19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Tahran'daki Suriye Zirvesi'nden ortak çağrı: Silahları bırakın

İran'da Üçlü İdlib Zirvesi yapıldı. Başkan Erdoğan, Putin ve Ruhani Üçlü Zirve sonrası ortak basın açıklaması yaptı. Başkan Erdoğan, ateşkesin bildiride yer almasını talep ederken tarihi zirveden çağrı yaptı. Erdoğan, 'Özellikle silahların bırakılmasını sağlamaya yönelik buradan çıkan mesaj, artık terör gruplarına da çok kararlı bir duruşun ifadesidir.' dedi. Tahran'da düzenlenen Suriye konulu Türkiye-İran-Rusya Zirvesi'nin ardından ortak bildiri yayımlandı. Tahran'daki ortak bildiride, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceği ve ihtilafın siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceği inancı yinelendi. Tahran bildirisinde, Türkiye, Rusya ve İran İdlib'deki durumu Astana formatını tanımlayan iş birliği ruhuna uygun olarak ele almayı kararlaştırdı.

7 Eylül 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Tahran'daki Suriye Zirvesi'nden ortak çağrı: Silahları bırakın

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Suriye" meselesi için gerçekleştirdikleri Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sonrasında üç lider ortak basın açıklaması yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zirvelerin, Suriye'de gelinen noktanın muhasebesini yapmak ve ileriye dönük adımların tespiti bakımından da önemli fırsatlar sunduğunu belirterek, "Bugün burada bulunma sebebimiz, yaşanan insani drama son vermenin yollarını aramaktır." dedi.

 

 

 

 

"Biz başkaları gibi geriye yaslanıp yangını seyretmek yerine onu söndürmenin yollarını arıyor, bunun için elimizi taşın altına koyuyoruz." diyen Erdoğan, "Bölgedeki sivil halkın korunması, terörist unsurların ayrıştırılması ve İdlib'in mevcut statüsünün muhafazası hayati önem taşıyor." diye konuştu.

 

Türkiye'nin İdlib'de 12 gözlem noktası bulunduğunu anlatan Erdoğan, bu şekilde sahada sükunetin idamesi için Türkiye'nin önemli bir sorumluluk üstlendiğini kaydetti.

 

"ASTANA RUHUNA SADIK KALINARAK ÇÖZÜLMELİ"

Büyük çileler çekmiş İdlib halkının yeni felaketlere maruz kalmasını asla arzu etmediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İdlib meselesi yeni acılara, yeni gerginliklere, yeni sıkıntılara mahal vermeden Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmelidir." diye konuştu.

Türkiye'nin baştan beri Suriye'de akan kanın durması için mücadele ettiğini dile getiren Erdoğan, hiçbir ayrım gözetilmeden Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkıldığını belirtti.

"ANAYASA KOMİTESİ KURULUŞ SÜRECİNDE SON AŞAMAYA GELİNDİ"

Başkan Erdoğan, "Anayasa Komitesi'nin kuruluş süresine dair hazırlıklar ele alınacak ve son aşamaya gelindi diyebiliriz." dedi.

 
 

Erdoğan, önümüzdeki günlerde 3 garantör ülkenin temsilcilerinin, BM Genel Sekreterinin Suriye Özel Temsilcisiyle Cenevre'de yeniden bir araya geleceği bilgisini de verdi.

İdlib'in adeta tüm Suriye'nin küçük bir modeli konumunda olduğunu belirten Erdoğan, "Burada atılacak yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle silahların bırakılmasını sağlamaya yönelik buradan çıkan mesajın, artık terör gruplarına da çok kararlı bir duruşun ifadesi olduğunu belirtti.

"ATACAĞIMIZ ADIM OLABİLECEK GÖÇÜ ENGELLEMEKTEDİR"

Türkiye'nin şu anda zaten 3,5 milyon Suriyeli'ye ev sahipliği yaptığını dile getiren Erdoğan, İdlib'in şu anda nüfusunun 3,5 milyon olduğunu, böyle bir 3,5 milyona daha ev sahipliği yapmaya gücümüzün de imkanlarımızın da yetmeyeceğini söyledi. Erdoğan, "Şu anda atacağımız adım, birlikte buradan (İdlib) olabilecek göçü engellemektir. Bunun için de terörle mücadelede başarılı olmamız lazım." ifadelerini kullandı.

"İSTEĞİMİZ ABD'Lİ GÜÇLERİN SURİYE'Yİ DERHAL TERK ETMELERİDİR"

Zirve sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ruhani, "İdlib'de sivillerin zarar görmemesi için tedbir almalıyız. Teröristleri silahlarını bırakmaları için teşvik etmeliyiz. İsteğimiz ABD'li güçlerin Suriye'yi derhal terk etmeleridir" dedi.

"Bu zirve yapılırken Amerika, Suriye hükümetini suçlamaya çalışıyor. Bugün bu zirvede Amerika ve siyonist rejimi gibi güçlerin müdahale etmemesini konuşmamda söyledim. Dış müdahale karmaşıklığı arttırır ve Suriye halkını daha fazla sıkıntıya sokar. İdlib konusu çok karmaşık bir konu. Bir yandan birçok terörist bölgede bulunmakta ve Suriye aleyhine teşebbüste bulunuyorlar. Terör eylemleriyle kanunsuz ve insanlığa aykırı işler yapıyorlar. Diğer yandan bunları yok etmemiz için tedbir almamız lazım ki siviller zarar görmesin."

"Bu toplantıda teröristleri silahlarını bırakmaya teşvik etmemiz gerektiği konusunu ele aldık. Anayasanın yazılması ve nihaileşmesini hızlandırmamız lazım. Bu süreç Suriye hükümeti ve muhalifler arasında yapılması barış için önemli olacaktır. Yedi yıldan sonra Suriye halkı çok zarar gördü. Suriye halkı nihai zaferine çok yaklaşmış durumda, teröristler işgal ettikleri bölgeden kovuldu yasal hükümet toprakları altında kontrolü sağlamaya başladı."

"Ülkeler arasındaki işbirliği barış sağlanana kadar sürmeli. Bir sonraki zirveyi Rusya'da gerçekleştireceğiz."

PUTİN: ERDOĞAN'IN TEKLİFİYLE SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISINDA BULUNDUK

Rusya Devlet Başkanı Putin, "Ortak bildiriyi kabul ettik. Suriye'de çözüm için Astana formatını kullanacağız. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın teklifiyle, tüm taraflara silahları bırakmalarını teklif ettik. Önceliğimiz Suriye'yi terörizmden tamamen temizlemektir. Terörle mücadeleye artık Suriyeli muhalif gruplar da katılmaya başlıyor" diye konuştu.

Putin, bir gazetecinin sorusu üzerine "Barış çağrımız İdlib'de de işitilecek. Teröristler sivilleri kalkan olarak kullanıyor" yanıtını verdi.

 
12 madde olarak yayımlanan Tahran sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:
 
1- Astana formatının Ocak 2017’den bu yana sağladığı başarılardan, özellikle de Suriye Arap Cumhuriyeti genelindeki şiddetin azaltılmasında katedilen ilerlemeden ve ülkede barış, güvenlik ile istikrara yapılan katkıdan duyulan memnuniyet ifade edildi.
 
2- Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli ve devam eden taahhütlerini vurgulandı ve bunlara herkes tarafından saygı gösterilmesi gerektiğinin altı çizildi. Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemesi gerektiği yinelendi. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddedildi. Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılık ifade edildi.
 
3- Sahadaki güncel durumu ele alındı. 4 Nisan 2018 tarihinde Ankara’da yapılan son toplantılarının ardından Suriye Arap Cumhuriyeti’yle ilgili meydana gelen gelişmeleri değerlendirildi ve aralarındaki mutabakat uyarınca üçlü eşgüdümü sürdürmek hususunda hemfikir kalındı. Bu çerçevede, İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki durumu görüşmüşler ve bu konuyu yukarıda belirtilen ilkelere ve Astana formatını tanımlayan işbirliği ruhuna uygun olarak ele alınması kararlaştırıldı.
 
4- BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit edildi. Terörle mücadelede, yukarıda belirtilen terörist grupların ateşkes rejimine katılmış veya katılacak olan silahlı muhalif gruplardan ayrıştırılmasının sivil zayiatın önlenmesi bakımından da dahil olmak üzere büyük önem arz ettiğinin altı çizildi.
 
5- Liderler, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını yineledi. Siyasi sürecin Soçi’de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin kararları ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak ilerletilmesi amacıyla aralarındaki aktif işbirliğini sürdürme kararlılığı teyit edildi.
 
6- Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde bir siyasi çözüme ulaşma sürecini ilerletme amaçlı ortak çabaları sürdürme konusundaki kararlılık yinelendi ve Anayasa Komitesi’nin kurulması ile çalışmalarının başlatılmasına yardımcı olmaya yönelik taahhütler vurgulandı. Kıdemli memurları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi arasındaki yararlı istişarelerden duyulan memnuniyet vurgulandı.
 
7- Bütün Suriyelilerin normal ve huzurlu bir hayata yeniden kavuşmalarına ve acılarının hafifletilmesine yönelik tüm çabalara destek olma ihtiyacı vurgulandı. Bu bağlamda, ilave insani yardım göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, sosyal ve ekonomik tesisler de dahil olmak üzere temel altyapı unsurlarını eski haline getirmek ve tarihi mirası korumak suretiyle Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve insani ajansları olmak üzere uluslararası topluma çağrıda bulunuldu.
 
8- İhtiyaç duyan tüm Suriyelilere hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanmasını kolaylaştırma yoluyla, sivillerin korunması ve insani durumun iyileştirilmesini hedefleyen ortak çabaları sürdürmedeki kararlılık yinelendi.
9- Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların oluşturulması ihtiyacının altı çizildi. Bu amaçla, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacı vurgulandı. [Suriyeli mülteciler ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler hakkında uluslararası bir konferansın toplanması fikrini değerlendirmek hususunda mutabık kalındı.]
 
10- BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla yürütülen, alıkonulan/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti Çalışma Grubu’nun faaliyetlerindeki ilerlemeyi memnuniyetle karşılandı.
 
11- Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in daveti üzerine, bir sonraki toplantılarını Rusya Federasyonu’nda yapılması kararlaştırıldı.
 
12-Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanları, Tahran’daki Üçlü Zirve’ye ev sahipliği yapmalarından ötürü İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye içten teşekkürlerini sundu.
 
ZİRVE ÖNCESİ İKİLİ GÖRÜŞMELER

Bu sabah Tahran'a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirve öncesinde ikili görüşmeler yaptı.

Erdoğan'ın İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yle randevusu 45 dakika sürdü. Görüşme öncesinde basına açık bölümde konuşan Başkan Erdoğan, sözlerine besmeleyle başladı. Erdoğan, "Bugün gerçekten çok önemli ve anlamlı bir gün. Günlerden de cuma. Soçi ve Ankara'dan sonra Tahran'da önemli bir görüşmeyi  gerçekleştireceğiz" dedi.

Hasan Ruhani ise, Erdoğan'ı ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu söyledi: "Bugün üç ülke olarak bölgesel sorunları çözmek üzere üçüncü zirve toplantımızı yapıyoruz. Bu görüşme, iki ülke meselelerini konuşmak ve müzakere etmek için de bir fırsattır. Tahran'a tekrar hoş geldiniz. Bu  yolculuğunuzun iki ülke ve iki millet için hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum."

İki liderin basına kapalı baş başa görüşmesi sürerken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da İranlı mevkidaşı Cevad Zarif ile buluştu.


PUTİN'LE POZ VERDİLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Rusya lideri Vladimir Putin'le bir araya geldi.

Liderler, görüşme öncesi basın mensuplarına tokalaşarak poz verdi. Görüşmenin başında Erdoğan ve Putin'in samimi sohbeti ve gülüşmeleri dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın görüşmenin yapıldığı salonda Putin'i beklerken, Kremlin Dış Politika Danışmanı Uşakov ile sohbet etti. Aynı anda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nın da Rus meslektaşı Lavrov 'la sohbet ettiği gözlendi.