1988 Sumgayıt olayları ve Hocalı gerçeği

Dr. HATEM CABBARLI Avrasya Güvenlik ve Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı
23.02.2013

Sarkisyan “Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydi. Biz bunu şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla yaptık” diyerek sorumluların Ermenistan devlet adamlarının olduğunu kanıtlamıştır.


1988 Sumgayıt olayları ve Hocalı gerçeği

Ermenistan tarafından 26 Şubat 1992’de gerçekleştirilen Hocalı Soykırımı’nı Azerbaycan dünya kamuoyuna tanıtmaya çalışmaktadır. Meksika ve Pakistan Parlamentolarının Hocalı soykırımını tanımalarıyla bu yönde ciddi başarı elde edilmiştir. Her yıl ülke genelinde ve uluslararası alanda Hocalı Soykırımı kurbanlarının anısına törenler düzenlenmektedir.

Ancak buna rağmen Avrupa ve ABD’de bu konu sözde ‘Ermeni soykırımı’ konusu ile kıyaslandığında geri planda kaldığı görülmektedir. Hocalı soykırımı gündeme geldiği zaman Ermeni propagandası özellikle 1988’de Azerbaycan’ın Sumgayıt şehrinde SSCB KGB’si tarafından gerçekleştirilen olayı ön plana çıkarmaktadır. Ama Sumgayıt olayları değerlendirildiğinde zamanın Sovyet yönetiminde bulunan bazı siyasi güçlerin amaç ve niyetleri Ermeniler ve onları destekleyenler tarafından kesinlikle dikkate alınmamaktadır.

1980’li yılların sonunda genelde Sovyet yönetiminde mevcut olan problemler, birlik üyesi cumhuriyetlerde ortaya çıkan ayaklanmalar, milli uyanış dalgası Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinde önemli nedenlerden olmuştur. Sovyetlerin dağılma sürecinin durdurulmasını isteyen siyasi güçler etnik ve sınır sorunlarını tetiklemekteydiler ve Sumgayıt olayları da bu açıdan ele alınmalıdır. Sumgayıt olaylarını düzenleyen güçler Merkezi (Moskova) Hükümet’in ve Ermenistan istihbaratının yardımlarından “başarılı” bir şekilde yararlanmışlardır. Bu güçler sadece Sumgayıt’ta değil, Özbekistan, Letonya ve Gürcistan’da da ayaklanmaları bastırmak ve Sovyetlerin devamını sağlamak amacıyla istihbarat ve orduyu devreye sokmuşlardır. Bu senaryonun hayata geçirilmesi için Sumgayıt rastgele seçilmemiştir. Kentin mozaik etnik yapısı bu tür çatışmanın gerçekleştirilmesi için oldukça müsaitti.

Sumgayıt olaylarından sonra yapılan hukuki soruşturmalar sonucunda mahkemede, olayı organize edenlerin ve gerçekleştirenlerin Merkezi Hükümet ve Ermenistan istihbaratı ile işbirliği yapan Ermeniler olduğu ortaya çıkmıştır. Bu olayların Sovyetler Birliği yetkilileri tarafından düzenlendiğini dönemin İstihbarat Bakanı Kruçkov da onaylamıştır. Sumgayıt olaylarını organize eden Ermeni Eduard Grigoryan, mahkeme kararı ile 12 yıl cezaya çarptırılmış, suçu tam olarak isbatlanamayan Azerbaycanlı Ahmed Ahmedov ise idama mahkum edilmiştir.

Sumgayıt olaylarında Eduard Grigoryan’ın Ermenileri öldürdüğü, olay mağduru Ermeniler tarafındandan da onaylanmıştır. İlginç olan ise öldürülen Ermenilerin tamamının ASALA gibi Ermeni terör örgütlerine para veya haraç ödemeyen kişiler olmasıdır. Sumqayıt olaylarından sonra Azerbaycan Adalet Mahkemesi’nde 63 kişi hakkında 44 cinayet dosyası açılmış ve hüküm çıkarılmıştır. Hocalı Soykırımı’ndan dolayı ise tek bir kişi hakkında cinayet dosyası açılmamış ve ceza verilmemiştir.

ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerdeki Ermeni yanlısı yetkili ve değişik kurumların temsilcileri, Sumgayıt olaylarının, Sovyet Merkezi Hükümeti ve Ermenistan istihbaratı tarafından organize edildiğini, tanık ifadelerini ve önemli belgeleri görmezlikten gelmektedirler. Böyle olmasaydı, Sumqayıt olaylarında öldürülen Ermenilerin hakkını savunan senatörlerin, 1988-1990 yıllarında Ermenistan’dan sürülmüş yaklaşık 300 bin ve Ermeniler tarafından katledilen 216 Azerbaycan Türkü’nün de hakkını Kongre tribününden ABD ve dünya kamu oyunun dikkatine sunma cesaretini göstermeleri gerekirdi. 1988-1990 yıllarında Ermenistan’da katledilen 216 Azerbaycan Türkü ile ilgili Ermenistan’da hukuki soruşturma başlatılmamış, bir tek cinayet dosyası açılmamış ve bugüne kadar kimse cezalandırılmamıştır.

Ermenistan tarafından 26 Şubat 1992 tarihinde yapılan Hocalı Soykırımı’nda 106’sı kadın, 83’ü çocuk, 70’i yaşlı olmak üzere toplam 613 kişi öldürülmüş, 1275 kişi esir alınmış (bu esirlerden de günümüze kadar bir haber yok), 150 kişi kaybolmuştur. Hocalı Soykırımı’nın komutanı Ermenistan’ın şimdiki “Devlet Başkanı” Serj Sarkisyan “Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu Azerbaycanlılara ibret olsun diye ve şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla yaptık” diyerek sorumluların Ermenistan devlet adamlarının olduğunu kanıtlamıştır.

Ermenistan ve Ermeni diasporası dünya genelinde sözde Ermeni soykırımının 2015 yılında 100. yıldönümü öncesinde propagandasına devam ederken, Azerbaycan ve Türkiye devlet kurumlarının, diaspora teşkilatlarının Hocalı Soykırımı’nı koordıneli şekilde dünya kamu oyunun gündemine getirmeleri gerekmektedir. Bu yönde atılan her adım sözde Ermeni soykırımının 100. yıl propagandası karşısında Türkiye ve Azerbaycan’ın konumunu güçlendirecek ve direncini artıracaktır.