Erdoğan, Almanya'ya yapacağı ziyaret öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Ankara'da düzenlenen izinsiz yürüyüşle ilgili soruşturma açıldığının hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine Erdoğan, soruşturması açılmasıyla ilgili söyleyecek sözünün olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
'Şunu çok açık, net söylüyorum; bu ifadelerim kabul görür veya görmez ama bu ülke yol geçen hanı değil. Herkes bu kurallar içerisinde, hele hele sorumluluk mevkinde olan anamuhalefet partisi, kendisi bu konularda daha hassas olması lazım. Belli istihbaratların alındığı söylendiği halde, kendilerinin herhangi bir müracaatı olmadan, illegal, legal bazı örgütlerin arkasına takılmak suretiyle, onlara güç devşirmeleri bir hukuk devletinde, demokrasi mücadelesinin olduğu devlette, bir başka boyutuyla da zaten devletle halkının bugüne kadar, 10 yıllardır yapageldiği bu kutlamaları beraber yapmak varken, bunun karşısına çıkıp 'Hayır, biz alternatif bir tören uygulayacağız' demesi anlaşılır gibi değil.
Bir de burada çok çirkin ama adeta kabadayılık yapar gibi, orada bulunan barikatları aşma yollarına gitmesi, destekli, engelli atlama gibi yollar filan, bunlar şık şeyler değil. Biz anamuhalefet Genel Başkanının bu adımı atması, bu yollara tevessül etmesini çok çok çirkin buluyoruz.
Ülkede halkımızın büyük coşkuyla kutlamakta olduğu bu törenlere bazı illerimizde ne yazık ki CHP zihniyeti gölge düşürmüştür. Bizim gönlümüzden geçen şuydu, bunun çağrısını da yaptık; 'Bakın bu tür organizasyonların yapıldığı yerler var, buralarda devlet-millet birlikteyiz, ben kendi parti teşkilatıma çağrıyı yapıyorum siz de parti teşkilatınıza çağrıyı yapın. El ele, omuz omuza olalım'. Tam birlik, beraberlik gününde el ele olmamız gereken günde, 'Hayır, ben sizlerin olduğu yerde değil'.
Orada biz yokuz, orada millet, devlet var. El ele olacağız, orada bütünleşeceğiz. Geçen yıl, evvelsi yıl orada beraberdik de şimdi ne oldu, bu iş bozuldu? Sormazlar mı? Sorarlar. Bunun bir de hesabını aslında, özellikle medyanın da sorması lazım, nereden çıktı? Hemen yan tarafta hipodrom varken oraya değil de niçin Ulus Meydanı? 'Orada millet var, biz milletin içine gitmekten çekinmiyoruz, onlar milletin içine gelmekten çekiniyorlar'. Böyle yakıştırma olabilir mi? Orada millet var öbür tarafta ne var? Orada millet ile devlet var. Bugüne kadar olmayanlar orada oluyor, kucaklaşıyor, el ele veriyorlar, böyle bir adım atılıyor. Ama maalesef CHP geçmişten gelen, herhalde yine o malum yürüyüşlerini böyle bir ortamda da yaptırmanın veya yapmanın gayreti içerisine girdi.'
-'Başkanlık sistemi gelir, bu adımları atarız'-
Erdoğan, 'Resepsiyonda 'Barikatı kaldırın talimatını ben vermedim' demiştiniz. Bu konuda Sayın Vali ile Sayın Cumhurbaşkanı'nın hafta sonunda yaptığı görüşmenin payı olduğu yönünde basına yansıyan değerlendirmeler var. Bunun payı olduğunu düşünüyor musunuz?' sorusunu ise şöyle yanıtladı:
'Benim o barikatların kaldırılmasıyla ilgili herhangi bir talimatımın olmadığı doğrudur. Ben böyle bir talimat vermedim. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Valime böyle bir talimat verdi mi vermedi mi, bu konudan da haberim yok ki ben Cumhurbaşkanımızın böyle bir talimat vereceğine de inanmıyorum. Çünkü bu ülkeyi çift başlı bir yönetimle bugüne kadar getirmedik. Bundan sonra çift başlı bir yönetimle bu ülke bir yere varmaz. Eğer bu ülkede bir başkanlık sistemi arzu ediliyorsa ben bundan yanayım. Bir başkanlık sistemi gelir, o zaman bu adımları çok daha rahat atarız. O zaman böyle bir sıkıntı olmaz ama bunun dışında kimin ne yapacağı bellidir. Dolayısıyla bir Başbakan olarak benim görevim bellidir, Sayın Cumhurbaşkanımızın da görev alanı bellidir. Kimse de böyle bir gayretin içerisine girerek durumdan vazife çıkarmasın.'
-'Polisimizin olayı daha ciddi tutmaları gerekirdi'-
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM'deki grup toplantısında partisinin İstanbul İl Başkanının istifasını istediği yönündeki haberlerle ilgili soru üzerine, 'Hayırlı olmuş, olması gerekeni yapmış' dedi.
Bir gazetecinin, 'Resepsiyonda, 'polis görevini yapmadı' ifadesini kullanmıştınız, burada neyi kastetmiştiniz? Acaba 'polis de bir provokasyonun parçası oldu' mu demek istediniz' sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
'Benim şeyim şu, burada bir defa barikatların kaldırılması noktasında olsun, ondan sonra polisimizin, oradaki o alanda atılan adımlar olsun, bu konuda olayı daha ciddi tutmaları gerekirdi. Orada bir zafiyet göstergesi var. Bunu ben, sayın Valimle de konuştum, Emniyet Müdürüm de konuyu zaten bu noktada biliyor. Eğer biz buralarda bu tür şeylere fırsatı verirsek.
Bakın köşe yazarlarından bir tanesi şunu yazıyor, bu çok enteresandır, 'Bölücübaşının posterleriyle yürüyüşe müsaade ediliyor, Atatürk'ün ve Türk bayrağının olduğu yürüyüşe müsaade edilmiyor' diyor. Bu çıkarım nereden sağlanıyor? Siz, bu işi sağlam tutmazsanız, onlar kalkar, bunu çıkartır. Bir defa burada bir istismar yatıyor, Türk bayrağının istismarı var, Gazi Mustafa Kemal'in istismarı var. Benim güvenlik güçlerim, bir defa bölücübaşının posterinin olduğu bir yürüyüşe de müsaade etmez, onların o garip garip paçavralarına da müsaade etmez ama kalkıp Hakkari'de mitinginde bir tane Türk bayrağı gösteremeyen CHP'nin Türk bayrağını istismarına da müsaade etmez. Bu istismardır. Eğer sen, Türk bayrağına sahipsen, saygılıysan Hakkari'deki mitinginde, orada Türk bayrağını gösterebilseydin, kendi parti bayrağınla beraber onu gösterebilseydin, o zaman ben senin yaptığın bir eyleme, törene saygı duyarım. Kaldı ki bu tören senin törenin değil zaten. İllegal, legal grupların ardına takılmışsın, onlarla beraber yürüyüş yapıyorsun.'