de değerlendirdik." diye konuştu.
 
Terörle mücadele, sınır kontrolü, kaçak göçmen konularında iki ülke içişleri bakanlıkları arasında iş birliği bulunduğunu anımsatan Çavuşoğlu, bu iş birliğinin güçlenmesinden memnuniyet duyulduğunu ve iki ülke dışişleri bakanları olarak destek verdiklerini belirtti.

"İRAN HALKININ CEZALANDIRILMASINA RAZI DEĞİLİZ"

Çavuşoğlu, Türkiye'nin İran'a yönelik yaptırımlara karşı olduğunu her vesileyle kamuoyuna açıkladığını dile getirerek, "Sadece kamuoyu değil ABD başta olmak üzere tüm muhataplarımıza bu yaptırımların doğru olmadığını, gerçekçi olmadığını anlatmaya çalışıyoruz." dedi.
 
Yaptırımların İran halkına zarar verdiğine işaret eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Kardeş İran halkının cezalandırılmasına bizim gönlümüz razı değil. Aynı şekilde bu tür adımlar bölgenin istikrarını, barışını, huzurunu ve ekonomik kalkınmasını da riske atıyor. Türkiye olarak buna da karşıyız çünkü biz bölgemizde istikrar, barış ve huzur olmasını istiyoruz. Bölgemizin ekonomik kalkınmasına katkı sağlıyoruz. Sadece ticaret ve yatırımlarla değil bölgesel projeleri hayata geçirerek önemli katkı sağlıyoruz."
 
İran'a yönelik dışlayıcı politikaların da doğru olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, "Biz Suriye'de başlangıçta özellikle sahada birçok konuda İran ile aynı fikirde değildik." dedi.
 
Suriye'de siyasi bir çözüm için İran ve Rusya ile iş birliği yapma kararı aldıklarını anımsatan Çavuşoğlu, Astana süreci ve Soçi süreci ile bunun faydasının görüldüğünü söyledi. 
 
Çavuşoğlu, "Suriye'de kalıcı bir barış, İdlib'te ateşkesin devamı için ABD'nin çekilme kararı dahil tüm konuları birlikte koordine etmek için çalışmaya devam ediyoruz. Anayasa komisyonunun kurulması için de yine samimi gayretleri tüm dünya görmektedir." ifadelerini kullandı.
 
Gelecek süreçte bu iş birliği ve çabaların sürdürüleceğini belirten Çavuşoğlu, "Yanı başımızda Suriye'de istikrarın ve barışın geri gelmesi ve siyasi çözüm, insani yardımlar konularında da iş birliğimiz için çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
 

ABD'NİN DEVRİM MUHAFIZLARI KARARI

ABD'nin İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesini Türkiye'nin doğru bulmadığını hatırlatan Çavuşoğlu, "İran'ın nükleer anlaşmaya bağlı kalması ve nükleer anlaşmaya taraf olan Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de İran'ın bu süreçte şeffaf davrandığını söylemesi bizleri memnun etmektedir. ABD'nin bu anlaşmadan geri çekilmesini de doğru bulmadığımızı başından beri söylemiştik." dedi.
 
Çavuşoğlu, İran Devrim Muhafızları Ordusunun ABD tarafından terör listesine alınmasına da değinerek, uluslararası ilişkilerde sürekli dostluğun da sürekli düşmanlığın da olamayacağını, karşılıklı çıkar ve saygının ilişkilerin temelini oluşturduğunu belirtti.
 
Çavuşoğlu, sözlerini söyle sürdürdü: "Devrim Muhafızlarının terör listesine alınması da ayrı bir tehlikedir, son derece yanlış bir karardır. Ülkelerle ilişkilerimiz bazen iyi bazen kötü olur. Bir ülkeyle ilişkiler kötüleştiği zaman o ülkenin resmi kurumlarını terör listesine almak maalesef bugünkü yaşadığımız dünyada terörle mücadele konusundaki çifte standardın ve ikiyüzlülüğün bir göstergesidir. Diğer taraftan çok da tehlikelidir. Herkes diğer ülkelerin ordularını terör listesine almaya başladığı zaman uluslararası hukuk düzeninde ve sistemde ciddi çatlamalar meydana gelir. O zaman küresel sisteme güven azalır ve tam bir kaos oluşur. Herkesin çok dikkatli olması gerekiyor."

DEAŞ VE BENZERLERİYLE MÜCADELEYE DEVAM

DEAŞ sonrası değerlendirmeleri sorulan Çavuşoğlu, bugün Irak'ta ve Suriye'de DEAŞ'ın kontrol ettiği bir alan bulunmadığını söyledi.
 
Çavuşoğlu, "DEAŞ ve benzeri terör örgütlerine karşı dikkatli olmaya devam etmemiz gerekiyor. Özellikle de bu tür terör örgütlerinin yüce dinimiz ve barış dini olan İslam'ı suistimal etmelerine izin vermememiz gerekmektedir. Onların ideolojileriyle de mücadele etmemiz lazım. Bunların barış dini İslam ile ilgisinin olmadığını anlatmamız lazım. Terör örgütlerinin hepsine karşıyız. Dolayısıyla PKK, YPG ve diğer terör örgütlerinin hepsiyle FETÖ de dahil mücadelemizi sürdürüyoruz. Suriye'de, Irak'ta, İran'da Türkiye'de nerede olursa olsun tüm bu terör örgütleriyle mücadelede iş birliği önemlidir." dedi.

"ABD'NİN GOLAN KARARINI TANIMAYACAĞIZ"

Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı ilan etmesi hakkındaki kararını değerlendirirken de "ABD'nin tek taraflı aldığı kararların, attığı adımların uluslararası sistemi tahrip ettiğini defalarca söyledik." diye konuştu.
 
Suriye'nin toprakları olan Golan Tepeleri'nin ABD'nin kararıyla İsrail'e verilmeye çalışılmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Bu doğru bir yaklaşım değildir ancak bölgede gerginliği artırır. Buna karşı olduğumuzu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan defalarca vurgulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı olarak ben de net bir şekilde açıklama yaptım, Bakanlığımız da açıklama yaptı. Biz bu tür kararları tanımıyoruz ve tanımayacağız."
 
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde Golan Tepeleri sorununun çözümü için çok çaba sarf ettiğini anımsatarak, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı Erdoğan, o günkü İsrail ve iç savaşın henüz başlamadığı Suriye yönetimi arasında ara buluculuk da yapmıştı. Sorunun çözümü sadece birkaç kelimeye kalmıştı. O günkü İsrail Başbakanı Ehud Olmert ülkesine döndüğünde, (konuyla ilgili) geri döneceğini söylemişti fakat İsrail'e döndükten sonra geri dönmek yerine Gazze ve Filistin'e saldırmaya başladılar. Bugün anlıyoruz ki niyetleri sorun çözmek değil ABD'nin de desteğiyle başka bir ülkenin topraklarını iç etmek. Tıpkı Filistin topraklarını illegal bir şekilde yerleşimlerle birlikte çalmaya çalıştıkları gibi."
 

İRAN DIŞİŞLERİ BAKANI ZARİF'İN AÇIKLAMALARI

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ankara'da Dışişleri Konutu'ndaki görüşmesinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtladı.

Zarif, Suriye'de Esed ile yaptığı görüşmeden sonra Türkiye'ye mesaj getirip getirmediği hakkındaki soru üzerine, "Ben Suriye'de Beşşar Esed ile çok uzun bir görüşme yaptım. Bu konuşmanın bir raporunu Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunacağım." diye konuştu.

İran olarak bölge ülkelerinin birbirleriyle iyi ilişkiler içinde olmasını istediklerini belirten Zarif, ülkelerin iç işlerine veya uluslararası ilişkilerine müdahale etmediklerini, sadece temennilerini ilettiklerini söyledi.

Zarif, Suriye'de siyasi çözüm süreci kapsamında oluşturulması planlanan Anayasa Komisyonu için Rusya, Türkiye ve Birleşmiş Milletler ile diyaloglarının devam ettiğini, rejim tarafının BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ile bu konuyu detaylı şekilde konuştuğu bilgisini aktardı.

Anayasa Komisyonunun kimlerden oluşacağı ve komisyonda hangi usul ve esasların hakim olacağı konularının çözülmesi gerektiğini hatırlatan Zarif, Astana sürecinin bir sonraki oturumunun da gelecek günlerde Nur Sultan'da yapılacağını, sürecin bir adım daha ileri götürülmesini umduklarını söyledi.

Türkiye'nin kendisine yönelik tehditler hakkındaki endişelerini anladıklarını vurgulayan Zarif, Suriye'de güvenliğin sağlanmasının en etkili yolunun sınırlarda ordunun hakimiyet kurması olacağını savundu.

Zarif, "Bizim için Türk halkının huzuru ve güvenliği çok önemlidir. Bu konuda çok ciddi iş birliğimiz var." ifadesini kullandı.

Türkiye'de yapılan mahalli idareler seçiminin başarılı geçmesinden dolayı Türk halkına tebriklerini ileten Zarif, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve AK Parti'yi seçimdeki başarısından ötürü kutladı.

Zarif, İran'da yaşanan sel felaketinde Türkiye'nin sağladığı desteğe dikkati çekerek, "Türk Kızılaya, Türk halkına ve Türkiye devletine bu acıyı bizimle paylaştıkları ve bize yardım ettikleri için çok teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.

- "ABD ULUSLARARASI HUKUKU GÖRMEZDEN GELİYOR"

Türkiye'nin akılcı ve yasalara uygun şekilde ABD ambargolarına karşı çıktığına vurgu yapan Zarif, bu konudaki tutumu ve ABD'nin, "terörle mücadele eden bir yapı olan İran Devrim Muhafızlarını" terör örgütleri listesine almasına tepki göstermesinden dolayı da Türkiye'ye teşekkür etti.

Zarif, kendilerinin Türkiye gibi tüm siyasi ilişkilerde uluslararası hukukun temel alınmasından yana olduğuna işaret ederek, "ABD, maalesef uluslararası hukuku görmezden geliyor. Mesela 5 1 müzakerelerinden çıkmakla, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilan etmekle, Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı olarak tanımakla, Devrim Muhafızlarını terör örgütü ilan etmekle, tüm bunlarla ABD, uluslararası hukuku en temelinden sarsmıştır. Buna aykırı bir şekilde davranmıştır." diye konuştu.

Devletlerin birbirleriyle anlaşamadığı konular olabileceğini ancak buna rağmen uluslararası güven ve barışı sağlamak adına iş birliği yapabileceklerini aktaran Zarif, Astana sürecinin bunun bir örneği olduğuna değindi.

Zarif, son üç yılda Astana süreci çerçevesinde, Suriye'de huzuru büyük oranda hakim kıldıkları değerlendirmesini yaparak, "İdlib ve Suriye'nin diğer bölgelerinde de bu huzur ortamı inşallah devam eder. Tabii ki Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve Suriye halkının isteklerine saygı duyarak." dedi.

- "ORTAK ÇABALARIMIZ SÜRECEK"

Türkiye ve Rusya ile Suriye'deki çabalarına devam edeceklerini belirten Zarif, şöyle devam etti: "Suriye'deki siyasi süreci ilerletme ve anayasa komisyonunun kurulması konusunda, oradaki insanların da çektiklerini dindirme adına Türkiye ve Rusya ile çabalarımıza devam edeceğiz. İlk olarak yerinden edilmiş insanların tekrar kendi evlerine, kendi vatanlarına dönmesi için çabalarımıza devam edeceğiz. İkincisi de tarafların karşılıklı olarak hapistekilerin iadesini ve cesetleri teslim etmesini sağlayacağız." ifadelerini kullandı.

Zarif, Afrika'nın kuzeyinde endişe verici gelişmeler yaşandığını söyleyerek, ortak temennilerinin burada halkın iradesine uygun şekilde huzur ortamının sağlanması olduğunu dile getirdi.

Türkiye ile belirledikleri 30 milyar dolar ikili ticaret hacmi hedefine halen uzak olduklarına dikkati çeken Zarif, Çavuşoğlu ile görüşmesinde Avrupa Birliği (AB) ile bankacılık alanında kurdukları özel mekanizmayı da ele aldıklarını kaydetti.

ABD'nin İran'a yönelik tek taraflı yaptırımlar konusunda Türkiye'nin de aralarında olduğu 8 ülkeye verdiği muafiyetlerin uzatılmaması durumunda İran'ın programının ne olacağına ilişkin soruya Zarif, "Biz, ABD'nin diğer ülkelerin ilişkilerini kontrol altına alamayacağına inanıyoruz. Hiçbir zaman bir ülke, menfaatlerini terk etmez." yanıtını verdi.

- "ABD'NİN YAPTIRIMLARA RAĞMEN İRAN'A İHRACATI SÜRÜYOR"

Zarif, yaptırımlara rağmen ABD'nin İran'a ihracatının devam ettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Belki herkes için ilginç olacak ancak geçen yıl İran'ın diğer ülkelerle ekonomik ilişkileri ciddi şekilde azaldı fakat ABD'nin İran'a ihracatı devam etti. Bu da ABD'nin münafıkça politikasının göstergesidir. Bizim ABD'li şirketlerle ticaret konusunda herhangi bir sorunumuz yok. ABD'ye bizim diğer ülkelerle ticari ilişkilerimizi etkilemesine izin vermeyiz. Türkiye ile ekonomik ilişkilerin devam etmesi için Instex gibi farklı yöntemler ve mekanizmalar bulunmaktadır."

ABD'nin izlediği siyaset konusunda tüm dünyanın rahatsız olduğunu belirten Zarif, "ABD'nin uyguladığı politikalar hukuk dışıdır. ABD, BMGK kararlarına aykırı girişimlerde bulunuyor. Bütün dünya ABD'nin karşısında durmalıdır. Aksi halde ABD, dünya ülkelerinin birbirleriyle ilişkilerini kendi çıkarları çerçevesinde şekillendirecektir." dedi.