25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Mevlüt Uysal: Organize bir usulsüzlük yapılmış ve CHP suçüstü yakalanmıştır

Türkiye, 31 Mart seçimleri sonrası İstanbul'a ve Büyükçekmece'ye odaklandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Büyükçekmece'ye aday gösterilen Mevlüt Uysal, seçim sürecinde yaşananları, 'Organize bir usulsüzlük yapılmış ve CHP suçüstü yakalanmıştır' şeklinde özetledi.

15 Nisan 2019 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Mevlüt Uysal: Organize bir usulsüzlük yapılmış ve CHP suçüstü yakalanmıştır

Türkiye 31 Mart 2019 Genel Yerel Seçimleri'nden çıkalı 15 gün geçti ama İstanbul seçimleri konuşulmaya devam ediliyor. Maltepe'de sayımlar tekrarlanırken Büyükçekmece'de Nüfus Müdürlüğü'ne CHP'li belediyeden geçici görevle alınan bir memurun seçim sonrası tutuklanması gündeme bomba gibi düştü. Seçim tutanaklarında Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım'ın oylarının başka partilere kaydırılması, seçmenlerinin kayıtlarının silinmesi gibi sebeplerle AK Parti YSK'ya olağanüstü başvuru yapacağını açıklarken süreçle alakalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, AK Parti Büyükçekmece adayı Mevlüt Uysal yaşanan süreçle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 

"BOŞ ARSALARA SEÇMEN KAYDETTİLER"

"Boş arsalarda, konteyner, ahır, depo olarak kullanılan yerlerde seçmen kayıtları olduğuna dair şikayetler geldi." diyen Uysal, Sabah'a verdiği mülakatta, "Bizim bu hadise ile ilgili şüphelerimiz, tespitlerimiz ve bu bağlamda çalışmalarımız Ocak ayından itibaren başladı. Seçmen listeleri askıya çıktığı anda biz baktık ki AK Partili üyelerimizin önemli bir kısmı listelerde yok. Teşkilat mensuplarımızın da araştırması ile usulsüz kayıt yapıldığını tespit ettiğimiz 730 civarında seçmenle ilgili itiraz ettik. O itirazlarımızla 710 seçmen silindi. Bunlar ilk etapta tespit ettiklerimiz." dedi.
 
İşte Mevlüt Uysal'ın 31 Mart ve Büyükçekmece açıklamaları:
 
KAYDI DONDURULANLARIN YERİNE YENİSİNE YAZMIŞLAR
 
-Peki bugünkü sorun nasıl ortaya çıktı?
 
Fakat daha sonra gördük ki Seçim Kurulu'nun kaydını dondurduğu kişilerin olduğu adreslere hemen yeniden daha fazla kişi yani 830 kişi kaydedilmiş. 730 hukuki bir karar ile siliniyor ve hemen bunu yok sayarak aynı uydurulan adreslere 830 kişi yazılıyor. Biz bunu da tespit edip itirazda bulunduk. Seçim Kurulu "kolluk kuvveti tarafından yerinde tespit yapılamadığı gerekçesiyle" bu başvurumuzu reddetti. Bu süre içerisinde de kolluk kuvvetlerimizin bu tespiti yapması zaten mümkün değildi. Yani seçimi kazanmak için her yolu mübah görerek korkusuzca bildikleri sahtekarlıkları yapmaya devam etmişler. Biz bu durumu görünce işin peşini bırakmadık ve olay bu noktaya gelmiş oldu.
 
"BİR YANDAN SEÇMEN SİLMİŞ, BİR YANDAN YAZMIŞLAR"
 
- Ne kadar seçmen kaydırılmış ve silinmiş. Bir rakama ulaşabildiniz mi?
 
24 Haziran 2018'den itibaren 6-7 aylık bir sürede çok büyük bir seçmen hareketi var. Seçmen artışı az ancak, seçmen hareketi çok fazla. 24 Haziran'dan 4 Ocak'a kadar 11 bin 954 seçmen kayıttan düşülmüş, 14 bin 254 seçmen ise kaydedilmiş. 24 Haziran seçimlerinde Büyükçekmece seçmen sayısı 172 bin 351 iken, 31 Mart yerel seçimlerinde seçmen sayısı 174 bin 661 olduğuna göre sekiz ayda 2 bin 310 seçmen artmış gibi lanse ediyor CHP. Burada adeta bir suçüstü yakalanmışlıktan kaynaklı çarpıtma çabası var. Son iki yılda ise; oluşturulan sahte adreslere doldur boşalt yapılması yöntemiyle 28.001 seçmen düşülmüş, 33.817 seçmen ise kaydedilmiş. Olağanüstü bir seçmen hareketliliği var.
 
"AK PARTİ'YE YAKIN İSİMLER SİLİNMİŞ"
 
-Büyükçekmece'de ne tür usulsüzlüklere şahit oldunuz?
 
11 bin 954 seçmenin içerisinden yaklaşık 4 bini Türkiye'nin hiçbir yerinde seçmen değil, seçmen kayıtları tamamen silinmiş. Sanki Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığından çıkarılmış. Çünkü vatandaşın seçme ve seçilme hakkı elinden alınmış oluyor. Herhangi bir seçmenin gidip kendi iradesi ile "ben seçmen olmayacağım, benim kaydımı silin" deme şansı yokken bu nasıl olur? Bir seçmenin kaydının düşmesi ancak şöyle olur; bir vefat etmesi gerek bu durumda nüfustan da düşer, iki cezaevine girenler gibi kısıtlı olabilir, üçüncü şık ise birileri operasyon çekiyor demektir. 1500'e yakın AK Parti üyesi olan insanların seçmen kaydı yok. Tüm AK Parti teşkilatı onlara ulaşmaya çalıştı ama kısıtlı bir sürede ulaşılan sayı 900-950 civarı oldu. 541 AK Parti üyesine ulaşılamadı ve onlar oy kullanamadılar. Biz seçmenlikten düşürülen 4 bine yakın seçmen sayısını itirazlarla bunu 3092'ye düşürdük. Baktığımız zaman kaydı düşürülen diğer kişiler de AK Parti üyesi olan, AK Parti'ye yakın olan ve AK Parti'ye oy verme ihtimalleri olan kişilerden seçilmiş.
 
"AK PARTİ'YE AÇIKTAN DESTEK VEREN SİLİNMİŞ"
 
-Soyadları üzerinden seçmen kayıtlarından silindiği yönünde şüphelerinizi dile getirmiştiniz. Biraz açabilir misiniz, neyi kastettiniz?
 
Büyükçekmece'de kurulduğu günden beri siyaseten AK Parti'de görev almış, açıktan destek vermiş veya parti üyesi olarak çalışan kişilerin ve ailelerinin oy kullanamaması için özel bir çalışma ile seçmen kayıtları silinmiş. Kaydı silinenlerin tamamına yakınının AK Partili olması rastlantı olamaz. Bunun için de bir çalışma yapmış olmalılar. Biz buradan hareketle ilk yöntem olarak AK Parti'ye yakınlığı veya sempatisi ile bilinen kişilerinin soy isimleri üzerinden hareket ettiklerini düşündük. He eğer böyle değilse, daha vahim yöntemler geliyor akla. Mahalle örgütlerindeki görevliler organize bir çalışma mı yaptı, belediyede özel bir birim mi kurdular? Silecekleri AK Partili seçmenleri nasıl belirlemişler, açıklasınlar o zaman…
 
"SEÇMENİN VATANDAŞLIK HAKKINI KULLANMASI HİÇE SAYILDI"
 
-"3092 seçmenin kaydı silinmiş" demiştiniz. Nasıl tespit ettiniz? Türkiye'nin hiçbir yerinde oy kullanamadılar mı? 
 
Maalesef kullanamadılar. İlçe Seçim Kurulları seçmen listelerini askıya çıktığında bir çok şikayet ulaştı bize. Büyükçekmece seçmen listesinden düşürülen 11954 seçmenin hangi sebeple düştüğünü tek tek araştırdık. Ölümle kaydı silinenler var, başka ilçeye taşınanlar var, İstanbul dışına nakledilenler var. Bir de Türkiye'de hiçbir yerinde kaydı görünmeyen 3092 seçme var.
 
Yani kendi siyasi ikballeri için insanların vatandaşlık haklarını kullanmalarını hiçe sayarak seçmen listelerinden düşürmüşler. Nasıl bu kadar gözükara olabiliyorlar! Bu bile bizim mücadelemizin ne kadar önemli olduğunu ispatlıyor.
 
"BÜYÜKÇEKMECE'DEKİ USÜLSÜZLÜK İSTANBUL'U ETKİLER"
 
-Bu rakamlar İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri sonuçlarını etkileyecek düzeyde mi? YSK'dan nasıl bir karar çıkmasını bekliyorsunuz?
 
24 Haziran öncesi ve sonrası yapılan işlemler var. 24 Haziran sonrası yapılan işlemde, yani 8 ayda 14 bin 264 kayıt yapılmış. AK Partili oldukları bilinerek kaydı silinen 3092 seçmeni de buna eklersek 17 bin 356 seçmen yapıyor. Büyükşehir seçimlerinde şu anki farkın 13 binlere gerilediği gerçeğinden hareket ettiğimizde Büyükşehir seçim sonuçlarını direkt etkilemiş görünüyor. Ama buna karar verecek olan Yüksek Seçim Kurulu'dur. Şunu da belirtmek isterim ki, bu işlere bulaşan kim varsa muhakkak cezalandırılmalı ki, daha sonraki seçimlerde bu tür yanlışlar yapılmasın. En azından bu kadar organize bir iş yapılarak seçim neticesini değiştirmeye bir daha kimse yeltenmesin. Bunun demokrasimize katkı sunacağına inanıyoruz. Özelikle resmi evrakta sahtecilik suçunda her evrak için ayrı ayrı ceza verilerek böyle bir duruma kalmasın.
 
"YAPTIKLARI USULSÜZLÜKLERİN TAMAMI AŞİKAR"
 
- Büyükçekmece Belediye Başkanı'nın kardeşi Eyüp Akgün'ün "polis hangi partiye oy verdiğimizi sordu" şeklindeki açıklamaları sosyal medyada çok konuşuldu. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
 
Usulsüz seçmen kaydetme organizasyonunda olduğu gibi bunun da anlaşılmayacağını sanmışlar demek ki. Bir televizyon kanalına Hasan Akgün'ün kardeşi mağdur vatandaş gibi röportaj veriyor. Yalan söylüyor ve kolluk güçlerimizi itham ediyor. Aslında yaptıkları usulsüz işlerin tamamı bu kadar aşikar işte. Büyükçekmecelilerin gözlerinin içine baka baka yalan söylüyorlar.
 
- Büyükçekmece'deki organize seçmen usulsüzlüğü ile Iğdır kararları arasında nasıl bir farklılık var? 
 
YSK'nın 2004 Iğdır seçimi kararı yani CHP'nin Büyükçekmece için emsal gösterdiği karar ile bu durum çok çok farklı. Büyükçekmece'de 'Organize Usulsüzlük' söz konusu. İşin içerisinde doğrudan Belediye var. 5 Başkan Yardımcısı ve Belediye Başkanı burada yürütülen davada Şüpheli olarak yer alıyor. Sıradan bir seçmen taşıma değil. Organizeli ve daha önce hiç görülmemiş sahtekarlık söz konusu. Burada tam anlamıyla bir 'Tam Kanunsuzluk Hali' mevcut.
 
"BU SUÇ ÖRGÜTÜ HAKETTİĞİ CEZAYI ALMALI"
 
- Büyükçekmece'deki olayda belediyenin tam olarak bağlantısı nedir? Bu konuda belediye ile ilgili ifadeye çağırma ve suçlamalar ne aşamada?
 
Bu organize usulsüzlüğün belediyeden bağımsız yapılması imkansız. Çünkü adres açma işlemini sadece belediye yapabiliyor.
 
Boş adres oluşturmayı 3 şekilde yapıyorlar;Birincisi, vatandaş boş arsasına bina yapacaksa gelir belediyeye başvurur, inşaat ruhsatı alır. Belediye ancak bu bina yapılıp bittikten sonra nüfustaki kayıt sistemine burayı konut olarak ekleyebilir. Ama burada ruhsat alındığı anda ruhsat iskana açılmış gibi göstererek, orası tamamlanmış oturulabilir bir daire gibi yanlış kayıt açılmış. Boş arsaya kayıt dediğimiz bunlar.İkincisi, Büyükçekmece'de seçmen kaydı olmayan, yazlık olarak, ikinci ev olarak kullanılan evler tespit ediliyor, onlar da sahibinin hiç haberi olmadan sahte seçmenlerin adresi olarak stoklanıyor.Üçüncüsü ise Belediye tarafından işyeri tanımlaması yapılan, TIR garajı, depo, konteynır gibi yerlere konut tanımlaması yapılıyor. Hayvan barınaklarına bile seçmen yazılmış. Tüm bunlar yetmezmiş gibi binaların üzerine sanki ilave katı varmış gibi göstererek oralara da kayıt yapmaya başlıyorlar. Bu işlemler belediyenin gücü ve katkısı olmadan kesinlikle yapılamaz. Bunların savcılık dosyalarında bire bir tespiti yapıldı, ona göre bu şahıslar tutuklandı.
 
"BELEDİYE BAŞKANI 'ŞÜPHELİ' SIFATIYLA İFADEYE ÇAĞIRILDI"
 
-Bu soruşturma nasıl ilerliyor?
 
Bu organizasyonun son zincirinde görev verilen ve şu an tutuklu olan kişilerin yüzlerce yıldan fazla ceza alma ihtimali var. 5 Başkan Yardımcısı 'Şüpheli' olarak ifade verdi. Organize Usulsüzlükle ilgili Belediye Başkanı Hasan Akgün de 'Şüpheli' sıfatıyla ifadeye çağırıldı. Süreç işliyor. Burada benim temennim, sadece bu organize suç eyleminde operatör olarak iş görenlerin değil asıl bu suçu planlayan, organize eden ve yönetenlerin hak ettikleri cezayı almalarıdır.