19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Bakan Çavuşoğlu noktayı koydu: ''Türkiye asker gönderecek'' yorumları doğru değil

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Rus ve Ukraynalı tarafların bir iki hafta içinde daha üst düzey bir görüşme yapabileceğini bildirdiklerini açıkladı. Çavuşoğlu, '(Garantörlük halinde) Türkiye (Ukrayna'daki) savaşın içine hemen girecek, Türkiye oraya asker gönderecek gibi yorumlar doğru değil.' diye konuştu. Çavuşoğlu ayrıca 'Kırım ve Donbass bölgelerinin statüsü konuşuluyor. Bu konuda karar liderlerde olacak.' dedi.

AA31 Mart 2022 Perşembe 10:15 - Güncelleme:
Bakan Çavuşoğlu noktayı koydu: ''Türkiye asker gönderecek'' yorumları doğru değil

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus ve Ukraynalı tarafların bir iki hafta içinde daha üst düzey bir görüşme yapabileceğini bildirdiklerini açıkladı.

Bakan Çavuşoğlu, A Haber'de katıldığı canlı yayında güncel gelişmeleri değerlendirdi.

İstanbul'da gerçekleştirilen Rusya-Ukrayna müzakere heyetleri toplantısının ardından ciddi konuların daha üst düzeylerde görüşüleceğini belirten Çavuşoğlu, "Bir taraftan bu iki teknik heyet müzakereleri sürdürürken dışişleri bakanları bir araya gelecek, bir mutabakat olursa paraflayacaklar, daha sonra liderler bir araya gelecek." dedi.

Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanları düzeyinde bir görüşme için Türkiye'nin çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek "Şimdi ikinci aşamada biz dışişleri bakanlarının bir araya gelmesi için gereken çalışmaları yapıyoruz. Dün hem (Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro) Kuleba'yla hem de (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov'la mesajlaştık ve bu konudaki telkinlerimizi ve bize düşen konularda elimizden geleni yapacağımızı kendilerine ilettik. Lavrov Çin'deydi, oradan Hindistan'a geçeceğini söyledi. Kuleba da aynı şekilde batıda. Özellikle Ukrayna olarak böyle bir toplantıya tabii iki taraf da hazır olduğu zaman gelmek istediğini söyledi." diye konuştu.

Ukrayna tarafının, İstanbul görüşmesinde Rusya'ya güvenlik garantilerini içeren tekliflerini yazılı ilettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, Rusya tarafının da bunu Devlet Başkanı Vladimir Putin'e götüreceğini aktardı.

Çavuşoğlu, dışişleri bakanları düzeyinde görüşmenin zamanlamasına ilişkin de "Bizim hem ev sahibi hem kolaylaştırıcı hem de elimizden geldiği kadar dürüst bir müzakerecilik yapan ülke olarak kesin bir tarih vermemiz mümkün değil ama aşağı yukarı 1-2 hafta içinde. Bize orada (İstanbul'da) ayaküstü sohbetlerde 1-2 hafta içinde daha üst düzeyde bir görüşmenin en azından dışişleri bakanları düzeyinde bir görüşme olabileceğini söylemişlerdi." ifadelerini kullandı.

- "(GARANTÖRLÜK HALİNDE) TÜRKİYE ORAYA ASKER GÖNDERECEK GİBİ YORUMLAR DOĞRU DEĞİL"

"Garantörlük denince Türkiye'den beklentiler nedir" yönündeki soruya yanıt veren Çavuşoğlu, güvenlik garantileri konusunda bir mutabakat ortaya çıkmadan bu konuda kesin yorum yapmanın doğru olmadığını belirtti.

Çavuşoğlu, "Rusya'nın Batılı ülkelerin garantörlüğüne karşı çıktığına dair haberler de doğru değil." değerlendirmesini yaptı.

Moskova ziyaretinde dahi Rus tarafının P5 + Almanya ve Türkiye'nin burada garantör olmasına karşı olmadıklarını söylediklerini aktaran Çavuşoğlu, bu hafta taraflar arasında yapılan İstanbul'daki müzakerelerde de farklı ülkelerin isminin zikredildiğini de ifade etti.

Çavuşoğlu, İstanbul'da her iki tarafla yaptığı temaslara göre, garantörlüğün P5 + Almanya ve Türkiye ile gönüllü katılmak isteyen başka ülkelere açık olduğunu gördüklerini söyledi.

- "TÜRKİYE'NİN GARANTÖRLÜK HALİNDE UKRAYNA'YA ASKER GÖNDERECEĞİ YORUMLARI DOĞRU DEĞİL"

Çavuşoğlu, "Yorumlara bakıyoruz. Türkiye otomatikman güç gönderecek. Böyle bir şey yok. Bugün hatırı sayılır bir gazetede Türkiye'nin garantör olduğu zaman oraya asker göndereceğini söylüyor. Öyle bir şey yok. " dedi.

Rusya'nın P5 içinde yer almasına rağmen Ukrayna'nın P5'i garantör olarak teklif ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, bu durumun ileride iki ülkenin yakınlaşmasını da sağlayabileceğini belirtti.

NATO'nun 5. maddesinin devreye girmesinin tüm ülkelerin fikir birliğiyle olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, bu maddenin devreye girmesi durumunda bile ülkelerin nasıl destek vereceğini kendisinin belirleyebildiğini söyledi.

Çavuşoğlu, "(Garantörlük halinde) Türkiye (Ukrayna'daki) savaşın içine hemen girecek, Türkiye oraya asker gönderecek gibi yorumlar doğru değil." diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, bu konuda tam yorum yapabilmek için iki ülke arasında tam mutabakatın sağlanabilmesinin görülmesi gerektiğini vurguladı.

- "NATO VE AB'DE TÜRKİYE'YE YÖNELİK KISITLAMALAR KALDIRALIM ANLAYIŞI AĞIR BASMAYA BAŞLADI"

Çavuşoğlu, NATO ve AB içinde savunma alanında Türkiye'ye yönelik kısıtlamaları kaldırma arayışının olduğunu belirterek şöyle devam etti:

"NATO ve AB içinde artık Türkiye'ye yönelik kısıtlamalar kaldıralım anlayışı ağır basmaya başladı. Hatta Kanada Başbakanı, Cumhurbaşkanımıza özellikle lenslerle ilgili hemen gereğini yapalım dedi. Fakat bu arada en büyük müşterisi Bayraktar olduğu için lens üreten firma iflas etti. Sonuçta Kanada bile 'artık gözden geçirelim' diyor."

ABD'nin ise Türkiye'ye yönelik CAATSA yaptırımlarının gündemde olduğunu belirten Çavuşoğlu, "F35 konusu halen tıkanmış durumda ama yeni nesil F16'ların alınması ve de mevcut F16'ların modernizasyonu konusunda müzakereler devam ediyor ve iyi gidiyor. En azından yönetim kanadıyla müzakereleri askerlerimizi sürdürüyor ve ilerleme var." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, bu konuda ise ABD Kongresinin ikna edilmesi gerektiğini belirterek "Her seferinde kongrenin arkasına saklanmak doğru değil." dedi.

Türkiye'nin ihtiyaçlarını müttefiklerinden karşılayamadığı takdirde başka yerden karşılama yoluna gitmesinin eleştirilmemesi gerektiğin ifade eden Çavuşoğlu, Avrupa ve Amerika'dan adil bir yaklaşım beklendiğini söyledi.

Çavuşoğlu, Hindistan'ın da S400 hava savunma sistemi aldığının hatırlatılması üzerine, "Oraya istisna yapabiliyorsanız Türkiye'ye de aynı anlaşışı göstermeniz lazım." diye konuştu.

Suudi Arabistan'a bir ziyaretinin olup olmadığına yönelik Çavuşoğlu, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan'ın Türkiye'ye geleceğini söylediğini ancak henüz bunu planlayamadıklarını dile getirdi.

Çavuşoğlu, "Şu anda ilişkilerin normalleşmesi konusunda da önemli adımlar var." dedi. İki ülke arasında yargı iş birliğinin bulunduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Bu yargı iş birliği daha iyi bir noktaya geldi." ifadesini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, ilişkilerin normalleşmesi konusunda ise Suudi Arabistan'a yönelik ticari, ekonomik ve siyasi olumsuz bir tavırlarının olmadığını vurgulayarak ancak şu anda ilişkilerde bir durgunluğun bulunduğunun görüldüğünü kaydetti.

Bunun tekrar canlanması için adımlar atıldığına işaret eden Çavuşoğlu, "Önümüzdeki süreçte bu konuda somut adımların atılacağını söyleyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.

- "EN ANLAMLI NETİCE İSTANBUL'DA ALINDI"

Çavuşoğlu, Ukrayna ve Rusya heyetlerinin Antalya ve İstanbul'da gerçekleştirdiği görüşmelerde çıkan sonuçlarla ilgili "Türkiye'nin her iki tarafı bir araya getirmesi, sadece bir araya getirmesi değil o toplantılarda Türkiye'nin de olmasını her iki tarafın da istemesi, Türkiye'ye yönelik her iki tarafın da duyduğu güvenin göstergesidir. Bu da izlediğimiz dengeli, ilkeli politikanın bir sonucudur." diye konuştu.

Türkiye'nin doğruyu ve yanlışı, yapabileceklerini ve yapamayacaklarını açıklayan bir tutum sergilediğinin altını çizen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Ama gerginliğin daha tırmanmaya başladığı günden bu yana da gerginliğin önlenmesi, bu mümkün olmadı. Şimdi de savaşın sona erdirilmesi konusunda çaba sarf ediyoruz. Elbette kolay bir durumla karşı karşıya değiliz. Sadece biz değil, sadece bölgemiz değil, dünya kolay bir durumla karşı karşıya değil. Ciddi bir tehdit, bir savaş var ortada ve bunun sonlandırılması için mücadele ediyoruz. Dünyanın aldığı tedbirler var, yaptırımlar var, başka kararlar var, Ukrayna'nın beklentileri var ama sahada ve masada samimi olarak bu konuda en çok çaba sarf eden ülke, Türkiye."

Rusya ve Ukrayna'nın liderleriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra kendisinin de mevkidaşlarıyla temaslarının sürekli devam ettiğini aktaran Çavuşoğlu "En anlamlı netice, İstanbul'da alındı. Ama her şey bitti mi? Bitmedi. Burada bazı konularda bir uzlaşı, bir ortak anlayışa varıldı." dedi.

Çavuşoğlu, Ukraynalı ve Rus heyetlerin müzakerelerde artık tarafsızlığı müzakere etmediğini ve tarafsızlığın sağlanması için güvenceler konusunun tartışıldığını belirterek Ukrayna'nın tarafsız bir politika izlemeye hazır olduğunu ancak kendisine güvencelerin verilmesini talep ettiğini aktardı.

Müzakerelerde, Ukrayna'da Rusçanın bir dil olarak eğitimde önünde engel olmamasına, Ukrayna'nın Nazilerden ve silahtan arındırılması gibi konuların artık göreceli olarak daha az tartışıldığına dikkati çeken Çavuşoğlu, kolektif güvenlik anlaşmasının içeriği, Kırım'ın ve Donbas bölgesinin statüsünün ne olacağının konuşulduğunu ve bu konulara da karar verecek kişilerin de iki ülkenin liderleri olduğunu ifade etti.

İstanbul'daki görüşmelerden sonra gerginliğin azaltılmasıyla ilgili bazı adımların atıldığını anımsatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Ama sahada tam bu kararların yansımasını görmüyoruz. Örneğin bazı bölgelerden Rus askerlerin çıkarılması...'Taktik manevra' diyenler var. Şüpheci iyimser olanlar var. Biz de temkinliyiz çünkü (savaşın başlaması) 35 günü geçti yani müzakereciler, yaklaşık bir aydan sonra İstanbul'da bir araya geldi. Sonuçta burada önemli bir mesafe katedildi."

Rusya Devlet Başkanı Putin'in Türkiye'ye gelme durumunun olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Biliyorsunuz; Bizim Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi mekanizmamız var. O konuda Rusya'dan bir tarih bekliyoruz. Ama şu anda savaşın süresi tam 35 günü geçti. (Savaşın) Yoğun olduğu bir dönemde ve gerginliğin azaltılması kalıcı bir ateşkesin ve insani koridorların açılması konusunda adımlar atılırken (Putin'in) ne zaman gelebileceği konusunda bir şey söylemek mümkün değil. Biz şimdi Sayın Putin'in Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi Toplantısı için Türkiye gelmesini bekliyoruz. "

- "MARİUPOL'DE KORİDORLAR HER İKİ TARAFA AÇILSIN"

Çavuşoğlu, Mariupol'de bir günlük geçici ateşkes sağlanması ve insani koridor açılması konusunda Antalya Diplomasi Forumu'ndan bu yana Türkiye'nin iki tarafla da görüştüğünü ancak bu konuda tarafların anlaşma sağlayamadığını ifade etti.

Bakan Çavuşoğlu, "(Mariupol'de geçici ateşkes ve insani koridorun açılması) Bu maalesef başarılamadı bugüne kadar. Çünkü her iki taraf birbirini suçluyor her iki taraf da koridorların kendi tarafına doğru açılmasını istiyor. Burada haklılık payları da olabilir 'ama bu insani bir durum' dedik. Diğer taraftan sahada her iki ülkenin askerlerinin yanı sıra her iki tarafta paralı askerler var. Çeçenler var her iki tarafta. Azov taburu/gücü var. Diğer yabancı savaşçılar da var. Yani orada her iki tarafın da gerçek anlamda bu sahadaki gruplara etkisinin olmadığını da gördük." diye konuştu.

Mariupol'de altyapının çökmesi nedeniyle telefon ile iletişimde zorluklar yaşandığını söyleyen Çavuşoğlu, "Tüm bu zorluklara rağmen 120 civarında vatandaşımız buradan ayrıldı. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay örgütünün otobüslerine binen oldu. Bu konvoylara kendi araçlarıyla takılan vatandaşlarımız oldu. Bizim de şu anda orada 30 civarında vatandaşımız var. " ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, otobüslerin şehrin dışında diğer bölgelerdeki Türk vatandaşlarını tahliye etmek için beklediğini ifade ederek "Dolayısıyla otobüslerimiz sürekli sahada bekliyor. O koridor açılırsa hemen biz vatandaşlarımızı oradan çıkaracağız. Ayrıca camide mahsur kalan farklı insanlar da var. Burada Tatarlar var, Kazan Tatarları da var, Türkmen kardeşlerimiz de var." dedi.

Mariuopol'da binlerce sivil olduğuna, bunların da tahliye edilmesi gerektiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Koridorlar her tarafa, Rusya tarafına da açılsın, Ukrayna tarafına da açılsın. Burada insanları, 'kimse bu taraf ya da o tarafa gideceksin' diye zorlamasın. Ukraynalıların Rusya tarafına gitmesi söz konusu değil. Varsa burada Rus ya da Rusça konuşandan gitmek isteyen onu da serbest bırakmak lazım, onu da zorlamamak lazım veya siviller ne tarafa gitmek istiyorsa o tarafa doğru güvenli bir koridorun açılması lazım."

Bu aşamada tahliyenin gözlemlenmesi için Ukrayna ve Rusya'ya Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılayın görev yapması önerisinde bulunduğunu aktaran Çavuşoğlu,"Hatta Ukrayna bunu kabul etti. Rusya da BM teşkilatının dışındaki kurumların orada sahada olabileceğini söyledi. Sonuçta biz bu konuda çok çaba sarf ettik. Umarım bu sefer gerçekleşir, iki tarafın da sahada bu bahsettiğimiz gruplara sözü geçer ve ihlaller olmaz." diye konuştu.

- KİEV'DE MAHSUR KALAN UÇAKLAR İÇİN RİSK YOK

Kiev'de mahsur kalan 2 A-400M uçağının durumuna değinen Çavuşoğlu, "Tabii Ukrayna havadan bu havaalanlarına indirme olmasın diye sahada güvenlik tedbirleri almıştır. Mayınlama vesaire bunların temizlenmesi kolay ama hava sahasının açılması lazım. Her iki tarafla da temastayız. Hava sahası açıldığı zaman bizim uçaklarımız oradan kalkacaklar. Uçaklarımızın durumu ile ilgili şu anda herhangi bir tehlike yok, bir risk yok, görmüyoruz ama hava sahasının açılması lazım öncelikle." ifadelerin kullandı.

Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna taraflarının bir sonraki görüşmesinin nerede olacağına ilişkin soruya "Bundan sonraki süreçte İstanbul'da olmasını tercih ederiz." yanıtını verdi.

Türkiye'nin dışişleri ve liderler düzeyinde bir toplantıya ev sahipliği yapmaya hazır olduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, önemli olanın iki tarafın bu düzeylerde bir araya gelmesi olduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, "İstanbul görüşmelerinin ardından en çok mutabakata varılan konular nelerdir?" sorusunu da "İstanbul'daki toplantıda da bazı konuları artık müzakere etmiyorlar. Bunların uygulaması nasıl olacak, bunu müzakere ediyorlar." diye yanıtladı.

İstanbul'da Rusya ve Ukrayna taraflarının güvenlik garantileri konusunda anlaşamadıklarını söylediklerini aktaran Çavuşoğlu, bu konuda yakınlaşmaların olduğunu ancak iki tarafın da nihai kararını vermesi gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, öte yandan en zorlu konulardan iki tanesinin Kırım ve Donbas'ın statüsü olduğunu belirterek "Her ikisi de hassas, liderler düzeyinde karar verilmesi gereken konular. Ayrıca herhangi bir anlaşma imzalandığı zaman bu anlaşma meclislerden de geçecek, hatta Ukrayna'da referanduma gidilecek." diye konuştu.

Rusya ve Ukrayna arasında güvenlik garantileri anlaşmalarının dili konusunda taraflara anlayışlı olmaları gerektiği yönünde tavsiye verdiklerini kaydeden Bakan Çavuşoğlu, "Bu anlaşmaların her iki tarafın meclisleri ve halkları tarafından kabul edilebilir bir anlaşma olması lazım." ifadesini kullandı.

- "AVRUPALI MÜTTEFİKLERİMİZE DE BU KONUDA HAZIRLIKLI OLMALARI GEREKTİĞİ KONUSUNDA TAVSİYELERDE BULUNUYORUZ"

Yakın zamanda ateşkesin mümkün olup olamayacağı sorusuna da Çavuşoğlu, "Bu hassas konuların silah altında müzakere edilemeyeceği" yanıtını vererek taraflara ateşkes çağrısı yaptı.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Ben sadece düşüncelerimi söylerken 'böyle yapsınlar' demek istemiyorum ama zorlu konuları bir günde çözemiyorsanız, bir iki ayda çözemeyeceksiniz 'çözülünceye kadar savaş devam etsin' anlayışı olmaz. Bugün çözemiyorsanız önce bir ateşkes, sükunet olsun. Diğer atılacak adımlar atılsın. Çekilme olsun, karşılığında yaptırımlar söz konusu bunlardan ne kadarı kaldırılacak, gevşetilecek bunlar da hepsi birbirine belli bir aşamadan sonra bağlı olacak."

Rusya ve Ukrayna arasında ateşkes olması durumunda hangi konularda adım atabilecekleri konusunda Avrupalı müttefiklerine tavsiyede bulunduklarını kaydeden Çavuşoğlu, "Yarın ateşkes olduğu zaman Rus askerlerinin çekilmesi ve diğer konularda yaptırımların kalkması da masada olacak. O zaman da siz hangi konularda adım atabilirsiniz, hangi yaptırımda gevşemeye gidilebilir ya da kaldırılabilir. Yaptırımların kaldırılması da haklı olarak şarta bağlı olacak. Avrupalı müttefiklerimize de bu konuda hazırlıklı olmaları gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunuyoruz. Onların da bunun masaya gelebileceğini düşündüklerini görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin AB ile Rusya arasında da bir misyon üstlendiğine de işaret eden Çavuşoğlu, "Ortadaki tabloda herkesin üzerine düşeni yapması gereken durumlar var. Gerçekçi bir şekilde düşündüğünüz zaman, oturup da 'şimdi ateşkes oldu bundan sonra ne olacak, kalıcı bir barış için neler yapılması gerekiyor, bu konuda kim ne yapması gerekiyor' bu konularda da kafa yoruyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde de istişare yaptıklarını kaydeden Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da NATO marjında ve telefonda da liderlerle de görüştüğünü söyledi.

- "BİR TARAFTA RESMİ, BİR TARAFTA GAYRİRESMİ KANALLARIN OLMASI SON DERECE DOĞAL"

Çavuşoğlu, İstanbul'daki görüşmelerde Rus iş insani Roman Abramoviç'in de yer almasına ilişkin bir soru üzerine, "Abramoviç samimi bir şekilde savaşın ilk gününden bu yana bu savaşın sonlandırılması için çaba sarf ediyor. Bu çabalarını tüm dünya görüyor. Ukrayna da bu konuda olumlu şeyler söyledi. Hatta yaptırım uygulanan oligarklar listesinde Abramoviç'in ismi yok ne AB'de ne ABD'de." yanıtını verdi.

Resmi müzakerelerin önemine işaret eden Çavuşoğlu, "Bir de liderler arasında olsun, ülkeler arasında olsun açık tutulması gereken kanallar var. Böyle bir durumda Abramoviç'in faydalı bir rol üstlendiğini görüyoruz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, "Bir tarafta resmi, bir tarafta gayriresmi kanalların olması son derece doğal." ifadesini kullandı.

- "MAYISIN ORTASINDA ENERJİ BAKANIMIZLA (FATİH DÖNMEZ) HEM FİLİSTİN'E HEM İSRAİL'E BİR ZİYARETİMİZ SÖZ KONUSU"

Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye'nin, kısa vadede Rusya'nın Avrupa'ya temin ettiği enerjinin alternatifi olacak şekilde birtakım kaynakları Avrupa'ya ulaştırması mümkün mü? Ama Irak'tan, ama Azerbaycan'dan, özellikle İsrail'den?" şeklindeki soruya, "Çok kısa vadede bunun gerçekleşmesi mümkün değil ama özellikle bu savaştan sonra herkes enerji güvenliği konusunda çeşitlenmenin şart olduğunu düşünüyor. Değişik ülkelerle anlaşmalar da imzalıyoruz. BAE olsun, Katar olsun, Cezayir olsun. Hatta Latin Amerika bölgesindeki bazı ülkelerle." cevabını verdi.

Güney Gaz Koridoru'nun en büyük parçasını oluşturan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) ile koridorun Avrupa ayağı Trans Adriyatik Boru Hattının (TAP) kapasitesinin genişletilmesinin de gündemde olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Irak'tan biliyorsunuz, iki petrol boru hattı var. Maalesef bir tanesi DEAŞ tarafından tahrip edilmiş durumda." dedi.

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de hakça paylaşımın öneminin de bu süreçte öne çıktığını ve burada ekonomik olarak en uygun güzergahın Türkiye üzerinden geçtiğini belirtti.

Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinde atılan yeni adımların önemine de dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Mayısın ortasında Enerji Bakanımızla (Fatih Dönmez) hem Filistin'e hem İsrail'e bir ziyaretimiz söz konusu. Aslında 3 Nisan için bu planlanmıştı daha önce ama o gün İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Hindistan'da, yurt dışında olacakmış. O nedenle mayısın ortasına erteledik. Tarihi de hemen hemen netleşmeye başladı. Arkadaşlarımız görüşüyorlar. Sonuçta bu bölgedeki gazın da Türkiye'deki gaz ve petrol boru hatlarına bağlanması ve buradan Avrupa'ya gitmesi önemli. Moldova, Ukrayna gibi ülkelerin de bu konuda ciddi arayışları var. Sonuçta çok kısa bir süre içinde bunun ikamesi zor."

Çavuşoğlu, İsrail ile karşılıklı büyükelçilerin atanması konusundaki bir soruyu, "İsrail Cumhurbaşkanı'nın Ankara'ya ziyaretinde, cumhurbaşkanları bu konunun dışişleri bakanları tarafından görüşülmesi konusunda mutabık kaldı. Büyükelçiler ne zaman tekrar görevlendirilebilir, atanabilir, bunu bize bıraktılar. Olası ziyaretimizde, bunu (İsrail Dışişleri Bakanı Yair) Lapid'le görüşeceğiz." şeklinde yanıtladı.

Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinin normalleşmesinin Filistin davası pahasına olmayacağını belirten Çavuşoğlu, "İsrail'le ilişkilerimizin normalleşmesini Filistin çok istiyor." dedi.

- "TÜM DÜNYA ENERJİDE ALTERNATİF ARAYIŞI İÇİNDE"

Türkiye'nin Rus gazına bağımlılığının yüzde 40'ın altına düştüğüne dikkati çeken Çavuşoğlu, alternatif kaynaklar ve yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımlarla bu noktaya gelindiğini söyledi.

Enerji bağımlılığının azaltılması gerektiğine vurgu yapan Mevlüt Çavuşoğlu, "Tüm dünya açısından baktığımız zaman bu kolay değil. Amerika'nın Venezuela'yla tekrar görüşmeye başlamasının sebebi bu. Diğer taraftan İran'dan nükleer anlaşma konusunda, Rusya'yı da ikna edebilirlerse bu anlaşma yürürlüğe girdiği zaman İran petrolü ve gazı üzerindeki kısıtlamalar da kalkacak. Bunlar da piyasaya girmiş olacak. Yani tüm dünya bir arayış içinde." diye konuştu.

Türkiye'nin Rus doğal gazı ve petrolünü tedarik etmede bir sıkıntısı bulunmadığına da işaret eden Çavuşoğlu, anlaşmalar kapsamında Rusya'dan gazın alınmaya devam edeceğini söyledi.

Çavuşoğlu, depolama konusunda da yatırımların artması gerektiğini belirtti.

- "TÜRKİYE BÖLGENİN VE DÜNYANIN BARIŞI İÇİN KİLİT BİR ÜLKE'

AB ve ABD'nin Türkiye'nin bölge ve dünya için önemli rolünün bilincinde olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Daha önce de bilincindeydi ama bu savaş gösterdi ki Türkiye bölgenin ve dünyanın barışı için kilit bir ülke. Ayrıca Türkiye'nin AB ve dünya ekonomisine katkısı ortada. Diğer taraftan Avrupa güvenliğine en çok katkı sağlayan ülkelerden bir tanesiyiz. Bunu tüm dünya görüyor, AB de görüyor." değerlendirmesini yaptı.

Bu özelliklerin AB ve ABD tarafından unutulmaması gerektiğini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, "Maalesef genelde gördüğümüz tablo bu. İhtiyaç duydukları zaman yanaşıp sonra biraz daha mesafeli durmak. Bu sadece Türkiye için de geçerli değil başka ülkeler içinde geçerli." ifadelerini kullandı.

"Böyle davranarak küresel aktör olabiliyor mu Avrupa Birliği? Olamıyor." diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin dışlanmasıyla istenilen hedeflere ulaşılamayacağının altını çizdi.

Avrupa'nın güvenlik bakımından otonomisi tartışmalarına da değinen Çavuşoğlu, "AB üyesi ülkelerin yarısı buna karşı." dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin katkısı olmadan bu durumun gerçekleşemeyeceğini de vurgulayarak bu girişimin doğru olmayacağını söyledi.

Türkiye'yle ilişkileri sürdürürken bu konuların dikkate alınması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Gümrük Birliği anlaşmasının modernizasyonu konusunda ne engel var? Siyasi. Şimdi diyorlar ki yüksek düzeyli diyaloğu Türkiye'yle başlatalım. Daha önce ne engel vardı yüksek düzeyde diyalog için? Liderler zirvesine başbakanken cumhurbaşkanımızı davet ediyordunuz. Gayriresmi dışişleri bakanları toplantısına davet ediliyordu Türkiye. Orda da vizyonumuzu, tutumumuzu paylaşıyorduk."

AB Bakanı olarak ilk katıldığı AB Gayriresmi Dışişleri Bakanları (Gymnich) Toplantısı'nda bugün Ukrayna'da yaşananların yaşanabileceğini ve hangi bölgelerde olacağını da anlattığını aktaran Çavuşoğlu, "Türkiye şimdi ortaya vizyon koyuyor cumhurbaşkanımızın liderliğinde. Bu ülkelerin Türkiye ile ilişkilerini bu geniş açıdan bakarak devam ettirmeleri gerekir. Türkiye'yle yakın ilişkilerin kimseye bir zararı olmaz." değerlendirmesini yaptı.

AB'nin genişlemeye bakışına ilişkin de açıklamalar yapan Çavuşoğlu, "Niye Karadağ durduruldu? Niye Arnavutluk ve ismini değiştiren Kuzey Makedonya'ya tarih verilemiyor? Neden bir ülke engelliyor? Sözde bir ülke engelliyor ama arkasında kimler var? Çok ciddi sayıda güçlü ülke genişlemeye karşı." dedi.

- ERMENİSTAN'LA İLİŞKİLER

Çavuşoğlu, Türkiye- Ermenistan ilişkilerindeki güncel duruma ilişkin, "Bundan sonraki atılması beklenen adım nedir? Mesela Ermenistan Dışişleri Bakanının Ankara'ya gelmesi ya da sizin Erivan'a gitmeniz gündemde mi?" sorusuna, "Bunların hepsi gündemde olabilecek şeyler. Önemli olan bu süreçte Azerbaycan'la yakın istişare içinde olmamız ve Azerbaycan'ın bu süreci desteklemesi." yanıtını verdi.

Azerbaycan'ın, Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkilerine dair süreci desteklediğinin altını çizen Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri kapsamında da Azerbaycan'ın kapsamlı bir barış anlaşması teklifinde bulunduğunu hatırlattı.

- AFGANİSTAN'A İLİŞKİN GÜNCEL DURUM

Çavuşoğlu, Afganistan'la ilgili temasların da yoğun şekilde sürdüğünü belirterek "Kızların okullarının açılmasıyla ilgili karardan bir geri adım oldu, bu yanlış, bunu düzeltmeleri gerekiyor ama kendi aralarında da bölünmüşlük var. Farklı düşünüyorlar onu da görebiliyoruz." dedi.

Türkiye Maarif Vakfının bu ülkedeki 14 kız okulunun 12'sinin açık olduğunu, Kabil'dekilerin ise yeni öğretim yılında açılmasına izin verileceğini kaydeden Çavuşoğlu, ülkedeki ekonomik sıkıntılara dikkati çekti.

Türkiye'den 3 yardım treninin Afganistan'a insani yardım götürdüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, "Havaalanının işletilmesi konusunda Katar'la Türkiye'nin ortaklaşa kurduğu şirket, Taliban yönetimiyle anlaşabilmiş değil. Taliban yönetiminin bunu kar getiren bir proje olarak görmemesi lazım. Bu bizim aslında Afganistan'a Katar'la birlikte bir kalkınma yardımımız. Çünkü karlı bir iş değil. Yatırımları var, işletilmesi var, personeli var. Taliban'ın bu mantaliteyi değiştirmesi gerekiyor." diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Taliban yönetimiyle İstanbul ve Katar'da yapılan görüşmelerin olumlu olduğunu ancak son görüşmede yaptıkları teklifi beğenmediklerini anlatarak "Eğer şartlarda anlaşırsak işletiriz, anlaşamazsak kusura bakmayın deriz diğer insani ve diğer yardımlarımızı Afganistan'a yapmaya devam ederiz ama Afganistan'ın tüm dünyayla bağlantısının kopmaması için Kabil Havaalanının açık tutulması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.