Avrupa'da 'Mesut' olabilmek

A. Enes Seydanlıoğlu / Yazar
23.06.2018

Almanya Futbol Federasyonu Başkanı’nın Özil ve Gündoğan’a yönelik profesyonellikten uzak eleştirileri ve en sonunda Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in Özil ve Gündoğan ile bir araya gelip kendilerinin Almanya’ya bağlılıklarını vurgulayan açıklaması, Almanya’daki Erdoğan paranoyasının ne derece tehlikeli boyutlara ulaştığının bariz bir göstergesidir.


Avrupa'da 'Mesut' olabilmek

Her ne kadar başlıkta “mesut” desek de Avrupa’da göçmen bir vatandaş olarak mesut olabilmek hele ki Türk bir göçmen olarak mesut olabilmek bu sıralar pek mümkün gözükmüyor. Geçtiğimiz günlerde Mesut Özil ve İlkay Gündoğan hakkında anavatanlarının Cumhurbaşkanı ile görüştükleri için linç kampanyası başlatılmıştı.(1) Öncelikle Almanya Futbol Federasyonu başkanının Özil ve Gündoğan’a yönelik profesyonellikten uzak eleştirileri ve en sonunda Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in Özil ve Gündoğan ile bir araya gelip kendilerinin Almanya’ya bağlılıklarını vurguladıkları açıklaması, Almanya’daki Erdoğan paranoyasının ne derece tehlikeli boyutlara ulaştığının bariz bir göstergesidir. Öte yandan Münih Alman Devlet Tiyatrosu şefi Werner Steer’in kendi sosyal medya hesaplarından Gündoğan ve Özil’e yönelik “Anadolu’ya defolun gidin” ya da “Türk Hitler’inizin takımında oynayın” şeklindeki hakaretamiz açıklamaları bu patalojik durumun vehametinin ne boyutlara vardığını gözler önüne sermektedir. Ardından Gündoğan’ın aracına camlarını kırmak suretiyle yapılan saldırı bu paranoyanın ulaştığı boyutları ve bu diskurun demokrasiyle uzaktan yakından alakasının olmadığını göstermektedir. Bir diğer örnek olarak Cenk Tosun’un Türk Milli Takımı’nı seçmesinden dolayı bu tarz  bir dış baskıya maruz kalmamış olduğu bilinse de içerden herhangi bir baskıya uğrayıp uğramadığı şüphelidir.

Merkel yapınca normal!

Merkel’in Alman 2014 Dünya Kupası’nda Alman Milli Takımı futbolcularıyla soyunma odasına girmesinde ve hatta “takımın 12. adamı”(2) olarak anılmasında herhangi bir beis görülmez iken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en başarılı Türk sporcularla buluşmasının seçim yatırımı olarak nitelendirilmesi kelimenin tam anlamıyla iki yüzlü bir söylemdir. Maalesef “Alman mahallesi baskısı” Türk kökenlilere iki ülke arasında “köprü” bile olamayacaklarını söylemekte, Almanya’da yaşayan Türk göçmenlere “ya bizimsin ya da onların” demektedir. Almanya’daki Türk toplumuna “ya tarafsınız ya da bertarafsınız” dayatmasını, çifte vatandaşlığı dahi yasaklayanlar yapmaktadır.

Ak Parti’ye seçim yasağı

Gelelim bir diğer konu olan Ak Parti için uygulanan Avusturya ve Almanya’daki seçim yasağına; Alman makamları Türkiye’deki 24 Haziran seçimleri için seçim kampanyası yasağı kararı almış olmasına rağmen bu sözde yasak yalnızca Ak Parti’ye uygulanmış ve HDP ve CHP’ye karşı herhangi bir yasak söz konusu dahi olmamıştır. Bununla da yetinilmeyerek HDP ve CHP’ye destek verilmiştir.(3) Hukuk devleti ilkeleri ve demokrasiyle hiçbir şekilde bağdaşmayan bu çifte standart Almanya’nın HDP’ye seçim mitingi izni vermesiyle devam etmiştir. HDP’nin Almanya’da miting yaptığını söylerken bir parantez açmakta da fayda var; HDP mitingin yalnızca bir sujesini teşkil etmekteydi. Ancak esasen çeşitli terör destekçisi örgütler PKK’nın mitinginde bir araya geldi. Bu durum Almanya tarafından artık sıradanlaştırıldığı için maalesef Türk medyası dahi duruma pek ilgi göstermedi. Esasen Almanya FETÖ’nün de PKK’nın da ne tür terör örgütleri olduğunu iyi bilmekte ve bu örgütlerin ultra-Amerikancı ve yeri geldiğinde kendisine dahi zarar verebilecek örgütler olduğunun farkındadır. Daha önce Alman Devlet Televizyonu ARD’nin, PKK’nın iç yüzünü gösteren ve Die Linke’nin, SPD ve Yeşiller’in “tatlı su solcuğunu” ortaya koyan bir video yayınlamış olması bunun en açık kanıtıdır.(4) Ancak söz konusu Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmek olduğunda bu örgütleri kullanmakta bir beis görülmemektedir. Buna ek olarak Alman hükümetinin Adil Öksüz’ün nerede olduğunu bilmediklerini ifade etmesinin asıl sebebi, Almanya’daki Türk toplumunun tepkisinden korkmasıdır.(5)

Seçime yüksek katılım

Peki tüm bu müdahalelere, çifte standartlara ve baskılara rağmen Avrupa’da seçimlere katılım oranı ne durumdadır? Yurtdışında 1.055.441 kişinin katılımı ile başlayan seçimler an itibariyle 1.500.000 kişiye yaklaşmaktadır. 7 Haziran itibariyle başlayıp 19 Haziran’da sona eren oy kullanma işleminde, 60 ülke ve 123 konsolosluk bölgesinde toplam 3.047.096 yurtdışı seçmenine yönelik sandıklar kurulmuştur. Toplamda 1.486.410 kişi sandığa gitmiş ve katılım oranı tüm yurtdışı genelinde %48,78’e ulaşmıştır. Oy kullanımının 24 Haziran’a kadar devam edeceği gümrüklerde ise 50. 000 oy daha kullanılacağı ve katılım oranının %50’yi geçmesi tahmin edilmektedir. Elbette yurtdışında seçimlere katılımın Türkiye’deki kadar yüksek oranda olmamasının çeşitli sebepleri vardır; bunların başında ise vatandaşların çalıştıkları yerlerden izin alamamaları, uzaklık (örneğin ABD’de de bu durum daha fazla hissedilmektedir) vb gibi sebepler gelmektedir. Cumhurbaşkanlığı halk oylaması ile karşılaştırıldığında yurtdışında seçimlere katılım oranında %4,36’lık bir artış görülmektedir. Katılımın her geçen seçimde bu denli artış göstermesi ise Avrupa’daki siyasi iradeyi oldukça rahatsız etmektedir.

Sonuç olarak burada hakim bir diskurun, bir mahalle baskısının, bir düşünce kodeksinin olduğunu görmekteyiz. Almanya’da hakim görüşün tanımladığı düşüncenin dışında bir eylem içerisinde olanlar tartışma ortamı oluşturulmadan ve özgürlükçü bir tavırdan uzak bir şekilde kamuoyunda linç edilebilmektedirler. Üstelik kamuoyunda gerçekleştirilen bu linç eyleminin demokrasi adına yapıldığı iddia edilmektedir. Ancak  Almanya, iki ülke arasında köprü olarak barışın, kardeşliğin ve fikir hürriyetinin gelişmesi adına en az Türkiye kadar rol oynamalıdır. Alman kamuoyu “mesut”, entegre olmuş ve farklılıklarla zenginleşmek isteyen bir toplum yaratmak istiyorsa her iki toplumun da kendisiyle gurur duyduğu Özilleri ve Gündoğanları yüceltmelidir. Özilleri, Özdemirleştirmemelidir. Gündoğanlar gibi her iki taraf için de emeğini ortaya koymalıdır.(6)

(1)http://www.dw.com/tr/alman-futbol-federasyonundan-%C3%B6zil-ve-g%C3%BCndo%C4%9Fana-tepki/a-43784110

(2)https://www.telegraph.co.uk/sport/football/world-cup/pictures/10965966/Angela-Merkels-World-Cup-German-Chancellor-joins-in-the-celebrations.html?page=0

(3)http://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/564499.aspx

(4)https://www.youtube.com/watch?v=f6t9Om6rRTs

(5)https://www.aa.com.tr/tr/15-temmuz-darbe-girisimi/firari-fetocu-adil-oksuzun-almanya-da-goruldugu-iddia-edildi/1173529

(6)http://www.trthaber.com/haber/yasam/ilkay-gundogandan-memleketine-engelli-tasima-araci-370684.html

[email protected]