İran bölgedeki üç önemli İslam ülkesinden biri. Tecrübe, birikimi ve geleneği olan bir devlet.
Birikimini menfi istikamette kullansa da köklü bir devlet.
Hatasını çok çabuk anladı ve ustaca bir manevrayla gerginliği azaltmak için seri adımlar attı.
***
Hatırlayın Irak hükümeti İran-Suud krizinde taraflara sükûnet tavsiyesinde bulunan ve aracılık teklif eden bir açıklama yaptı.
Perşembe akşamı TRT El-Arabiyye kanalında yayınlanan Satır Arası programında sunucu bana, Irak hükümetinin arabuluculuk yapıp yapamayacağını başarılı olup olamayacağını ve bunun ne anlama geldiğini sordu.
Ben de Irak hükümetinin bu tavrının aslında İran’ın Suud’a dolaylı barış mesajı olduğu yorumunu yaptım
İran’ın gerginlik istemediğini ve Suudi Arabistan ile arayı düzeltmek için mesaj gönderdiğini söyledim.
***
İran, Suudi Arabistan büyük elçiliğinin ve konsolosluğunun kundaklanmasına göz yumarak ne kadar büyük bir hata yaptığını anladı. Çünkü diplomatik misyonlar düşman devlete bile ait olsa korumak ve güvenliğini sağlamak esastır. İran bunu gayet iyi bilmektedir.
Suud’un ilişkileri kesmesi bir yana kundaklama olayının tüm dünya tarafından kınanması karşısında İran devlet tecrübesini konuşturdu ve ilk adım olarak kuklası konumundaki Irak hükümetinin açıklamasıyla bir mesaj gönderdi.
Tabii bu dolaylı mesaj yetmedi.
***
İran büyük devlet olduğunu gösterdi ve ertesi gün yani Cuma günü bu kez hata yaptıklarını açık bir dille ve ustaca ilan etti.
İran’daki Cuma hutbesi siyasi mesajların verildiği en önemli vasıtalardan biridir.
Tahran’daki Cuma hutbesinde elçilik ve konsolosluğun kundaklanması çok ağır bir dille kınandı.
Tahran Cuma hatibi Kaşani Suudi sefaretine ve konsolosluğuna yapılan saldırıların bir ihanet olduğunu, İran’ın büyüklüğüne ve şanına yakışmadığını söyledi.
Saldırganları suçlu olarak tavsif etti.
***
Yetmedi Ruhani’nin temsilcisi Ahmed Alem lhüda da eylemcileri köktenciler ve fanatikler diyerek suçladı ve saldırının İran’a zarar verdiğini söyledi.
İran haber ajansı da Tahran emniyet müdür yardımcısı Safer Ali’nin görevinde ihmal sebebiyle azledildiğini duyurdu.
Böylece İran Ayetullah Nemr’in idamı konusunda krize sebep olan tavrından dolayı Suud’a zeytin dalı uzatmış oldu. Suudi Arabistan savunma bakanı da savaştan yana olmadıklarını açıklayarak havayı yumuşattı.
Böylece İran Rusya’dan bile daha başarılı bir devlet olduğunu gösterdi.
Rusya hala hatasında direnirken İran hatasını ustaca telafi yoluna gitti.
***
Fakat İran bu birikimini başta söylediğim gibi maalesef menfi istikamette kullanan bir devlet. Suudi diplomatik temsilciliklerini korumayarak hata yaptığını bir şekilde ilan etti ama kendi iç kamuoyunu canlı tutmak için bu kez oklarını Türkiye’ye çevirdi.
Devlet yandaşı basın Nemr’in idamından önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suud’a yaptığı ziyareti istismar etmeye başladı.
Nemrin idamından Erdoğan’nın sorumlu olduğunu ima eden bir yayın yaptı!
Ankara’daki İran büyükelçisi dışişlerine çağrılarak uyarıldı ama işte İran bu.
Tecrübe ve birikimi maalesef hayırda değil şerde kullanan bir devlet!.
***
İran bölgedeki yayılmacı politikasını tüm insani ve İslami değerleri bir kenara bırakarak yürüten bir devlet konumunda.
Şiiliği de maalesef bir araç olarak kullanmaktadır.
Bölgede akan kandan en az diktatörler kadar sorumlu olan bir ülke.
Suriye’de zalim rejimin yanında fiilen savaşçı bulundurarak masum kanı akıtmakta. Irak’ta mezhepçi politikalar güden hükümetlere de fiilen savaşçı katkısıyla destek vererek DAİŞ’i aratmayan katliamlar imza atmakta. Yemen’de Husilere aynı desteği vererek fitne ateşini körüklemekte.
***
Bütün bunları da dolaylı yollardan yaparak bölgedeki nüfuzunu kökleştirme ve artırma politikasını sürdürmekte.
Bu yanlış politikaları eleştiren de İran’ın hedefi haline gelmekte.
Erdoğan zaman zaman bu yanlışlara dikkat çektiği için İran medyasının boy hedefi olmaktadır. Erdoğan aleyhindeki bu yayın ilk de değildir.
Resmen uyarılınca da cevap hazırdır, “Efendim medya kontrolümüzde değil, biz hükümet olarak size saygılıyız.”
İran bu. Kapı komşun atsan atılmaz satsan satılmaz.
Mecburen idare edeceksin!