Kanserle mücadelede devrim yaratacak yeni bir ilaç geliştirildi. İsviçre’de üretim yapan bir ilaç firmasının 10 milyar dolar bütçe ayırdığı uluslararası çalışmadan olumlu sonuçlar elde edildi. Buna göre son evresine gelen ve artık umut taşımayan lenf kanseri hastalar için yeni bir ilaç keşfedildi. Kod adı GA101 olarak belirlenen ilaç hayvanlar üzerinde olumlu sonuçlar verdi. Ayrıca insanlar üzerinde herhangi bir yan etkiye sebep vermediği anlaşıldı.
60 bilim adamının 8’i Türk
Projede ABD, İngiltere, Fransa gibi 37 ülkeden 60 bilim adamı görev alıyor. Türkiye’nin de öncü rol oynadığı projede 8 ayrı üniversiteden bilim adamı çalışıyor. Bu üniversiteler Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, İzmir 9 Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi olarak sıralanıyor. “GA101” ismini verdikleri lenf kanseri ilacı üzerinde uzun zamandır çalışmalarını sürdüren bilim adamları başarılı sonuca ulaştı.
Projenin Türkiye Başkanı Ankara Üniversitesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman İlhan, oldukça başarılı sonuçlar veren bu ilacın kanserin kendisine yönelik tedavi hedeflediğini söyledi. İlacın lenf bezinde kansere yol açan hücreleri bulup yok ettiğini belirten İlhan, “Bunu yaparken de normal dokuyu öldürmüyor. Yani bu kesinlikle kemoterapi olmayıp ondan daha etkili. Tedavisi mümkün olmayan kanser hastalarında kemoterapi olmadan hedeflenmiş ve hastalığı yok eden bir ilaç. İlaç hayvan deneylerinde başarılı sonuçlar verirken insanlar üzerinde de herhangi bir yan etkiye sebep olmadığı anlaşıldı. Şimdi farklı genler üzerinde etkisi deneniyor” dedi.
2015’in başlarında piyasada
Prof. Dr. İlhan, ilacın 2015’in ilk aylarında piyasaya sunulacağını açıklarken, şunları söyledi:
“Burada güzel olan henüz Amerika’daki hastalar kullanmadan deneme amaçlı grubun bu ilacı ücretsiz alması ve Türkiye’nin bilimsel olarak geldiği noktayı göstermiş olmasıdır. Bu açıdan onur verici bir durum. Önceden örneğin Amerika’da keşfedilen yeni bir ilaca biz çok zor ulaşırdık. Ya alamazdık ya da çok geç Türkiye’ye gelirdi. Bugün geldiğimiz noktada Türk hematolojisi uluslararası düzeye ulaştı. Sağlık Bakanlığı’na başvurup ruhsat alacağız.”