24 Haziran seçim beyannamelerinin analizi

Tarkan Zengin / Çalışma Hayatı Uzmanı
2.06.2018

AK Parti’nin seçim beyannamesinde ekonomik kalkınma, sosyal politikaların devamı ve diğer partilerin beyannamelerinden farklı olarak savunma sanayi projelerine geniş yer verilmiş. CHP’nin beyannamesinin en dikkat çeken yanı ittifak dışında olmasına rağmen HDP’yi rahatsız edecek ifadelerin kullanılmamış olması. HDP ise seçim beyannamesinde terör örgütlerinden hiç bahsetmiyor.


24 Haziran seçim beyannamelerinin analizi

Türkiye önemli bir seçime giderken Cumhurbaşkanı adayları manifestolarını, partiler seçim beyannamelerini açıklıyor. Son seçimlerde partiler arası rekabetin ve tartışmaların laik-anti laik, ilerici-gerici, yaşam tarzları ve şeriat ekseninden büyük oranda çıkmış olması ülkemizin normalleşmesi olarak görülmeli. Bunda AK Parti’nin kalkınmacı ve refah eksenli vaatlerinin ve icraatlarının etkisi olduğunu söylemek gerekir. İdeoloji ve kimlik siyaseti seçmen tercihlerinde etkili olsa da ekonomi ve sosyal politikalarda vaatlerin etkisi giderek artmaktadır. Bu nedenle siyasi partiler manifestolarda ve seçim beyannamelerinde milletin ekonomik ve sosyal refahını artıracak vaatlere geniş yer vermektedir. Seçim beyannamelerine baktığımızda AK Parti’nin sekiz ana başlık, 61 alt başlık, 146 kalkınma projesi ile 360 sayfa; MHP’nin sekiz ana başlık ile 132 sayfa; CHP’nin beş ana başlık ile 230 sayfa; İP’in 14 ana başlık ile 138 sayfa (37 sayfa tam boy fotoğraf var), HDP’nin 15 başlık ile 92 sayfadan (30 sayfa tam boy karikatür ve başlık var) oluşmaktadır.

HDP’yi incitmeden…

Aslında seçim beyannameleri ülkeyi yönetmeye talip partilerin gelecek vizyonlarını belirleyen önemli belgelerdir. Elbette seçmenlerin önemli bir bölümü beyannameleri okuyarak oy vermiyor. Ancak seçim beyannameleri bir partinin ülkeyi yönetme becerisine sahip olduğuyla ilgili kanaat oluş-turmada etkilidir. İktidar partileri genelde önce yaptıklarını sonra neler yapacaklarını anlatır. İktidar için hem geçmişin bir muhasebesi hem de geleceğe dair hedeflerinin yer aldığı bir metin niteliği taşır. Muhalefet ise daha çok iktidarın yanlışları üzerinden neler yapacağını anlatır.

24 Haziran seçimlerinin farklılıklarından biri partilerin kendi isimleriyle ittifak içinde seçimlere girmesidir. Bu çerçevede Cumhur İttifakı içinde AK Parti ve MHP yer alırken, Millet İttifakı içinde CHP, SP, DP ve İP yer almaktadır. İttifakların yasal zeminde olması siyasette normalleşmeye neden olacaktır. İttifak kuran partilerin seçim beyannamelerinin de ortak hedefler taşıması ya da en azından çelişmemesi gerekir. Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti ve MHP’nin beyannamelerinde birbiriyle çelişen vaatler yer almıyor. CHP beyannamesinde ülkemizi eğitimde 28 Şubat şartlarına götürecek olan “Zorunlu eğitimi, 9 yılı kesintisiz temel eğitim olmak üzere 13 (1+8+4) yıla çıkaracağız” vaadine ittifak yaptığı partilerin tepki göstermesi bekleniyor. Çünkü bu vaat, imam-hatipler'in kapanmasına ve hafızlık eğitiminin önünün kesilmesine neden olur. MHP seçim beyannamesinin en dikkat çeken tarafları beka sorunu, terörle mücadele, 15 Temmuz direnişi ve “millete taahhütlerimiz” başlığında çok sayıda vaatlerin olmasıdır. CHP’nin seçim beyannamesinin en dikkat çeken özelliği ittifak dışında olmasına rağmen HDP’yi rahatsız edecek ifadelerin kullanılmamış olmasıdır. Mesela yurt dışı operasyonlar, terör örgütleriyle mücadele, savunma sanayinin millileşmesi gibi ülkenin beka sorunuyla doğrudan ilgili konularda kendini kurtuluş savaşıyla özdeşleştiren CHP’nin bir vaadi yoktur. AK Parti savunma sanayi ilgili 24 önemli proje vadederken, CHP’nin 230 sayfalık beyannamesinde “savunma sanayi” kelimesi dahi olmaması bilinçli bir tercih olarak görülmelidir. CHP seçim beyannamesi, HDP’ye düzeltilmesi için gönderilmiş izlenimi veriyor.

Güvenlik tehditleri

AK Parti’nin seçim beyannamesinde ekonomik kalkınma, sosyal politikaların devamı ve diğer partilerin beyannamelerinden farklı olarak mille-timizi heyecanlandıran savunma sanayi projelerine geniş yer vermesi dikkat çekicidir. “Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii” başlığıyla savunma sanayi konusuna dokuz sayfa yer verilmiş. Vaat edilen 146 projenin 24 tanesi doğrudan savunmayla ilgili. Türkiye’nin terör örgütleriyle mücadele ve güvenlik tehditleri önümüzdeki dönemde de dikkate alındığında savunma sektörüne ilişkin projelerin önemi artmaktadır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarındaki başarımızın en önemli nedenlerinden biri yerli savunma ürünlerimizin kullanılmış olmasıdır. Bu çerçevede, savunma sanayi alanında 2004 yılında başlayan ALTAY (Ana Muharebe Tankı Projesi), ANKA (İnsansız Hava Araçları), ATAK (Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri Projesi), BAYRAKTAR (İnsansız Hava Araçları), HÜRKUŞ (Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı Geliştirme Projesi) ve MİLGEM (Milli Gemi)projelerinin hayata geçirilmesiyle sektör­deki yerlilik oranı, yüzde 20’den yüzde 65’in üzerine çıktı. Markaları bize ait olan bu büyük projelerden bazıları için yurt dışından siparişler alınmaya başlanmıştır. Bu önemli projelere ilaveten Yeni Tip Denizaltı Projesi, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Projesi, Milli Piyade Tüfeği (MPT-76), Korkut Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi Projesi, Hassas Güdümlü Stand-off Mühimmat (SOM) Projesi, Bora Füze Sistemi Projesi, Uzun Menzilli Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi, Entegre Sınır Güvenlik Sistemi Projesi gibi birçok önemli savunma projesinin başarıyla sürdürülüyor olması da AK Parti’nin savunma sektörüne verdiği önemi gösteriyor.

 HDP seçim beyannamesinde terör örgütleri yer almıyor. 15 Temmuz şehitleri, PKK terör örgütünün işçi, memur, öğretmen ve sivil katliamları, beyannamede iki madde ile yer alan LGBTİ’ler kadar ilgi görmemiş. Birçok alanda olanlar vadediliyor. Hatta sözde yoksulların, emekçilerin ve ezilenlerin partisi olduğunu söyleyen HDP, emekçilerle ilgili yapılmış olanları vaadleri arasına koymuş. Mesela 2005’ten beri varolan ve 2012 tarihli 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıktıktan sonra da yönetmelikle çalışmalarını sürdüren ‘İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Ulusal Konseyi’nin kuruluşu-nu sağlayacağız” diyor.

HDP, “İş cinayetlerinde ana firma ve üst işveren sorumluluğunu esas alacak düzenlemeleri yapacağız” diyor. Burada iki yanlış var. İlki 6331 sayılı yasada ana firma ile taşeron firmanın sorumluluğu zaten var. İkinci yanlış ise “Ana firma” ile “üst işverenin” farklı olduğunu zannetmeleri. Bu ifadeler bilgisizlik kadar özensizliği de ortaya koyuyor. “Madenlerde işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin uluslararası sözleşmeleri imzalayacak ve bu sözleşmeleri eksiksiz uygulayacağız” diyor. Ancak Hükümet ILO’nun 176 nolu ‘Madenlerde İş Güvenliği ve Sağlık Sözleşmesini’ 2014’te TBMM’de onayladı. “Mevsimlik işçilerin haklarını işverenlerle işçiler arasındaki sözleşmelerle belirlenmesine imkân sağlayacağız” diyor ancak bugün zaten böyle bir imkan var. Muhtemelen HDP’nin 2017’de mevsimlik tarım işçileriyle ilgili çıkarılan 36 maddelik Başbakanlık genelgesinden de haberi yoktur. HDP’nin en iddialı olduğu alanda zaten var olan düzenlemeleri vaat etmesi ne kadar özensiz ve aslında emekten ne kadar uzak bir parti olduğunu göstermektedir.   

Terörü bakış farkı

İttifakların bildirgelerinde dikkat çeken önemli farklardan biri de terör örgütlerine bakışlarında görülmektedir. AK Parti ile MHP, PKK, FETÖ, PYD/YPG ve DEAŞ’ı terör örgütü olarak tanımlamaktadır. Her iki parti de 15 Temmuz mücadelesine, Zeytin Dalı ve Afrin operasyonlarına ve tüm terör örgütleriyle mücadele stratejilerine seçim beyannamesinde yer vermiştir. CHP ve HDP’nin seçim beyannamelerinde ortak noktalardan biri PKK, FETÖ, PYD/YPG, DEAŞ’a yer vermiyor ve onları terör örgütü olarak tanımlamıyor olmalarıdır. 15 Temmuz CHP bildirgesinde bir yerde ve sadece şu şekilde yer alıyor: “15 Temmuz darbesinin kaos ortamını kullanan siyasal iktidar, 20 Temmuz darbesiyle birlikte, temel hak ve özgürlükleri askıya almış, bir tek adam rejimi kurmuştur.” HDP ise seçim bildirgesinde “15 Temmuz sonrası terör örgütü irtibatı nedeniyle işten çıkarılanları yeniden işe iade edeceğini” söylemektedir. CHP ve HDP seçim beyannamelerinde, 15 Temmuz darbesini yapan FETÖ, hainlere karşı kahramanca direnen mille-timiz, 251 şehidimiz, 2727 gazimiz ve terör örgütleriyle mücadeleye yer vermemiş. İP ise seçim beyannamesinde FETÖ ve PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamasına rağmen 15 Temmuz şanlı direnişine yer vermemiştir.

@TarkanZengin