ABD'de iç savaş çıkar mı?

Faruk Önalan / Yazar
24.12.2021

ABD'de ordu içindeki gruplaşma, hızla yayılan Omicron varyantı ile kısıtlamaların yeniden sertleşmesi olasılığı, aşı karşıtları, ekonomik kriz, artan gıda fiyatları, tedarik zinciri sorununun bir türlü çözülememesi gibi sorunlar tansiyonu giderek tırmandırıyor. Üzerine bir de üç emekli general geçtiğimiz günlerde Washington Post Gazetesi için "Ordu şimdi 2024 ayaklanmasına hazırlanmalı" başlıklı bir yazı kaleme aldı.


ABD'de iç savaş çıkar mı?

2022 yılında yapılacak Amerika Birleşik Devletleri ara seçimlerine 11 ayda daha az bir zaman kaldı. Mevcut şartlarda Biden liderliğindeki Demokratların hem Temsilciler Meclisi hem de Senato'da çoğunluğu Cumhuriyetçilere kaptıracağı görülüyor. Böylesi bir durumun da 2024 seçimleri öncesi Demokratlar açısından önemli bir risk oluşturduğu şüphe götürmez gerçek. Korkulan bir durum daha var ki, seçim sonrası ülkede bir iç savaşın çıkma olasılığı...

Donduran darbe düşüncesi

Üç emekli General (Paul D. Eaton, Antonio M. Taguba ve Steven M. Anderson) geçtiğimiz günlerde Washington Post Gazetesi için "Ordu şimdi 2024 ayaklanmasına hazırlanmalı" başlıklı bir yazı kaleme aldı. 2024 Başkanlık Seçimleri sonrasında Amerikan halkının ciddi bir risk altında olduğunu belirten emekli Generaller, ordu içindeki kargaşa potansiyelinden derin endişe duyduklarını vurguladılar. Asıl endişe duydukları şeyi ise şu net cümle ile ifade ettiler: "Bir dahaki sefere bir darbe olacağı düşüncesiyle iliklerimize kadar donuyoruz." Aynı zamanda Başkomutan olan Devlet Başkanı'na karşı bir darbe teşebbüsü ya da emre itaatsizlik durumu yaşanmaması için özellikle askeri istihbarat birimlerinin çok sağlam bir araştırma yapması gerekliliği, emekli generaller tarafından Pentagon'a da iletilmiş. Kamplara ayrılmış bir ordunun, ABD ulusal güvenliğini tehdit altında bırakacağı tedirginliği var. Trump'a gönülden bağlı olan askerlerin ellerindeki silahların namlusunu hükümete doğru çevirmesinden korkuyorlar.

Çıkış noktaları ise kongreye yapılan saldırıda "rahatsız edici sayıda gazi ve ordu mensubunun" yer alması.

Anketler ne diyor?

Amerikan tarihinin en karanlık günlerinden biri olan 6 Ocak 2021 "Kongre Baskını" olayının üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Yaşananlara müdahalede geç kalınması, biri polis olmak üzere beş kişinin hayatını kaybetmesi tabiri caizse ABD'yi iç savaşın eşiğine getirmişti. Kongre baskınına katılanların çoğu eski Amerikan askeriydi. Baskın esnasında yakın mesafeden göğsüne ateş edilerek öldürülen eski asker Ashli Babbitt, olaydan bir gün önce şu notu paylaşmıştı "Hiçbir şey bizi durduramaz. Onlar deneyebilir, deneyebilir, deneyebilir ama fırtına burada ve 24 saatten kısa süre içinde DC'yi kaplayacak." Babbitt, Amerikan Hava Kuvvetleri bünyesinde Afganistan ve İran'da, Ulusal Muhafızlar bünyesinde ise Katar ve Kuveyt'te görev almıştı. Yapılan anketlerde Cumhuriyetçilere oy veren birçok kimsenin yapılan eylemlere destek verdiği ortaya çıktı.

Birleşik Devletleri şoke eden olaylarla ilgili yirmi beşten fazla terör davası açıldı. Trump hakkında azledilme süreci başlatıldıysa da Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato'da aklandı. Temsilciler Meclisi bünyesinde kurulan özel komite olayı soruşturmaya devam ediyor. İki yüze yakın tanık dinlendi, birçok yetkilinin ifadesi alındı. Son olarak, 6 Ocak gününe ait tüm Başkanlık kayıtları (Trump'ın telefon görüşmeleri, yazışmaları, e-postalar vd. Beyaz Saray Başkanlık faaliyetleri) talep edildi. Ulusal Muhafızların geç müdahalesi de öne çıkan konulardan biri. Protesto gösterilerinin çığırından çıktığı an, Ulusal Muhafızların göreve davet edilmesinin Pentagon tarafından reddedildiği iddiaları bugün hala gündemde. Kongre binasına girişler saat 13.00 civarında başlarken, Ulusal Muhafızları olay yerine ancak saat 17.22'de ulaşabilmişti. Bu gecikme hakkında Kongre'ye ifade veren, dönemin ABD Savunma Bakan Vekili Christopher Miller, "Bu, bir parmak hareketiyle kuvvetleri hareket ettirebileceğiniz bir video oyunu değil. Lojistik zorlukların yanında çok sayıda varlığı koordine ve senkronize etmek için zamana ihtiyaç var. Ayrıca bu tür güçlerin kullanımına ilişkin yasal zorunluluklar var" sözleriyle kendini savundu. Bu noktada bir hususu belirtmekte yarar var; Ulusal Muhafızlar federal hizmete çağrılmadıkça, eyalet valilerinin yetkisine tabidir.

Amerikan ordusu gerek etnik gerekse inanç açısından farklı bir yapıya sahip. Bu kapsamda 1775 yılında beri orduda "Din subayları" (ARMY CHAPLAIN) vardır. Görevleri, "Ordunun ruhsal, ahlaki ve duygusal sağlığına özen gösterip onu içten dışa güçlendirmek.) Emekli Generaller, sürekli denetim olmazsa toplumsal ve siyasi bir çöküşte, kozmopolit yapıdaki ordunun da bu çöküşten potansiyel olarak etkilenebileceği varsayımını ortaya koyuyorlar.

Salgın tedbirlerine karşılar

Demokrat Parti yanlısı emekli askerler "iç savaş", "darbe" uyarısı yaparken karşıt görüşlü emekli askerler de Demokratlar tarafından seçime hile karıştırıldığını ve ülkenin "Marksist diktatörlüğe" doğru hızla sürüklendiği endişesini paylaştı.

Bunun yanında salgın kapsamında alınan tedbirlere de şiddetle karşılar. Kısıtlamalar, okul ve iş yerlerinin kapatılması gibi müdahaleleri temel haklara yönelik doğrudan saldırı olarak görüyorlar. 2020 seçim süreci yaşanırken 317 seçim sonrasında da 124 emekli General ve Amiral imzaladıkları mektuplarla Biden Yönetimini ve Demokratları sert bir dille uyardı. Tam bir fiyaskoya dönen Afganistan'dan geri çekilme mevzusu muvazzaf/emekli birçok askerin tepkisine neden oldu. Yine 180'den fazla emekli general, milyarlarca dolarlık gelişmiş askeri teçhizatın ve erzakın Taliban'ın eline geçmiş olmasını bir felaket olarak niteledi. "Amerika Birleşik Devletleri'nin itibarına verilen zarar tarif edilemez. Artık görüldü ki, ABD güvenilir bir ortak değildir. Birleşik Devletlerin itibarı onarılamaz bir şekilde hasar görmüştür." Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Genelkurmay Başkanı Mark Milley'e "derhal istifa edin" çağrısında bulundular. Genelkurmay Başkanı Milley, Afganistan'dan çekilme sürecinin "stratejik bir başarısızlık" olduğunu bizzat kendisi Senato oturumunda itiraf etti. Tabii, Cumhuriyetçi Arkansas Senatörü Tom Cotton'un "madem stratejik başarısızlık o halde neden istifa etmediniz?" sorusu ile yüzleşmek zorunda kaldı. Milley, Trump yönetiminin son aylarında, Çin Halk Kurtuluş Ordusu'ndan General Li Zuocheng'i iki kez gizlice arayıp, ABD'nin Çin'e saldırmayacağını ve bir saldırı olması durumunda onu önceden uyaracağını söylemişti. Görüşme deşifre olduktan sonra Biden, "General Milley'e büyük güvenim var" cümlesiyle destek çıktı.

Ardı adına yaşanan hadiseler sonrasında, ordu içinde de ayrışmaların olması kaçınılmaz son olarak görünmekte. Bu bağlamda bir örnek verecek olursak; Oklahoma Ulusal Muhafız Komutanı General Thomas Mancino, Başkan Biden'ın tüm "Ulusal Muhafız üyelerinin koronavirüse karşı aşılanmasını" zorunlu kılan bir emrini reddetti. General Mancino, Oklahoma Muhafızları olarak Başkan Biden'a değil eyalet Valisine (Cumhuriyetçi Kevin Stitt) bağlı olduğunu öne sürdü. Ulusal Muhafızların aşılanması gerekliliğine inanan General Michael Thompson ise kısa süre önce görevden alınmıştı.

Üç Amerikan akademisyen (John Chin , Carnegie Mellon Üniversitesi, Joseph Wright , Pensilvanya Eyalet Üniversitesi ve David Carter, Washington Üniversitesi) "2020 Başkanlık seçimleri sonrası askeri darbe olur mu?" sorusu altında iki farklı senaryoyu (Trump ya da Biden'ın kaybetmesi halinde) kaleme aldı. ABD'de "darbe" konusu en fazla Trump döneminde konuşuldu, tartışıldı. Ancak şurası da bir gerçek ki mevcut Amerikan sisteminde bir darbe olma olasılığı oldukça zayıf bir seçenek. Diğer yandan ülkenin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında bir "iç savaş" çıkma ihtimali yok sayılamayacak bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

ABD derin devleti

Başkan Trump döneminde "derin devlet" kavramı yeniden ortaya çıkmıştı. Bu tezi genellikle eski Temsilciler Meclisi Başkan Newt Gingrich kullanıyordu. İstedikleri her şeyi yapma gücüne sahip olan, Birleşik Devletler Başkanını zor durumda bırakmak için kasıtlı sızıntılar yapan yerleşmiş devasa bir bürokrasi yapısı olduğundan bahsediyor. "Gücü ellerinde tutmak için savaşırlar. Derin devletin yaptığı budur: Yalan uydururlar, bu yalanı yayarlar ve yalan kontrol edilemez bir hal alınca, uydurdukları yalanın arkasında olduklarını inkâr ederler." Yeri gelmişken ABD'de "derin devlet" kavramı ile ilgili yorum yapanlar, bu terimin kökeninin Türkiye olduğunu belirtirler.

Ordu içindeki gruplaşma, hızla yayılan Omicron varyantı ile kısıtlamaların yeniden sertleşmesi olasılığı, aşı karşıtları, ekonomik kriz, artan gıda fiyatları, tedarik zinciri sorunun bir türlü çözülememesi gibi sorunlar tansiyonu giderek tırmandırıyor. Asgari ücretli bir kişinin 2 odalı bir daire kiralaması için haftada 97 saat çalışması gerekiyor. (Kaynak: ABD Ulusal Düşük Gelirli Konut Koalisyonu 2021 Raporu)

Yaşanan sıkıntılar ve ekonomik krizin gölgesinde, Donald Trump'ın, 6 Ocak kongre baskınının yıldönümünde bir basın toplantı düzenleyeceği açıklandı. Kitleleri nasıl yönlendirecek ya da 2024 Başkanlık seçimlerine yönelik –ki daha öncesinde 2022 ara seçimleri var- ne tür etkileri olacak bakacağız.

[email protected]