Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hatice Sebila Dökmetaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enerji alımı ve enerji harcaması dengesinin bozulmasının kilo alımına yol açtığını, aşırı kilo ve buna bağlı olarak vücutta yağ oranının artmasının da obeziteye neden olduğunu söyledi.
Türkiye'de obezitenin görülme sıklığının son yıllarda ciddi şekilde arttığını dile getiren Dökmetaş, yapılan araştırmalara göre, özellikle son 12 yılda artışın erkeklerde çok ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.
-'Şişmanlamak, kansere davetiye çıkarıyor'-
Prof. Dr. Dökmetaş, daha çok 45-65 yaş grubu aralığında görülen obezitenin, estetik boyutunun da insanları rahatsız edebileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
'Özellikle kadınlar, aşırı kilolar nedeniyle psikolojik sorun yaşayabiliyor. Ancak dış görünüşten daha önemlisi obezitenin iç organlarda yağ yastıkçıları oluşturmasıdır. Karaciğer, kalp ve diğer iç organlarda yağlanmalar ortaya çıkıyor. Yine obeziteyle kanser arasında da çok ciddi ilişki var. Obezitenin her kanserle ilişkisi var. Bunun mekanizmaları biliniyor. Şişmanlamak, kansere davetiye çıkarıyor. Bu cümleyi artık çok rahat kurabiliriz. Ülkemizde ve dünyada ölümlerin sebebi, kanser ve kardiyovasküler hastalıklardır. Bu hastalıkların nedenine dönüp bakıldığında ise karşımıza obezite çıkar.'
-Erkekler dikkat-
Obezitenin vücut görünümüyle bağlantılı olarak erkek ve kadın tipi olarak ikiye ayrıldığını ifade eden Dökmetaş, 'Yağların karın çevresinde toplandığı obeziteye erkek tipi obezite denir. Bir bakıma vücudun üst yarısının obezitesi olan bu duruma, 'elma tipi obezite' (Abdominal yağlanma) denir. Yağların kalça ya da basenlerde toplanmasına ise kadın tipi obezite ya da 'armut tipi obezite' adı verilir' diye konuştu.
Dökmetaş, özellikle erkeklerde göbek çevresinde yağlanma şeklinde kendisini gösteren elma tipi obezitenin, armut tipi obeziteye göre daha tehlikeli olduğunu vurguladı.
Elma tipi obezitede bel çevresinde oluşan yağlanmanın iç organlara sirayet etmesinin çok ciddi hastalıkların habercisi olduğunu, kanser, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskini artırdığını aktaran Dökmetaş, 'Diğer organlara da zarar verir. Yaşam kalitesini çok düşürür' dedi.
Obeziteye karşı topyekun mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Dökmetaş, Sağlık Bakanlığı'nın son yıllarda bu yönde adımlar attığını belirterek, düzenli egzersiz ve bilinçli beslenmenin sağlıklı yaşamın temel unsuru olduğunu sözlerine ekledi.