16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Doğum sonrası stres bozukluğu ve depresyondan nasıl kaçınılır?

Bebek sahibi olmak mutluluk veren bir olaydır, ancak annenin yaşamı stresli ve zor olabilir. Birçok kadın, anne olduktan sonra hafif hüzün ve kaygı hisseder, ruh halinde değişiklikler görülür. Bu belirtiler normalde 7-10 gün içinde kendiliğinden düzelir. Az görülen, ancak daha ağır sorunlar doğum sonrası depresyon ve psikozdur. Doğumdan sonraki ilk 6 hafta içinde sinsice başlar ve birkaç ay içinde düzelir, fakat 1-2 yıla kadar da sürebilir. Peki, doğum sonrası stres bozukluğu ve depresyondan kurtulma yolları nelerdir?

TM Dijital Haber Merkezi29 Nisan 2019 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Doğum sonrası stres bozukluğu ve depresyondan nasıl kaçınılır?
Doğum, kadın yaşamında fiziksel anlamda en ağrılı olaylardan biridir. Yeni annelerin hemen hemen yarısı doğumdan sonraki ilk haftalarda ağlamaktan, mutsuzluktan, heyecanlılıktan ve duygu durumlarındaki dalgalanmalardan yakınırlar. Bu depresyon bulguları muhtemelen doğumdan sonra östrojen ve progesteron hormonlarındaki düşüşlere bağlıdır.
 
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (PTSD) aşırı stres, korku ve üzüntülü olayların ardından yaşanan bir durumdur. Ve dünyada milyonlarca kadın da doğum sonrası PTSD semptomları göstermektedir.
 
Doğum travmasını ağır yaşayan kadınlar, o andaki korku ve çaresizlik hislerini daha sonra da kâbuslar, canlı anılar ve geçmişe dönüş şeklinde tecrübe edip bunları hatırlatan olaylar karşısında panik, endişe ve üzüntüye kapılabiliyor; o travmayı hatırlatan her şeyden kaçma, o konu hakkında konuşmama eğilimine girebiliyor.
 
Doğum sonrası depresyon bulguları ise daha az sıklıkla görülen (yeni annelerin yüzde 25’inde) ve daha uzun süren (aylarca sürebilir) gerçek doğum sonrası depresyondur. Bu depresyon da hormon değişimleri ile açıklanabilmektedir. Hormon salınımlarına duyarlılık kadından kadına değişmektedir.
 
PTSD RİSKİ NE ZAMAN ARTIYOR?
 
Doğum sonrası PTSD semptomları farklı şekilde ortaya çıkabiliyor. Doğum anının hafızada geri dönüş şeklinde ve aynı acı ve korku hissiyle sürekli yeniden yaşanması, kişinin kendisini tehdit altında hissetmesi, takıntılı davranış geliştirme veya aşırı endişe hissi gibi…
 
Uzmanlar, doğumun kontrollü bir şekilde gerçekleşmediği düşüncesine kapılan, o sırada yeterli bakım ve destekten mahrum olan kadınların PTSD riskinin daha yüksek olduğunu söylüyor.
 
Doğumdan çok önce başka bir travma veya depresyon yaşamış kadınlarda PTSD riskinin beş kat arttığı ifade ediliyor.
 
Doğum sonrası depresyona katkıda bulunan birçok başka faktörün de olduğuna inanılmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
 
• Hamileliğin Bitimi: Özellikle keyifli bir hamilelik geçiren annelerde bunun bitimi ile sizi bir keder kaplayabilir. Ayrıca uzun zamandan beri ilgi odağı olan sizken, yerini çocuğunuz almıştır.
 
• Artık Anneyi Bekleyen Uykusuz ve Yorucu Geceler: Özellikle bazı evlerde bebek için daha fazla çaba gösteren anne olurken bunun farkında olunup takdir edilmemesi ve tüm ilginin bebek üzerine yoğunlaşması anneyi hayal kırıklığına uğratır.
 
• Hastanede Kalma: Siz bir an önce eve dönmeye hevesli iken çıkan bazı sorunlar nedeni ile hastanede kalışınızın uzaması sizi hayal kırıklığına uğratabilir.
 
• Yetersizlik Hissi: Yeni bir anne rolü üstlenmek size zor gelebilir. Eğer tamamen acemi iseniz “Neden bakamayacağım bir bebek doğurdum ki?” diyebilirsiniz. Eğer anne rolünde paralı bir iş yaparken gördüğünüzden daha az saygı görüyor iseniz o zaman kendinizi daha az değerli bir kişi gibi görebilirsiniz. Ve kendiniz hakkında iyi hissetmemek umut kırıcı olabilir.
 
• Suçluluk Hissetmek: Belki hamile kaldığınızda bu bebeği istemediniz ve şimdi isteseniz bile suçluluk hissediyorsunuz. Ya da bebeği ilk gördüğünüzde güzel olmadığını düşündünüz veya annelik duygusundan zevk alamıyorsunuz ve kendinizi suçlu hissediyorsunuz. Veya yakın gelecekte işe dönmeniz gerektiğini düşünüp bebeğiniz için üzülüyor ya da yeterli bir gelir getiremediğiniz için suçluluk duyuyorsunuz. Sebebi ne olursa olsun suçluluk hissi çok yıpratıcı ve moral bozucu olabilir. Bütün bunların gerçek bile olsa geçici durumlar olduğunu ve her şeyin düzeleceğini düşünüp kendinizi telkin etmelisiniz.
 
• Eski Siz İçin Kederlenmek: Kaygısız, kariyerinize yönlendiğiniz günler bebeğinizin doğumu ile beraber artık geride kalmıştır (en azından geçici olarak). Aynı zamanda siz ya da eşinizle bir çift olarak ikiniz, zaman alan hobileriniz, dersler, sinemalar gerçekçi olarak biraz askıya alınmalıdır.
 
• Görünüşünüz Konusunda Mutsuzluk: Eskiden şişman ama hamileydiniz, şimdi ise sadece şişmansınız. Hamilelik kıyafetlerini giymeye tahammül edemiyorsunuz ama başka bir şeyler de olmuyor. Bu durumdan kurtulmak için biraz karalı ve sabırlı olmanız gerekli.
 
• Destek Eksikliği: Eğer ailenizden ve arkadaşlarınızdan, ama özellikle kocanızdan yeterli destek göremiyorsanız, o zaman yeni annelik göreviniz zorlu ve moral bozucu olabilir.
 
• Bebekle İlişkisi Olmayan Stresler: Aile, iş, parasal sorunlar da doğum sonrası depresyona sebep olabilirler.
 
PTSD NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?
 
Doğum sonrası PTSD tedavisi ilaca ve bilişsel davranışçı terapiye dayanıyor. Bu terapi, konuşma yoluyla hastanın düşünme ve davranışlarını değiştirmeyi amaçlıyor.
 
Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme tedavisi ise bazen el ile masaya hafifçe vurma veya müzik yoluyla kişinin geçmiş deneyimi yaşama yerine şimdiki zamanda olduğunu hatırlamasına yardımcı olmayı hedefliyor.
 
Araştırmalar meditasyonun da PTSD'li eski askerlere iyi geldiğini gösteriyor.
 
Gerekli tedaviye ulaşma halinde doğum sonrası PTSD tedavisinin çok zor olmadığı ifade ediliyor. Ancak bazen kadınlardaki PTSD belirtileri doğum sonrası depresyon ile karıştırılabiliyor.
 
Ebe ve doğum uzmanlarının bu konuda daha iyi eğitilmesi yoluyla önleyici tedbirler alınması çok daha kolay olabilir. Doğum sırasında sağlık görevlilerinin jargondan arınmış ve çok daha şefkatli bir dil kullanması gibi basit yöntemler bile kadınların fiziksel ve ruhsal sorunlarını asgariye indirebilir.
 
DOĞUM SONRASI DEPRESYON NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?
 
Doğum Sonrası Depresyon için zaman geçmesi ve biraz sabırlı olunmasından başka kesin bir tedavi olmamasına karşı sıkıntılarınızı en aza indirmek ve kendinizi rahatlatmak için yapabileceğiniz bazı şeyler vardır.
 
• Eğer moral bozukluğunuz hastanede başlarsa kocanızdan onunla biraz baş başa kalmayı isteyin. Eğer fazla gevezelik sinirlerinizi bozuyorsa gelen ziyaretçi sayısını sınırlayın. Ya da sizi en çok eğlendirenleri davet edin. Eğer hastane ortamı moralinizi bozuyorsa erken ayrılma konusunda doktorunuz ile konuşun.
 
• Kendinizi halsiz hissediyorsanız diğerlerinden yardım isteyin bebeğiniz uyurken dinlenmek ve kestirmek için fırsat kollayın. Bebeğinizi beslediğiniz zamanları dinlenme dönemleriniz olarak değerlendirin ve rahat bir pozisyonda besleyin bebeğinizi.
 
• Gücünüzü toplamak için en iyi diyeti uygulayın ve gerekirse doktorunuzun tavsiye edeceği vitaminleri kullanın. Özellikle bazı insanlarda depresyona neden olabilecek çikolata ve şekerden kaçının.
 
• Mümkün olduğunda eşinizle yemeğe çıkın, güzel giyinin ve romantik ortamlar yaratın. Bu işi evde yapıyorsanız bebeğinizin romantik ortamınızı kesmeye karar vermesi halinde mizah anlayışınızı kaybetmeyin.
 
• Eğer kendinizi önemsiz ve değerinizi kaybetmiş gibi hissediyorsanız bu duyguları eşiniz ile paylaşın. Eşiniz, sizin de en az bebek kadar ona ihtiyaç duyduğunuzu fark etmemiş olabilir.
 
• Kocanızdan, annenizden ve komşularınızdan size yardımcı olmalarını isteyin. İhtiyacınız olan tüm bu yardımı bu şekilde alamıyorsanız ve maddi imkânınız da varsa kendinize günde en az iki saati ayırmak üzere bir yardımcı tutun.
 
• Kendinizi iyi hissetmek için iyi görünün. Tüm gün etrafta dağınık saçlarla ve sabahlıkla gezmek herkesin moralini bozabilir. Kocanız sabah çıkmadan bebekle ilgilenirken siz bir duş alın ve makyajınızı da yapın.
 
• Evden dışarı çıkın. Bebeğinizle beraber ya da bebeğinize bakabilecek bir gönüllü bulabilirseniz yalnız arkadaşlarınızı ziyarete gidin.
 
• Aktif olun. Egzersiz yapmak bunalımı önler ve kendinizi daha güçlü hissedersiniz.
 
• Kendinize zaman yaratın. Bu gerçekten özellikle günümüzün çalışan anneleri için önemlidir. Bu zamanlarda yalnız kendiniz ile ilgili şeyler yapın; kuaföre gidin, kitap okuyun, alışveriş yapın.
 
• Eğer perişan halinizi anlayacak birilerini istiyorsanız, yeni annelerle bir araya gelin ve dertlerinizi paylaşın.
 
• Eğer depresyonunuz bir haftadan uzun sürdüyse ve bir de uykusuzluk eklendiyse, iştahınız azaldıysa, kendinize ve ailenize karşı ilginiz azaldıysa, kendinizi çaresiz ve umutsuz hissediyorsanız, kontrolünüzü kaybetmiş gibi hissediyorsanız, bebeğinizin gitmesini ve keşke hiç gelmemiş olmasını istiyorsanız, bebeğinize zarar verme korkularınız ve halüsinasyonlarınız varsa o zaman derhal bir uzmanın yardımına başvurun.