Muharebede oyun değiştirici güç
Faruk Önalan/ Yazar
-
29.04.2025
Türkiye, ABD ve Avrupa ürünlerine kıyasla maliyet etkin çözümler sunarken, Suriye, Libya, Karabağ ve Ukrayna'daki saha deneyimiyle sistemlerinin güvenilirliğini kanıtlamıştır. Bayraktar TB2'nin Ukrayna'daki başarısı, ANKA'nın Afrika'daki operasyonları ve Atmaca'nın deniz hedeflerindeki hassasiyeti, Türk ürünlerinin küresel talebini artırmıştır. Avrupa'nın Türkiye ile savunma iş birliğini güçlendirme isteği, NATO'nun Türkiye'yi kritik bir ortak olarak görmesi ve Afrika ülkelerinin Türk sistemlerine ilgisi, Türkiye'nin stratejik etkisini artırmaktadır.

Polonya'da Türkiye algısı: Güven, yardımlaşma ve ortak hafıza
Zeki Korkutata-AK Parti Bingöl Milletvekili
-
29.04.2025
Polonya'nın tarihsel hafızasında ülkesinin Rusya ve Batılı güçler arasında parçalanabileceği algısı hâlâ canlıdır. Bu nedenle Türkiye, Polonya için çok önemli ve güvenilir bir güvenlik partneri ve Avrupa'nın güvenlik mimarisinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmektedir.

Afete dayanıklı sosyal zemin nasıl kurulur?
Prof. Dr. Celalettin Yanık/ Bursa Uludağ Üniversitesi
-
29.04.2025
Depremin toplumsal ve psikolojik artçıları yıllarca sürebilir. Bu yüzden depremleri sadece jeolojik değil, aynı zamanda sosyolojik bir olgu olarak görmek zorundayız. Çünkü depreme dayanıklı şehirler, mühendislik temelli çalışmalar ile birlikte gönüllülüğe dayalı dayanışmacı kültür ve güçlü bir toplumla inşa edilir.

Dün “zirai don”, bugün “kuraklık”
Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar/ YEKAV (Yeşill Kalkınma
-
26.04.2025
Ülkemizde 2025 yılı başında; şubat, mart ve nisan aylarında yaşanan ani sıcaklık değişimlerinin tetiklediği zirai don vakaları geniş bir alanı etkisi altına almış, yalancı bahar olarak addedilen mevsim normallerinin oldukça üzerinde seyreden sıcaklıklar sonrası yaşanan aşırı soğuklar tarımsal üretim üzerinde olumsuz etkilere yol açmıştır. Gündemde her ne kadar zirai don varsa da ülkemiz için asıl tehlike, daha geniş bir coğrafyada ve daha uzun bir süredir etkisini gösteren kuraklıktır.

Bir diriliş tasavvuru olarak Türkiye'de yerli bir eğitim anlayışının inşası
Prof. Dr. Bayram Özer/ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğiti
-
25.04.2025
Türkiye'de eğitimin evrensel normlar dışlanmadan yerlileşmesinde en önemli engel Batı'dan ithal edilen ve evrenselmiş gibi sunulan kavramların hâkimiyetidir esasen. Psikoloji, pedagoji, sosyoloji gibi disiplinlerle ilgili tarihe mal olmuş onca yerli kaynak ve bilginin reddedilmesi aslında bu disiplinlerin sadece Batı literatürüyle mümkün olabileceği yönündeki sığ bir inancın ürünüdür.
