13 Aralık 2024 Cuma / 12 CemaziyelAhir 1446

Erdoğan: Başımın eğik olması hüznümden

Diyarbakır’daki şehit cenazesinde başının eğik olduğu fotoğrafla ilgili yapılan yorumlara tepki gösteren Başbakan Erdoğan, “Başımızın öne eğik olması korktuğumuz, çekindiğimiz için değil, o andaki hüznümüz sebebiyledir” dedi.

12 Kasım 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Erdoğan: Başımın eğik olması hüznümden
Başbakan Erdoğan, memleketi Rize'de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılış törenine katıldı. Törende Üniversite Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz tarafından Erdoğan'a fahri doktora unvanı verildi. Törende konuşan Erdoğan, üniversiteye kendisinin adını veren üniversite senatosuna teşekkür ederek sözlerine başladı.



Siirt'in Pervari ilçesinde meydana gelen helikopter kazasını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi; "Kazada şehit olan 17 askerimizi rahmetle yad ediyoruz. Acımız gerçekten büyük. Her biri, birer kahraman olan canımız, ciğerimiz, ülkeleri vatanları milletleri için bugüne kadar fedakarca hizmet etmiş olan 17 aslanımızı yitirmek bizi ziyadesiyle kedere sevk etti. Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tutan ruh, canı pahasına, şahadeti anlamayanlara söylemiyorum bu sözleri, şahadetin idraki içinde olanlara söylüyorum, şahadet aşkıyla ülkesi, millete ve vatanı için mücadele eden kahramanlık ruhu işte budur. Bunun idrakinde olmayanlar var. Bu olaylar cereyan ederken biz, farklı atmosferler içinde yaşayanları çok iyi biliriz. Ama biz de bu idrakin içerisinde görevimizi yerine getiririz. Başımızın öne eğik olmasını abartılı bir şekilde başköşelere çekenlere sesleniyorum, başımızın öne eğik olması, birilerinden çekindiğimiz, korktuğumuz için değil, o andaki hüznümüz sebebiyledir. Ama sizler, bunu ayırt edemeyecek kadar farklı atmosferin içinde ve buradan bile bir şeyler beklemenin gayreti içerisindesiniz. Bizim milletimiz, kimin başı öne eğik olduğu zaman ne anlatmak istediğini çok iyi bilir. Biz, başımızın nerede dik olduğunu göstermiş bir kadro hareketinin öncüleriyiz. Biz, kaybettiğimiz canlarımız, yavrularımız, askerlerimiz için ne kadar büyük bir üzüntü yaşıyorsak, onlar da candan geçerek, yardan geçerek, serden geçerek o kadar büyük bir fedakarlık ortaya koyuyorlar. Allah rahmet etsin. Rabbim, inşallah cennetiyle, cemaliyle onları taltif etsin. Biz, biliyoruz ki şahadet makamı, makamların en yücesidir. Oraya öyle her kişinin ulaşması da mümkün değildir. Oraya ancak er kişiler ulaşır, bunu da biliyoruz."



Teröre karşı bütün birimlerle, cesaretle ve fedakarlıkla çok büyük mücadele yürütüldüğünü anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Topraklarımıza kast eden, cana, mala, özellikle de Türkiyemizin birliğine, kardeşliğine kast eden bu hain örgüte karşı yılmadan, yorulmadan, usanmadan mücadele veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Bu kadar yoğunluklu, böyle çok boyutlu bir mücadele sürecinde elbette bu tür kazalar da yaşanabiliyor, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Bu mücadelenin doğasından kaynaklanan acılar yaşanabiliyor. Yaşananlardan ders çıkararak, şüphesiz ki kazaların istenmeyen sonuçları tekrarlanmaması için önlemler alarak, tedbirleri, hassasiyeti en üst düzeyde gözeterek, bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek durumundayız. Pervari'deki elim kazayla ilgili olarak, adli ve idari soruşturma başlatıldı. Ben, bir kez daha aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum; ailelerine, silahlı kuvvetlerimize sabır, başsağlığı diliyorum."



"İNSANLAR YAPTIKLARIYLA ANILACAK"

İnsanların yaptıklarıyla anılacağını, eserleriyle yad edileceğini vurgulayan Erdoğan, hayırlı işler yapanların, milletin gönlünde yer edineceğini, hayırla anılacağına söyleyerek şöyle devam etti: "Şerde yarışanlar milletin vicdanında mahkum edilirler, esefle yad edilirler. Sadece sokağa, caddeye, okula, üniversiteye adını vermek suretiyle isimler yaşatılamaz. İsimler, ortaya koydukları eserlerle yaşar, ortaya koydukları eserlerle milletin gönlünde kendilerine silinmez yer edinirler. Bugün görüyorsunuz, milletin vicdanında mahkûm edilenlerin isimleri, bir bir tabelalardan indiriliyorlar. Çünkü bu isimleri tabelalar değil, millet yaşatır. Milletin mahşeri vicdanı yaşatır."

"HARÇLARI KALDIRDIK 'BİZİM BASKIMIZ' DEDİLER"

Üniversitelerde harçların kaldırılmasına değinen Erdoğan, "Biz üniversite harçlarını kaldırdık muhalefet 'bizim baskımızla kaldırdılar' dedi. Bunların gözleri görmez, bunların kulakları kapalı. Bunlar dünyaya karanlık gördükleri için hep bu açıklamaları yapıyorlar. Ziya Paşa'nın bir sözü var ama bu topluluğun önünde söylenmez. Bir kurşun kalemi 1 cm kalıncaya kadar kullanmaktan ekmeğin içini silgi yapan noktadan bugün bu noktaya geldik. Bugün akıllı tahtalar ve tabletler öğrencilerin hizmetinde. 3 yılda inşallah bütün okullarımız akıllı tahtasına kavuşacak. Dün Rize'nin köylerine ulaşılmıyordu bugün Bosna'nın Filistin'in köylerine ulaşıyoruz." dedi.

"BİZE 'CENAZE YIKAYICISI' DEDİLER"

Başbakan Erdoğan kendilerinin geçmişte yobazlıkla suçlandığını hatırlatarak, şunları kaydetti: "Bize gerici dediler, yobaz dediler. 'Cenaze yıkayıcısı' dediler. Niçin cenaze yıkayıcısı olmak istiyorsunuz dediler. Bunlar yapamaz dediler. Bizim şahsımızda milleti karanlıkla cahillikle özdeşleştirmek istediler. Şu anda kimin ak kimin kara olduğu çok net bir şekilde ortaya çıktı. Onlar üniversitelerde yasakları savunurken biz üniversiteleri dünya öğrencilerinin hizmetine açtık. Onlar baş örtüsüne sakala takılırken biz binlerce insana okul yollarını açtık. Biz tercih özgürlüğünü genişletiyoruz. 10 yıllar boyunca meslek liselerine neler çektirdiler. bu okulları gerici yuvası gibi gösterdiler. Bu okullarda okuyan çocuklara öcü muamelesi yaptılar. Ne oldu? en büyük tehdit olarak gösterilen imam hatip okulları Türkiye'ye hangi zararı verdi. O okulun mezunları Türkiye'yi yeni baştan inşa diyor. O okulların mezunları 75 milyona efendilik için değil hizmetkar olmak için çalışıyorlar. Onlar geriye doğru baktıklarında kendi dönemlerindeki toplum mühendisliklerini göreceklerdir. Biz geriye baktığımızda verdiğimiz hizmetleri göreceğiz çünkü biz bu ülkenin gençlerini çok seviyoruz."