Zeytin Dalı Operasyonu’nda süreç nereye gidiyor?

Bilgay Duman / ORSAM, Araştırmacı
3.03.2018

Türkiye, Rusya ve İran arasında sahada bir uzlaşı ve denge mevcut. Bu denge ve uzlaşı Suriye’deki siyasi çözüm için de kritik. Afrin konusunda da Türkiye, Rusya ve İran arasında bir uzlaşı olması ABD’yi Suriye politikası konusunda zor pozisyona itebilir. Bu nedenle ABD de elindeki kozları kaybetmemek için şartları zorlayacaktır.


Zeytin Dalı Operasyonu’nda süreç nereye gidiyor?
Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında Suriye’nin Afrin bölgesindeki terör örgütü YPG/PKK’ya yönelik başlattığı ve “Zeytin Dalı” operasyonu ikinci ayın ortalarına yaklaşılırken, Türk güvenlik güçleri kararlılıkla belirlenen hedeflere ulaşıyor. Dört aşamalı bir plan dahilinde olan Zeytin Dalı Operasyonu’nun ilk iki aşaması tamamlanmış görünüyor. Birinci aşamada, Türkiye’nin sınır hattındaki stratejik tepelerin ele geçirilmesi hedeflenmiş. Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Afrin’e sekiz noktadan giriş yaparak, stratejik tepelerin alınmasına yönelik operasyon başlattı. Stratejik tepelerin ele geçirilmesinin ardından ikinci aşamada TSK ve ÖSO unsurları alınan tepeler arasındaki bağlantının sağlanmasına yönelik bir strateji izledi. Nitekim 26 Şubat tarihi itibariyle Karmanluk, Aşağı Sinara ve Yukarı Sinara köyleri terör örgütü YPG/PKK’dan temizlendi. 
 
Stratejik tepeler 
 
Böylece stratejik tepeler arasındaki yerleşim yerleri ve diğer alanlarda kontrol sağlanmasıyla Afrin’deki terör unsurlarının Türkiye sınırıyla teması tümüyle kesildi, Afrin’in kuzey doğusundan güney batısına Türkiye-Suriye sınır hattındaki küçük cepler birleştirilerek teröristlerden temizlenmiş bir hat oluşturuldu. Bu hattın oluşturulmasıyla birlikte operasyonun belki de en önemli kısımlarından biri tamamlandı. Zira bu hatla birlikte sınır bölgesinde-ki dağlık arazide stratejik üstünlük ele geçirildi. Bunun yanı sıra Türkiye’nin sınır yerleşimlerinin güvenliği de sağlanmış görünüyor. Hatırlanacak olursa, operasyonun başladığı ilk dönemde başta Reyhanlı gibi sınır bölgeleri teröristlerin hedefi olmuş ve sivil insanlar zarar görmüştü. 
 
Zeytin Dalı Operasyonu’ndaki mevcut durum itibariyle terör unsurlarının Afrin bölgesinden Türkiye’ye yönelik saldırı yapma şansı ortadan kaldı-rılmış durumda. Nitekim Afrin’i hilal şeklinde çevreleyen söz konusu hatta hakimiyet elde edilmesi, sadece mevcut durumda yürütülen operasyon açısından değil, sonrasında Türkiye’nin sınır güvenliğinin sağlanması ve terörle mücadele açısından da önemli olacak. Zira Türkiye, Afrin’i tamamen teröristlerden temizledikten sonra burada kalıcı olmayacağını defalarca dile getirdi. Ancak ilerleyen süreçte sınır güvenliği ve terörle etkin mücadele kapsamında Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Afrin’in dağlık bölgelerinde üsler kurması söz konusu olabilir. Bu nedenle sınıra hakim tepelerdeki kontrolün elde tutulması önemli olacak. Öte yandan sınır hattında oluşturulan koridorla birlikte Fırat Kalkanı bölgesi ile Suriye’de muhaliflerin en güçlü olduğu bölge olan İdlib arasındaki bağlantı da sağlanmış oldu. Böylelikle Zeytin Dalı Operasyonu’ndaki ÖSO varlığı da düşünüldüğünde muhalifler açısından da birleşik bir coğrafi hat ortaya çıktı.
 
Cinderes ve Raco 
 
Operasyonun üçüncü aşamasıyla sınır hattında oluşturulan koridorun genişletilmesine çalışılacak. Bu süreçle birlikte operasyonunun mahiyeti ve harekat tarzı da farklılaşacak gibi görünüyor. Üçüncü aşamayla birlikte dağlık araziden meskun mahal düzlemine geçiliyor. Nitekim meskun mahal muhaberesinde son derece etkili olan Jandarma Özel Harekat (JÖH) ve Polis Özel Harekat (PÖH) timleri de Fırat Kalkanı Operasyonu’na katılmış durumda. Mevcut durum itibariyle 120’ye yakın nokta (köy, tepe, dağ, üs vs.) teröristlerden temizlendi. Ancak Afrin şehir merkezine ulaşmak için Afrin çevresindeki yerleşim yerlerinin denetiminin de ele geçirilmesi gerekiyor. Bu noktada en stratejik iki bölge Cinderes ve Raco. Bu iki bölge YPG/PKK’nın en fazla önem verdiği ve yığınak yaptığı yerler olmakla birlikte, Afrin’e açılan kapılar olarak da görülüyor. Bu iki yerleşim yerinin ele geçirilmesiyle birlikte YPG/PKK psikolojik olarak da tamamen çökertileceğini ve psikolojik üstünlüğün Türkiye’ye geçeceğini söylemek mümkün. Nitekim Zeytin Dalı Operasyonu ile birlikte YPG/PKK ilk kez alan kaybediyor. Operasyonunun ilk iki aşaması ile kıyaslandığında, Cinderes ve Raco’dan sonra Afrin’e kadar askeri operasyon açısından daha kolay şartlara sahip bir coğrafya bulunuyor. Bu nedenle Cinderes ve Raco’nun alın-masıyla Afrin yolunu açacak kapının anahtarının da elde edileceğini söylemek mümkün. Ayrıca Afrin’den önceki son büyük yerleşim yerleri olan Cinderes ve Raco’da yürütülecek operasyon, Afrin şehir merkezine yönelik yapılması düşünülen operasyon için de askeri olarak bir test niteliğinde olacak. Bununla birlikte Afrin’de YPG/PKK’ya destek sağlamak amacıyla bu bölgeye giden Şii milislerin Cinderes ve Raco cephelerinde yer alacağı düşünüldüğünde, zaman zaman istisnai olarak temas edilmekle birlikte, operasyon kapsamında ilk kez Türk silahlı birliklerinin Şii milislerle doğrudan bir temas sağlaması söz konusu olabilir. Türk silahlı birlikleri ile Şii milislerin sıcak temas sağlaması bölgesel ve Suriye’deki iç denklem açısından önemli olsa da Türkiye’nin operasyonuna engel teşkil etmesi mümkün görünmüyor. Zira Türkiye’deki yetkililer Afrin’deki terör unsurlarının temizlenene kadar operasyonunun devam edeceğini ve teröristlere kim yardım ederse eşdeğer görüleceğini hemen her platformda açık olarak dile getiriyor. 
 
Ateşkes kararı ve sonrası
 
Ancak Zeytin Dalı Operasyonu’nda Afrin şehir merkezine yaklaşıldıkça aykırı seslerin giderek artması muhtemel. Zira Şam rejiminin Doğu Guta’da yaptığı insanlık dışı müdahalelerden sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Suriye’de 1 aylık “insani ateşkes” kararı aldı. Söz konusu karar Doğu Guta’daki Şam rejiminin operasyonları sonrası alınsa da ABD, bölgedeki müttefiki YPG/PKK’yı koruyabilmek için Afrin operasyonunun da durması gerektiği yönünde bir açıklama yaptı. Ama Türkiye, terörle mücadeledeki kararlılığını vurgulayarak, söz konusu kararda Afrin’in geçmediğini, terörle mücadeleyi kapsamadığını ve operasyonu durdurmayacağını net bir dille ortaya koydu. Ancak Zeytin Dalı Operasyonu’nun devamı konusunda Rusya’nın tavrının belirleyici olacağını da söylemek mümkün. Rusya, Suriye konusunda tam bir denge stratejisi izliyor. Zeytin Dalı Operasyonu’na ilişkin Türkiye ve Rusya arasında bir uzlaşı olduğu görülüyor. Bunun amacı Türkiye’nin askeri baskısını kullanarak, Şam rejimi ve YPG/PKK’yı anlaşma zeminine çekmek. Nitekim Rusya bunu Zeytin Dalı Operasyonu öncesinde denedi. Ancak YPG/PKK’nın, Afrin’de silahların rejime devredilmesi, devlet dairelerinin rejime bırakılması gibi Rusya’nın sunduğu anlaşma şartlarını kabul etmediği ve bu nedenle operasyon konusunda tarafsız kaldığı biliniyor. Ancak halen Rusya’nın aklında Şam rejimini Afrin’e sokmak gibi bir düşünce olduğunun altını çizmek yanlış olmayacak. Bu konuda Rusya’nın Türkiye’ye yeni bir öneri sunması senaryolar dahilinde. Türkiye açısından Şam rejimi bir tercih olmasa da Afrin’de YPG/PKK varlığına göre daha kabul edilebilir bir seçenek. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da “teröristleri temizlemek için geliyorlarsa, gelsinler” yönündeki açıklaması bunun bir göstergesi. Zaten Türkiye, Zeytin Dalı Operasyonu’nda geldiği mevcut durum itibariyle sınır güvenliğini sağlamış ve muhalifler arasındaki bağlantıyı kurmuş durumda. Bu nedenle Afrin’e ilişkin asıl hedef olan şehir merkezindeki teröristlerin bir şekilde buradan çıkması, Türkiye açısından operasyonun maliyetini de düşürecek. Zira Türkiye, Rusya ve İran arasında sahada bir uzlaşı ve denge mevcut. Bu denge ve uzlaşı Suriye’deki siyasi çözüm için de kritik. Afrin konusunda da Türkiye, Rusya ve İran arasında bir uzlaşı olması ABD’yi Suriye politikası konusunda zor pozisyona itebilir. Bu nedenle ABD de elindeki kozları kaybetmemek için şartları zorlayacaktır. Türkiye’nin Afrin sonrasındaki hedefinin ABD askerlerinin de bulunduğu Münbiç olduğu düşünüldüğünde, Türkiye ve ABD’nin Münbiç konusunda yeni bir adım atması söz konusu olabilir. Tüm bu öngörüler dikkate alınacak olursa, Türkiye’nin Zeytin Dalı Operasyonu’ndaki siyasi ve askeri operasyonunun Türkiye’ye avantaj sağladığını söylemek yanlış olmayacaktır.
 
@BilgayDuman