15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

Türkiye asimilasyona hayır etnik kimliğe ise evet diyor

Açık Toplum Vakfı’nın yaptığı son araştırmaya göre toplumda radikal muhafazakarların oranı düşerken en çok korunmak istenen değer olarak özgürlük öne çıktı. Toplum etnik kimliklerin ifade edilmesine de sıcak bakıyor.

ERDİNÇ AKKOYUNLU5 Ekim 2012 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Türkiye asimilasyona hayır etnik kimliğe ise evet diyor

Açık Toplum Vakfı tarafından Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yılmaz’a yaptırılan “Türkiye’de Orta Sınıfı Tanımlamak” adlı araştırmanın sonuçları çarpıcı verileri ortaya koydu. Siyasal ve özel hayata ilişkin uç noktada bulunan muhafazakarlık tutumunun düşüşe geçtiği vurgulanan araştırmada “Muhafaza edilmesi gereken en önemli siyasal değer?” ‘özgürlük’ olarak görülürken 2007’de “Etnik grupların kendi dillerinin ve kültürlerinin tanınması’na sıcak bakanların oranında da yükseliş dikkat çekiyor. Başörtüsü, eşcinseller, küpe takmış erkekler, açık giyinen kadınlar ve flört eden gençlere yönelik hoşgörü oranının dikkat çekici ölçüde arttığı belirlenen araştırmaya göre toplumun yüzde 54’ü de siyasal değişim istemiyor. 2006 ve 2007’de yapılan araştırmanın üçüncü ayağı olan çalışma, Mart - Nisan 2012’de 16 ilde 1200 kişi ile görüşülerek hazırlandı. Araştırmada, şu veriler ortaya çıktı:

Hayatımızın birazı değişebilir

Araştırmaya katılanların yüzde 14.2’si hayatının değişmesini isterken bu oran 2006’da yüzde 29.1’di. Hayatının olduğu gibi sürmesini isteyenlerin oranı yüzde 14.8 iken biraz değişmeli diyenler yüzde 30, çoğu değişmeli diyenler de yüzde 25.3 olarak gerçekleşti.

Kanun önünde hepimiz eşitiz

Araştırmaya göre vatandaş hakları açısından en vazgeçilmez olanı yüzde 50,4 ile ‘Kanun önünde eşitlik’ ilkesi geliyor. Dini inanç ve ibadet serbestliği de yüzde 20,9 ile ikinci vazgeçilmez olarak belirleniyor. Dernek kurma ve toplantı hakkı yüzde 13,6 ile üçüncü sırada yer alırken seçme ve seçilme hakkı da yüzde 8,8 ile dördünce sıradakı vazgeçilmez.

Namaz kılanlar azalıyor

2006’dan bu yana namaz kılanların oranında da küçük bir düşüş tespiti yapılıyor, 2006’da yanlızca Ramazan’da namaz kılanların oranı yüzde 5 iken bu oran 2012’de yüzde 3,1’e düşüyor. Hergün 5 vakit namaz kılanların oranı 2006’da yüzde 33,5 iken 2012’de bu oran yüzde 28,2’ye geriliyor. Cuma namazlarına gidenlerin oranı 2006’da yüzde 19,1 iken 2012’de yüzde 18,8’e geriledi. Bayram namazı kılanların oranı 2006’da yüzde 4.9 iken bu oran 2012’de yüzde 4.7 oldu. Hiç namaz kılmayanların oranı ise 2006’da yüzde 18.7 iken 2012’de bu oran yüzde 20.5 oldu.

Oruç tutanlarda da azalma var

Oruç tutanların oranında da büyük bir düşüş dikkat çekiyor. Ramazan boyunca ve dini günlerde oruç tutunların oranı 2006’da yüzde 18,7 iken bu oran 2012’de yüzde 10,2’ye geriledi. Ramazan’ın tümünde oruç tutanların oranı ise 2006’da yüzde 60,4 iken bu oran 2012’de yüzde 53,1’e geriledi. 2006’da hiç oruç tutmayanların oranı yüzde 6,4’ten ikiye katlanarak 2012’de yüzde 12,3’e yükseldi.

AB karşıtlığında artış var

AB karşıtlığında ise bir yükseliş dikkat çekiyor.  AB üyeliğini destekleyenlerin oranı 2007’de yüzde 57.6 iken bu oran 2012’de yüzde 51,7’ye geriledi.

Eşcinsellere ve flörte hoşgörü de artıyor

Eşcinsellere olan hoşgörüde de bir artış dikkat çekiyor. Araştırmaya göre eşcinsellerden rahatsız olanların oranı 2006’da yüzde 72,8’den 2012’de yüzde 68,2’ye geriledi. Küpe takan erkeklerden rahatsız olanların oranı da 2006’da yüzde 52.8’dan 2012’de 41’e geriledi. Flört eden gençlerden rahatsız olanlar 2006’da yüzde 40,3’ten 2012’de yüzde 39’a geriledi.

Kendini ‘SOL’da görenler artıyor

Araştırmaya göre kendini solda görenlerin oranında yükseliş olsa bile toplumun ağırlığı kendini ‘sağ’da görüyor. 2006’da kendini ‘sağ’ olarak tanımlayanların oranı yüzde 34,9 iken bu oran 2012’de yüzde 33,4 oldu. Kendini merkezde görenlerin oranı 2006’da yüzde 24,1 iken 2012’de yüzde 25 oldu. Kendini solda görenler ise 2006’da yüzde 14,9 iken 2012’de yüzde 20,2 oldu.

Laiklik tanımı aynı kalmalı

Laikliğin değiştirlmeden uygulanmasını isteyenlerin oranı 2007’de yüzde 44,9 iken 2012’de yüzde 44,7 oldu. Lakilkil tanımında leni yorum isteyenlerin oranı ise 2007’de yüzde 12,3 iken bu oran 2012’de yüzde 15 oldu.

Kadın ve bebek sağlığı için kürtaja evet

Araştırmaya göre toplum yakın zamanda tartışma konusu olan kürtajı zorunluluk halinde kabul edilebilir buluyor. Araştırmaya katılanların yüzde 84,3’ü hamilelikte kadının sağlığı söz konusuysa kürtajın olabiliceğini düşünüyor. Tecavüz halinde meydana gelen hamileliklerde de yüzde 70,1 kürtajın olabileceğini düşünüyor.