ADLİ TIP KURUMU ‘STRİKNİN KREATİN’ ZEHİRİ OLMADIĞINI AÇIKLADI ANCAK...
BUGÜN gazetesi Turgut Özal’ın naaşında yapılan incelemede Adli Tıp tarafından hazırlanan ön raporda köpek itlafında da kullanılan ‘striknin kreatin’ meddesine rastlandığını” iddia etti. STAR’ın edindiği bilgilere göre ise Özal’ın naaşında normalden yüksek ‘toksik maddeler’ bulundu. Bu maddelerin tarım ilacı kökenli olabileceği üzerinde duruluyor. Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce de, otopsi sonucunda bir takım bulgulara ulaştıklarını söyledi. Ancak Haluk İnce, insanı 20 dakikada öldüren ‘striknin kreatin’ adlı zehiri kendilerinin bulmadığını belirtti.
Şu an bitmiş olan bir rapor yok
Özal’ın mezarının açılmasının ardından yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Doç. İnce, “Çalışmayı disiplinli bir şekilde yürütüyoruz. Cenazenin çıkarıldığı 2 Ekim’de sonuçların 2 aydan önce açıklanmayacağını aktarmıştım. Çalışmalarımız sürüyor. Biten herhangi bir rapor yok’’ dedi. ‘’Çıkan bir takım sonuçlar var, ama bu sonuçları hep birkaç defa çalışarak teyit haline getiriyoruz’’ diyen İnce, ‘’Şu anda biten, yayınlanan bir rapor yok. Ama çalışmalarımız devam ediyor. Söylediğim sürede raporumuzu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndereceğiz’’ diye konuştu.
Bir takım bulgulara ulaştık
“Bu iddia nereden çıktı” sorusuna İnce “Bir takım bulgularımız var, ancak bu bulguları mutlaka rapor haline getirmemiz gerek. Adli Tıp’ta yürütülecek çalışmaların aralık’ta savcılığa gönderilmesi konusunda umudum var. Ama şu anda ‘bulguların sonuçları şudur’ dediğimiz hiçbir bulgu yok. Sadece bir takım sonuçlar var. Bu sonuçları içimizde değerlendirip yan çalışmalar ile teyit ediyoruz. Başsavcılık, rapor kendilerine ulaştığında açıklamayı yapacaktır’’ diye konuştu. İnce, “Vücudunda zehirleyici madde var mı yok mu?’’ sorusu üzerine şöyle konuştu: ‘’Gazetede çıkan haberdeki maddeyi biz bulmadık. Bu haber nasıl oluştu bilmiyoruz. Bu süreçler sizin olduğu kadar bizim de kafamızı karıştırıyor. Gece gündüz çalışan arkadaşlar var. Bunların sonuçları geliyor, değerlendirmesini yapıyoruz. Bu haberlere itibar edilmemeli.”
Rapor 2-3 hafta içinde çıkacak
STAR’ın edindiği bilgilere göre, Turgut Özal’ın naaşında yapılan incelemede normalden yüksek miktarda ‘toksik madde’ bulundu. Bu maddelerin, Özal’ın yemeklerine mi katıldığı yoksa, sebze ve meyvelerden dolayı vücudundaki birikme mi olduğu araştırılıyor. Bu miktarın ölüme sesebiyet verip vermeyeceği de inceleniyor. Adli Tıp Kurumu’nun incelemeleri biktikten sonra toksik maddelerin cinsi, bulundukları organ ve miktarı bir raporla İhtisas Kurulu’na bildirilecek. Nihai kararı, İhtisas Kurulu’nun, Adli Tıp’ın raporunu inceleyerek ölümün bu maddelerden olup olmadığı konusundaki nihai görüşü oluşturacak. Labaratuar incelemesinin ise bu hafta bitebileceği, raporun ise 2-3 haftada çıkabileceği belirtildi.
O zehir birçok ünlüyü öldürmede kullanıldı
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Alkan, Özal’ın zehirlenmesinde kullanıldığı iddia edilen maddenin birçok ünlü kişinin de ölümünde kullandığını belirtti. Alkan, “Striknin kreatin adlı madde zehirli bir madde. Bulantıyla başlayıp kalbin durmasına neden olan bir madde. Üzerinde çok tartışma olacağı bir konuya benziyor. Bu madde vücuda ağız yoluyla giriyor mideden emilmeye başlıyor. Kandaki seviyesi arttıkça nefes alıp vermek zorlaşıyor. Sonrasında kalp krizi ile öldürüyor. Bu madde 1830’lardan beri bilinen tarihte çok ünlü kişilerin ölümünde de kullanılmış bir madde. O günlerde bulunması zor değil. Vücuda girdikten sonra 15-20 dakika sonra ölüme neden oluyor. O aşamada otopsi yapılmaması bir skandal. ‘Bu madde ölüme neden olmuştur’ sözleri bizi şüpheye götürdü. Adli Tıp ‘Bu maddeyi bulduk. Zehirlendi’ diye yorum yapmaz. Bütün bulguları değerlendirip bir açıklama yapar” dedi.
Ergenekon’da daha ileri boyutlara gidilmeli
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Özal’ın ölümüyle ilgili iddialara, ‘’Umuyorum ve diliyorum ki vadesiyle bir dünya değiştirme gerçekleşmiş olsun. Aksi takdirde, rahmetli Özal’ın 20 yıl önce Türkiye üzerine yaptığı gelişmeler ve ortaya koyduğu tezlerin birilerini aşırı derecede rahatsız ettiği, Türkiye’nin önündeki ufku daraltmak, önündeki aydınlığı karartmak için suikast sonucu hayatına son verildiği, bir şehit haline dönüştürüldüğü görülecek ki Ergenekon ile ilgili işin daha ciddi boyutlara doğru gitmesi gerekir’’ dedi. Elitaş, ‘’Ergenekon ifadesini kullandınız. ‘Zehirlenme varsa Ergenekon ile ilgili araştırmayı daha öteye ötürmek gerekir’ dediniz.
Yorum yaparsak o sonuç çıkar
Ergenekon’dan mı şüpheleniyorsunuz?’’ sorusuna, ‘’Ergenekon’un ne zaman kurulduğu konusunda ilk iddianamede 1950’lere giden sürecin var olduğunu’’ gösterdiğini belirterek, ‘’Orada o süreçte Türkiye ile ilgili çeşitli plan ve projelerin ortaya çıktığı, bunun da en önemli ayaklarından birisi Özal ile ilgili durum... Şimdi sonuçlara baktıktan sonra değerlendirme yapmak gerekir’’ diye konuştu. Elitaş, ‘’Adli Tıp Kurumu Başkanı açıklamasında, ‘bahsedilen zehre rastlanmadı’ diyor. Buradan başka bir zehirlenme hadisesi olduğu sonucu çıkabilir mi?’’ sorusuna, ‘’Yorum yaparsak o şekilde bir sonuç çıkıyor. Başka şeyin olmadığı anlamına gelmez” dedi.
İDDİAYA NE DEDİLER?
Ahmet Özal: Babamın zehirlendiğini biliyordum
ÖZAL’IN zehirlendiği haberine ilk tepki babasının zehirlenerek öldürüldüğüne inandığını her fırsatta söyleyen Ahmet Özal’dan geldi. Kendi tezinin doğrulandığını anlatan Ahmet Özal, “18 yıldır bunun kavgasının veriyorum. Bu olayın çok sıkıntısını çektim. Bizi tehdit edenler oldu. Alay edenler de oldu. Özellikle büyük televizyonların anchormanleri ne diyecek merak ediyorum. Özür dilemelerini bekliyorum. Neden zehirlemiş olabilirler? Birincisi babam 17 Nisan 1993’te vefat etmeseydi yakın sürede istifa edecek ve siyasete geri dönecekti. Kürt meselesinin çözümü için çalışıyordu. Suikasta uğradığında araştırma yapan savcılarının ne tür sıkıntılar yaşadıklarını da biliyorum” dedi.
Halil Şıvgın: Yaşamasın diye tedbir almışlar
ÖZAL döneminin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, Özal’ın ölümünün normal olmadığını, bir anormallik olduğunu belirterek “Yaşamasın, yaşatılmasın için tedbir almışlar; yaşaması için tedbir yok” dedi. Özal’ın kriz geçirdiğinin söylendiğini dile getiren Şıvgın, “O andan itibaren yaşananlar ben ihmal derim. Bunlarda kasıt var mı yok mu; araştırılsın” dedi. Mezarın açılmasına ailenin itiraz ettiğini hatırlatan Şıvgın, iddiaların yeni olduğunu belirterek, raporun açıklanmasının beklenmesi gerektiğini vurguladı. Şıvgın, “Daha çok şaşırtıcı şeylerle karşılaşabiliriz. Çok şaşıracağımız şeyler olabilir” dedi.
Özal’ı 1988 suikastini yaptıranlar zehirledi
ÖZAL dönemi Başbakan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli “Zehrin o sabah verilmiş olması lazım. Bir günde sonuçları ortaya çıkan bir zehir. Çok da uzağına bakmadan incelemek lazım. Suikastta başarılı olamayanlar, Özal’ın yeniden siyasete dönmesinden korkarak bu işe kalkışmış olabilir” derken, Özal’ın Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler “1988 suikastinin arkasındakiler bulunursa, zehirlenme olayı da çözülür” dedi. Bülent Akarcalı da “Turgut Bey üzerinde vesayet kurmaya kalkanlar, kuramadıkları için öldürmeye de kalktılar. Ergenekon dosyasının ta oralara kadar gitmesi lazım. Peki Turgut Bey zehirlendi diye bir şey çıktı, ne yapacaklar? Eğer bir araştırma yapacaklarsa Turgut Bey’i zehirleyenler, önce onu öldürmeye teşebbüs etmiş olanlardır. Zehirlendiği ortaya çıkarsa soruşturmayı o zaman suikastten başlatsınlar. Demek ki suikasti başaramayanlar sonra zehirledi” dedi.
Gerçekten çok vahim bir durum, zaten şüpheliydi
ORMAN ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Özal’ın zehirlendiği iddialarına ilişkin, “Gerçekten çok vahim bir durum. Zaten şüpheler vardı. Ama maalesef Türkiye’nin önünü kesmek için bazı çetelerin değişik zamanlarda bu şekilde melanetleri işledikleri anlaşılıyor. Ama artık biliyorsunuz biz hükümet olarak bunların üzerine gidiyoruz. Çeteleri darmadağın ettik. Bundan sonra buna müsaade edilmeyecektir, hesap sorulacaktır. Konu yargıya intikal ettiği için yargı gerekli incelemelerden sonra bunun müsebbipleri hakkında gereği yapılacaktır. Çok üzüldüm doğrusunu isterseniz. Ama Türkiye adına çok önemli bir adımdır. Artık bu tür defterlerin, çetelerin devrinin kapandığı, darbelerin artık sona erdiğinin işaretidir” dedi.