Zana, dün akşam saatlerinde başladığı açlık grevi eylemini yine TBMM'deki odasında devam ettirirken, bugün sabah saatlerinde bir grup gazeteciyle sohbet etti.
Cezaevlerindeki açlık grevleriyle ilgili topluma mesaj vermek için açlık grevine başladığını dile getiren Zana, daha önce de 30 gün açlık grevi yaptığını anımsattı. Açlık grevinin sağlık sorunlarını daha da derinleştireceği için BDP grubunun eyleme başlamaması yönündeki ricasına rağmen kararlı olduğunu belirten Zana, eylemini Meclis'teki odasında sürdüreceğini de kaydetti.
Açlık grevleri üzerinde siyasi polemik yapılmasının gayri insani bir durum olduğunu kaydeden Zana, 'Dünyanın en zor, en ızdırap verici ölüm biçimidir, ölüm orucu. Yavaş yavaş ölüyorsunuz' dedi.
AA muhabirinin, Hükümet'ten kimsenin kendisini arayıp aramadığı sorusuna Zana, 'Şu ana kadar arayan olmadı. Sayın Bülent Arınç'ın açıklamaları gayet insani ve olumlu açıklamalar. Ancak talepler gecikmeden dikkate alınmalı. Geciktiğinde daha başka talepler gündeme geliyor ve artıyor' diye konuştu.
Zana, Kürt sorunuyla ilgili olarak, 'sorunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çözeceğine' dair açıklamalarının hatırlatılması üzerine, 'Evet yine aynı düşüncedeyim, sorunu Başbakan çözebilir' dedi. Başbakan Erdoğan'ın bu konuda gecikmeden adım atması gerektiğini ifade eden Zana, 'Daha fazla geç kalınmamalı' şeklinde konuştu.
Zana, daha önce 30 gün devam ettirdiği açlık grevinin de tecrübesiyle sadece şekerli su ve çay içtiğini, mideye verdiği büyük tahribat nedeniyle meyve suyu gibi asitli içecekler almadığını ifade etti.
Şimdilik durumunun iyi olduğunu kaydeden Zana, açlık sebebiyle vücudun bütün hastalıklara açık hale geldiği için açlık grevindeki kişinin çok fazla insanla görüşmemesi gerektiğini, ancak kendisine destek için gelenleri de kıramadığını anlattı.
Zana, basın mensuplarının ısrarına rağmen şimdilik görüntü vermek istemediğini sözlerine ekledi.