18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Vesayet direniyor

Özgürlüklerin kısıtlandığı ‘Eski Türkiye’ özlemiyle pusuda bekleyen vesayetçiler direnişini sürdürüyor. ‘Andımız’ kararı ile ‘buradayız’ mesajı veren vesayet odaklarının TSK’da başörtüsü yasağı isteyen ikinci hamlesi Danıştay 2. Dairesi’ne takıldı.

7 Aralık 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Vesayet direniyor

Halkın Kurtuluşu Partisi (HKP), uygulamanın anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğunu iddia ederek yürütmesini durdurma ve iptal davası açtı. Danıştay, yürütmeyi durdurma talebini 1 üyenin karşı oyu ve 4 üyenin oyuyla reddetti. Karşı oy kullanan üyenin de HKP gibi “Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘laiklik ilkesi’ varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez” demesi ise dikkat çekti. Danıştay 2. Dairesi, HKP’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başörtüsü serbestliği getiren yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması istemini 1’e karşı 4 üyenin oyuyla reddetti. Daire, iptal istemine ilişkin kararını ise önümüzdeki günlerde verecek. 

İMKAN TANINDI

Milli Savunma Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl Türk Silahlı Kuvvetleri Kıyafet Yönetmeliği’nde önemli bir değişikliğe gidilerek, kadın personellerin başörtü takabilmelerine imkan tanındı. Türk Silahlı Kuvvetleri Kıyafet Yönetmeliği’nin “Genel Hükümleri” bölümüne şu madde eklenmişti: “Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri mensubu bayan subaylar, sözleşmeli subaylar, astsubaylar, sözleşmeli astsubaylar ve askeri öğrenciler ile bunların adayları ve kursiyerleri, resmi üniformalarıyla birlikte şapka, bere veya kep altına başlarına taktıkları üniforma renginden istihkak olarak verilen desensiz giysileri yüzlerini kapatmayacak şekilde takabilirler.” HKP, söz konusu düzenlemenin anayasa ve yasalara aykırı olduğunu iddia ederek Danıştay nezdinde yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtı. Danıştay 2.Dairesi, 20 Aralık 2017’de toplanarak HKP’nin öncelikle yürütmeyi durdurma talebini karara bağladı. 

OY ÇOKLUĞUYLA RET 

HKP’nin yürütmesinin durdurulması talebi, 1’e karşı 4 üyenin oyu ile reddedildi. Kararda, “Uyuşmazlığın niteliğine ve davanın durumuna göre, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 6352 sayılı Yasa ile değiştirilen 2, fıkrasında sayılan koşullar (telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartları) gerçekleşmemiş olduğundan yürütmenin durdurulması isteminin reddine oyçokluğu ile karar verildi” ifadelerine yer verildi. 

Karara muhalefet eden bir üye karşı oy yazısında vesayet odaklarıyla benzer ifadelere kullanması ise dikkat çekti. Üye, şu değerlendirmeyi yaptı: “Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘laiklik ilkesi’ varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez. Din ve vicdan özgürlüğü bağlamında kamu personelinin dinsel aidiyetini göstermesine imkan tanınmasının; kamu görevini yerine getirirken ne kadar tarafsız davranırsa davransın, hizmetten yararlanan kişilerde şüpheye yol açabileceği ve bundan da kamu hizmetinin zarar görmesinin kaçınılmaz olduğunu izaha gerek yoktur.” 

Skandal bir karar

Son yıllarda hak ve özgürlükler alanında yapılan devrim niteliğindeki düzenlemeler sonrasında vesayet odaklarının çeşitli kisveler altında direnişleri dikkat çekiyor. Geçtiğimiz günlerde Danıştay 8.Dairesi, bir başka STK’nın başvurusu üzerine “Andımız” konusunda skandal bir karar almıştı. Daire, skandal bir şekilde yerindelik denetimi yaparak “Dava konusu kararı hukuki bir zemine oturtacak, idarenin takdir hakkını ve düzenleme yetkisini kamu yararı uyarınca kullandığını ortaya koyacak yeterli bilimsel gerekçenin bulunmadığı” yorumunda bulunmuştu.

AİHM: BAŞÖRTÜSÜ ÖZGÜRLÜK

Türkiye’deki vesayet odaklarının aksine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), başörtüsünü “özgürlük” olarak görüyor. 

AİHM, geçtiğimiz aylarda başörtülü olduğu için duruşma salonundan çıkarılan bir kadının yaptığı başvuruda Belçika yönetimini haksız buldu. Yüksek Mahkeme, kararda Belçika Mahkemesi’nin kadını duruşma salonundan çıkararak ‘dini aidiyetini özgürce gösterme hakkını’ kısıtladığına hükmetti. 

PUSUYA GİZLENMİŞ BEKLİYORLAR

TBMM eski Başkanvekili ve AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Ahmet Aydın, Danıştay’a TSK’da başörtüsü serbestisiyle ilgili yapılan itiraz ve “karşı oy” kullanan bir üyenin yaklaşımıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Aydın, “Maalesef Türkiye’de zaman zaman bu tür akla ziyan açıklamalar ve bu açıklamanın sahibi bir takım zihniyetleri görebiliyoruz. Adeta pusuya gizlenmiş halde bekliyorlar” dedi. 

AKIL TUTULMASI 

Karşı oy kullanan üyenin tavrına da dikkat çeken Aydın, “Laikliğin de tarifi zaten din ile devlet işlerinin ayrılması değil mi? Herkesin, inancını özgürce yaşaması değil mi?  Halen Türkiye’yi bu tür kısır çekişmelerin içine çekmek yanlıştır. Hukuki de değildir, insani de değildir, vicdani de değildir, İslami de değildir. Böyle bir şey mümkün değil. Dolayısıyla bu tür zihniyetleri bir kez daha kınıyorum. Başörtüsü üzerinden farklı yorumlar yapmaları, akıl dışı görüyorum” diye konuştu.

DEĞİŞİKLİĞE GİDEN SÜREÇ

TSK yönetmeliğine giden süreç; Konya Selçuk Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği son sınıf öğrencisiyken Türk Silahlı Kuvvetleri’nde pilotluk için intibak eğitimlerine katılan ilk başörtülü öğrenci olan Merve Gürbüz’ün, kıyafeti nedeniyle yemin edememesi üzerine Başkan Erdoğan’ın talimatıyla başlamıştı. Merve Gürbüz, Selçuk Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği son sınıfındayken Hava Harp Okulu’na geçiş yapmış ve ilk olarak Hava Harp Okulu sınavında başarı göstererek, Muğla Milas Hava Meydan Komutanlığı’nda sınavlara girmişti. 14 uçuş eğitimine tabi tutulan Gürbüz, uçuş eğitimini başarıyla tamamlamıştı.

ASKERLİK SÜRESİ KISALABİLİR

Askerlik sistemine yönelik yapılan çalışmalarda sona gelindi. Milli Savunma Bakanı Hulusi  Akar’ın başkanlığındaki toplantıya, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in yanı sıra kuvvet komutanları da katıldı. Toplantıda, askerlik süresinin kısaltılması dahil yeni askerlik sistemi, ayrıntılı bir şekilde görüşüldü.