23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Tek andımız İstiklal Marşımız

Başkan Erdoğan, aftan, yerel seçim ittifakına kadar gündemdeki konularla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı ve Danıştay’ın ‘ant kararı’ tartışmalarına son noktayı koydu: İstiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız.

24 Ekim 2018 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Tek andımız İstiklal Marşımız

Türkiye Başkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grubunda  ittifak ile ilgili açıklamalarda bulundu. İttifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadıklarını belirten Erdoğan şunları söyledi: “Cumhur İttifakını, ülkemizin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri olarak görüyor ve geleceğe taşımak istiyoruz. Biz bu ittifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Milletimizin bize emaneti olan Cumhur İttifakını, günlük siyasi tartışmalarının üzerinde tutmakta da kararlıyız. Görüş farklılıklarımızın Cumhur İttifakı’na gölge düşürmesine fırsat vermemeliyiz.” 

ESKİ HASTALIKLAR

“Danıştay’ın öğrenci andı kararı, birtakım eski hastalıkların hala bünyemizde yaşadığını gösteriyor. Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Andın ilk halini, Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversiteleri perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. İnsanları kafataslarına göre sınıflandıran çalışmaları destekleyen bu kişi aynı zamanda Türkçe ezan zulmünün de mimarıdır. Bizim ortaya koyduğumuz bu fotoğrafta, tek tipçi rejim özentisi bir metnin çocuklarımıza her sabah okutulmasının yeri var mıdır?” 

VATAN MİLLET SEVGİSİ 

“Bırakalım Türk Türklüğüyle, Kürt Kürtlüğüyle, Laz Lazlığıyla, Roman Romanlığıyla, Çerkez Çerkezliğiyle, Abaza Abazalığıyla övünsün ama asla bunu kalkıp da ırkçılık yapma boyutuna taşımayalım. 

Bunu yaptığınız anda ayrımcılık yapmış olursunuz. Ülkemizi, bu köhne metin üzerinden 2. Dünya Savaşı öncesi iklimine döndürme heveslerine destek vermek, asla vatan ve millet sevgisiyle izah edilemez. Biz devlet olarak uyuşturucu baronlarıyla da mücadele ettik, torbacılarla da mücadele ettik, onu içenlerle de mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz.” 

50 BİN KİŞİ CEZAEVİNDE 

“Şu anda 50 binin üzerinde cezaevlerinde sadece uyuşturucu mahkumu var. Şimdi soruyorum milletime bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Efendim aldatılmış, ne demek aldatılmış? Katillere mi kader mahkumu diyeceğiz, hırsızlık bunlar mı kader mahkumu diyeceğiz? Say sayabildiğin kadar. Liste önünüze geldiği zaman zaten tabloyu görebiliyorsunuz. Devlete karşı işlenen suçlarda yapılabilecek olanları yerine getirmeye gayret edebiliriz.” 

CUMHUR İTTİFAKINDA SIKINTI YOK 

“Yerel seçimlerde madem ki ‘Biz yolumuza’ diyorlar, biz de ‘Herkes kendi yoluna’ deriz. MHP yerel seçimlerde kendi adaylarıyla devam edecek biz de aynı şekilde kendi adaylarımızla yerel seçimlerde meydanlarda olacağız. Ama biz Cumhur İttifakı’nın devamından yanayız. Cumhur İttifakı’na herhangi bir leke gelsin asla istemeyiz. Hazırlıkları belli bir noktaya getirecek ve büyükşehirlerden başlayarak adaylarımızı belirleyip sahaya erkenden ineceğiz.” 

Başkan Erdoğan’ın sözleri üzerine duygulanan Bozdağ, Erdoğan’ın şahsıma yönelik sözleri, benim için en büyük şeref madalyasıdır” dedi.

YOL ARKADAŞIMI FEDA EDEMEM 

“Anayasa Komisyonu Başkanımızın kökeni ve meşrebi üzerinden eleştirilmesinin kime ne faydası vardır? Ben ayrımcı değilim diyeceksin, Anayasa Komisyonu Başkanımız benim milletvekilim, bakanlık yapmış arkadaşımıza, bakanımıza hem hakaret, hem tehdit savuracaksın. Onun arkasında bizler varız. Bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Bu çok üzücüydü. Buna yol arkadaşımı feda edemem. Benim bu yol arkadaşımızın ırkçılıkla alakası yok. Kökeni Kürt olabilir ama kendisi bu millete hizmet etmenin şuurunda. Niye hedef saptırıyor, damgalama yapıyoruz.”  

18 KİŞİLİK İNFAZ TİMİ İSTANBUL'DA YARGILANSIN

Başkan Erdoğan, Kaşıkçı cinayetine karışan 18 tutukluyla ilgili, “Yargılamanın İstanbul’da yapılması teklifimdir. Takdir kendilerinindir ama bu benim talebimdir. Çünkü olayın cereyan ettiği yer burası” dedi. 

Erdoğan, Kaşıkçı’ya Allah’tan rahmet, ailesine, nişanlısına, dostlarına, vatandaşı olduğu Suudi Arabistan halkına ve medya dünyasına başsağlığı diledi. Erdoğan, 1 Ekim saat 16.30’da, operasyondan bir gün önce 3 kişilik bir ekibin tarifeli seferle İstanbul’a inip, önce otele yerleştiğini, sonra başkonsolosluğa gittiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu arada başkonsolosluktan bir başka ekip de Belgrad Ormanı ve Yalova’da keşif çalışmaları yapıyor. 2 Ekim saat 01.45’te 3 kişilik ikinci ekip yine tarifeli seferle İstanbul’a gelip, otele yerleşiyor. Aralarında generallerin de bulunduğu 9 kişilik üçüncü ekip ise özel bir uçakla havalimanına inip bir başka otele hareket ediyor. Toplam 15 kişiden oluşan bu ekip, sabah 09.50 ile 11.00 saatleri arasında ayrı ayrı gelip başkonsoloslukta buluşuyor. Önce başkonsolosluğun kamera sistemindeki hard disk sökülüyor. Bu arada Kaşıkçı, 11.50’de telefon ile aranıp o günkü randevusu teyit ediliyor. Aynı gün Kaşıkçı, saat 13.08’de konsolosluk binasına yaya olarak giriyor ve bir daha haber alınamıyor.” 

KAMERALAR İNCELENDİ

“Akşam saat 17.50’de ülkemiz resmi makamlarına nişanlısı tarafından Kaşıkçı’nın başkonsolosluk binasında zorla alıkonulduğu veya başına kötü bir şey geldiği şeklinde bir başvuru yapılıyor. Bunun üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzün ilgili birimleri hemen tahkikat başlatıyor. Bölgeyi gören güvenlik kameralarının incelenmesi sonucunda Kaşıkçı’nın başkonsolosluk binasından çıkmadığı kesinlik kazanıyor. Emniyet ve istihbarat birimlerinin olayı derinlemesine araştırmaya başlarken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının da görevlendirdiği başsavcı vekili ve savcılar eliyle soruşturma açtı. Araştırma ve soruşturma derinleştikçe çok ilginç bilgilere ulaşıldı. Öncelikle cinayetin olduğu günün arefesinden başlayarak, çeşitli uçaklarla 15 Suudi güvenlikçi, istihbaratçı ve adli tıpçının Türkiye’ye geldiği görüldü. Bu kişilerden 6’sının 2 Ekim saat 18.20’de, 7’sinin ise saat 22.50’de özel uçaklarla Türkiye’den ayrıldıklarının tespit edildi. Kıyafeti, gözlüğü ve sakalıyla Kaşıkçı’ya benzetilmeye çalışılan bir diğer kişiyle, yanındaki şahsın da gece yarısından sonra tarifeli uçakla Riyad’a hareket ettikleri belirleniyor. Olay günü konsoloslukta çalışan personel, denetleme olduğu bahanesiyle bir odada toplanıyor, ikamette görevli personele de aynı sebeple izin veriliyor. Suudi Arabistan yönetiminin 4 Ekim’de yaptığı bir açıklamayla, Kaşıkçı’nın öldürüldüğüyle ilgili iddiaları önce tümüyle reddettiğini, hatta başkonsolosun 6 Ekim’de Reuters muhabirini içeriye davet ederek, dolapları, elektrik panolarını kapaklarını açıp kapatmak suretiyle lakayıt bir havada kendini savunmaya çalıştı.” 

SİS PERDESİ KALKTI

“Bu arada gerek emniyet ve istihbarat birimleri gerek savcılığın araştırmalarını ve soruşturmalarını derinleştirerek sürekli yeni bilgiler, belgeler ortaya çıkarmaya gayret etti. Konunun dünya ve ülkemiz medyası tarafından sürekli gündemde tutulması karşısında Suudi yetkililer, konsolosluk binasının aranmasına izin vereceklerini açıkladılar. Önce bazı şeyleri sormak ve bunun da cevabını aramak durumundayız. Zira bu olayın İstanbul’da cereyan etti ve biz sorumluluk makamındayız, Sorumluluk makamında olanlar olarak bunu sorgulamak hakkımız. Meselenin üzerindeki sis bulutu yavaş yavaş ortadan kalkmasıyla diğer ülkeler de harekete geçti.” 

TAKDİR KENDİLERİNİN

“Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz başta olmak üzere üst yönetime çağrıda bulunuyorum. Olayın cereyan ettiği yer İstanbul’dur. Dolayısıyla bu 15+3 kişi, 18 tutuklunun yargılanmasının İstanbul’da yapılması teklifimdir. Takdir kendilerinindir ama bu benim teklifimdir, talebimdir. Çünkü olayın cereyan ettiği yer burası o bakımdan önemli.”

DÜNYA ERDOĞAN'I İZLEDİ

Erdoğan’ın konuşması Arapça ve İngilizce simültane ile Rusya’dan Katar’a İngiltere’den ABD’ye birçok ülkeye ulaştı. Başta dünyanın en önemli haber ajansları Reuters, AFP ve AP olmak üzere, CNN International, BBC News, SKY News, Bloomberg, Euronews, France24, Russian Today (RT) gibi dünyanın önde gelen televizyonlarının yanı sıra, Arapça kanallarda yakından takip etti. Avrupa basının da yakından izlediği Erdoğan’ın konuşmasını Rus medyası da  izleyicilerine canlı duyurdu. Ortadoğu basınıda Başkan Erdoğan’ın konuşmasına geniş yer verdi. 

KAŞIKÇI AİLESİNE TAZİYELERİNİ İLETTİ

Başkan Erdoğan, Cemal Kaşıkçı’nın ailesini aradı ve taziyelerini sundu. 

ELİMİZDE GÜÇLÜ EMARELER VAR

“Cinayetin planlı bir operasyonun ürünü olduğu yönünde elimizde güçlü emareler  var. Mevcut bilgiler ışığında şu sorular herkesin kafasını kurcalamaya devam ediyor. Öldürüldüğü resmen kabul edilen bir kişinin cesedi niçin halen ortada yok?  ‘Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği’ ifadesi doğruysa, bu yerli işbirlikçi kimdir? Hiç kimse tüm bu sorular cevaplanmadan meselenin üzerinin kapatılacağını aklından dahi geçirmesin.” Henüz değerlendirme safhasında olan kimi bilgiler, hadisenin kesinlikle planlı olduğuna zaten işaret ediyor.  Böyle bir meseleyi birkaç güvenlik ve istihbarat mensubunun üzerine yıkmak kimseyi tatmin etmez. İnsanlığın vicdanı ancak emri verenden uygulayana kadar herkesten hesap sorulması halinde mutmain olacaktır. Şahsen Hadimul Haremeyn Şerifeyn Kral Selman bin Abdulaziz’in samimiyetinden şüphe duymuyorum. Böylesine kritik bir soruşturmanın, cinayet olayıyla en küçük bir irtibat şüphesi olmayan, gerçek manada tarafsız ve adil bir heyet tarafından yapılması çok önemlidir. Bu, bir siyasi cinayet olduğuna göre şayet varsa, diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da soruşturmaya dahil edilmesi gerekiyor.” 

ERDOĞAN KÜLLİYE’DE ELÇİLERİ KABUL ETTİ

Başkan Erdoğan’ın dün yoğun trafiğinin arasında kabul ettiği Ankara’ya yeni atanan 4 ülkenin büyükelçileri güven mektuplarını sundu. Erdoğan, AK Parti Grup toplantısı ve 2023 Eğitim Vizyonu toplantısının ardından sırasıyla Peru Büyükelçisi Luis Alberto Campana Boluarte, Etiyopya Büyükelçisi Girma Temesgen Barkessa, İsveç Büyükelçisi Annika Molin Hellgren ve Hollanda Büyükelçisi Marjanne De Kwaasteniet kabul etti.