Avrupa Parlamentosu'nun “basın özgürlüğü” raporundan, 14 Aralık operasyonu sonrası yapılan eleştirilere kadar birçok konuyu sorduğu muhataplarının tatmin edici bir izahat yapamadığını belirten Başbakan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
STRATEJİK GÜCÜMÜZÜ İSTİYORLAR: Tek tek her Avrupa ülkesi Türkiye ile iyi ilişki kurmak istiyor. Türkiye'nin stratejik gücünü yanına almak istiyorlar ama bir bütün olarak AB'ye girme süreci gündeme geldiğinde frene basıyorlar.
CEVAP VEREMEDİLER: Avrupa Parlamentosu'nun basın özgürlüğü ile ilgili raporunu elime aldım ve tek tek sordum. “Bana içeride tutuklu, hüküm giymiş gazetecilerin isimlerini verin” dedim. Bir isim söyleyemediler. 7 tutuklu gazeteci var. Hepsi şiddet içerikli suçlar. Tek tek bu tutukluları anlattım. İkna oldular. Görüşme sonrası ortak açıklama sırasında ifade özgürlüğü konusunda açıklama yapmaktan vazgeçtiler.
'ULAŞAMADIM' DEDİ: İtalyan Federica Mogherini'ye Tahşiye operasyonu yapıldığı sırada alelacele yaptıkları açıklamayı sordum. “Pazar günü kutsal gün, tatil. Böyle bir açıklama nasıl yaptınız? Neden bize hiç bir şey sormadınız?” dedim. “Sizi aradım ama ulaşamadım” savunması yaptı.
BİZİ BİLMİYORLAR: Avrupalılara “Türkiye ile ilgili Kuzey Kore gibi bir hava ettiriyorsunuz bunu nasıl yaparsınız” diyorum susuyorlar. En fazla satış yapan beş gazetenin dördü muhalif. Bunları anlatınca, bilmediklerini söylüyorlar.
HABERLERİ YOK: Avrupa komiserlerine şeffaflaşma paketini duydunuz mu dedim haberleri yok. Espri yapıyorlar bize iyi şeyler değil kötü şeyler geliyor diye.
ESKİDEN DHKP-C GİDERDİ ŞİMDİ PARALEL: Türkiye aleyhine lobi yapan paralelciler, eskiden DHKP-C'nin gittiği parlamenterlere giderek çalışma yapıyor. Bu profesyonel bir algı operasyonu.
BAŞARI HİKAYEMİZDEN RAHATSIZLAR: Dünyada uluslararası medya networkü var. Her şeyi yapıyoruz ama bu network bir karar vermiş. Türkiye'nin başarı hikayesi bitirilecek. Ve Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan şeytanlaştırılacak. Hedef bu! 2010'dan yani Davos'taki “one minute”den sonra düğmeye basılmış gibi Türkiye aleyhine harekete geçildi. Türkiye'de davalara ve iddialara bakın hepsi bu tarihten sonra başlıyor. Mursi'ye ve Mısır'daki demokrasiye verdiğimiz destekten sonra Türkiye aleyhtarı bu cephe daha da genişledi. Türkiye demokrasiyi savunmanın bedelini ödüyor.
AVRUPA İÇE KAPANMIŞ: Bugün Avrupa'da Türkiye'ye yakın bir ekip iş başında fakat Brüksel'e sinmiş genel bir hava var. Artık karşımızda içe dönen, sadece kendi sorunlarıyla ilgili, dünyaya liderlik yapmaktan uzak bir Avrupa var. Avrupa dış dünya ile iletişime girmediği zaman dinamizmini kaybedebilir ama bu zorunlu bir kapanma gibi duruyor.
KAPIYI SİZ AÇACAKSINIZ: Avrupa konseyi Başkanı Polonyalı Donald Tusk'a “Bizi Viyana'da siz Polonyalılar durdurdunuz bu sefer Brüksel kapısını siz açacaksınız” dedim.
2006'DA İYİ Kİ AB'YE ÜYE DEĞİLDİK: Biz 2006'da üye olsaydık ve Euro ile birlikte küresel krize girseydik. Kolay bir süreç olmayabilirdi.
Entelektüel kimliği bırakır kavga ederim
Başbakan Davutoğlu, Charlie Hebdo karikatürlerinin Türkçeye çevrilip yayımlanması ve İtalya Başbakanı Matteo Renzi'nin açıklamalarına da sert tepki gösterdi:
HAKARETE GEREKEN CEVABI VERİRİM: Peygambere hareket eden bir şeyi Türkiye'de yayınlatmayız. Bu konuda bir kompleksimiz yok. Papa'nın söylediğini duydunuz, “Anneme hakaret eden olursa gereğini yaparım” diyor. Hazreti Ayşe Müslümanların annesidir. Küfredildiğinde kavga ederim. Entelektüel kimliğimi bir kenara bırakır, bu hakarete gereken cevabı veririm.
CEVABIMIZ ÇOK SERT OLUR: İtalyan Başbakanı bir ay önce bizi ziyaret etti. Kendisiyle Paris'te karşılaşmadık. Yaptığı açıklamayı asla kabul edemeyiz. İtalya diplomatik olarak hem Roma'da hem Ankara'da resmi protesto edildi. Eğer İtalya başbakanı çıkıp izahat yapmazsa çok sert şekilde mukabelede bulunacağız. Kendisi bize “en kısa zamanda tekrar bir araya gelelim” dedi. Biraz daha bekleriz İtalya'dan düzeltme gelmez ise uluslararası alanda açıklama yapacağız.
KAĞIT KOKUSU ALMAYANDAN İLİM ADAMI OLMAZ
Ankara Palas'ta Hasan Çelebi Sergisi'nin açılışını yapan Başbakan “Hat, kağıt üzerinde vahyin tecelli ettiği bir alan” deyip gençlere de tavsiyede bulundu: “Sahaflarda kağıt kokusunu almamış birinden, ne kadar laptop taşırsa taşısın, ilim adamı çıkmaz.”