12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

E-ticaretin en sevimli hali Ortadoğu yolunda

Ünlü markalara verdiği reklamcılık hizmetinden, bebeklerin tüm ihtiyaçlarını sanal dünyadan karşılamaya kadar pek çok alanda faaliyetlerini sürdüren Netset Group, ‘butikbebe.com’ markasıyla internet üzerinden Ortadoğu’ya açılmak üzere kolları sıvadı.

Fulya Erdem/[email protected]29 Ekim 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
E-ticaretin en sevimli hali Ortadoğu yolunda

Öğrenciyken kredi kartından çektiği parayla reklam ajansı kurdu. İyi markalarla çalıştı. Bir gün çalışma arkadaşlarıyla toplantı yaparken bir yandan da geleceğin parlayan yıldızı olmaya aday bir sektöre, e-ticarete adım atma fikri doğdu. 6 ay gece gündüz süren bir çalışmanın ardından sadece bebek ve annelere hitap edecek bir siteyi hayata geçirdiler. ‘butikbebe.com’la günde 30 bin ziyaretçiyi ağırlayan 450 paketi kargoya veren ve pazar liderliğine oturmaya hazırlanan Netset Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Aksakallı, yüzde 90’a varan indirimlerle sattıkları ürünleri yurt dışına açmaya hazırlandıklarını anlattı.

Aksakallı “Türkiye’de mağazası olmayan, tüketicinin temin etmekte zorluk çektiği ürünleri getirip sitemiz üzerinden sunuyoruz. Aynı zamanda e-ticaret yapan bir çok ünlü siteye de ürün sağlıyoruz. Yıl sonunda pazar lideri olacağız. Bundan sonra da yurt dışına satışlar gelecek” dedi. Aksakallı’yla hikayesini, e-ticareti, sektörü, hedeflerini konuştuk.

-Önce kendinizden bahseder misiniz?

Çocuk yaştayken para kazanmanın tadına vardım ben. Maçlara gider değişik ürünler satardım. Bir yandan da okul vardı. Futbol oynardım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde profesyonel olarak futbol oynuyordum. Ancak üniversite ile arada bir tercih yapmam gerekti. Ben de tercihimi okuldan yana kullandım ve Marmara Üniversitesi’nde reklamcılık okumaya başladım. Ancak bu işte bir yerlere gelmek istiyorsanız daha okurken sektöre giriş yapmanız gerekiyor. O dönemler ünlü reklamcı ve müzisyen Feridun Hürel hocamdı. İkinci sınıfta okurken kendi reklam ajansında çalışmamı sağlayarak önümü açtı. 1.5 yıl onunla çalıştım ve bana yanlışlarımı öğretti. İşin püf noktalarını söyledi. Üçüncü sınıftayken bir arkadaşımla beraber kendi şirketimizi kurmaya karar vermiştik.

-20 yaşındaki bir gencin kurduğu ajans nasıl bu kadar başarılı oldu?

Bizim işimizde karizma, etkileme, imaj çok önemlidir. Ne kadar güven verirseniz o kadar ikna edersiniz müşteriyi. Belli müşterilerimiz vardı ama daha da büyümeliydik. Bir yıl sonunda aynı mülk sahibinin daha büyük bir dairesini kiraladık. Daha çok müşteri bulmalıydık. Türk insanı yabancıyı seviyordu ve bizim de bir yabancı sanat yönetmenini bünyemize katma ihtiyacı doğdu. Aslında alacağımız kişinin ne iş yapacağı çok önemli değildi, bir vitrin gerekiyordu bize. Bir ilan verdik gazeteye, şansımıza çok başarılı bir sanat yönetmeni başvurdu. Türkiye’nin çok önemli reklam ajanslarında da çalışmış. Onunla çalışmaya başladık. Müşteriler onu çok sempatik gördü, çok iyi işler çıkardı, birkaç yıl içinde Türkiye’nin önde gelen firmalarına hizmet veren 40 kişinin çalıştığı bir reklam ajansı konumuna gelmiştik.

-Bugün hangi noktadasınız, neler yapıyorsunuz?

Sitemize günde 30 bin civarı ziyaretçi geliyor, 450 civarı kargo çıkarıyoruz. Haftada en az 50 markayı sunuyoruz. Ürünleri yüzde 20-90 arasında indirimlerle sunuyoruz. Bu tamamen ürünün niteliği ve tedarik şekliyle direkt ilgili. İthal ettiğimiz Türkiye’de mağazası olmayan, tüketicinin temin etmekte zorluk çektiği ürünleri de sunuyoruz. İtalya, Belçika, Hollanda, ABD ürün getirdiğimiz ülkeler arasında yer alıyor. Ayrıca Netset Grup olarak aynı zamanda e-ticaret yapan birçok ünlü siteye de ürün sağlıyoruz. 2 bin markayla düzenli olarak çalışıyoruz.

-Butikbebe.com ile ilgili hedefleriniz neler, projelerde neler var?

Pazar lideri olmak istiyoruz. Reklam çalışmaları, organizasyon yapımızdaki düzenlemelerle bunu sağlamayı planlıyoruz. 3-4 aylık dönem sonunda çocuk kategorisinde pazar lideri olmayı hedefliyoruz. Türkiye’deki potansiyelin çok azını kullanıyoruz. 30 milyondan fazla internet kullanıcısının sadece 5 milyonu alışveriş yapıyor. ABD’nin 10’da 1’i alışveriş yapılıyor. Ancak pazarımız her yıl yüzde 50 büyüyor. Asıl internet kullanan kitle geleceğin müşterisi şu an çocuk ve alışveriş yapıyor ama onlar geleceğin anne babaları olduğundan çok büyük bir potansiyel var gelecekte. 2013’ün ilk çeyreğinde sektör lideri olmak istiyoruz.

Dünyada da adımızı duyurmak gibi büyük bir hedefimiz var. Ondan sonra stratejik ortaklık düşünebiliriz. İlk yılın yaklaşık cirosu 7.5 milyon TL. Alt yapı için bir yılda yaklaşık 5 milyon TL’lik yatırım yapıldı. 2013’te ciroyu beş katına çıkarmayı hedefliyoruz.

-İhracat olacak mı?

Ortadoğu ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri’nden çok talep var. Bizim tabanımızı kullanarak organizasyonlar yapmak istediklerini söylüyorlar. Türkiye’deki sistemi oturttuktan sonra bu tür çalışmalara da yön vereceğiz. Ayrıca kendi markalarımızı çıkarmayı hedefliyoruz. Üreticiden tüketiciye köprü görevi yapacağız. Doğrudan ve daha ekonomik ürün satmış olacağız.

-Ünlü markaları hatta elektronik olanları bile nasıl bu kadar ucuza satıyorsunuz?

Satılacak ürün adedi yüksek olunca, büyük kitlelere bir anda ulaşma kabiliyetimiz olunca firmaların bize sağladığı avantajlar oluyor. Cadde mağazacılığında daha az maliyetimiz var, böylece kârlı satabiliyoruz.

Çıkış noktamız anne ve bebeklerin ihtiyaçlarını tek elden zaman kaybettirmeden karşılamak oldu

Geniş kitlelere yönelik işler yapmak istiyordum. Üç tane reklam odaklı şirketin bir araya geldiği bir yapı kurduk. Bir gün konuşurken internet üzerinden çalışma yapmamız gerektiği fikri doğdu. Bu, sanal ticaretin yeni tanınmaya başladığı, sektörün şekillendiği bir dönemdi. Ve biz de bu sektörde varolma kararı verdik. Bebek, çocuk ve anne üzerine odaklanacaktık. Ailelerin bebek ve çocukları için ihtiyaçların tamamını karşılamak için günler boyunca değişik yerlerden alışveriş yapmaları gerekiyor. Buna zaman ve enerji yetmiyordu. Bu bizim çıkış noktamız. Bu alanda inanılmaz bir boşluk vardı. Bir yıl önce ‘butikbebe.com’u kurduk.

Yüzlerce e-ticaret sitesi var kendini yenileyemeyenler sektörden elenecek

Site kurmak yetmiyor, iyi lojistik altyapınız yoksa, doğru ürünü doğru zamanda temin edip ulaştıramıyorsanız müşteriyi kaybedersiniz ve giden müşteriyi de bir daha geri kazanamazsınız. Sadece site açmakla olmuyor. Sektör çok yeni, yetişmiş insan sayısı çok az. Personel maliyetleri, sabit maliyetler çok yüksek. Çok ciddi lojistik altyapınızın olması lazım, kadronuzun olması şart. Yüzlerce internet sitesi var, tüketiciye güven vermeniz gerekiyor. Müşterinin başka bir rakibinize kayması çok kolaydır. Sürekli kendinizi hatırlatıyor olmanız lazım. Düzenli bir iletişim planlaması, reklam yatırımı gerekiyor. İşe başlayanların yüzde 4’ü bile devam etse bu bir başarı. Günlük 30 bin-50 bin lira arasında dönen bir para var böyle bir sitede. Her geçen gün artan bu potansiyel yıl sonunda bu rakamları çok değiştirecek. 

İlk işyerimizin kirasını kredi kartından çektiğimiz parayla ödedik

İŞ yaşamıyla üniversite öğrencisiyken tanıştım. Şişli tarafında Nişantaşı’ndaki okulumuza da rahatlık ulaşabileceğimiz bir ajans bakmaya başladık. Sonra tam istediğim gibi bir yer bulduk tam Atatürk’ün evinin karşısında. Kirası 70 milyondu, bizim için uygundu ve başka alternatifimiz yoktu. Orayı kiralamak zorundaydık ama mülk sahibi öğrenci olduğumuz için “Kiramı ödeyemezsiniz siz öğrencisiniz, sizinle uğraşamam” dedi bize. Yaşımız 20’ydi ve güven vermediğimiz için kiralama işi çok zor oldu. Aslında sermayemiz de kredi kartından çektiğimiz paraydı. Sonra ev sahibi hanımın oğlunu uzun uğraşlardan ikna ettik ve yer bizim oldu. Çok iyi işler yaptık, iyi kazandık ve iyi bir kiracı olduk.

Çin malı kötü algısı yanlış ne kadar para verirseniz o kadar iyi ürün yapıyorlar

SATIŞINI yaptığımız ürünlerin büyük kısmı yerli. Özellikle tekstilde anlaştığımız firmalar var. Yerli markalar tekstilde çok iyiler. Elektronik ürünlerde ithal olanları alıyoruz. Uzakdoğulu ürün algısı çok kötü Türkiye’de. Oysa Uzakdoğulu üretici bir sipariş aldığında o ürünü ne kadar, hangi kalitede üretmesini istediğinizi soruyor. Bir fuara gittiğimizde ve Çin standına uğradığımızda, Türk olduğumuzu öğrendiklerinde hemen bize en ucuz ürünü gösteriyorlar. Uluslararası dev markalar, elektronik ve oyuncak ürünlerinin üretimlerini maliyet avantajından dolayı zaten Uzakdoğu’da yaptırıyor. Çin malı kötüdür algısı doğru değil, paranıza göre ürün yapıyorlar.