Omega-3 vücut için temel yağ asitleridir ve haftada 3 kez balık yiyerek ihtiyacı karşılamak mümkündür. Ancak burada iki önemli problem var. Bir; Omega- 3’ün çok fazla olduğu balıklar soğuk ve derin deniz balıklarıdır. Tuna, sardalya, somon, ringa, uskumru gibi… İkincisi ise tüm dünya için geçerli olan deniz kirliliğidir. Soğuk su balıklarının denizden aldığı ağır metaller, tüketildiğinde insan vücuduna geçer. Özellikle gebelik ve küçük çocukluk döneminde vücuda besinlerle alınan ağır metallerin yol açtığı hasarlar hiçbir şekilde geriye dönülemez sonuçlar doğurur. Şu da yanlış bir algıdır; hiç balık yemeyelim… Bu gruplar dışında kalan balıklar tüketilebilir. Ancak günlük tükettiğimiz balıklardaki Omega-3 düzeyleri çok yüksek değildir.
Dışarıdan Takviye Şart!
Gebe ve küçük çocuklara haftalık 3 porsiyon balığı balık olarak değil bu etkilerden arındırılmış balık yağları olarak vermek daha doğru olabilir. Durum böyle olduğunda diğer önemli noktaya dikkat etmek gerekir; çok fazla balık yağı markası olduğu için ağır metallerden ayrıştırma sürecinin çok düzgün işlemlerden geçtiğinden emin olunması gereklidir. Balık yağları hazırlanırken tatlandırılır, kokuları biraz daha güzelleştirilir ya da hiç kokusuz hale getirilebilir. Gelişen son teknoloji ile artık kokusuz balık yağı üretmek mümkün olmaktadır. Balık yağı içmekte zorlanan çocuklar için kokusuz balık yağı sağlıklı bir seçenek olabilir.
Vücudun Üretemediği En Gerekli Yağ: OMEGA-3
Omega-3’ler vücudun olmazsa olamazlarıdır. Bazı şeyler vardır ki alsanız iyidir ama almasanız da olabilir. Omega-3 için bu böyle değildir.
Beyin Gelişimindeki Rolü
Beyin gelişimi için ‘olmazsa olmaz’dır. Yapılan çalışmalarda annenin gebelik sırasında aldığı balık yağının bebeklerin ileriki yaşlarda algılamalarında fark yaratılabildiği gösterilmiştir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki; anne sütü balık yağı yani Omega-3 açısından zengindir. İlk 6 ay anne sütüyle beslenen bebekler anne sütü almamış olanlarla karşılaştırıldığında bilişsel fonksiyonları fark gösterebilir. Beyin ve göz gelişimi için ilk 2 yıl çok önemlidir. Anne sütü alamayan bebeklerin ve daha büyük çocukların dışarıdan almaları uygun olabilir.
Kalp-Damar Sağlığındaki Rolü
Kalp-damar sistemindeki damar sertliğine yol açabilecek olan yağ plaklarını azalttığı “tromboz “ denilen pıhtılaşmayı engelleyen süreçlere yardımcı olduğu ispatlanmıştır.
Bağışıklık Sistemindeki Rolü
Bütün hücrelerin zarlarında mevcut olan Omega-3 dolayısıyla tüm sistemlerin gelişmesi için önemlidir. Çünkü tüm sistemler iyi çalıştığında bağışıklık sistemi iyi çalışır. Bu nedenle bağışıklık sistemini direk etkiler.
Omega-3 Tedavinin Parçasıdır!
Sakinleştirici etkisi üzerine yapılan araştırmalarda Omega-3’ün depresyonu ve saldırgan davranışları azalttığı saptanmıştır. Hiperaktif çocuklarda faydası görülmüştür. Alzheimer ve diyabet tedavisinde de olumlu etkisi olduğuna dair çalışmalar vardır. Omega-3 yani balık yağı, kalsiyumun kemiğe yerleşmesine, dolayısıyla boy uzamasına da yardımcı olur.
Şunu unutmamak gerekir; Omega-3 tedavinin bir parçasıdır.
Kullanılan Doz Çok Önemlidir!
Fazla miktarda alındığında kanamalara sebep olabildiği gibi bazı beklentileri tam tersine çevirebildiği de görülmüştür. ‘Bu çok mucizevî birşey ben günde 3-5 kere alayım’ şeklinde bilinçsizce tüketilemez. Kesinlikle doktor tavsiyesinde alınmalıdır.Bazı durumlarda bazı ilaçlarla etkileşimde olabilir. Hem dozaj açısından hemde kullanılan ürünün güvenilirliği açısından en azından eczacıya danışılmasında fayda vardır.
Omega-3 ömür boyu alınabilir ama doğru dozajda. Bu sırada tabii ki balık yemeye devam edilmelidir. Yazları balık sezonu bitiyor balık yasağı başlıyor. Balık yenilemiyorsa Omega-3 tüketilmesi daha mantıklıdır. Ayrıca balık yağının başka bir deyişle Omega-3’ün mevsimi yoktur her zaman tüketilebilir.
Dr. Özlem Karahasanoğlu
Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı