Başbakan Erdoğan: Burası ne Mısır ne de Suriye...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman'da havalimanı ve yapımı tamamlanan tesislerin ortak açılış törenindeki konuşmasında, Türkiye'de sandık sonuçlarını ayaklar altına alma döneminin kapandığını belirterek, "Halka rağmen iktidar mümkün değildir" dedi.

Erdoğan, sandıktan netice alamayanların, başka yollara başvurarak milletin huzurunu kaçırmaması gerektiğini belirterek, "Burası ne Mısır'dır, ne Suriye'dir" şeklinde konuştu.

Tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, "Bu 780 bin kilometrekarede ikinci bir devleti isteyenler kusura bakmasınlar, onlar kendilerine nerede devlet buluyorsa buyursunlar oraya gitsinler" dedi.

Erdoğan, huzur ve kardeşlik ortamını sabote edenin tarihi vebalin altında kalacağını belirterek, "Doğu'nun, Güneydoğu'nun kanı üzerinden uyuşturucu ticareti yapanlar, rant devşirenler, tuzaklarda maşa olanlar bunun altında ezilirler, bunun hesabını veremezler" diye konuştu.

Türkiye provokatörlerin oyunlarına gelmeyecek

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan açıklamaları şöyle:

"Alevi ve sünni bu toprakların üzerinde birdir. Kökü dışarıda olan, ipini Türkiye düşmanlarının tuttuğu provokatörlerin oyunlarına gelmeyecek, tuzaklara düşmeyeceğiz"

"Geçen ekim ayından itibaren anamuhalefet partisinin bazı milletvekillerinin içinde olduğu bir kirli senaryo Türkiye'de sahnelenmek isteniyor. Bir kirli el maalesef anamuhalefet partisi milletvekillerini maşa olarak kullanıp, Türkiye'de huzursuzluk çıkarmak istiyor"

"Türkiye'nin geçmişte yaşadığı ağır acıları bir daha yaşamamasını istiyoruz. Kahramanmaraş'ın, Çorum'un, Sivas'ın, Gazi Mahallesinin o derin acılarını o büyük acılarını bize tekrar yaşatmak isteyenlerin tuzaklarını tek tek bozmak zorundayız"

"Maya sağlam, maya"

"Biz sanal gündemlere takılıp kalmayacağız ve sanal gündemleri oluşturanlar zannetiler ki bizi meşgul edecekler" ifadesini kullanan Erdoğan, vatandaşlara Gezi Parkı eylemcilerinin Adıyaman’a gelip gelemediklerini sordu.

Tören alanındaki vatandaşlardan "Hayır" yanıtını alan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Niye gelemediler ? Maya sağlam, maya. Yapay tartışmalara Adıyaman prim vermedi. Milletin enerjisini heba edenlerden olmadı. Bizler de olmayacağız. Biz ülkeye zaman kaybettiren, zarar veren, yakıp yıkan, ellerinde molotofkokteyliyle benim halkımın, vatandaşımın, milletimin huzurunu kaçıranlardan olmadık, olmayacağız. Ülkenin umudunu, hedeflerini, hayallerini örseleyen kirli işlerin, kirli tuzakların içinde iktidar olmadık, olmayacağız. Tek derdimiz var, o da sizlere hizmet etmektir. Bizi kimse hizmetten alıkoyamaz."

"Zulmün biçimi değişikti, tonu değişikti ama zalim aynıydı"

"Türkiye'de red, inkar, asimilasyon politikaları da artık ayaklarımızın altındadır, geri gelmemek üzere o kapı da kapanmıştır" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu topraklar üzerinde her ne yaşandıysa hep birlikte yaşadık. Bu topraklar üzerinde acıyı birlikte yaşadık, hüznü, kederi birlikte yaşadık. Öyle dönemler oldu ki siz kendi anadilinizde kendi annenizle telefonda dahi konuşamadınız. Kendi şarkılarınızı, kendi türkülerinizi dahi gizli gizli dinlemek zorunda kaldınız. İnanın siz burada ne yaşadıysanız, farklı şekillerde bizler de batıda, kuzeyde, güneyde onları yaşadık. Zulmün biçimi değişikti, rengi değişikti, tonu değişikti ama zalim aynıydı, zulüm aynıydı.

"Dersim'in hesabını veremedi bu CHP"

Türkiye genelindeki Alevilere seslenen Başbakan Erdoğan, geçen ekim ayından itibaren anamuhalefet partisinin bazı milletvekillerinin bizzat içinde olduğu kirli bir senaryonun Türkiye'de sahnelenmek istendiğini söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"İbadethanelerde çirkin kışkırtmalar yapılıyor, sokaklar yangın yerine çevrilmek isteniyor. Kan akması, gençlerin zamansız hayatını kaybetmesi için her türlü tahrikler yapılıyor. Bir el, bir kirli el maalesef anamuhalefet partisi milletvekillerini maşa olarak kullanıp Türkiye'de huzursuzluk çıkarmak istiyor.

SURİYELİ ÇOCUKTAN ERDOĞAN'A TÜRKÜ SÜRPRİZİ:


Soruyorum buradan, soruyorum, Cumhuriyet Halk Partisinin tarihinde, başta Genel Başkanları olmak üzere, araştırsınlar, baksınlar, acaba kaç tane cemevi açılmıştır, kaç tane? Baksınlar. Medyaya da sesleniyorum, yazılı ve görsel medyaya sesleniyorum, köşe yazarlarına sesleniyorum, düşünce adamlarına sesleniyorum, araştırsınlar, baksınlar. Ama bir de AK Parti'nin iktidarı döneminde, Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde acaba ne kadar cemevi açılmış, onlara da bir baksınlar. Görecekler ki onlarla, CHP yönetimleriyle mukayese edilemeyecek destekleri biz verdik ve bunu gönül rahatlığıyla söylüyorum. Bunlar da Dersim'in hesabını veremedi. Bu CHP, Dersim'in hesabını veremedi. Şimdi kalkıyorlar, ülkemi karıştırmak için, milletimizi birbirine düşürmek için maalesef bütün vilayetlerimizde huzursuzluk meydana getiriyorlar."

"Sen Çanakkale'de 'savaşa hayır' diyebildin mi?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Barışa Evet, Savaşa Hayır" mitingleri yapacağını anımsatan Erdoğan, "Sevsinler seni. Sen Çanakkale'de 'savaşa hayır' diyebildin mi? Çanakkale'de Haçlı zihniyetine karşı 'hayır' diyebildin mi?" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "O gün senin yanında, tabii senin demeyeceğim. O gün bizim yanımızda kimler vardı? Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz vardı. Bosna'dan Müslüman kardeşlerimiz vardı. O gün bizim yanımızda dünyanın değişik yerlerinden Müslüman kardeşlerimiz vardı. Niye gelmişlerdi? 'Türkiye'de bizim Müslüman kardeşlerimiz öldürülüyor' diye gelmişlerdi. Hatta dünyanın diğer ucundan aldatılarak gelenler vardı. Burada savaş esnasında ezan seslerini duyunca kandırıldıklarını, aldatıldıklarını anladılar ve hemen saflardan koptular. Bu birlik, böyle bir birliktir."

'Bunları niçin bir kenara koyuyorsunuz? Ölüm, ölümdür'

Suriye'deki olaylarda bugüne kadar yaklaşık 110 bin kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Erdoğan, "Bir diktatör var orada. Bu diktatör, babasının varisi çünkü babası da geçmişte aynı katliamı 30 bin civarında yapmıştı. Bu babasını geçti. Şu anda 110 bin bilinen var, 200 bin de bilinmeyen var" ifadesini kullandı.

Erdoğan, şunları kaydetti: "Fakat dünya ne diyor? 'Kimyasal silahlarla bin 700 kişi öldürüldü' diyor. Bundan dolayı şu anda Suriye'nin üzerine gidiyoruz. Biz de diyoruz ki 'konu sadece kimyasal silahlar mı? Kitlesel imha silahlarını nereye koyuyorsunuz? Onu niye gündeme almıyorsunuz?' Bin 700 kişi kimyasal silahlarla öldürüldü, 110 bin kişi kitle imha silahlarıyla öldürüldü. Yani tanklarla, toplarla, helikopterlerle, uçaklardan atılan bombalarla öldürüldü. Bunları niçin bir kenara koyuyorsunuz? Ölüm, ölümdür. Neticesi ölüm olan her suç, dünyada hesaba çekilmesi lazım. Dünya nerede? Hani dünyanın sesi? BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri burada hala kararını veremedi. İpe un seriliyor. Yok şurada bu toplantı, yok burada bu toplantı. Gücü olanlar, burada adımını atmıyorlar."

"Dik duracağız, Hak'kın yanında olacağız, halkın yanında olacağız"

Şu anda Türkiye'nin tek ses olması, birlik ve beraber içinde bulunması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Burada yüzbinlerce insanı öldüren, 7 milyon vatandaşını göçmen hale getiren bir diktatöre karşı, buradan birliktelik seslerini çıkaranlar, bu ihanete ortak oluyorlar, zulme ortak oluyorlar. Bu topluluk, hiçbir zaman zalimlerle beraber olmadı. Ama biz şuna inanıyoruz, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste" diye konuştu.

Bir diğer konunun da Mısır olduğuna değinen ve bu ülkede de demokrasinin askeri darbeyle yıkıldığını hatırlatan Erdoğan, "Biz şu anda bu darbeyi yapanların yanında olamayız. Biz, Suriye halkının da Mısır halkının da yanındayız. Onlar bizim kardeşlerimiz. Biz onların yanındayız. Ama zalimlerin yanında değiliz. Darbecilerin yanında değiliz. Bunun bilinmesi lazım. Bugüne kadar bunları nasıl söylediysek, bundan sonra da böyle söyleyeceğiz. Dik duracağız, Hakkın yanında olacağız, halkın yanında olacağız" dedi.

"Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının sözlerini bir bölümünü meydandaki vatandaşlarla birlikte okuyan Erdoğan, "Bize herşey sizi hatırlatıyor. Günümüz kutlu olsun. Geleceğimiz hayırlı olsun. Daha nice yatırımların açılışında beraber olmak umuduyla kalın sağlıcakla" diyerek konuşmasını tamamladı.