Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "2014'te de kim hangi oyunu kurarsa kursun bilsin ki siyaset meydanının en büyük oyuncusu millettir. Milletten daha büyük bir oyuncu asla yoktur" dedi.
Bozdağ, Yozgat Belediyesi Bilal Şahin Sosyal Tesisleri'ndeki AK Parti Yozgat İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yerel seçimlerin ayak seslerinin artık her tarafta duyulduğunu ifade ederek, seçim sath-ı mahalline girildiğini söyledi.
AK Parti'nin oylarını bölmek için muhalefet partilerinin kendi aralarında ittifak yaptıklarını belirten Bozdağ, şunları kaydetti:
"Seçim zamanı 'CHP güçlüyse CHP'ye, MHP güçlüyse MHP'ye yüklenelim, falan güçlüyse ona yüklenelim. Ama her yerde AK Parti'nin adayını kayıp ettirecek sonuç almak için gücümüzü, kudretimizi birleştirelim' diyorlar. Bunu yan yana gelmesi mümkün olmayan insanlar diyor. İlçelerinin, illerinin menfaati için mi diyorlar? Hayır, kendi çıkarları, kendi menfaatleri için bunu söylüyorlar. İstanbul'da, Ankara'da her yerde aynı oyunun peşindeler. Bu bizim için bildik bir oyundur. Yeni bir oyun asla değildir. Biz 2004'de bunu gördük, 2009'da da bu birliktelikleri gördük ama milletimizin ortaya koyduğu başarıyı da iradeyi de gördük. 2014'te de kim hangi oyunu kurarsa kursun bilsin ki siyaset meydanının en büyük oyuncusu millettir. Milletten daha büyük bir oyuncu asla yoktur. Bu milleti tanımayanlar oyun peşinde koşuyorlar. Milleti tanısalar oyun peşinde koşmazlar, milletin peşinde koşarlar. Bunların derdi millette değil. Oturmuşlar sırça köşklerinde kendi menfaatlerinin, kendi çıkarlarının hesabını yapıyorlar. Nedir o? Türkiye'nin geleceğinde yeniden söz sahibi olmak."
- "Güçlü Türkiye'den rahatsız olanlar var"
Türkiye'nin her geçen gün kontrol edilemez bir şekilde büyüdüğüne işaret eden Bozdağ, dışarıda birilerinin bundan rahatsız olduğu gibi içerde de güçlü Türkiye'den rahatsız olanların bulunduğunu ifade etti.
Eskiden bir gazetenin attığı manşetle ertesi gün hükümetin çatırdağını anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Ne güzeldi o günler değil mi? Gazete bir manşet atar ertesi gün bakarsınız ekonomik kriz bir başka boyut alıp giderdi. Güzel günlerdi. Cumhurbaşkanı sinirlenir, anayasayı fırlatır ülkede kıyamet kopardı. Böylesi zayıf bir yapı böylesi zayıf bir ortam bu zayıflıktan beslenen herkes için büyük bir güç kaynağıydı. Dediğini yapmadığı zaman, 'bak ha şunu yaparım' dediğinde hükümet hizaya geliyordu. 'Bak ha şunu yaparım' dediğinde bakan hizaya geliyordu. 'Bak ha şunu yaparız' dediğinde belediye başkanı hizaya geliyordu. Herkesi hizaya getiren bir düzen vardı bizden önce. Allaha şükür 3 Kasım 2002'de sandıkta millet bu düzenlerin tamamını bozdu herkesi bu millet o gün hizaya getirdi."
"Eski dünya yeni dünya bir araya gelse de 12 Eylül'ün öncesinde birbirini yiyenler bir araya gelse de sonrasında 28 Şubat'taki müttefikler bir araya gelse de daha sonra başkaları, hepsi bir araya gelse bu değişimi ve bu gidişi durdurmaya güçleri yetmeyecektir" diyen Bozdağ, AK Parti'nin arkasında milletin olduğunu vurguladı.
- "Jeton çabuk düşmüyor"
Bozdağ, AK Parti'ye olan güvenin 2014 seçimlerinde de sandığa yansıyacağını belirterek, "Bu millet sadıkta çevire çevire ders veriyor. 2002'de verdi mi, verdi. 2004'te verdi mi, verdi. 2007'de verdi mi, verdi. 2009'da verdi mi verdi. 2011'de verdi mi verdi. 2007 ve 2010 halk oylamasında milletimiz dersi verdi mi, verdi. Ama birileri hala milletin verdiği dersi anlamıyor. Kafa kalın olunca anlama kabiliyeti de ona göre zaman alıyor. Kolay intikal etmiyor, jeton çabuk düşmüyor. Ama Allah'tan bu millet büyük öğretmen, öğrencisi dersini anlamıyorsa sabırlı, kızmaz. Çevirir çevirir dersi bir daha anlatır, çevirir bir daha anlatır. Bu Kılıçdaroğlu'na da Bahçeli'ye de, BDP'ye de başkalarına da bu millet 2014 seçiminde yeni bir dersi tekrarını samimiyetle ve sabırla bunların anlayacaklarını da umarak bir kez daha verecektir" diye konuştu.
- "Bizim durduğumuz yer doğru bir yerdir"
Dünle mukayese edildiğinde etrafında olup bitenlere seyirci kalan bir Türkiye değil, artık olup bitenler karşısında sözlerini sakınmadan söyleyen bir Türkiye'nin olduğunu dile getiren Bozdağ, "Eğer Türkiye güçlü olmasaydı, eğer ekonomisi güçlü olmasaydı, siyaseti güçlü olmasaydı, yönetimi güçlü olmasaydı Türkiye'nin sesi etrafında olan biten bunca yangına rağmen çıkmazdı. Çıkıyorsa Türkiye'nin bu noktada hem insan haklarına önem veren bir kadronun iktidarda olduğunun bir göstergesidir hem de Türkiye'nin güç, kuvvet ve kudretinin varlığının bir göstergesidir. Bizim durduğumuz yer doğru bir yerdir" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "İçinde vicdan olan birisi savaş çığırtkanlığı yapmaz" diyerek Başbakanı eleştirdiğini anımsatan Bozdağ, şunları söyledi:
"Allah aşkına sayın Kılıçdaroğlu Esad'a bir çağrı yaptın mı, ey Esad içinde vicdan olan insani değerleri olan bir devletin başbakanı kendi insanlarına gökten karadan denizden ölüm yağdırmaz. Kendi insanı ile böylesi bir kirli savaşı yapmaz. İnsansan bu savaşa son ver diye çağrı yapacağına bu savaş dursun insanlar ölmesin bir insan daha fazla yaşasın diye mücadele eden Türkiye'nin Başbakanına savaş çığırtkanlığı yapıyorsun diyor. Görebiliyor musunuz? Kim ne yapıyor, millet bunu görüyor, buna göre de değerlendirmesini elbette yapacaktır. Bizim duruşumuz çok net olarak bir kez daha ifade etmek isterim ki insandan yana, insan haklarından, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden yana bir duruştur, ilkesel bir duruştur, çıkar eksenli bir duruş değidir."
- Mısır'daki askeri darbe
"Milletin iradesi ile iktidara gelen bir cumhurbaşkanı, askeri bir darbe ile iktidardan uzaklaştırılmış, biz buna darbe demeyecek miyiz?" diye soran Bozdağ, "Bütün dünya literatüründe tartışmasız darbe olarak tanımı yapılan bir hadiseye biz darbe demeyeceksek o zaman ne diyeceğiz Allah aşkına. Türkiye'de onca zaman darbelere karşı mücadele eden bir siyasal anlayışın temsilcisi olarak biz buna darbe demezsek, kendimize, kendi anlayışımıza ihanet etmiş oluruz" şeklinde konuştu.
- Palalı saldırgan
Hacıbektaş'ta şahsına dönük bir saldırı olduğunu hatırlatan Bozdağ "Biz o saldırı karşısında tavrımızı ortaya koyduk. Yargı süreçlerinde verilen kararı da eleştirdik. Kendi açımızdan değerlendirmemizi yaptık. Bunu yapmak yanlış bir şey değil. Hem siyasetin tutumunu hem yargı süreçlerine ilişkin değerlendirmeler yapmak bir siyasetçi olarak benim hakkımdır. Bu doğru olan bir şeydir. Eğer bunlar yapılmıyorsa o zaman yanlışlık vardır ama öte yandan geçenlerde Fas'tan gelen palalı olarak anılan kişi ile yargılama sürecinde mahkeme tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Ben bunu da yanlış gördüm. Neden? Çünkü tutuklu yargılamak böylesi olaylarda olmayacak da hangi hadise de olacak. Çünkü her olay ayrıdır" ifadelerine yer verdi.
- Ceza mevzuatında bir takım değişiklikler yapılacak
Türkiye'nin ceza hukuku mevzuatındaki bazı düzenlemelere ihtiyacın çok açık ortada olduğunu vurgulayan Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:
" Kamu düzeninin, kamu güvenliğinin sağlanması ve insanımızın adalete olan güveninin her zaman üst düzeyde olması için bazı suçlarla ilgili değerlendirme yapmak ve sonuçta suç ve ceza arasında bir dengeyi ortaya koymak ve bu çerçevede cezanın caydırıcılık fonksiyonunu artırmak elbette yeniden düşünülebilir. Önümüzdeki günlerde bu konularla ilgili ceza mevzuatında da bir takım değişikliklerin yapılacağını buradan ifade etmek isterim. Adalet Bakanlığı bu anlamda kamuyu çok rahatsız eden vatandaşımızı çok rahatsız eden bazı suçların cezaları ile ilgili önemli çalışmalar yapmaktadır. Cinsel saldırı suçları ile alakalı önemli çalışmalar yapılmaktadır. Önümüzdeki günlerde bu konuda yapılan çalışmalar gerekli yerlerde müzakere edildikten sonra kamuoyu ile paylaşılacak ve bu konuda da başkaca adımlar atılması icap ediliyorsa da o adımlar da tereddütsüz atılacaktır."