20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Gül: Paralel devletle mücadele edilir

Macaristan’da gazetecilerle sohbet eden Cumhurbaşkanı, paralel devlet ile ilgili olayların olduğunu belirterek “Hükümetleri rüştüne ermemiş gibi, ‘bu doğru değil, bu doğru’ diye hükümet komiserliği gibi davranılırsa olmaz. Bunlarla da hukuk çerçevesinde mücadele edilir” dedi.

İbrahim Kiras/Budapeşte18 Şubat 2014 Salı 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Gül: Paralel devletle mücadele edilir

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’de paralel devlet olduğunu belirterek devlet memurlarının bireysel tercihleri olabileceğini ancak hizmetleri konusunda sadakatlarını anayasa, yasa ve amirleri dışında bir dayanışmayla areket edemeyeceğini söyledi. Gül, “Bunlarla da hukuk çerçevesinde mücadele edilir. Başka türlü olmaz” dedi.

- Türkiye’de Paralel devlet olduğu iddiasına katılıyor musunuz?

Çok sıcak bir şekilde yaşanıyor bu tartışma. Daha önce de söyledim. Prensip olarak da buna inanıyorum. Devlet içinde çalışanların da devlet memuru olarak çalışanların da gerek etnik, dini, ideolojik, siyasi, bireysel tercihleri olabilir, hatta dışarda bu tip STK dediğimiz şeylere katılabilirler ama devlet görevi sözkonusu olduğunda devletteki hizmetleri servisleri sözkonusu olduğunda sadakatlarını anayasa, yasa dışında amirleri dışında herhangi bir dayanışma ve dürtüyle hareket edilirse, herhangi bir karar olursa böyle bir şey olamaz. Hiçbir devlet de buna müsaade etmez.

- Kanaatiniz nedir?

Bu tip şeyle hareket edilen çeşitli olaylar doğrusu olmuştur. Hukuk çerçevesinde bunların hepsi düzeltilir. Hiçbir devlette böyle bir şey olmaz. Hükümetleri rüştüne ermemiş gibi, onlara karşı ‘bu doğru değil, bu doğru’ şeklinde bir hükümet komiserliği gibi davranılırsa bu olmaz, kabul edilemez. Devlet kademelerindeki pozisyonlarından dolayı herhangi bir şekilde bir mücadele asla sözkonusu olamaz. Bunlar varsa da bunlarla da hukuk çerçevesinde mücadele edilir. Başka türlü olmaz. Normal seyrinin dışında bir saik bir dayanışma var dedirtirse, ister jandarma, polis, istihbarat teşkilatı olsun, buna da yine kurallar ve hukuk çerçevesinde aslı nedir araştırılır gereği neyse yapılır.

Köşk’te değil de başka yerde dinleme olabilir

- Dinlemelerle ilgili tatsız gelişmeler var. Başbakanın dinlendiğine dair kayıtlar ortada dolaşıyor. Çok ciddi bir kutuplaşma var. Siz kendinize topluma bir mesaj verme misyonu görür müsünüz?

Kanunsuz dinlemeler, hakim kararıyla yapılmayan dinlemeler, hangi amaçla olsun, şantaj amacıyla olsun, siyasetçi olsun, devlet görevlisi olsun, sıradan vatandaş olsun, sıradan vatandaşın onuru ne olacak. Ne olursa olsun bu suç. Ayrıca, yasal yollardan dinlenenlerin kayıtları da savcıların iddianameleri mahkemede kabul edildikten sonra alenileşir. Bunun yaptırımını getirmek gerekir. Gerçek ortamda suç olan bir şey sanal ortamda da suç. Bunlarla ilgili tedbirlerin alınması lazım. Ben bunu ahlak dışı görüyorum. İlkeli olmak lazım. Deniz (Baykal) Bey ile ilgili görüntü çıktığında o gün aradım. Açıklamalarda bulundum.   MHP milletvekilleri ile ilgili de açıklamalarda bulundum.

- Anayasa çerçevesinde bir girişimde bulunabilir misiniz?

Bu toplum için de bir problem. Kim yapıyorsa... Çok sevdiğim bir grup için de olur, benim de bir aidiyetim olabilir, vardır da nitekim. Benim en yakın gördüklerim içinde biri böyle birşey yaparsa onu da ayıplarım. İlkeli olmak lazım... Bu işlerin kendimizden kaynaklandığı kanaatindeyim. Bir ülke yumuşak karnı olursa tabii ki bunun üzerinde faaliyet gösterenler çok olur.

- Başbakan Cumhurbaşkanı’nı da dinlemişler dedi...

Sayın Başbakan bizim odamızla ilgili değil o .. Başka şekilde bir bilgisi var. Makam ile ilgili değil. Hem resmi konuşmalarımı yaptığım makamla ilgili en üst seviyede çok çapraz tedbirler mevcuttur. Biliyorsunuz her zaman makamda olmuyoruz, başka yerlerde başka şeylerde de olabilir. Sayın başbakan da onu kastetmiştir. Bu kadar söyleyeyim...

Kabataş olayını ispat etmek için uğraşmam

- Kabataş olayı ile ilgili son görüntüler...

O genç hanımın kayınpederi, babası, Osman Derelioğlu’nu çok yakın tanırım. Siyasi kimliği bir tarafa çok karakterli düzgün bir insandır. Geçen baktım o şöyle söylüyor. ‘Gezi olaylarına katılanlara herkes suçlu diyemezsiniz’ diyor. ‘5 kişi öldü, can gitti, bunların acısını herkesin duyması gerekir, giden canlar geri gelmez’ diyor. Ama bütün bunları söylerken, ‘Kızıma da eğer onu çok derinden yaralayan bir saldırı olduysa, hayır böyle olmadı iddiasını ispat için uğraşmayı doğru bulmam’ diyor. Ben de öyle bakıyorum. Hepimiz biliyoruz ki bu tip kaba davranışlar ve çok derinden üzen olaylar oluyor. Böyle bir şey olmadığının ispatı ile uğraşmak da bana biraz şey geliyor. Üzücü de görüyorum.

Liderlere vekillere santajlar önlenebilirdi

- İnternetle ilgili mesajlarınız etrafında bumerang kampanyası var. Mesajlarınızı herkese gönderiyorlar. Mesajlarına sahip çıksın diyorlar...

İnternet, dünyayı küreselleştiren, sınırları, gümrükleri anlamsız kılan şey. Kimse bunun dışında kalamaz açıkçası. Kalanlar ancak kontrollu, rejimleri belli olan ülkelerdir. Türkiye böyle bir ülke değil. İnternette herşeyin serbest olduğu bir ortam hiçbir demokraside sözkonusu değil. Gerek ABD, gerek AB şu sonuca vardılar: Gerçek hayatta suç olan ne varsa internet ve sanal hayatta da suç odur. İnternette problem ne? Gerçek hayatta faili buluyorsunuz, internette faile ulaşmak çok zor. Onun için bir çok ülkede sıkıntılar çıkıyor. AB direktifleri var. Bunları bir şeye bağlamışlar bir taraftan özgürlükler, bir taraftan suçların işlendiği bir ortamın çıkmaması için o denge önemli. Bunu yaparken ölçü kaçarsa o zaman sıkıntı ortaya çıkar.

Bu son konuya gelirsek. Dedim, birkaç sıkıntılı durum var. Bunlarla ilgili görüşlerimizi paylaştık. Bir yol bulmak için çalışıyoruz. Bu yasada birkaç sıkıntılı konular vardı ama iyi noktalar var bunlar hiç konuşulmuyor. Bu iyi şeyler iki sene önce olsaydı milletvekillerine, bir genel başkana, bir sürü sıradan vatandaşa belki de o ne şantajlar yapıldı. Onlar da önlenebilirdi. Ama esas genel konjonktürde algılamada bir şey varsa ne yaparsanız yapın algılama meselesi var. İki üç sene önce çıksaydı bu algılamalar olmazdı.  İnsanın onurunu koruyacak bazı güzel şeyler var ama bir iki nokta var, dönünce bakacağız. Bir de şu var tabii.

Bu bir torba yasa, bu yasada getirilen, bir kaç milyon vatandaşla ilgili, özürlülerle ilgili öyle güzel düzenlemeler var ki.. Onlar da konuşulmuyor. Herkes ilgilendiği noktaya bakıyor.

- Daha önce de HSYK teklifi ile ilgili görüşlerinizi iletmiştiniz.

Genellikle yasalar TBMM’ye sevkedilir sevkedilmez, komisyona gider gitmez çalışıyoruz. Önerilerimizi o safhada yapıyoruz. Bazen önerilerimiz komisyonda ya da genel kurulda dikkate alınıyor. Hakimler Savcılarla ilgili yasa ilk Meclis’e verildiğinde komisyondan aldık çalıştık, bizim açımızdan 15’e yakın nokta vardı. Önerilerimizi yaptık, sayın bakanı çağırdım. Komisyondan, Genel Kurul’dan geçti. değişiklikler yapıldı. Dönünce inceleyeceğiz.

Kendimi Anayasa Mahkemesi’nin yerine koymam

- İnternet yasasında bir iki sorun var demiştiniz..

En önemlisi trafik.. HSYK ile ilgili sıkıntılı noktaları söyledim. Komisyon ve genel kurulda her halde bunlar dikkate alınmıştır. Algılamada ilk taslak neyse herkesin kafasında o var. Neticede genel kuruldan ne çıktıysa taslakla yan yana koyup bakmak lazım. HSYK’yı bakana bağlayan düzenlemeler vardı. Bunları alıp bakmadan konuşmak doğru değil. Cumhurbaşkanı olarak ben kendimi Anayasa Mahkemesi yerine de koyamam. Ancak çok aleni gördüğüm noktalarla ilgili itirazlarımı yaparım. Benden önceki cumhurbaşkanları da Mahkemesi karar verir diyorlar.

Güvenmiyorsam değiştiririm

- Büyük yer değiştirmeler var. Hükümete önerileriniz oluyor mu?

Hükümetler, idare meşruiyetini nereden alıyor, seçimlerden. Bürokrasiyle çalışırken özellikle kritik görevlerde çalışanlarla çalışırken bir güven bunalımına girmemelidir. Bu olduysa tedbirini hukuk çerçevesinde almalı. Bir görevliye güvenmiyorsam değiştiririm ama hukuk devletinde kontrol mekanizmaları var. Güven meselesi önemli. Güven bunalımına girerseniz değişim yaparsınız. Yanlış yapılırsa Danıştay var. 

- Yargıda da bu tür gelişmeler oluyor

Her yerde taraf tutulabilir. İdarede yöneticiler, başarılı olmak için yine kurallar çerçevesinde ekibini düzenleyebilir, ama bir şey var. Bir nevi taraf, ben şununla başarılı olacağım derken bir bakan müsteşarını, yakın ekibini tercih ederken bunu yapabilir. Ancak adalet dağıtılırken, hakim, savcı, bunlar asla ne din, ne ideoloji, ne ırk hiçbir şey tutamaz, kanunlar ve anayasaya göre haklı ve haksız. Hakim savcı grubunda olan insanlar asla şeyin dışına çıkmazlar, çıkıyorsa tedbiri alınır. HSYK ile ilgili yasalar hep beraber çalışılarak yapılmıştı. Kıymeti bilinemedi, birden bire gruplaşmalar çıktı. Saklayacak halimiz yok. Demek ki toplum olarak hala o olgunluğa gelmemişiz. Çok hüzün verici. Bir şey... İyi niyetli olarak ve en gelişmiş AB hukuku çerçevesinde... Ama birden bire... Olamaz.. Dediğim gibi idarede olabilir, ama adalet dağıtanlar arasında asla böyle bir şey olamaz. Güven bunalımı varsa, oldu mu olmadı mı ispatı gerekir. Keyfi olamaz... Böyle bir durum varsa da tebiri almak gerekir.

- HSYK olayına böyle bakmak gerekir...

Üzülerek söylüyorum, öyle. Bakın toplanamıyor. Eskiden başka türlü oluyordu, şimdi başka türlü.  İdari yerlerde su götürür, kimseyi suçlama içerisine girmem, nihayette böyle bir durum ortada var. Sıkıntılı bir durum var.

Tuna romantizmi

Cumhurbaşkanı Gül, eşi Hayrünnisa Gül ile resmi ziyaret kapsamında geldiği Budapeşte’de Sandor Sarayı’nda Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ve eşi Anita Herczeg tarafından resmi törenle karşılandı. Başbakan ve heyetler arası görüşmelerin ardından iki Cumhurbaşkanı basın toplantısı düzenledi. Programlarının yoğunluğu nedeniyle burada soru kabul edilmedi. Sandor Sarayı’nda Gül Çifti ile Ader Çifti Tuna Nehri’ni ve parlamento binasını seyretti. Basın toplantısında Gül Macar mevkidaşına Osmanlı mirasını korudukları  için teşekkür etti.