24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Dr. Ümit Aktaş “çağın vebasına” dikkat çekti: Önlem alınmazsa…

Ülkemizin beslenme şeklinin değiştiğine dikkat çeken Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, “Toplumu yanlış beslenmeye yönelten öneriler nedeniyle çağın vebası olarak tanımlanan Tip 2 diyabetlilerin sayısı Türkiye’de iki kat, diyabet hastası adayı olan pre-diyabetlilerin sayısı ise dört katı arttı. Ülkemiz, diyabet tehdidi altında.” dedi.

aksam.com.tr28 Nisan 2019 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Dr. Ümit Aktaş “çağın vebasına” dikkat çekti: Önlem alınmazsa…
İnsanlarda sıklıkla görülen diyabet hastalığı nedir? İnsanlar neden diyabet olur? Diyabetle nasıl mücadele edebiliriz? Beslenirken hangi hataları yapıyoruz? Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş diyabetle ilgili merak edilenleri açıkladı.
 
Aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’a konuşan Dr. Aktaş, diyabetten korunmak için tüm karbonhidratları ve glüten içeren gıdaları hayatımızdan çıkarmamız gerektiğini belirterek, “Diyabet hastaları iyileşmek istiyorsa, yağ tüketmekten korkmayıp zeytin ağı, tereyağı gibi sağlıklı yağları tüketmeli. Beslenme alışkanlıklarında paça ve kemik suyu çorbasına yer vermeli. Maalesef diyabet hastalarına bol karbonhidrat içeren besin tüketilmeleri öneriliyor. Bol karbonhidrat ve glüten tüketen diyabet hastaları iyileşmez. Diyabet, beslenmenin düzenlenmesiyle tam şifayla iyileşir. Diyabet hastaları ömür boyu ilaç kullanmaya mahkûm değildir.” ifadelerini kullandı.
 
Bir açıklamanızda “önlem alınmazsa 40 yıl içinde herkesin diyabet olacağını” söylüyorsunuz. Bu konuyu biraz açabilir misiniz? İnsanlar beslenme konusunda nasıl hatalar yapıyor?
 
Toplumu yanlış beslenmeye yönelten öneriler nedeniyle çağın vebası olarak tanımlanan Tip 2 diyabetlilerin sayısı Türkiye’de iki kat, diyabet hastası adayı olan pre-diyabetlilerin sayısı ise dört katı arttı. Ülkemiz, diyabet tehdidi altında. Yanlış beslenme önerileri yüzünden, evet maalesef tüm toplum bu gidişle diyabete yakalanacak. Ülkemizde diyabet artıyor çünkü beslenme şeklimiz değişti. Maalesef birçok evde yemek pişmiyor, eve pizza söyleniyor.
 
“ŞİFA DA ZARAR DA SOFRAMIZDA”
 
Hafta sonları piknik yapmıyor, onun yerine alışveriş merkezlerinde fastfood kuyruklarına giriliyor. Çok fazla karbonhidrat içeren yiyecekler tüketmeye yönlendirildik. Beslenmemizde ekmeğin yeri arttı. Ekmek tüketiminde 10 sene önce rekor kırdık, en çok ekmek tüketen ülke olduk. Ekmeğin yanı sıra makarna, bulgur, kahvaltılık gevrekler gibi besinler hasta ediyor. Bunların hepsinden uzak durulması gerekiyor. Unutmayalım ki şifa sofrada olduğu gibi, zarar da zehir de sofrada. Yanlış beslenmek bizi hasta ediyor.
 
“SAĞLIKLI YAĞLAR TÜKETMELİSİNİZ”
 
Diyabetle mücadelede nasıl bir yaşam sürmemiz gerekiyor?
 
Diyabetten korumak istiyorsanız tüm karbonhidratları ve glüten içeren gıdaları hayatınızdan çıkarmalısınız. Diyabet hastaları iyileşmek istiyorsa, yağ tüketmekten korkmayıp zeytin ağı, tereyağı gibi sağlıklı yağları tüketmeli. Beslenme alışkanlıklarında paça ve kemik suyu çorbasına yer vermeli. Kendi yoğurtlarını, kefirlerini, sirke ve turşularını evlerinde yaparak sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmeliler. Ceviz, fındık, badem gibi sağlıklı kuruyemişleri de öğünlerine eklemeliler. Tip 2 hastaları, karbonhidratı hayatlarından çıkarırlarsa sağlıklı beslenerek ilaç almaktan kurtulur, tam şifa ile iyileşirler.
 
“GLÜTEN TÜKETEN DİYABET HASTALARI İYİLEŞEMEZ”
 
İnsanların diyabetle ilgili yanlış bildiği ya da eksik bildiği neler var?
 
Maalesef diyabet hastalarına bol karbonhidrat içeren besinlerin tüketilmeleri öneriliyor. Bol karbonhidrat ve glüten tüketen diyabet hastaları iyileşmez. Diyabet, beslenmenin düzenlenmesiyle tam şifayla iyileşir. Diyabet hastaları ömür boyu ilaç kullanmaya mahkûm değildir. Nitekim Tip 2 diyabet hatalarının hiçbiri ilaçlardan kurtulamıyor, hastalık giderek ilerliyor. İlaç insülin kullanmalarına rağmen ayakları kesiliyor, böbrekleri iflas ediyor, gözleri kör oluyor ve en önemlisi kalp damar hastası oluyorlar.
 
İŞTE DİYABETTEN KORUNMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
 
Diyabet hastalarına ne önerilerde bulunabilirsiniz? Hastalığı kontrol altında tutmaları için ne yapmaları gerekiyor?
 
Temel kuralımız doğal beslenme olsun. Bütün işlenmiş gıdaları ve şekeri hayatınızdan çıkarın. Unutmayın, raf ömrü olan her gıda işlenmiş gıdadır.
 
Tüm sebzeleri mevsiminde tüketin.
 
Meyvelerin şeker içerdiğini unutmayın. Seçiminizi elma gibi düşük oranda şeker içeren, yani glisemik indeksi düşük meyvelerden yana yapın. Meyve sularından kesinlikle uzak durun.
 
Her türlü ekmek (beyaz, kepekli, tam buğday, yufka, lavaş, köy ekmeği), un, bulgur, makarna, erişte, şehriye ve hatta ev tarhanasından bile uzak durun.
 
Yulaf, arpa ve çavdar da glüten içerir; doğal olarak bunları da tüketmeyin.
 
Marketlerde “glütensiz” adı altında satılan tüm ürünler nişastadan üretilir. Bunların glisemik indeksi, şekerin neredeyse iki katıdır ve bunlar da asla tüketilmemelidir.
 
Hazır mayalı gıdalardan uzak durun.
 
Genetiğine müdahale edilmiş yemle beslenen besi hayvanlarından, aynı nedenden dolayı çiftlik balıklarından da uzak durun. Merada yayılmış hayvan eti ve deniz balıkları, yani fıtratına uygun yetiştirilmiş hayvandan gelen kırmızı et, tavuk eti, balık, yumurta tüketin.
 
Tüm sakatatlar faydalı ve gereklidir.
 
Sızma zeytinyağını bol bol tüketin. Halis tereyağından da korkmayın, bolca tüketin.
 
Ev yapımı yoğurt, kefir ve turşu tüketin.
 
Egzersiz anti-diyabetik bir yaşam tarzının olmazsa olmazıdır. Öyle spor salonlarına gidip sağlığınızı tehlikeye atan ağır egzersiz programlarından bahsetmiyorum. Yürümek en güvenli, en sağlıklı egzersizdir. Günde yarım saatle başlayın ve bir saate çıkarmayı hedefleyin.