14 Aralık 2024 Cumartesi / 13 CemaziyelAhir 1446

Başbakan Erdoğan: Öleceksek adam gibi ölelim

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısını değerlendiren Erdoğan, 'Eğer Güvenlik Konseyi'nin ağzına bakacaksak halimiz perişan. Bugün onlara yarın bize. Öleceksek adam gibi ölelim.' dedi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: 'İsrail er yada geç bugüne kadar şehit ettiği mazlumların hesabını verecektir'

20 Kasım 2012 Salı 07:00 - Güncelleme:
Başbakan Erdoğan: Öleceksek adam gibi ölelim
Başbakan Erdoğan AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu...

Erdoğan şunları söyledi: "Bütün dünya halklarının ellerini vicdanına koyarak bunun üzerinde düşünmesi gerekiyor. İsrail uluslararası hukuku ayaklarının altına alarak bir halka karşı etnik temizlik uyguluyor. Filistin topraklarını adım adım işgal ediyor. Filistinliler ise bu temizlik girişimine karşı meşru savunma, meşru direniş hakkını kullanıyor. Tüm Batı'ya sesleniyorum. Kimse 'İsrail savunma hakkını kullanıyor' diyemez. İsrail bir terör estiriyor. Ben BM'nin adaletine inanmıyorum. BM Güvenlik Konseyi beş tane daimi üye İsrail'le ilgili bir iki farklı üye olumsuz yaklaşıyor. Nerede sizin adaletiniz? Birbirinizle al birini, vur öbürüne... Durumunuz bu.

ONLARIN AĞZINA BAKARSAK HALİMİZ PERİŞAN

Gazze'de 115 ölü var. Herkes avucunu ovuşturup duruyor. Egemen güçler, nerede sizin adaletiniz? Ülkemde de bazı köşe yazarları çıkıyor, AK Parti dış politikaya ağırlık veriyor ama bu Türkiye'nin başına farklı şeyler getirebilir mi? Hakka ve halkımıza güveniyoruz. Sessiz mi kalacağız? Bizim için üç yol var. Ya elimizle mücadele edeceğiz, ya dilimizle mücadele edeceğiz, ya da kalbimizden buğzedeceğiz. Biz bu adımları atmaya mecburuz. Biz Güvenlik Konseyi'ndeki üyelerin ağzına bakarak adım atarsak halimiz perişandır. Öleceksek adam gibi ölelim, bunu başaralım. Bir yandan bölgesel barış diyeceksiniz, öbür yandan insanlık vicdanını yaralayan her türlü hakkı hukuku ayaklar altına alana sessiz kalacaksınız.



EY BATI, EY ABD NEREDESİNİZ?

İnsan hakları derneklerine sesleniyorum. İnsan hakkı deyince ateistler mi aklınıza geliyor. Gazze'deki çocuk niye gündeminize gelmiyor. Türkiye'de PKK'yı takip ediyorsunuz. Gazze'de niye yoksunuz? 4 yaşındaki çocuğu katletmek meşru savunma hakkını kullanmak mıdır? Ey Batı, ey ABD, ey Rusya size sesleniyorum. Neredesiniz? BM'nin Güvenlik Konseyi'nin reforma ihtiyacı var. Okullar, hastaneler, ambulansları hedef almak nasıl bir savunma hakkı oluyor."

Erdoğan, 'Aynısını bize de yapmadılar mı? Sadece Türkiye'den değil, dünyanın bir çok ülkesinden yardım gönüllülerini taşıyan, Gazzeli çocuklara mama, oyuncak götürün Mavi Marmara, tam de bir korsan devlete, bir terör devletine yakışır şekilde Akdeniz'de, uluslararası sularda saldırılara uğramadı mı, 9 yavrumuz şehit olmadı mı? 19 yaşındaki Furkan'ın adli tıp raporunu gördüğüm zaman çıldırmamak mümkün değildi. Yakından 5 mermi vücuduna isabet etmişti, biri ise iki kaşının arasına...İsrail bu ya, bu...Ben bunu Sayın Obama'ya gösterdiğimiz zaman görmemezlikten geldi ve sonra bizden dosyaları istedi ama hiçbir netice ortada yok' diye konuştu.



Erdoğan, şu anda yine İsrail'deki seçimler öncesinde Gazze'nin bir kez daha hedef haline getirildiğini, sudan bahanelerle Gazze'de bir kez daha masum çocukların ve insanların alçakça katledildiğini belirterek, şöyle konuştu:

'Bu, tamamen keyfi, gayrimeşru ve hukuksuz saldırıları, meşru savunma olarak nitelendirmek, İsrail'i katliamlarında yüreklendirmekten başka hiçbir amaca hizmet etmez. Batılı devletler ve batılı uluslararası kuruluşlar, özellikle de BM, ne yazık ki 1948'den beri işte tam da bunu yapıyor. 64 yıl....İsrail'in her türlü hukuk tanımazlığı, her türlü hukuk ve insanlık dışı saldırısı görmezden geliniyor. İsrail'in işgalleri, hukuksuz yerleşimleri, Filistin'e karşı uyguladığı göç ettirme, yıldırma, sindirme politikası, adeta terörle mücadele gibi lanse edilip meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Yaptığı her hukuksuzluk karşısında ödüllendirilen İsrail, her defasında daha kanlı, daha insafsız, daha vicdansız saldırılara girişiyor. Bu vurdum duymazlık, bu çifte standarttır. '

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUM

Erdoğan, Ariel Şaron'un oğlunun bir köşe yazısında, Filistin ve Gazze'nin aynen Hiroşima ve Nagazaki'ye çevrilmesi ve yerle bir edilmesi gerektiğini yazdığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

'Baban da zaten bana aynı şeyi söylemişti ama farklı söylemişti. Ben buradan insanlığa sesleniyorum, Türk medyası de bunu iyi bilsin. İsrail'i ziyaretimde Şaron Başbakan'dı. Bana bir ifade kullandı; dedi ki 'Dünyada en zevk aldığım an, Filistin'de tankların üzerinde olduğum andır.' Dedim ki 'Bu ayıp olmuyor mu, bunu nasıl şu anda aynı inancı paylaşan ülkenin liderine söylüyorsun? Bunu basın toplantısında da açıklayın' dedim. Ama basın toplantısında bunu söyleyemedi. Buyurun şimdi kaç yıldır, makineye bağlı yaşıyor. Ehud Barak buraya geldiğinde, 'Ariel Şaron'u ziyaret ettin mi, görüyor musun' dedim. 'Görüştürmüyorlar bizi' dedi. Niye görüştürmüyorlar, 'bilemiyorum' dedi. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.

Bir defa böyle bir yazıyı yazmak, insanlık suçudur, bir büyük hukuksuzluktur. Ne diyor, 'Aynen Hiroşima, Nagazaki gibi olsun, bunu yapalım, böyle vuralım' diyor. Nerede uluslararası hukuk? Ben de buradan suç duyurusu yapıyorum; ülkemdeki avukatları, hukukçuları, İnsan Hakları Mahkemesi mi dersiniz, nereye derseniz, sizler benden daha iyi bilirsiniz, bu yazı üzerinden müracaatı yapmak lazım. Bu adam bir savaş suçlusudur diye ilan ediyorum. Yaptıkları iş bu...'



BÖLGE HALKI UNUTMAZ, BİR YERE DE NOT EDER

Erdoğan, İsrail'i şımartanların, İsrail'in katliamlarını maruz görenlerin, İsrail'in hukuksuzluklarına alkış tutanlar, yaşanan tüm olumsuzluklara ortak olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

'Bölge halk, bu samimiyetsizliği, bu keyfiliği, bu bencilliği asla ama asla unutmaz, bir yere de not eder. İnsan hakları diyenler, insan hakları örgütleri; Gazze'dekiler insan değil m? Onların hakları yok mu? İsrail'in bölgede varolma hakkını güçlü şekilde savunanlar, Filistinlilerin de insan olduğunu, onların o coğrafyada varolma hakkı olduğunu ne zaman savunacaklar? İsrail, İsrail'in arkasındaki o uluslararası çevreler de bu insanlık dışı uygulamaların ilelebet devam etmeyeceğini artık görmeli ve anlamalıdır.

Şunun da artık çok iyi anlaşılması lazım; mızrak artık çuvala sığmıyor. İsrail'in kanlı politikaları, vicdansız operasyonları, sorumsuz tavırları bırakın savunmayı, tevil edilecek hali çoktan aşmıştır. Bölge ülkelerinin, Ortadoğu halkalarının, bütün o baktığımız yerden görünün tablosu budur. Mısır, Ürdün Lübnan, Türkiye, Libya, Irak, İran, Katar, Suudi Arabistan halkının hissiyatını dikkate almayanlar, kendi ezberini dünyaya dikte etmeye çalışanlar beyhude uğraşıyorlar.

Orta yerde duran gerçeği çok açık net değiştirmeye ne uluslararası medyanın, ne kamu diplomasinin, ne propaganda şirketlerinin gücü yeter. İsrail'in zulümlerine ses çıkarmayan işbirlikçi yönetimler bile bölge halkının gücüne, iradesine direnemedi. Onlar bile güneş gibi olan hakikati gizlemeyi başaramadı. Bugün nasıl bölge ülkelerinde halkın sesine kulak veren, onun hissiyatını yansıtan yönetimler iş başına geliyorsa, uluslararası toplum da artık bölge ülkelerin sesine kulak vermeli. Mısır'da da ifade ettim; BM ve BM Güvenlik Konseyi, Arap Ligi, İslam Konferansı Teşkilatı, bağlantısızlar gibi bütün kuruluşlar, bu sürecin, bu öldürme döngüsünün böyle sürüp gitmeyeceğini anlamalı ve derhal harekete geçmeli.

Herkes bilsin ki ne bu bölgede ne de tüm dünyada devlet düzeyinde uygulanan terör yüzünden barış, huzur ve istikrar asla ve asla tesis edilemez. Filistin sorunu çözülmedikçe, Filistinli'lere insanca yaşam hakları teslim edilmedikçe, bu bölgede ve dünyada kan ve gözyaşı maalesef eksik olmayacaktır. İsrail'in, İsrail'i yüreklendiren devletlerin de bölge ve dünya barışı adına, insanlığın mutluluğu adına Filistin meselesinde hakkın ve haklının yanında durması ertelenemez bir gerekliliktir. Burada tekrar söylüyorum; herkes sırtını dönse de biz Filistin'e sırtımızı dönmeyeceğiz. Herkes yüzünü çevirse de biz Filistinli kardeşlerimize yüzümüzü çevirmeyeceğiz. Herkes yalnız bıraksa da biz Filistin'i, Gazze'yi yalnız bırakmayacak, kendi kaderine terketmeyeceğiz. Mısır'da, Katar'da bu iradeyi görmekten çok büyük memnuniyet duydum. İnşallah elbirliğiyle bu kanlı eylemlere, İsrail'in keyfi ve hukuksuz eylemlerine en güçlü şekilde dur diyeceğiz. Filistin'in haklarını savunmaya karalılıkla devam edeceğiz.'

Erdoğan, Arap Ligi Dışişleri bakanlarının bir kısmının bugün Gazze'ye gittiklerini, Gazze'yi yerinde inceleyerek raporlarını hazırlayacaklarını belirterek, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da heyetin içinde olduğunu söyledi. Erdoğan, 'İsrail da er ya da geç, o 9 aylık, 4 yaşındaki çocuk, 81 yaşındaki ninenin, bugüne kadar şehit edilmiş mazlumların hesabını verecektir' dedi.



SON DERECE MANİDAR

Erdoğan, Suriye'de tutsak olan gazeteci Cüneyt Ünal'ın özgürlüğüne kavuşmasının ardından yaşanan gelişmelere de değinerek, 'CHP'nin bu konudaki girişimi farklı şekilde değerlendirebilir. Biz insani her türlü girişimi katkıyı memnuniyetle karşılarız. Bu işin bir boyutu. Esir gazeteci daha Türkiye'ye ulaşmadan CHP heyetinin Şam'da Beşşar Esad ile çektirdikleri hatıra fotoğrafının Türkiye'ye ulaşmış olması son derece manidar' dedi.

'ESED CHP'Yİ PARMAĞINDA OYNATIYOR'

Erdoğan, Cüneyt Ünal'ın Suriye'de tutsakken uğradığı işkenceye dikkati çekerek, 'Gazeteciye bunu yaşatan sanki farklı biriymiş gibi CHP heyeti hiç utanmadan, sıkılmadan işkenceci başıyla hatıra fotoğrafı çektiriyor. Yetmiyor bir de bu işkenceci başına övgüler diziyor, göklere çıkartıyor. Suriye'nin eli kanlı diktatörü Esed CHP'yi adeta parmağında oynatarak, CHP'yi kullanarak Türkiye'ye mesajlar gönderebiliyor' dedi.