Savunmada dünya Türkiye’yi konuşuyor

Türkiye son dönemde hayata geçirdiği savunma sanayi projeleri ile adından sıkça söz ettiriyor. Almanlar’ın ‘yapamazsınız’ dediği FNSS’in ‘Samur’ projesi ihracata hazırlanıyor.

17 Aralık 2018 Pazartesi 07:00
Teknoloji Haberleri


Yerli ve milli üretim stratejisinin ilk başlatıldığı sektör olan savunma sanayi, üretim ve teknoloji kabiliyetiyle dünya sahnesinde adeta destan yazıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının (TSK) büyük kısmını karşılayan sektör, yurtdışına da milyarlarca dolarlık satış yapıyor. Devletin ortaklığında kurulan ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi şirketlerin yanında özel sektör de bu alanda oldukça büyük işlere imza atıyor. FNSS şirketi de bu alanda faaliyet gösteren şirketlerden biri. Şirket, son geliştirdiği ve yurtdışında ‘transformer’ olarak bilinen ‘Samur’ adındaki köprü sistemi ile dünya ligine adını yazdırmayı başardı. Samur Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü, TSK’nın taktik harekat ihtiyaçlarına uygun olarak muharebe sahasında sulu açıklıklardan süratle ve emniyetle geçişi sağlayacak bir nakliye takımı ve köprü sistemi olarak tasarlandı. Samur’un, suda hafif, karada dayanıklı olması için özel malzemeler seçildi ve özel teknikler uygulandı. Projeyi gerçekleştiren ve bu alanda sayılı firma arasına giren FNSS, gelecek dönemde ihracat hedefliyor. 

25 DAKİKADA KÖPRÜ 

Milli imkanlarla tasarlanan ‘Samur’ların 12’sinin bir araya gelmesiyle yaklaşık 25 dakikada 150 metre uzunluğunda bir köprü oluşturuluyor ve araçların kıyılar arası geçişine olanak sağlanıyor. Sınıfındaki en hızlı hücum köprülerinden biri olan Samur sisteminde, 5-6 dakika gibi kısa sürede araçlar ayrılıp kendi başlarına karşı kıyıya çıkabiliyor. Başlangıçtan itibaren tümüyle Türk mühendisler tarafından TSK’nın ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda üretilen Samur, silah ve yedek parça tedariki bakımından dışa bağımlılığı azaltması yanında ekonomiye fayda sağladı. Samur, binlerce parçadan oluşan karmaşık bir sistem olmasına rağmen, arayüzü sayesinde kolayca kullanılabiliyor. Suda ise bir “joystick” ile idare edilebiliyor ve 360 derece her yöne hareket ettiriliyor.         

BU SİSTEM TEKELDİ 

FNSS Genel Müdürü Nail Kurt, Samur’un heyecan verici ve önemli sorumluluk içeren bir proje olduğunu söyledi. Bu ihtiyacın başlangıçta hazır alımla yurt dışından karşılanmasının planlandığını belirten Kurt, şunları söyledi:  “Dünyada bunu üreten bir tek Almanlar var. Bir Alman firması hem tasarımını hem üretimini üstlenmişti. Bu sistemin içeride yapılıp yapılamayacağı incelendi. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) bizimle de istişare halindeydi. Bir telefon geldi, “Böyle bir şey yapabilir misiniz?” diye. 2 günlük çalışma sonucunda “Evet” yanıtını verdim. İki aylık süreçte detaylı fizibilite çalışması hazırlandı ve o rapor SSB’yi ikna etti. Ondan sonra yurt dışı alımı durduruldu ve ihaleye çıkıldı. İhaleye iki firma katıldık. FNSS beklendiği gibi bu ihaleyi kazandı. Yurt dışından hazır alıma oranla yaklaşık yüzde 30 tasarruf sağlanmış oldu.”     

ALMANLAR’DAN ŞAŞIRTAN TEKLiF! 

İhaleyi aldıktan sonra benzer platformları yapan Alman firmasının yöneticisiyle aralarında geçen diyaloğu da anlatan FNSS Genel Müdürü Nail Kurt, “Avrupa’da bir iş seyahatine çıkıyordum. Bir telefon geldi. Almanya’da bu işi yapan firmanın genel müdürü benimle görüşmek istediğini söylüyordu. Münih Havalimanı’nda kendisiyle buluştuk. İlk sözü ‘Siz ne yapıyorsunuz?’ oldu. Şaşırtıcı bir soruydu. ‘Kaç yılda bitecek bu proje?’ dedi. ‘Yaklaşık 6 yıl.’ dedim. ‘6 yılda bir tane bile araç yapamazsınız. Biz 40 yıldır bu işi yapıyoruz, nelere mal olduğunu, nasıl bir tecrübe, bilgi birikimi gerektirdiğini biliyorum, hiçbir şey yapamazsınız.’ dedi. 

‘Peki bunları söylemek için mi çağırdın beni?’ dedim. ‘Hayır, bunları tabii ki söyleyeceğim ama bir önerim var.’ dedi. ‘Nedir?’ diye sordum. ‘Bizden alın bunları, verin Türkiye’ye.’ dedi. ‘Kahve, çay için teşekkür ederim ama bu bir opsiyon değil. Bunun altına elimizi koyduk ve başaracağız. Destek vermek isterseniz konuşabiliriz.’ dedim. Almanlar desteğe yanaşmadılar. ‘Tamamen hazır alın’a getiriyorlardı. Biz de bu öneriyi tabii ki reddettik.”