ERDOĞAN YENİ ANAYASADA KARARLI OLDUKLARINI VURGULADI
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 24. Dönem 3. Yasama Yılının ilk grup toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Haftasonu AK Parti’nin 4. Olağan Büyük Kongresi’ni yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, “Kongre tam bir demokrasi şöleni şeklinde gerçekleşti. Kongreye katılanlara ve destek verenlere teşekkür ediyorum” dedi. Yeni anayasa konusunda bu senenin sonuna kadar somut bir çalışmanın ortaya çıkmaması durumunda yollarına devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, terör sorununun çözümü konusunda da le mücadele konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı çağrıyı yineledi.
VERDİĞİMİZ TAAHHÜTLERDE DURACAĞIZ
-ANAYASA çalışmalarında dünyanın neresine giderseniz gidin, herkes oyu oranında temsil alır. 326 milletvekiliyle 3 kişiyle temsil ediliyoruz, CHP, yarımız kadar milletvekili var o da 3 kişiyle temsil ediliyor. MHP’nin 50 milletvekili var o da 3 kişiyle temsil ediliyor. Diğerinin 36-37 milletvekili o da 3 milletvekili. Biz 326 ile bir samimiyeti ortaya koyuyoruz, ‘gelin bu çalışmayı yapalım’ diyoruz. 326 milletvekiline karşı 36 milletvekili ile kabadayı kesiliyor. Adama demezler mi ya, ‘insaf et, biz bu kadarla buradayız. Vekil sayımıza oranla burada temsil edilmiş olsak, hiçbirinizin konuşma yetkiniz kalmayacak. Eller inip kalktığı zaman hepiniz bir tarafta kalacaksınız. Ama biz böyle bir şey istemiyoruz. Biz milletçe hep birlikte yeni bir Anayasa yapalım istiyoruz. TBMM’de bu çalışmayı masadan kalkmadan sonuna kadar yürütme kararlılığındayız. Süre belli artık bu yıl sonuna kadar bu iş oldu oldu, olmadı ‘artık bizi daha fazla meşgul etmesin’ diyeceğiz ve yolumuza devam edeceğiz. Yeni Anayasa ile ilgili çalışmalar tatilde de sürdü. Biz taahhüdümüzde duracağız. Asla geri adım atmayız. Anayasa masasından kalkan taraf asla olmayacağız. O masada tek başımızı kalsak dahi elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
CHP ‘hazırız’ diyemiyor
-BÜYÜK Kongre’de, Kılıçdaroğlu’na terör konusunda çağrı yaptım. ‘Gelin terör meselesine köklü çözüm getirmek için birlikte çalışalım. Arkadaşlarımız hemen görüşmelere başlasınlar. Yol haritalarımızı oraya koyalım, ortak mutabakata vardıktan sonra süratle hayata geçirelim. Böylece hem anaların babaların gözyaşlarını dindirelim’ dedik. Biz bu çağrımızda samimiyiz. Sorulduğunda verdiği cevap şu, ‘Gelsin bakalım, kapımız açık’ diyor. Bu işin başında ortaya konulmuş bir gönülsüzlük, oyun bozanlık ifadesidir. Yanındaki arkadaşı üç ayda çalışmalarını tamamlayacaklarını söylemişti. Eğer böyle bir çalışmayı istiyorsanız, ‘ tamam biz de hazırız’ deyin ve başlasınlar çalışmaya. Ancak Anamuhalefet çözümün önündeki engellerden biri haline dönüştü.
KILIÇDAROĞLU BAZI GAZETELERİ ÇAĞIRMIYORDU
-CHP ve MHP’nin, AK Parti kongresine katılmama konusunda öne sürdükleri bahaneleri dahi tek başına nasıl bir tahammülsüzlük içinde olduklarını gösteriyor. AK Parti’yi çekemeyebilirsiniz, kıskanabilirsiniz ama siyasetin asgari uyulması gereken nezaket kuralları vardır. Bunları hiçe sayarsanız sadece kendi ciddiyetinizi, ağırlığınızı ortadan kaldırırsınız. Birinin bahanesi şu: Güya bazı gazetelerin kongreye davet edilmemesi. Bu bizim sorumluluğumuz; mecbur muyum? Her gün, her türlü hakareti yapacaksın, yalan yanlış her türlü her şeyi yazacaksın, söyleyeceksin ve buna rağmen biz yine davet edeceğiz. Yok böyle 25 kuruşa simit ya. Neymiş; ‘basına, medyaya engel konulmazmış.’ Doğru konulmaz. Biz zaten koymuyoruz. Ama o medya bize saygısızlık ettiği zaman, bize yalan yanlış her gün küfür yağdırdığı zaman, ona haddine bildirmek de bizim cevabımızdır. Sayın Kılıçdaroğlu, sen İstanbul’da belediye başkanı adayı iken, yaptığın basın toplantılarına bazı gazeteleri çağırmadığını niye unutuyorsun? MHP’nin bahanesi ise kongreye çağrılan bir misafir. Biz onları kongremizi organize etmeleri için, kimleri çağırmayacağımızı belirmeleri için davet etmedik ki.
GENSORUYU DA SULANDIRDINIZ
-CHP, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında gensoru verdi. Gensoruyu da maalesef sulandırdınız, rezil ettiniz. Sizin gensoruyla filan alacağınız bir netice olmadığını bile bile bu yollara tevessül etmeniz, TBMM’nin onuruyla oynamaktır. Çünkü bir insan bir şeyi yaparken buradan netice alıp almayacağının hesabını da yapar. Ortada dürüst gerekçeleri olur. Dünyanın üzerinde hassasiyetle durduğu Türkiye’nin dış politika anlayışı, muhalefet tarafından sulandırıldı. Böyle bir muhalefet anlayışı dünyanın hiçbir yerinde yok. Sadece el kaldırıp indirecekler veya göreceksiniz orada gruplarını dahi toplayamayacaklar. Çünkü bunlar bu gensorularını sadece vermek için veriyorlar. TBMM’ni çalışmasını, hızını kesmek için veriyorlar.
ÖNÜMÜZDE CUMHURBAŞKANLIĞI DAHİL ÜÇ ÖNEMLİ SEÇİM VAR
Önlerinde üç önemli dönüm noktası bulunduğunu belirten Erdoğan, “Bunlardan birini erkene almak için hazırlıklara başladık ve mahalli idareler seçiminin tarihini 27 Ekim 2013 olarak belirledik. Bu seçimlerde milletin gönlünü bir kez daha fethederek başarı çıtamızı yukarı taşıyacağımıza inanıyorum. Ardından 2014 yılının Ağustos ayı sonunda yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi gelecek. İlk defa cumhurbaşkanını halkın doğrudan kendi oylarıyla belirlenecek. Bu AK Parti’nin demokraside attığı önemli adımlardan biri. Bu bakımdan gerçekten tarihi önemde bir cumhurbaşkanlığı seçimi yaşayacağız. AK Parti olarak bu süreci en ideal şekilde geride bırakacak, yine ilklere imza atacak başarılı bir performans sergileyeceğiz. 2015 milletvekili genel seçimi, bilhassa bizim 2023 hedeflerimizi hayata geçirmemiz bakımından kritik önemde” dedi.