Galatasaray’ın eski Başkanı Adnan Polat’ın, Kırşehir’de yaptırdığı Geycek Rüzgar Enerji Santrali’nin açılış törenine katılan sarı-kırmızılıların eski İcra Kurulu Başkanı Lütfi Arıboğan, uzun süren suskunluğunu MİLLİYET için bozdu. Arıboğan, Sneijder’dan Prandelli’ye, Drogba’nın ayrılmasından Mancini’nin gidişine kadar bir çok konuda düşüncelerini dile getirdi.
2.5 yıllık görev süresi içerisinde transfer detaylarına girmediğini belirten Cim-Bom’un CEO’su, “Sadece Sneijder transferini domine ettim. Diego da o dönem gündeme geldi. Ama ben Sneijder’i tercih ettim. Çünkü 28 yaşındaydı ve en uygun dönemdi. Sneijder yıldız transferi değil, Galatasaray’in ihtiyacı olan marka transferiydi. Zaten o geldikten sonra Drogba’nın süreci de kolaylaştı” dedi.
Sneijder ile Drogba’nın Galatasaray’ı çok iyi taşıdıklarını söyleyen Arıboğan, “Sneijder halen buna devam ediyor. Türk futbol tarihinin belki de gerçekleşmiş en büyük transferi... Çünkü o kalitede bir oyuncuyu en verimli çağında 28 yaşında Galatasaray’a getirdik. Sneijder’in sözleşme sürecini Ünal başkan yönetti. Sneijder bugün için Galatasaray’ın vazgeçilmez oyuncusu. Mukavelesinin sonuna kadar da Galatasaray’da kalmalı. Forma satışlarımız ikisi sonrası birkaç misline katlandı. Ben Drogba’nın ayrılmasına karşıydım. Galatasaray’ın simgesi olmuş bir futbolcuydu. Keşke futbolu Galatasaray’da bırakmış olsaydı” ifadelerini kullandı.
Şansları eşit
Lutfi Arıboğan, teknik direktör değişiklikleriyle ilgili de şunları söyledi:
“Prandelli’nin gelmesi ile hiçbir ilgim yok. Şahsi görüşüm, Galatasaray bu sezona Mancini ile girmeliydi. Geldiğinde işi kolay değildi. Sakatlıklar ve formsuzluklarla baş etmek zorunda kaldı. Muslera ve Sneijder en kritik zamanda 5 hafta takımdan ayrı kaldılar. Mancini adapte olup sonunda başarılı da oldu. Zor bir sezonda Türkiye Kupası’nı kazandı. Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid ve Juventus’un olduğu gruptan çıktık. Galatasaray bu sezonu ve fırsatı Mancini’ye vermeliydi. 4. yıldızı takma ihtimali çok yüksekti. Takımı ve ligi tanımış, adaptasyon sorunu ortadan kalkmıştı. Mancini bir prensti. Kaliteli bir insandı ve Galatasaray’a çok yakışıyordu.” Şampiyonluk şansının G.Saray, Fenerbahçe ve Beşiktaş açısından eşit olduğunu dile getiren Arıboğan, çekişmenin sezon sonuna kadar devam edeceğini belirtti.
‘İstanbulspor da büyük takımdı!’
Büyük kulüplerde bir anda küçülmeye gidilmesi durumunda sonuçlarının ağır olacağını dile getiren Lutfi Arıboğan, “Şu an taraftar maça gitmiyor, herkes bunu Passolig’e bağlıyor ama öyle olmadığını Passolig satışı gösteriyor. Sürekli küçülmeye gideceğim derseniz taraftarı kaybedersiniz. Küçük olsun bizim olsun zihniyeti olursa semt takımlarından farkın olmaz. İstanbulspor da zamanında büyük takımdı” yorumunu yaptı.
‘Yabancı abartılı’
Süper Lig’deki yabancı kontenjanının değişmesiyle ilgili görüşlerini de anlatan Lutfi Arıboğan, “Federasyon, milli takım için sayıyı düşüreceğini söylüyondu. İlk 11’deki tüm oyuncuların yabancı olabilmesi veya 14 yabancıyı abartılı buluyorum” dedi.
‘Biz borcu yönettik’
Görev yaptığı süre içerisindeki mali durumu anlatan Lutfi Arıboğan, “Bütçe yönetmekte borcu yönetmek aynı şey değil. Biz borcu yönettik. Ünal Başkan da cebinden para veren bir başkan değildi. Zaten kulüplere kimse cebinden para vermiyor” diye konuştu.
(Milliyet)