12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Çinliler’i Türk pidesiyle tanıştıracak

Simit satarak başladığı çalışma hayatında gerçek başarı öyküsünü yakalayan işadamlarından Çıtır Usta’nın kurucusu Atilla Külekçioğlu, 9 yılda açtığı 50 restoran zincirinin ardından başta Çin, ABD, Suudi Arabistan ve Rusya olmak üzere dünyaya açılıyor.

Fulya Erdem/[email protected]1 Ekim 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Çinliler’i Türk pidesiyle tanıştıracak

Atilla Külekçioğlu... Zabıta memuru olan babası, ticarete atılmasını istiyordu. İş hayatına ilkokulda simit satarak başladı. En iyi müşterileri ise arkadaş ve öğretmenleriydi. Kilis’te yapılabilecek en iyi iş fırıncılık olduğundan lise çağına geldiğinde asıl mesleğine temel oluşturacak işine çırak olarak adımını attı. 14 yaşındayken sabah ezanından önce işe gelip yatsı namazından sonra dükkanı kapatıyordu. O zamanlar kızdığı babasına bugün ‘Allah razı olsun’ diyen Çıtır Usta’nın patronu Atilla Külekçioğlu, dev fabrikasında işlediği ürünlerini yaklaşık 50 restoranında kebap ve pide olarak müşterilerine sunuyor. 2015 yılında 100 dükkana ulaştığında Borsa’ya açılacağını söyleyen Külekçioğlu, Çin, ABD hatta Seyşel Adaları’nda restoran zincirleri kurmak üzere kolları sıvadı. “Avrupalı Amerikalı bize nasıl kendi markasıyla tavuklarını, hamburgerlerini ve pizzalarını yediriyorsa, biz de kendi markamızla onlara kebabımızı, pidemizi yedireceğiz” diyen Külekçioğlu’yla başarı öyküsünü, markasını, hedef ve projelerini konuştuk.

-Memur bir aileden gelmenize rağmen ticarette yarattığınız başarılı sistemle dünya markası olma yolunda ilerliyorsunuz...

Benim babam Kilis’te zabıta memuruydu. Ticaret kültürüyle büyümedim ama yazları birçok işte çalışıyordum. İlkokulda simit satardım mesela. Çevreden tepkiler gelirdi babama ‘niye çalıştırıyorsun çocuğu’ diye. Babam da ‘hayatı öğrensin para kazanmanın ne olduğu görsün” derdi. Simit sattığım dönemlerde hep bir çekingenlik vardı ama arkadaşlarım, öğretmenlerim beni desteklerdi. Simitlerimi satın alırdı. Okulu seven bir öğrenci olmadığımdan babam, “Seni çırak vereceğim, bari meslek sahibi ol” diyerek beni okuldan aldı. Beni bir fırıncının yanına ‘eti senin kemiği benim’ diyerek gönderdi. O zamanlar Kilis’te pide fırınları önemliydi. Sabah ezanından önce işe gitmek zorundaydım çünkü tarlaya, bağa gidecekler, namazdan çıkanlar erkenden gelir ekmek alırdı. 300-400 kilo hamuru bir seferde makine olmadan elimle yoğururdum. Yatsı namazı okunduktan bir saat sonra işi bırakırdım. Çocuk yaşta bu şartlarda hayatı öğrendim. O zamanlar babama kızıyordum ama şimdi ‘Allah razı olsun’ diyorum.

-‘Çıtır Usta’ markası nasıl doğdu?

Kilis’te işi öğrendikten sonra kalamazsınız, dışarıya açılmanız lazım ki para kazanabilesiniz. Ben de Eskişehir’in yolunu tuttum. 18 yaşındayken patronum işi bırakacağını söyleyerek, dükkanı başka bir dükkanla takas etti, bana da 4 masalı bir dükkan verdi. Orada birkaç yıl çalıştıktan sonra bir Almanya maceram başladı. 4 yıl orada kendi işimde çalıştım ve gurbette çok daha fazla devam edemeyeceğimi anlayınca İstanbul’a kesin dönüş yaptım. Kendi işimle ilgili deneyimi burada kazandım, markanın temelleri de atılmış oldu. Almanlar’ın Türkler’e olan bakışı beni rahatsız ediyordu. Önce Almanlar, sonra Avrupa vatandaşları, doğu bloku ülkeleri, zenciler ve en son Türkler geliyordu. Devlet kurumlarına gittiğinizde gördüğünüz uygulama aynen böyleydi. Alman’ın koyduğu kurala uymak zorundasın, sudan sebebe seni sınır dışı edebiliyor. O zamanlar sahip çıkan yoktu bize, daha fazla dayanmayacağımı anlayınca geri dönme kararı aldım.

-Çıtır Usta kim?

2002 yılına kadar Almanya’daki dükkanlarda devam ettim. Kardeşimi ziyaret için İstanbul’a geldim ve beni ilk alışveriş merkezi Galleria’ya gezmeye götürdü. Krizden çıkış dönemiydi, cebimde de param vardı yatırım için. Galleria’yı görünce buraya gelmeye karar verdim. Zaten kesin dönüş kararı almıştım ve Türkiye’deki ilk dükkanımı burada açabilirdim. Şu anda hala çalışan Galleria dükkanımızı açtık. Müracaatımız sırasında bizden marka istediler. Oturduk isim düşündük, dükkanın işletmesini küçük kardeşim Hanifi’ye verecektim, yapısı da minyondu. En küçük olduğundan ‘çıtır’ adı aklımıza geldi. Kebap işi de usta işidir. Markamız ‘Çıtır Usta’ doğdu. Markaya ismini veren kardeşim şimdi benim en iyi Edirne bayim.

-Bundan sonraki hedef ve projelerinizde neler var?

2012 yılı sonu için 50 restoran hedefi koyduk, 2013’te 60, 2014’te 70 restoran ve 20 ekspres mağaza ve 2015’te de 100 restoran ve 40 ekspresle beraber borsaya açılacağız. 60 çaşit ürünümz var ve ekipleri kendimiz eğitiyoruz. Günde yaklaşık 13 bin kişiyi eğitiyoruz. Büyümeye devam edeceğiz. Ancak mantıklı yerlerde... Öyle alışveriş merkezleri var ki 35 milyar kira istiyor. Para kazanmadıktan sonra yatırım yapmanın bir anlamı yok. 15 milyon lira harcıyoruz biz yılda yatırımlara.

-Peki yurtdışı yatırımlar...

Yunanistan, Romanya ve Ortadoğu’da bir yapılanmamız olacak. Rusya ve ABD’de ciddi işler düşünüyoruz. Çin’de de bir yapılanma üzerinde çalışıyoruz. Yurtdışına yine kendi markamızla çıkacağız, bir alt marka ile gitmemiz konusunda yönlendirmeler var ama yabancılar nasıl kendi fast food’larını kendi tavuk markalarını, pizzalarını bize benimsettilerse biz de orada onu yapacağız. Gideceğimiz yerler arasında Amerika birinci sırada, Bulgaristan, Romanya, Rusya ve Suudi Arabistan’dan ciddi talep var. Seyşeller’e bile bakıyoruz. Yerel ortakla girmek en iyisi. Dünyada bu böyle, dünya markaları böyle çalışıyor. Ancak bireysel başvuru almıyoruz. Bize hedef verecek, toplu mağazalar açacak, uzun vadeli hesap yapan yatırımcılar arıyoruz. Kuzey Çin’den ciddi bir müşteri var, orası aklımızda yoktu ama çok istiyorlar. Sisteme uygun olduğunu gördük, oralara da gideceğiz. Üretimi orada kuracağız. Sistemimiz hazır. Bulgaristan, Romanya, Yunanistan gibi ülkelerde 2 milyon dolara yatırım yapmak  mümkün. Ortak olmak isteyen bir fonla görüşüyoruz. Ortaklık gerçekleştiği taktirde bu yatırımlarımızı hızlandırarak daha kapsamlı hale getirebiliriz.

-Gıda, hele de eti işlemek zor iş. Şube-lerdeki standardı nasıl sağlıyorsunuz?

Acil durumda yapılacaklardan, pide yapımına kadar tüm talimatların olduğu, uyulması kuralların yazıldığı ‘kutsal kitap’ adını verdiğimiz bir rehberimiz var. Tüm bayilerimize o kitabı veriyoruz. Böylece herkes o kuralara uyuyor. Nereye giderseniz gidin tüm dükkanlarda aynı standart sağlanıyor. 1200 metrekare bir tesis yaptık. Etlerimiz de dahil diğer ürünlerimizi yıllardır aynı tedarikçiyle çalışıyoruz. Herşey kayıt altında. İşlenen ürün siparişe göre hijyen koridoru dahilinde dağıtılıyor. Çalışanları da rastgele piyasadan almıyoruz. Kendi  akademimizde eğitim verdiğimiz ve sertifikalandırdığımız kişileri işe alıyoruz. Bu elemanlar eğer gönderdiğimiz bayiyle anlaşamaz ya da orada çalışmak istemezse o zaman başka bir dükkana tayin ediyoruz.

Ekonomiye yapılacak küçük düzenlemeler sorunları kökten çözer

İŞADAMI olarak ekonomiye bakıp uzun vadeli plan yapabiliyorum, bu dengenin bozulmaması için çalışılması gerekiyor. Ancak basit çözümlerle vatandaşın ve yatırımcının daha mutlu olacağı, refah içinde yaşayacağı ortam oluşturmak zor değil. Ekonomik gidişatın içinde vergi sistemi, merdivenaltı ve kayıtdışı üretim, denetim mekanizmasının etkin hale getirilmesi gibi ayarlar sorunların çözümünde önemli rol oynayacaktır. Sorunları, temelinden çözmek gerekiyor. Ben toplam bin 300 kişi çalıştırıyorum, her yıl 200 kişi artıyor. İstihdamın artması yatırımcıların daha fazla yatırım yapması için adil bir vergi düzeninin olması, haksız rekabetin ortadan kaldırılması lazım. Dürüst çalışan cezalı duruma düşürülmemeli. Türkiye’de konu ne olursa olsun çözüm odaklı yaklaşılmıyor. Günlük çözümler aranıyor. Dünyada çok önemli yerlerde bilimadamlarımız var, onların dönmesini sağlayalım, küstürmeyelim.

Anahtar teslimi dükkan ve dört motosikleti 225 bin TL’ye veriyoruz

BAYİ aolmak isteyen yatırımcı adayları üretim tesislerini görsün. Yanlış yatırımın herkese zararı var. Ayrıca personeli mutlu ortamda çalıştıracak, kimseden pideci kebapçı olmasını beklemiyoruz. Marka adını değil, sistemi satıyoruz biz. “Ciroyu ne kadar artırırsın, müşteriyi ne kadar mutlu edersin” buna bak diyoruz. Yoksa “Ürün fiyatıyla, üründen ne kadar kâr sağlarıza bakma” diyoruz. Biz o kısımları yapıyoruz. Yatırımın yüzde 70’ini nakit bekliyoruz. Ancak “En güzeli yatırım bedeli cebinizde, 3-4 aylık bedelde bir kenarda bulunsun” diyoruz. Yüzde 37 karla çalışan şubelerimiz var. Ekspres konseptinde 225 bin liraya anahtar teslim ve 4 motosiklet veriyoruz. Mamul kapıya kadar geliyor, istihdamı biz sağlıyoruz. Sistemi bilgisayardan takip ettiğimiz için de kâr/zararı dengeleyip, müdahale ediyoruz. Dükkan maliyetleri ise anahtar teslimde metrekare olarak 2.000-2.500 lira arasında değişiyor.

İşsiz insanlara eğitim veriyor ve yetiştirip bünyemize alıyoruz

ÇITIR Usta Eğitim Akademisi’ni kurduk. “Çağrı Merkezi ve Servis Elemanı” sertifika programını bitirenler dükkanlarımızda çalışanlar buradan mezun oluyor. Projeyi, sektördeki personel kalitesini ve çalışan yetkinliğini artırmak üzere Aydın Üniversitesi ve İŞKUR işbirliği ile hayata geçirdik. ‘Çağrı Merkezi ve Servis Elemanı Sertifika Programı’yla standardı gittikçe yükselen servis sektöründeki eğitimli personel açığını kapatmayı; en hızlı büyüyen alanlarından biri olan çağrı merkezi sektörüne nitelikli eleman kazandırmayı hedefliyoruz. Ar-Ge laboratuvarımızı kuruyoruz fabrikamıza. Kendi ürettiğimiz ürünlerin tamamını kendi laboratuvarımızda analiz edeceğiz.