2014’e doğru yerel yönetim reformu

Dr. İsmail Gündüz / Siyaset Bilimci
23.03.2013

Türkiye’de yerel yönetimlerin statüleri ve fonksiyonları çok partili döneme geçişle birlikte sıkça tartışılan bir konumda olmuştur.


2014’e doğru  yerel yönetim reformu

Merkezi yönetimin ağır vesayetini üzerlerinde hisseden belediyeler, bu durumun etkisini ortadan kaldıracak söylemleri dile getirmişlerdir. 2002 yılında tek başına iktidara gelmiş olan Ak Parti’nin siyasi programı da yerel yönetimlerin güçlendirilmesini öngörmüştür. Bu doğrultuda 2004-2011 yılları arasında pek çok yasal ve yönetsel çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların sonuncusu olarak 2012 yılının son ayında yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun ve devamında 13+1 yeni büyükşehir belediyesi kurulmuş, halen var olan 16 büyükşehir belediyesi ile birlikte Türkiye’deki büyükşehir belediyesi sayısı 30’a ulaşmıştır. Büyükşehir belediyelerine sahip olan illerde yaşamakta olan nüfus yaklaşık olarak 60 milyona ulaşmakta olup, toplam nüfusun yüzde 75’inden fazlasını oluşturmaktadır. 

İdari sistem reformu

Yeni yasayla birlikte yerel yönetimler açısından yapılan yenilikler şöyle olmuştur:

Yeni düzenleme ile birlikte 30 ilimizde yetki ve görev alanları vilayet sınırları olarak genişletilen büyükşehir belediyeleri ile onlarla alt-üst ilişkisi içerisinde bulunacak ilçe genelinde tek yetkili yerel yönetim birimi olan ilçe belediyeleri sistemine geçilmiştir. 

Büyükşehir belediyesi bulunan illerdeki tüm köyler, ilçe sınırları içerisinde bulunan tüm kasaba belediyeleri ile il özel idareleri tarihin tozlu sayfalarına gönderilmektedir. Köyler ve kasaba belediyeleri katıldıkları ilçe belediyesinin birer mahallesi konumunda olacaklardır. Böylece 30 il ile sınırlı kalmak koşuluyla yerel yönetimler sadece belediyelerden oluşmaktadır. 

Ülkemizde halen var olan kasaba belediyelerinden yaklaşık 1600’ü, köylerin ise 16000 den fazlası ilga edilmektedir. Böylece ülkemizdeki belediye sayısı 1.400 civarına, köy sayısı ise 18.000 civarına çekilmektedir. Bu yenilikle yarım yüzyıldır tartışılan köy ve belediye enflasyonuna köklü bir çözüm getirilmektedir. 

 Büyükşehir belediyesi kurulan illerde, il özel idareleri ile bunların seçilmiş organları olan il genel meclislerinin üstlenmiş olduğu görevler ve siyasal temsilcilik işlevini büyükşehir belediyeleri ve bu belediyelerin organları üstlenmektedir. 

2012 yılı son aylarında yapılan ve 2014 mahalli idareler seçimleriyle birlikte uygulamaya giren yasal düzenleme sonucunda Türkiye’de yerel yönetimler açısından yeni bir döneme girilmektedir. Yeni dönemin yerel yönetimler açısından reform sayılabilecek özelliklerin topluma yansımalarına da bakmak gerekir. 

İl genelinde üretilecek kaynakların kontrolü il merkezinde (kentte) yapılacak ve bu kaynakların il geneline harcanmasında kontrol ve koordinasyon sağlanacaktır. Kaynakların vilayet merkezinde toplanması ve planlanması yaklaşımı yerel yönetimler açısından ilerici ve modern bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ile ilin bütününün planlaması kent merkezinden ve kentli bakış-açısı (vizyonu) ile yapılacaktır. 

Büyükşehir belediyeleri bünyesinde yeni hizmet birimlerinin kurulması ve etkinlik sahalarının gelişmesine imkân sağlanmaktadır. Büyükşehir belediyelerinin sağlayacağı yeni kaynaklar ve kuracakları yeni hizmet birimleri ile sosyal belediyecilik yaklaşımı önümüzdeki seçim dönemlerinde daha güncel bir hale gelecektir.

Büyükşehir sınırlarında bulunan ilçe belediyelerinin de yetki ve sorumluluk alanları genişlemekte, ekonomik yönden güçlenmeleri ve yerel düzeyde kaynak üretmelerinin yolu açılmaktadır.

2014’le birlikte yerel yönetimler açısından yeni bir döneme girilmektedir. Taşrada ekonomik gücü de yanına alacak olan nispeten özerk, organları seçimle işbaşına gelen, doğrudan halka hesap veren ve gücünü de halktan ve yasalardan alan belediyecilik dönemi başlamaktadır. Küresel ekonomik faaliyetlere entegre olmanın yanı sıra, yerel kaynakları harekete geçirebilme ve piyasa ekonomisini işlevsel kılma yolunda ciddi bir adım atılmaktadır. Halka hizmette başarılı olan belediyelerin merkezi yönetimi de etkiledikleri ve ardından da belirledikleri siyaset dönemi başlamaktadır. 2014 yılında yapılacak olan yerel yönetim seçimleriyle birlikte Yerel Yönetimlerin profilleri şöyle olacaktır.

Görev ve yetki sınırları genişletilmiş belediyeler: Büyükşehir Belediyelerinin sınırları vilayet mülki sınırları olarak belirlenip genişletilmekte, ilçe belediyelerinin sınırları ise bulundukları ilçelerin mülki sınırları ile denk tutulmaktadır. 

Siyasal yönden güçlü büyükşehir belediye başkanları: Siyasal destek sahibi, kaynak kullanma ve fonksiyonellik yönü ile güçlü Büyükşehir Belediye Başkanları dönemi başlamaktadır. Doğrudan halkın oyuyla seçilen, yerel kaynakları ve ekonomik potansiyeli daha iyi değerlendirme mecburiyetinde olan Büyükşehir Belediye Başkanları, ekonomik ve siyasi yönden güçlü başkan profili ile yönetim sistemindeki yerini alacaktır.

Görev ve Fonksiyonları Farklılaşan Belediyeler: İl Belediyelerinin Büyükşehir Belediyeleri statüsüne kavuşması ve il genelinde belediye hizmeti sunmaya başlamalarıyla birlikte görev ve fonksiyonlarında artış olmakta, yeni ve farklı görevler ortaya çıkmaktadır. Kırsal kesime yönelik yeni görevler bunların arasında olacaktır.

Ekonomik yönden güçlenmiş ve kaynak sıkıntısı çekmeyen belediyeler: Yeni kurulan Büyükşehir Belediyeleri yeni ve sürekli olacak gelir kaynaklarına kavuşacaktır. Genel bütçe vergi gelirlerinden alacakları paylar artarken, kendi illerinde tahsil edilen vergi gelirlerinden de pay alacaklardır.

Kent veya kır ayrımı yapmaksızın ilin tümünün imar yönünden planlamasını yapabilecek belediyeler: Türkiye genelinde 29 İl’de yapılacak olan Büyükşehir uygulaması ile il genelinde tüm araziler açısından imar planlaması ve uygulaması imkânına kavuşulacaktır. Bu düzenlemeye kadar bu hususta yetkili olan İl Özel İdarelerinin en başarısız oldukları ve en fazla eleştirildikleri fonksiyonları arazi planlaması olmuştur. 

Yönetime doğrudan katılım

Siyasal açıdan daha önde ve etkin büyükşehir belediyeleri: Türkiye’nin yönetim yapısı içerisinde her İlin merkezinde 2 adet meclis bulunmaktadır. Bu meclislerin biri İl Özel İdareleri içerisinde, diğeri ise İl Belediyeleri bünyesindedir. 2014 de yapılacak yerel yönetimler seçimleriyle birlikte meclis sayısı bire inmekte, artık her ilde ilin tümünü temsil edebilecek tek meclis dönemi başlayacaktır.

Başarısı veya başarısızlığı ölçülebilen belediyecilik: Mevcut sistem içerisinde kırsal alana yönelik pek çok fiziksel hizmet İl Özel İdareleri tarafından üstlenilmektedir. İl Özel İdarelerinde ise fiziksel hizmetlerin yetersizliğini ve kaynakların rasyonel harcanmasını sorgulayacak ve denetleyecek etkin bir siyasal denetim mekanizması bulunmamaktadır. İl Özel İdareleri’nin kurumsal amiri ve yöneticisi Vali’lerdir. Ancak Valiler ile İl Özel İdareleri’nin siyasi veya bürokratik görevlilerinin kırsal alana yönelik çalışmalarındaki yetersizliği veya başarısızlığının sorgulanmasını sağlayacak, performans denetimini yerine getirecek bir mekanizma bulunmamaktadır. Yeni yapılanma ile halkın yönetime katılımının yolu açılmakta, belediye yönetimini, yerel meclisteki temsilcilerini veya yerel yönetimlerce üretilen hizmetleri oylarıyla değerlendirerek siyasal açıdan denetleyebilmesine imkân sağlanmaktadır. 

[email protected]