Türkiye İhracatçılar Meclisince (TİM) Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni'nde konuşan Yılmaz, ihracatı geliştirmek, Türkiye'nin gurur kaynağı olan şirketleri teşvik etmek amacıyla başlatılan İnovaLİG programının bu sene 11'incisini gerçekleştirdiklerini söyledi.
Yılmaz, programın 2014 yılında 460 başvuruyla başladığını, her sene bir önceki yıldan daha fazla teveccüh olduğunu, geçen yıl ilk kez 2 bin sınırının aşılmasının sevinicini yaşadıklarını, bu yıl ise 67 farklı ilden 2 bin 302 firmanın başvuru yaptığını belirtti.
Firmalarda, inovasyon ve ona dayalı ihracat bilincinin her yıl bir önceki seneye kıyasla daha fazla yaygınlaştığını aktaran Yılmaz, geçen yılın İnovasyon Şampiyonu 30 firmanın 2023'te toplamda 6,8 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bugün ödüllerini takdim ettikleriyle bugüne kadar 124 farklı firmaya ödül verdiklerine dikkati çekerek, gelecek yıl 2 bin 500 başvuruyu geçeceklerine inandığını dile getirdi.
"Türk ekonomisinin akıncıları" olarak gördükleri ihracatçıları her zaman desteklediklerinin ve sıkıntılarında yanlarında olduklarını vurgulayan Yılmaz, "Sayın Cumhurbaşkanımızın yurt dışı seyahatlerinde, ülkemize gelen devlet-hükümet başkanlarıyla olan resmi görüşmelerinde ve tüm temaslarımızda ihracatçılarımızın meseleleri, gündemimizin her zaman en üst sıralarında yer aldı. Şu ana kadar birçok ülke lideriyle ihracat konusunda önümüzdeki yıllar için net hedefler belirlemiş durumdayız. Belirlenen bu hedeflere ulaşmak için de pürüzleri tek tek ortadan kaldırıyoruz, iş dünyamızın önündeki yolları olabildiğince açmaya gayret ediyoruz. Türkiye'nin üretimine, istihdamına, refahına, kalkınmasına omuz veren her iş insanımıza, her firmamıza samimiyetle sahip çıkıyoruz." diye konuştu.
Yılmaz, verdikleri mücadelenin neticelerini her alanda görmenin haklı sevincini yaşadıklarını belirterek, "Son 22 yılda dolar bazında ülkemiz ekonomisi hacim olarak yaklaşık 5 kat büyüme sergiledi. Kişi başına gelirimiz 3 bin 600 dolardan, geçen sene sonu itibarıyla 13 bin 243 dolara çıktı. Bu yılın rakamları henüz çıkmış değil ancak Orta Vadeli Program'ımızda bu yıl sonu itibarıyla çok ciddi bir büyüklüğe ulaşacağız. 1,3 trilyon doları aşan bir milli gelir, 15 bin dolar kişi başı gelir bekliyoruz." bilgisini verdi.
Türkiye ekonomisi yıllar içerisinde hedeflerine tek tek ulaşırken ülkenin uluslararası çevrelerdeki görünümü ve algısının da olumlu yönde değiştiğinin altını çizen Yılmaz, "Son 22 yılda ihracatımız 36 milyar dolardan bu yılın eylül ayı itibarıyla yaklaşık 262 milyar dolara ulaştı. Burada da hedefimiz yıl sonu itibarıyla 264 milyar dolara ulaştırmak." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, 22 yıl önce 33 bin 500 firma ihracat yaparken 2023 yılında 140 bine yakın firmanın bunu gerçekleştirdiğini, bu yılın 9 ayında ise bu sayının 160 bini geçtiğini aktaran Yılmaz, ihracatçıların yurt dışı ziyaretlerini daha da kolaylaştırmak için 40 bin kişiyi hususi damgalı pasaport imkanından faydalandırdıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Gümrük Birliğinin mutlaka güncellenmesi gerektiğini, bunun hem Avrupa hem de Türkiye'nin menfaatlerine olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Birtakım ülkelerin siyasi yaklaşımları nedeniyle bunu maalesef bugüne kadar yapamadık. Ancak son dönemlerde Ticaret Bakanlığımızın Avrupa Komisyonu'yla çok olumlu bir diyalog geliştirdiğini biliyorum. Önümüzdeki dönemde mutlaka farklı sektörel yapıları da kapsayan güncellenmiş bir Gümrük Birliğini başarmamız gerekiyor. İş dünyasına Avrupa Birliğinin bakış açısının farklılaşması gerekiyor. Özellikle vize konularında diğer birtakım bürokratik süreçlerde iş dünyamıza gösterecekleri kolaylıklar Avrupa'nın da bizim de lehimizedir. İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde vize muafiyeti tartışmaları ve vize kolaylaştırması konularında iş dünyası odaklı olarak bazı somut adımlar atmamız mümkündür. Bu yönde de çalışmaları sürdürüyoruz."
Finansmana erişimin önemli bir başlık olduğunu, Türk Eximbank'ın ödenmiş sermayesini 35,7 milyar liraya çıkardıklarını vurgulayan Yılmaz, "Günlük reeskont kredi limitini 300 milyon liradan 4 milyar liraya yükselttik. Yani kredi limitlerinde son 1,5 yılda 13 katın üzerinde bir artış gerçekleşti. Bu sene ihracatçılarımıza 410 milyar lira reeskont kredisi açıldı. Bu kredilerin toplam finansman maliyetine üst sınır getirmek suretiyle ihracatçılarımızı ilave 66 milyar liralık bir maliyetten kurtarmış olduk. Eximbank geçen sene ihracatçılarımıza 19,6 milyar dolar kredi ve 22,4 milyar dolar sigorta ve garanti olmak üzere toplam 42 milyar dolar destek sağladı. Bu yıl, bu desteği toplamda 50 milyar dolara yükseltmiş bulunuyoruz. Bu ay başı itibarıyla mal ihracatçısı firmalarımıza verilen destek tutarı 10 milyar 770 milyon lirayı geçti." dedi.
Yılmaz, tüm bu süreçte sadece ihracat değerleri ve ihracatçıların sayısının artmadığını, ihracatın kompozisyonunun da değişmeye başladığını aktararak, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatlarındaki payının yıldan yıla yükseldiğini, 2002 yılında 2 milyar dolar olan yüksek teknoloji ihracatının 2023 yılında 10 milyar dolar seviyesi ulaştığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı liderliğinde yürütülen "Milli Teknoloji Hamlesi" yaklaşımıyla bugün ileri teknolojileri kendi imkan ve kabiliyetiyle geliştirip üretebilen bir noktaya ulaştıklarını anlatan Yılmaz, Türkiye'nin Küresel Yenilik Endeksi sıralamasında son 11 yılda 31 basamak yükseldiğini, üst orta gelir grubunda en yenilikçi üçüncü ülke olduğunu, 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı'ndaki hedeflerden birinin de Küresel Yenilik Endeksi'nde ilk 10 ülke arasında yer almak olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, savunma sanayisinde karşılaştıkları tüm engellere, gizli-açık pek çok ambargoya rağmen nereden nereye gelindiğini ihracatçıların çok iyi bildiğine dikkati çekerek, şunları belirtti:
"Yüzde 80'leri bulan dışa bağımlılığımızı yüzde 20'lere kadar düşürdük. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız. İHA ve SİHA satış sayısında ise zirvede en fazla satış, ihracat yapan ülke olarak Türkiye olarak biz yer alıyoruz. Geçen yıl bu alanda dünya genelinde satışların yüzde 65'ini ülkemiz tek başına gerçekleştirdi. İnsansız hava sistemlerindeki başarımızı, sektörün diğer alanlarına teşmil etmek için yoğun çaba harcıyoruz. İnşallah füze, roket, hava savunma sistemleri, elektronik harp sistemleri, gemi ve denizaltı teknolojisi ile savaş uçaklarında da benzer gurur verici başarılara imza atacağız."
Bölgede yaşanan gelişmelere değinen Yılmaz, uluslararası kurumlara, hukuka ve ahlaki değerlere güvenin çok zayıfladığını, Gazze'de yaşananların Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde çok güçlü bir şekilde durması gerektiğini gösterdiğini anlattı.
Yılmaz, ekonomi ile teknolojiyle, her alandaki başarılarla ülkeyi geleceğe hem daha müreffeh hem daha güvenli taşımak durumunda olduklarının altını çizerek, Savunma Sanayii Destekleme Fonu için katılma payı alınmasına ilişkin düzenlemeyi içeren teklifin TBMM'ye sunulmasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu kapsamda Meclis'imize bir paket teklif edilmiş durumda. Özellikle Savunma Sanayii Fonu'na destek amaçlı bir paket. Burada tek bir kuruş bile bütçeye gitmeyecek. Bu son pakette ortaya konan tüm unsurlar savunma sanayiini güçlendirmeye dönük olarak bu alandaki çalışmalarımıza tahsis edilecek. Çelik Kubbe projemizden diğer kritik teknolojilere kadar bu alandaki varlığımızı daha da güçlendireceğiz. Bölgemizde yaşananlar son 20 yılda bu alanda yaptıklarımızın ne kadar kıymetli olduğunu, ne kadar doğru kararlar verildiğini göstermektedir. Burada bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak değil Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak ortaya koyduğu sağlam irade, savunma sanayiinde bizi taşıdığı bu nokta için Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum."
Yılmaz, haksız eleştirilere ve örtülü sabotaj girişimlerine rağmen attıkları bu adımların ne kadar mühim, ülke açısından ne kadar stratejik hamleler olduğunu etraflarına baktıklarında daha iyi anladıklarını ifade ederek, "Birileri ısrarla kabul etmek istemese de caydırıcılığını artırmak, Türkiye için bir tercih değil mecburiyettir. Şayet 85 milyon olarak vatanımızda gönül huzuruyla yaşamak istiyorsak ekonomide, ticarette, savunmada, teknolojide, inovasyonda güçlü olmak dışında bir seçeneğimiz bulunmuyor." dedi.
Koronavirüs salgınıyla başlayan, bölgesel çatışmalarla iyice bozulan küresel ekonomik görünümde belirgin bir iyileşmenin henüz yaşanmadığını, en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği'nde sıkıntıların halen devam ettiğini ifade eden Yılmaz, "Örneğin son 5 yılda dünya ekonomisi ortalama yüzde 2,7 büyürken, Avrupa Birliği'nde bu oran sadece yüzde 1,4 oldu. Bunun özellikle siz ihracatçılarımızı zorladığının farkındayız. İhracatçılarımızdan yükselen taleplere kulaklarımızı tıkamıyoruz. Tam aksine ihracatı en önemli performans göstergesi olarak görüyoruz. Ekonomi programımızda bozulmaya yol açmadan beklentilerinizi imkanlar dahlinde karşılıyoruz, imkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak karşılamaya da gayret edeceğiz." diye konuştu.
Dış talebin azaldığı bir yerde ihracatta verimlilik ve inovasyonın daha fazla önem kazandığına, ekonomi programını uygularken meselenin bu yönüne özellikle dikkat ettiklerine işaret eden Yılmaz, sadece para ve maliye politikalarından oluşan bir program olmadığını, çeşitli sektörlerde yapısal dönüşümü öngören bir programı hayata geçirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye'yi katma değer zincirlerinde daha üst basamaklara taşıyacak, çok daha rekabetçi ve yenilikçi hale getireceklerine, bu doğrultuda da pek çok uygulamayı hayata geçirdiklerine işaret ederek, şunları belirtti:
"HIT-30, yatırım taahhütlü avans kredisi ve hamle programları, orta yüksek ve yüksek teknolojili ihracatın payını artırmak, Türkiye'yi inovasyonla büyütmek için tasarladığımız programların en önde gelenleridir. Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi kapsamında yıllık 100 milyar olmak üzere 3 yılda 300 milyar ayırmış durumdayız. HIT-30 programıyla 30 farklı alandaki yüksek teknoloji yatırımlarına 30 milyar dolar tutarında destek sağlamayı hedefliyoruz. Pazara girişten ürün çeşitlendirmeye ve ticarileşmeye kadar pek çok alanda farklı desteklerimiz var. Mimarlık, mühendislik, tasarım ve yazılım gibi çeşitli hizmet ihracatlarından elde edilen gelirlerden sağlanan kazanç istisnasını yüzde 50'den yüzde 80'e çıkardık."
Dünya genelinde yükselen trend olan e-ihracatın geliştirilmesine yönelik çalışmalara da hızla devam ettiklerini belirten Yılmaz, bu yıl yürürlüğe koydukları uygulamalardan bir diğeri de Avrupa Yeşil Mutabakata Uyum Projesi Desteği paketi olduğunu kaydetti.
Yılmaz, böylece yeşil dönüşüm konusunda farkındalığı artırmayı, mevcut durumu iyileştirmeyi ve ihracatçıların fonlara daha kolay erişimini hedeflediklerini sözlerine ekledi.