Müjdeli haberi bir internet sitesi verdi... Oldukça tanıdık bir yayın grubu tarafından satın alınan “Karşı” gazetesi, yeniden yayına başlayacakmış. Ama bu defa internet üzerinden...
Hadi hayırlısı...
Site, müjdeli haberini şu ifadelerle duyuruyor: “Yayın hayatına başladığından itibaren kısa sürede yalana ve haksızlığa karşı direnişin sembolü haline gelen Karşı, ekonomik sebeplerle kapanmak zorunda kalmıştı. Bundan böyle bla bla bla...”
Haberin devamını getirmedim. Yukarıda da söylediğim gibi, gazetenin bizlerle yeniden nasıl buluşacağı, hangi uzantıdan yayın yapacağı bildiriliyor. Daha doğrusu müjdeleniyor.
Fakat bir dakika... “Yalana ve haksızlığa karşı direnişin sembolü” haline geldiğini söylediğiniz gazeteniz, bir operasyon gazetesi değil miydi?
Sadece tape yayınlamak için kurulmamış mıydı?
Gazetenin başına da, daha kullanışlısını bulamadıkları için, bütün karanlık mahfilleri dolaşmış ama samimiyeti konusunda kuşku içinde olmamamızı bekleyen tuhaf bir çocuğu getirmemişler miydi?
Hem, nerede “yalana ve haksızlığa karşı direnişin sembolü” haline gelmiş bakalım?
Neye ve kime direnmiş gazeteniz?
Hangi haksızlıklara karşı durmuş?
Hangi özellikleriyle sembolleşmiş?
Kusura bakmayın ama gazeteniz adlı adınca “operasyon” gazetesiydi.
Güya solcuydu ama içinde bir tek solcu yoktu.
Hadi “solcu”yu geçtik, “solculuk” yoktu yahu... İlaç olsun için bir gram bile solculuk yoktu...
Emniyet bülteni gibi çıkan varakpareler ne zamandan beri sol gazete sayılır oldu?
Gazetenin biricik ve başat görevi, 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerine destek vermekti.
Destek verdiler...
Her gün illegal yollardan elde edilmiş bir ses kaydıyla çıktılar.
Her gün çarşaf çarşaf “tape” yayınladılar
Paralel cenahta üretilmiş ne kadar “kirlilik” varsa, sayfalarını açtılar.
Bir kere “sol” demediler.
Bir kere “emek”ten bahsetmediler.
Bir kere alın terini kutsamadılar.
Belirlenmiş görevi tape yayınlamaktı gazetenizin. Görevini tamamladı ve kapandı.
Olan da, gazetecilik cehdiyle kalkışan üç-beş gariban emekçiye oldu. Gerçekten de “gazetecilik” yapacaklarını zannettiler. Gerçekten de yalana ve haksızlığa karşı direnişin sembolü haline geleceklerini düşündüler... Ve haftalarca para almadan çalıştılar.
Maksat hasıl olunca (yani elde yayınlayacak tape kalmayınca) kepenk indirme kararı alındı ve saf niyetlerle kalkışan gariban emekçilerin maaşının üzerine yatıldı.
Üç-beş cümle de gazetenin başına getirilen tuhaf çocuk için sarf etmezsem çatlarım.
Şantaj-montaj kaseti yayınlamaya düşkün bu tuhaf çocuk “dindar” biri olarak biliniyor.
Hem dindarmış, hem solcuymuş.
Hem de antikapitalistmiş.
Mümkündür.
Hem dindar hem solcu olunabilir... Tabii ahlaklı da olmak gerekir.
Bir ara Maocu-Kemalistlerin gazetesinde yazıyordu.
Şimdi Halk TV’de “CHP güzellemeleri” yapıyor.
Bir ufaktan da Ekmeleddinci takılıyor.
Kendisini “antikapitalist-Müslüman” olarak pazarlayan bu tuhaf çocuk, sık sık “Ebuzer”den söz ediyor ama hayatları boyunca Ebuzer’le kesişmemiş kapitalistlerin (Koç’ların, Boyner’lerin) Gezi isyanını yüceltmeden de duramıyor.
Nerden buldularsa, oldukça kullanışlı bir çocuk...
Maocuyla Maocu, mülaaneciyle mülaaneci, Emniyetçiyle Emniyetçi, Ekmeleddinciyle Ekmeleddinci, eyyamcıyla eyyamcı olabiliyor ve hiç sırıtmıyor.