19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Gönüllerimiz bir olsun'

Ege’nin Hamsisi dizisinde romantik karakter Ömer’i canlandıran Celal Öztürk “Karadeniz ve Ege gibi iki farklı kültürü tek bir çatı altında topluyoruz. ‘Gönüller bir olsun’ diyoruz” dedi.

NİL ÖZER24 Eylül 2018 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
'Gönüllerimiz bir olsun'

TRT 1 ekranlarına geldiği ilk günden bu yana izleyicilerin severek izlediği Ege’nin Hamsisi, hem eğlenceli, samimi sahneleri hem de başarılı oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Dizide ‘Firtuna Şevket’in oğlu utangaç, şair ruhlu Ömer Gerginoğlu’nu canlandıran Celal Öztürk’le diziyi ve özel yaşamını konuştuk.

Ege’nin Hamsisi, ekrana geldiği ilk bölümden itibaren çok sevildi. Başarısının sırrı nedir sizce?

Her kesimden insanı kapsayacak bir hikayeye sahibiz. Karadeniz ve Ege gibi iki farklı kültürü tek bir çatı altında topluyoruz.‘Gönüller bir olsun’ diyoruz. Farklı ideolojilere ve sosyokültürel yapıya sahip insanların bir arada olmasından doğan, doğal çatışmalar ve komedi, okurken ve oynarken bizi; izlerken de seyirciyi cezbediyor.

Canlandırdığınız Ömer’i bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Ömer, anne sevgisine muhtaç büyümüş, utangaç, şair ruhlu bir çocuk. Küçükken geçirdiği felç nedeniyle bir ayağı aksak, bu da onun içe kapanık bir hale bürünmesinde rol oynuyor tabii. Söyleyemediklerini, hissettiklerini, duygularını edebiyatla birleştiren ve kaleme alan bir karakter. Çok okuyan, farkındalık seviyesi yüksek ve zeki birisi. Bazı durumlarda gönüller arasındaki bağı o oluşturuyor. Ortamı o yumuşatıyor. Kalbi ve aklıyla ortak paydada buluşup ondan sonra hareket ediyor. 

Ömer karakteriyle benzer yanlarınız var mı?

Ben de bir şeyler karalamayı severim. Çok sosyal birisi olduğum söylenemez. Evde vakit geçirmeyi dışarda vakit geçirmekten daha çok severim. Ben de Ömer gibi, yeni ortamlara kolay kolay adapte olamam. 

Yazmaya özellikle edebiyata çok meraklı olan Ömer’e Ege iyi gelecek mi?

Ömer’e Ege iyi gelmeye başladı bile... Burada ilk defa arkadaşlar edindi. Bir arkadaş grubunun içine dahil oldu ve o grupta söz söyleme hakkına sahip. Yazdıklarını paylaşacak insanlar edindi.

ALIŞMAK ZAMAN ALACAK

Karadenizli bir ailenin Ege’ye alışma süreci uzun sürecek mi?

Bizler aynı memleketin insanlarıyız ama farklı kültürlere sahibiz. Karadeniz ailesinin buraya alışması elbette zaman alacak gibi görünüyor. 

Karadeniz yemekleri mi, Ege mutfağı mı galip gelecek? Kazanan hangisi olacak? Siz hangi mutfağı daha çok sevdiniz?

Bence ortak bir masa kurulacak ve farklı lezzetlerin bir araya gelmesinden doğan şahane bir damak zevki ortaya çıkacak. Kahvaltıda muhlama, öğlen yemeğinde zeytinyağlı yaprak sarması, akşam ise İzmir köftesinin üzerine laz böreği yenecek. İki mutfağın ayrı bir lezzeti var. Ben bu iki yörenin de yemeklerini keyifle yiyorum. 

Sığacıkta çekim dışında günleriniz nasıl geçiyor?

Boş vakitlerimde dinleniyorum. Odamda vakit geçiriyorum. Belgesel izleyip, kitap okuyorum. Akşamüstü deniz kenarına çay, kahve içmeye gidiyorum. Bazen diğer oyuncu arkadaşlarla buluşup muhabbet ediyoruz. Tabii haftanın neredeyse tüm günü setteyiz.

GERÇEK BiR AiLE GiBiYiZ

Siz nerelisiniz? Kardeşleriniz var mı? Sette günler nasıl geçiyor? İlginç anılarınız varsa paylaşabilir misiniz?
 
Ben aslen doğma büyüme Alanyalıyım. Lise bittikten sonra üniversitesi tahsili için İstanbul’a yerleştim. Üç buçuk yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Bir de erkek kardeşim var. Lise öğrencisi. Ailemle birlikte Alanya’da yaşıyor. Adı Ömer... Sığacık’ta insanlar bana Ömer diye seslendiklerinde hiç yadırgamıyorum. Çünkü bazen annem ve babam da isimlerimizi karıştırıp bana “Ömer” diye sesleniyor. Sette genel olarak herkesle çok eğleniyoruz. Dizideki ailem gerçek ailem gibi oldu.