16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

CHP ile İP öncülüğündeki çok benzemezlerin yamalı bohça ittifakını köşe yazarlarına sorduk

Siyasi yelpazenin CHP, İP, SP, ve HDP gibi farklı kutupları, Türkiye'yi 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine emin adımlarla taşımak için AK Parti ile MHP'nin sağlam iradesiyle inşa edilen Cumhur İttifakı'na karşı birlik arayışını sürdürüyor. CHP ile İP öncülüğündeki yamalı bohça görünümüdeki çok benzemezler ittifakı girişimini köşe yazarlarına sorduk.

star.com.tr12 Aralık 2018 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
CHP ile İP öncülüğündeki çok benzemezlerin yamalı bohça ittifakını köşe yazarlarına sorduk

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkiye’nin 2023, 2053 ve 2071 hedefleri doğrultusunda iradelerini ortaya koyarak kurdukları Cumhur İttifakı, siyasi yelpazenin farklı kutuplarındaki diğer partileri şaşılacak şekilde bir araya getirdi.

24 Haziran seçimlerinde “Millet İttifakı” adı altında bir araya gelen yamalı bohça görünümündeki benzemezler ittifakı, yaklaşan yerel seçimler için de nabız yoklamaya başladı. AK Parti ile MHP’nin Cumhur İttifakı’na karşı güç birliği yapmak için çırpınan yamalı bohça, tabanları rahatsız olmasın diye bu görüşmeleri yer yer açıktan, yer yer gizli kapılar ardından gerçekleştirmeyi sürdürüyor.

Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP ile Meral Akşener liderliğindeki İP’in Cumhur İttifakı’na karşı tabanlarına rağmen tesis etmeye çalıştıkları ve yalnızca bir imajdan ibaret olan “ittifakı” köşe yazarlarına sorduk.

 

Star Gazetesi Köşe Yazarı Ahmet Kekeç

"İttifak görüşmeleri CHP tabanı rahatsız olmasın diye gizli gerçekleşiyor"

Cumhur ittifakına karşı kurulmuş ama "millet"in hassasiyetleriyle örtüşmeyen millet ittifakının en belirgin özelliği, ittifak görüşmelerini kapalı kapılar arkasında sürdürmesi... Bu ittifakın motoru konumundaki CHP, İP ile görüşmelerini HDP tabanından, HDP ile görüşmelerini de İP tabanından gizlemeye çalışıyor. Saadet Partisi'yle görüşmelerini de kendi tabanından gizliyor. HDP ittifaka koşulsuz destek verirken, İP bu ittifakın ancak tavizlerle mümkün olabileceğini savunuyor. Yamalı bohça görünümündeki ittifakın işi zor. Başlamadan dağılabilir.

Dolayısıyla, sağlam bir ittifaktan söz etmek mümkün değil. Sadece "ittifak imajı" var. Sonunda ittifakı kursalar da başarılı olamazlar.

 

Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Kurtuluş Tayiz

"CHP, İP, Saadet ve HDP’yi dışarıdan bir el yan yana getirmeye çalışıyor"

24 Haziran seçimlerinde “Millet İttifakı” adıyla yan yana gelen, resmi olarak ittifak yapan ve HDP’nin de dışarıdan destek verdiği partiler, başta CHP ve İP 31 Mart 2019’daki yerel seçimler için de birlikte hareket etme kararı aldı. Bir süredir de görüşmeler yürütüyorlar.

Siyasi yelpazenin farklı kutuplarında yer alan bu partilerin bir araya gelmesi, ittifak içinde seçimlere katılması şüphesiz kamuoyunda da hayretle karşılandı. Bir yanda sözde sosyal demokrat bir parti olarak CHP, diğer yanda milliyetçi İP, öbür yanda ayrılıkçı bölücü HDP ve dindarları temsil iddiasındaki Saadet Partisi’ni bir arada görmek doğrusunu isterseniz her kesimde bir şaşkınlık yaratıyor. FETÖ ve PKK’nın da her fırsatta bu ittifaka destek açıklaması yaptığını hatırlatalım. Bu ilişkiyi, bu yakınlaşmayı siyasetin kendi iç dinamikleriyle açıklamak oldukça zor. Bu partileri dışarıdan bir elin yan yana getirmek istediği gayet açık. Her ne kadar adına “millet ittifakı” dense de gerçekte millete karşı işlerin yürütülmeye çalışıldığı bir faaliyet bu. Siyasi mühendislik çalışmasının bir ürünü olarak değerlendirebiliriz.

Gezi ile başlayan, 17-25 Aralık Yargı operasyonu ile devam eden ve 15 Temmuz darbe girişimiyle zirveye ulaşan çabalardan ne murat edildiyse bu ittifaktan da aynısı murat ediliyor. Daha azı değil, bunu bilelim.

Tabii, dışarıdan iten bir el olması bu ittifakı kuranların sorunsuz bir şekilde anlaşabilecekleri anlamına gelmiyor. 24 Haziran seçimlerinde “ortak Cumhurbaşkanı adayı” çıkarma hususunda anlaşamayıp birbirlerine düştüklerini hatırlayacak olursak; CHP-İP arasında yerel seçimler için yürütülen görüşmelerin de son dakika krizlerine açık olduğunu unutmayalım.

 

Star Gazetesi Köşe Yazarı Halime Kökçe

“CHP, İP’i PKK’yı meşrulaştırma sürecinin bir parçası haline getirmeye çalışıyor”

İP kuruluşundan itibaren mevcut siyasi tablo işinde operasyonel bir rol üstlenmek üzere kendini konumladı. Hatta bizatihi kurulma sebebi, memnuniyetsiz oyları çekerek MHP ve AK Parti’nin merkezde oluşturduğu “milli-demokratik” blokta bir gedik açabilme umuduydu. Fakat Türkiye’nin hükümet sisteminin değiştiği 16 Nisan referandumunda da akabinde yeni sistemle yapılan ilk cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminde de kendisinden beklenen bu misyonu yerine getiremedi.

24 Haziran’da Cumhur İttifakı karşısındaki birlikteliğin bir parçasıydı ama o ittifakın gerçek ortağı HDP’ydi. İttifakın amacı da zaten HDP’yi Meclis’e sokabilmekti. Amaç hasıl oldu ve HDP’nin silahlı kolu PKK’nın yöneticileri, bu başarı için İyi Parti’nin içinde olduğu bu ittifaka teşekkür dahi etti. Yani İyi Parti, CHP’nin uzunca bir süredir kendini adadığı HDP’yi meşrulaştırma ve dolayısıyla PKK’ya siyasi misyon yükleme sürecinin kullanışlı bir aracı oldu.

Önümüzdeki yerel seçimlerde de CHP İstanbul’da HDP ile, Ankara’da İP ile ittifak yaparak Cumhur İttifakı’na meydan okuyabileceğini düşünüyor. Bir kere İP için bu “kullanışlılık” durumu yerel seçimlerde çok daha fazla göze batacaktır. Ancak ne yazık ki İP’in “anlı şanlı” ülkücülerini Kılıçdaroğlu’nun PKK’lı oldukları bilinen siyasetçilerle poz vermesi dahi rahatsız etmemektedir. İttifak arayışlarında yaşanan sorunlar, ne yazık ki fikri ve ideolojik farklılıklardan ziyade Mansur Yavaş’ı hangi partiden aday yapsak sorusunda uzlaşamamakla ilgili.

Bu gayri ciddi tutum içinde ittifak arayışları prensipte bir karara bağlanmış olsa bile iki partiyi de beklenen sonuca taşımayacaktır. Dahası tıpkı Kılıçdaroğlu gibi Meral Akşener’in de seçimden sonra partisinin başında kalması pek mümkün gözükmemektedir. Dahası İyi Parti zaten henüz parti hüviyeti kazanabilmiş değildir.

 

Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Markar Esayan

"İP’de temel kafa karışıklığı HDP’yi de barından ittifakın bir modülü mü olacak, yoksa kendini ispat etmeye mi çalışacak?"

CHP ile İP’in kurmak istediği ittifakta Ankara ve Mensur Yavaş konusu, daha doğrusu tartışması öne çıkıyor. Bu konuyu nereye ve ne şekilde bağlayacaklar, kendileri bilir. Önemli olan CHP ile İP bu temasları hangi saikle gerçekleştiriyor ve arka planda süren HDP ile mahcup ilişki.

CHP-İP ve HDP ittifakının amacı ne Ankara’yı ne de İstanbul’u yönetmek değil. Eğer İstanbul ve Ankara’da başarı elde ederlerse Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin tartışmaya açmak ve daha sonra enerjilerini yeni sistemi tasfiye etmeye ayırmak istiyorlar. Ama bu arayış sosyolojiye uygun değil. Seçmen sonuçta oy verdiği siyasiden kendi meşrebi ve dünya görüşüne uygun politikalar üretmesini bekleyecek. Bu yüzden mahcup ve arka kapıda HDP’yi bekleterek gerçekleştiriyorlar görüşmelerini.

İP’in de kendi özelinde bir kendini kanıtlama sorunu bulunuyor. Son seçimlerde alınan sonuç ve Meral Akşener’in istifası ortada. İP gene makro bir planın parçası haline mi gelecek yoksa kendini ispat etmek mi isteyecek. Modül oldukları zaman ikinci bir başarısızlıkta partinin tasfiye olacaklarını biliyorlar. Her açıdan karmaşık hesaplar var.

 

Star Gazetesi Köşe Yazarı Mustafa Kartoğlu

“Kılıçdaroğlu-Akşener kanadının ittifak arayışı bir sancıya dönüştü, aday isimler sancıyı bir çatışmaya da çevirebilir”

CHP ve HDP arasındaki “ittifak” süreci olabildiğince “sessiz” yürütülüyor. Görünürde olan sadece CHP ile İP arasındaki pazarlıklar… İP, CHP’den önce Ankara, Antalya ve Mersin’i istedi. Ancak CHP -doğal olarak- kabul etmedi. İP şimdi Mersin ve Isparta’da ısrarcı.

CHP’liler, İP’in “boyundan büyük taleplerde bulunduğu” görüşünde ve “CHP’li bir adayla zaten İP’e giden oylarımızı geri alırız” diyorlar.

İP’de bir kanat “Bu kadar yüksekten el açarsak elimiz boş kalabilir” endişesini paylaşıyor.

Ancak buna rağmen Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun, Mansur Yavaş’a İP’in adayı olması yönünde teklif götürmesi CHP’de şaşkınlık ve rahatsızlık yarattı. Yavaş‘ın bunu kabul etmemesi ve “olacaksam CHP adayı olurum” demesi Kılıçdaroğlu’nu zora soktu. CHP’nin Yavaş’tan vazgeçip, CHP içinden bir aday çıkartması konuşulmaya başlandı.

İstanbul’da Kılıçdaroğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan yana tavır koyduğu biliniyor. Ancak bu karar hem adaylık niyetini saklamayan Gürsel Tekin cephesinde farklı nedenlerle tepki yaratmış. Tekin, İstanbul adaylığı için 4 yıldır çalışıyor ve 4 yılın boşa gitmesi kolay hazmedilir görünmüyor.

İzmir’de ise ismi öne çıkan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer. Ancak aday olmayacağını açıklayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bu isme yönelik tepkisi partiyi düşündürüyor. Kılıçdaroğlu da parti içinde bir tartışma yaşamaktansa yeni bir isimi ileri sürdü: İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke. CHP’nin yerel seçime yönelik İP ile yürüttüğü ittifak görüşmeleri sonuçlanmamakla birlikte, iki parti içimde de bir sancıya neden olmuş görünüyor. Bu sancının çatışmaya dönüp dönmeyeceği ise adaylar netleştikten sonra belli olacak.