24 Şubat'ta Ukrayna'ya yönelik askeri saldırıya başlayan Rusya'nın tankları, anti-tank silahlarla donatılmış Ukrayna silahlı kuvvetleri tarafından birçok kez avlandı. Rus tanklarının hurdaya dönmüş haldeki görüntüleri, izleyenleri hayrete düşürdü.
Yok edilen bu tanklarda dikkat çeken en önemli ortak noktaları, havaya uçmaları ve bazen çok uzağa fırladığı görülen kuleleridir.

Ukrayna'nın Mariupol bölgesinde, yok edilen Rus tanklarından birine ait bir taretin, uçarak bir apartmanın içine girdiğini gösteren bir görüntü, izleyenleri hayrete düşürdü. Öte yandan bu görüntü, bu tanklara uçan tanklar denmesine neden olan vakalardan sadece biri.
Mariupol'daki saldırıda bu birkaç tonluk tank kulesi, binanın beşinci katına kadar uçmuştu ve bu olay, şimdiye kadar belgelenen tüm tank imhalarının en uç noktasını temsil ediyor.
Benzer şekilde, Nisan ayı başlarında, Çernihiv civarındaki bir çatışmada, yine bir tank kulesi uçarak bir binanın ikinci katına girmişti.

Bu, tankların taretinin şasiden şiddetli bir şekilde havaya uçmasına neden olan bir tür patlama olan 'kutuda kriko etkisi' olarak bilinir. Adını, içinden bir kuklanın çıktığı çocuk oyuncağı olan kutulardan almıştır.
Bu tür patlamalarda, mürettebatın da hayatta kalma ihtimali oldukça düşüktür.

Patlamanın ısısı veya şok dalgası, tankın tüm mühimmatının ve iticinin patlamasına neden olduğunda, tankın kapalı iç bölmesinde ani bir basınca neden olur. Basınç, bölmedeki en zayıf noktadan, yani taret halkasından dışarı doğru patlayıp, taretin havaya uçmasına neden olur.
Rus yapımı T-72 ve T-80 tankları, kısmen tank mermilerini taretin tabanındaki bir karuselde depolayan otomatik yükleme mekanizmaları nedeniyle, özellikle bu tür patlamalara yatkındır.
Otomatik yükleyici sayesinde taret içinde ihtiyaç duyulan personel sayısı %25 oranında azalır ve hatta ihtiyaç duyulan alan önemli ölçüde azalır.
Bu, taretin daha küçük olmasını sağlayarak tanka çok daha düşük bir dış profil kazandırır. Örneğin, Amerikan M1 Abrams'tan neredeyse bir fit daha kısa olan T-72 örneğinde olduğu gibi, Rus tanklarının siper almalarını ve daha zor fark edilmelerini sağlar.
ABD Ordusu'ndan Binbaşı Mike Liscano Jr, Rus askeri planlamacılarının, 'düşük profilli tanklar teorisine', Avrupa savaş alanında ormana, alçak arazilere, engebeli araziye ve şehirlere doğru hareket ederken daha kullanışlı olduğuna inandıklarını söyledi.
Liscano'ya göre bununla birlikte mühimmat, tank gövdesinde bir atlıkarınca şeklinde, taretin hemen altında depolandığından, mürettebat ile depolanan mühimmat arasında hiçbir engel kalmıyor. Dolayısıyla bu konfigürasyon, taretin altındaki mürettebat için ciddi bir tehlike oluşturuyor.
Abrams dahil çoğu Batı menşeili tankta, mühimmat patlama duvarları ile mürettebat bölmesinden ayrılır ve mühimmat patlasa bile, önce paneller havaya uçar. Böylelikle patlamanın şiddeti yönlendirilir. Özel patlatma panelleri ile donatılan tanktaki bir patlamada şok dalgası mürettebatın olduğu kapalı bölmeye değil, dışarı doğru itilir. Bu da mürettebata kaçmak için zaman kazandırır.