19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Gıda güvenliği milli meseledir'

Başkan Erdoğan, gıda güvenliğinin garanti altına alınmasının önemine dikkat çekti, tarımın Türkiye için en az savunma sanayi kadar milli güvenlik meselesi olduğunu söyledi.

22 Kasım 2019 Cuma 07:00 - Güncelleme:
'Gıda güvenliği milli meseledir'

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3. Türkiye Tarım Orman Şurası’nda konuşuyor. Erdoğan şunları söyledi: “3. Tarım ve Orman Şurasının ülkemiz, milletimiz, özellikle de tarım sektörümüz için hayırlara vesile olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum. 18 Kasım’da başlayan Şura boyunca Türk tarımı ve ormancılığıyla ilgili son derece verimli, kapsamlı tartışmalar yapıldı. 15 yıl aradan sonra “ortak akıl buluşması” temasıyla düzenlenen Şura’da sektörün tüm paydaşları görüşlerini, eleştirilerini ve geleceğe dair önerilerini özgür bir şekilde ifade etme imkanı buldu. Oluşturulan 21 ayrı çalışma grubunda, bitkisel üretimden hayvan sağlığına, desteklemeden gıda güvenliğine, orman hukukundan balıkçılık ve su ürünlerine, tarımda teknolojik dönüşüme kadar çok geniş bir yelpazede kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler belirlendi. ” 

KARARLARIN TAKİPÇİSİYİM 

“3’üncü Tarım ve Orman Şuramızın temel ilkesi de yine istişare olmuştur. Şurada alınan kararlar, milletimizin, uzmanların, sektör temsilcilerinin ve burada bulunan kardeşlerimizin teklifleriyle şekillenmiştir. Elbette karar almak önemlidir, ama asıl mesele alınan kararları takip edip, hayata geçmesini sağlamaktır. Türk çiftçisini güçlendirecek tüm kararların yakından takipçisi olacağım. Ziraat Bankası Genel Müdürümüzle etraflıca görüştüm. Bundan sonra da Ziraat Bankamız çiftçilerimizle inşallah çok geniş kapsamlı, kredide bugüne kadar alışılmışın dışında bir dayanışmayı inşallah sürdürecektir. Dünyamız iletişim ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan ilerleme sonucunda çok büyük bir dönüşüm geçiriyor. Hayatımızın her alanında teknoloji devriminin olumlu veya olumsuz yansımalarına şahit oluyoruz. 15-20 yıl öncesine kadar üzerinde yeterince durmadığımız iklim değişikliği, obezite, göç, gelir adaletsizliği, kuraklık ve küresel ısınma gibi birçok mesele, bugün artık insanlığın ana gündem maddeleri haline geldi. Coğrafi konumu veya gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, dünyadaki tüm ülkelerin bir şekilde bu sorunlarla yüzleştiğini görüyoruz. Tarım politikalarımızı işte bu gerçeklerin üzerine bina ediyoruz. Milletimizin gıda güvenliğini garanti altına almak, her ülke gibi Türkiye için de bir milli güvenlik meselesi haline gelmiştir. Çiftçilerimize bugüne kadar toplamda 137,7 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Bakın hayali rakamlar söylemiyorum, yaptıklarımızı söylüyorum. Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesinin yüzde 54,5’ini tarımsal desteklere ayırdık. Yani bir önceki yıla göre, tarımsal desteklerimizi yüzde 36,7 oranında artırdık. Tarımsal gayrisafi yurtiçi hasılamız 37 milyar liradan 2018 yılında 213,3 milyar liraya ulaştı. Şimdi ana muhalefetin başı çıkıyor zaman zaman saçma sapan bir şeyler konuşuyor. Bak buradan şimdi yine açıklıyorum. Benim rakamlarım resmi rakamlardır. Gazete kupürlerinden toplanan rakamlar değildir. Devlet yalan söylemez. Devlet gerçeği söyler, ben de bunu söylüyorum. Tarımsal hasılada dünyada 7’nci, Avrupa’da ise birinci sıradayız. Fındık, kiraz, incir, kayısı ve ayva üretiminde dünya lideriyiz. Dünyanın 195 farklı ülkesine bin 690 tarım ürünü ihraç ediyoruz. Sebzede üretimin talebi karşılama oranı yüzde 107’ye çıktı. Meyve ürünlerinin tamamına yakınında kendimize yeter durumdayız. CHP Genel Başkanı’nın sürekli istismar ettiği buğday konusunda, göreve geldiğimizde üretimimiz iç talebi dahi karşılayamazken, şimdi yüzde 112 gibi çok büyük bir oranı yakaladık. Fakat bunlardan anlamaz, buğdayı göster tanımaz. Tarımsal ürün ihracatımızı 3,7 milyar dolardan 17,7 milyar dolara çıkardık. Tarımda dış ticaret fazlamız 4,8 milyar dolar gibi yine ciddi bir rakama ulaştı. Tarım ve hayvancılıkta bu adımları atarken, ormanlarımızı da asla ihmal etmedik.” 

KIRMIZI ET SEKTÖRÜ

“Gıda depolarında izlenebilirliğin sağlanmasına büyük önem veriyoruz. Aile işletmeciliğinin sürdürülebilirliği için kadın ve genç girişimcilerimizi destekliyoruz. Kırmızı et sektöründe küçükbaş hayvan eti tüketimini özendirerek, pazardaki payını artıracağız. O sektörde de çalıştım. O sektörde çalışmış biri olarak söylüyorum önemli bu. Kırmızı et sektörünü hafife almayacağız. Küçük ve büyükbaş hayvancılıkta yerli ırkların muhafazasına ve ıslahına yönelik çalışmalara ağırlık vereceğiz. Su ürünlerinde balık işleme sektörünü geliştirerek, ihracatın ve yerli tüketimin artırılmasına gayret göstereceğiz. Tohumdan sofraya tüm üretim zincirinde çok daha etkin bir izleme ve denetim sistemi kuracağız. Ülkemiz su kaynaklarının verimli yönetilebilmesi amacıyla Su Kanununu çıkaracağız. Tarım ve orman mevzuatını sadeleştireceğiz. Konuşmamın başında da ifade ettiğim gibi bundan sonra asıl mesele alınan kararların ülkemizin, milletimizin ve çiftçimizin menfaatini en üst düzeyde tutacak şekilde uygulanmasıdır. Sorumluluğumuzun, 17 yıldır bizi gerektiğinde canı pahasına destekleyen milletimizin bizatihi kendisine karşı olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Milletimiz için çalışmaya, üretmeye, ter dökmeye devam edeceğiz.“

2020’NİN MÜJDELERİNİ VERDİ

“2020 yılına ait bazı müjdelerimizi paylaşmak istiyorum. Son 1,5 yılda zorunlu olmadıkça et ithalatı yaptırmadık. Besilik hayvan için kasım ayıyla beraber yeni ithalat müracaatı almıyoruz. Buna 2020’de de devam ediyoruz. 1000 köye 1000 tıbbi aromatik bitki bahçesi kurulmasını hedefliyoruz. Bitkisel üretimimizi önümüzdeki yıl yüzde 5 arttırarak 125 milyon tona çıkarmayı hedefliyoruz. Toplam 15 bin kıyı balıkçımızı ilgilendiren desteklemeleri inşallah önümüzdeki ay ödeyeceğiz. Gelecek yıl 56 milyon küçükbaş hayvan sayısını yakalamak istiyoruz. Küçükbaş sürü büyütme projesi kapsamında sürüye katılan hayvan başına ilave 100 lira destek vereceğiz. Çay saati deyip geçmeyin çok önemli yaş çay alım miktarı 650 bin tona çıkacak. İhracat dahil kuru çay satışı da 115 bin tona çıkacak. Baraj sayımızı 841’den 856’ya çıkarmayı ve depolama hacmini 178 milyar metreküpe ulaştırmayı hedefliyoruz..”

BÜYÜKELÇİLERDEN GÜVEN MEKTUBU

Zimbabve’nin Ankara Büyükelçisi Alfred Mutiwazuka, Başkan Erdoğan’a güven mektubu sundu. Erdoğan, Külliye(deki kabulde Mutiwazuka’nın 3 yaşındaki kızı Tayana Esther Mutiwazuka’yı kucağına alarak sevdi. Erdoğan, ayrıca Burundi’nin Ankara Büyükelçisi Gerard Ntahorwaroye Bikebako ile Ekvator Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Fanny De Lourdes Puma Puma’yı da ayrı ayrı kabul etti.