ABD'nin en uzun süren filmi

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu / Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi
23.09.2022

11 Eylül 2001'de ikiz kulelere yapılan saldırılar nedeniyle ABD Afganistan'ı işgal etti. Bu, ABD'nin en gerçekçi filmi idi amma velakin tam 20 yıl sonra rezil bir şekilde yenildi. Ayaklarına yapışanları da aşağı attı... ABD'ye güvenmenin sonu Afrika veya Guam oldu.


ABD'nin en uzun süren filmi

Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında çökmesinden ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Kafkasya'daki devletlerin bağımsızlığını ilan etmesinden sonra buralarda bulunan zengin doğal gaz ve petrol yatakları nedeniyle dünyanın ilgisi buraya kaymıştır. ABD resmi yetkililerinin Aralık 2000 tarihli Afganistan Enerji Enformasyon yazısında şunlar belirtilmiştir: "Afganistan'ın enerji bakımından önemi, Orta Asya'dan Arap Denizi'ne petrol ve doğalgaz ihracatı için potansiyel geçiş rotası olmasından kaynaklanır. Afganistan üzerinden geçecek milyarlarca dolarlık petrol ve gaz ihraç hatları projeleri bulunmaktadır".

US News&World Report'a göre, Hazar bölgesinin petrol ve gaz kaynaklarının toplam değeri 4 trilyon dolar. Fortune 200 listesinde yer alan önemli bir petrol şirketi olan Halliburton'un başkanı Dick Cheney, 1998'de sektör yöneticilerine şöyle sesleniyordu: "Daha önce hiçbir zaman, Hazar gibi birdenbire böylesine stratejik önem kazanan bir bölge olmamıştı." Bu dönemde biri Hazar denizinin güneyinde diğeri Körfezde bulunan iki odaklı birlikte "stratejik enerji elipsi" çizilmiştir. Bu elips, bilinen dünya petrol rezervlerinin yüzde 70'den fazlasını ve dünya doğal gaz re-zervlerinin de yüzde 40'tan fazlasını içermektedir. Avrupa'nın enerji krizi bölgenin önemini ortaya koymaktadır.

Bridas ve UNOCAL arasında Taliban

Arjantin petrol şirketi Bridas, Aralık 1991 'de Türkmenistan'ın dev gaz sahası Devletabat'ın kuzeybatı kısmını teşkil eden Yaşlar gaz sahasında, 1993'de ise Hazar Denizi'ne yakın bölgedeki Keymir petrol sahasında arama, geliştirme ve üretim hakkını almıştır. Ülkeye ilk giren yabancı şirketlerden biri olarak, bu imtiyazları oldukça avantajlı koşullarla elde eden Bridas, Türkmenistan'da yaklaşık 400 milyon dolar yatırımın ardından, önce Keymir'de (1994) petrol keşfi ve ihracına başladı. 1995'de ise Yaşlar sahasında, tahmini rezervi 800 milyar metreküp olan yeni bir keşif yaptı.

Bridas, bu önemli potansiyele uygun pazarı aramaya başlayınca bunun ihracı için yol engeli ortaya çıktı. Böylece Orta Asya Cumhuriyetlerinden petrol ve doğal gazı ihraç etmek için büyük bir petrol boru hattı yapım fikrini ilk kez Bridas ortaya atmış oluyordu.

Daha sonra devreye girecek ve Bridas'la yasal mücadele dahil tam bir rekabete girişecek olan ABD'li petrol ve enerji devi UNOCAL ise gaz hattına paralel olarak petrol boru hattı önerisini ABD desteği ile uygulamaya koydu.

Bridas'ın Başkanı Dr. Carlos Bulgheroni, 1994-95 arasında yaklaşık bir yılını Pakistan Başbakanı Butto ve Sapar Murat Türkmenbaşı arasında, bu projeyi kabul ettirebilmek için mekik dokuyarak geçirdi. 15 Mart 1995'de Türkmenbaşı ve Butto, Bridas'a bu hattın fizibilite etüdünü yapmak üzere yetki veren anlaşmayı imzaladı.

Projeye göre, 1400 km uzunluğundaki ve yıllık 20 milyar metreküp gaz taşıyacak kapasitedeki boru hattı; Yaşlar sahasından başlayıp, Afganistan'dan geçerek, Pakistan'ın yurtiçi doğal gaz dağıtım hatlarının başlangıç bölgesi olan Belucistan'a ulaşacaktı.

Bulgheroni, bunun için Afganistan'daki her fraksiyonun liderleriyle tek tek görüştü. Şubat 1996'da ise, dönemin Afgan hükümetinin başında bulunan Burhanettin Rabbani ile bu hattın inşası ve işletmesini 30 yıllığına Bridas'a veren anlaşmayı imzaladı. O dönemde görüşülen ve anlayış birliği sağlanan liderler arasında General Raşid Dostum ve Taliban da vardı. Bridas iş anlayışı açısından da profesyonel, iş yaklaşımı açısından doğru, ancak sonuçları açısından kendisine büyük darbe vuran adımı da bu süreçte attı.

Devlerin savaşı

Bridas'la birlikte ABD Petrol şirketi UNOCAL da aynı amaç için Orta Asya'ya girdikten sonra artık oyun devlerin savaşına dönüşecekti. Türkmenbaşı Bridas'a verdiği imtiyazları çok bularak bunları kısmaya ve paylarını düşürmeye başladı. Hatta Türkmenistan'ın Yaşlar ve Keymir bölgelerinde de büyük miktarda Petrol ve Doğalgaz çıkınca bu bölgelerde oran ve yetki kısıtlamasına giderek Uluslararası anlaşmalara aykırı olarak bu şirkete baskı yapmaya başladı. Tabii tüm bunlar, Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'un Washington'a ziyaretiyle de alakalıydı. ABD, Özbekistan'ı hem Rus hegemonyası hem de İran etkisine karşı ayakta durma gücü olan tek devlet olarak görüyor ve destekliyordu. Amerikan Hükümeti UNOCAL adına devreye girdi. ABD şirketine imtiyaz vermek, söz konusu ülkeler için ABD'nin kalkınma desteği demekti.

Aşırı uçlar için yuva

21 Ekim 1995'te New York'u ziyaret eden Türkmenbaşı UNOCAL ve Suudi Delta Oil Company'le Afganistan'dan geçecek bir hattın anlaşmasını imzaladıktan sonra Bridas'a dönerek "Niçin siz ikinci boru hattını yapmıyorsunuz? dedi.

Bridas, Genel Müdürü Mario Lopez Olaciregul ise bağırarak şöyle diyordu:" Biz burada sadece bir ülkenin kaynaklarını geliştirmeye çalışan bir petrol şirketiyiz, ama burada bambaşka bir şeyle, büyük devletlerin birbirlerini hırpaladığı "Büyük Oyun'la karşılaştık." Dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'un Doğu Avrupa Baş Danışmanı Strobe Talbott, Temmuz 1997'de ABD'nin bölge politikasının temel kıstası olarak kabul edilecek bir konuşmasında: "Kafkasya ve Orta Asya'da Büyük Oyun'un tekrarının başladığını ilan etmek, en azından böyle bir tahmin yürütmek moda oldu. Tabii ki bölgenin petrolle beslenen ve yağlanan itici dinamiği, büyük güçlerin rekabetini doğuracaktır. Fakat bizim amacımız eski dönemleri hatırlatan bu sonuçtan sakınmak, hatta aktif bir çaba harcayarak bunu unutturmaktır." dediyse de buna kimse inanmadı. Talbott sözlerinin bitiminde ise "ülkeler içindeki ve sınırlarındaki çatışmalar kızıştırılıp alevlendirilirse, bölge terörizm için bereketli bir toprak, dini ve siyasal aşırı uçlar için sıcak bir yuva olur ve tam bir savaş için de harika bir muharebe alanına döner" diyerek tüm aktörlere mesaj veriyordu.

UNOCAL'in Taliban ile ilişkileri, Delta ve dolayısıyla Suudi Arabistan'ın miskin temposu nedeni ile istediği gibi süratli gitmiyordu. Bu nedenle UNOCAL 1996'da yeni bir ekip kurdu. İlk önce Amerika'nın eski Pakistan Büyükelçisi Robert Oakley'i işe aldı. Oakley 1980'lerde Afgan mücahitlerine CIA yardımında önemli rol oynamıştı. Oakley, UNOCAL'e başka "uzman"ların alınmasını da sağladı. Örneğin, Nebraska Üniversitesi Afgan Araştırmaları Kürsüsü'nden akademisyenler, CIA'nin meşhur Rand Corporation'da çalışan Afgan kökenli Amerikalı Zalmay Halilzad, (Halilzad bugün sadece Afganlardan değil tüm Kürt ve Araplardan da sorumlu ABD Ortadoğu yetkilisi/Taliban II ile mağlubiyet anlaşması imzalamak da kaderinde varmış) Afgan mücahitlerinin 1980'li yıllarda yakından tanıdığı Amerikan Uluslararası Kalkınma Ajansı'ndan Gerald Boardman...

UNOCAL'ın Suudi Delta'sına karşı Bridas'ın da Suudi Nıngharco'su vardı. İşin önemli yanı, Nıngharco'nun Başkanı Salih al Tayyar'ın, aynen Usame Bin Ladin gibi, Prens Türki'nin (annesi Türk) yakın dostu ve bilindiği kadarı ile Bin Ladin Şirketler Grubu ile de ilintili olmasıydı. Bridas kısa zamanda bunun meyvelerini toplamaya başladı 1997 yılının Şubat ayında hem UNOCAL hem de Bridas, Washington ve Buenos Aires'te, ayrı ayrı Taliban liderlerini ağırladılar. Arjantin'den ayrılan Taliban heyeti, dönüş yolculuğunda Cidde'de konakladı ve Prens Türki ile bir görüşme yaptı. Bu görüşmede Turki, Nıngharco ve Bridas'tan yana açık tavır koydu. Böylece uzun bir süre sürecek olan ilk kez Talibanlar arası bölünme de gerçekleşmiş oldu. Bridas'çı Talibanlar, Prens Türki ve Usame Bin Ladin etrafında birleştiler. Taliban'ın bu şekilde, destek aldıkları CIA'sinin eğitim ve silahlarından faydalandıkları ABD ile yolları ayrılmış oldu. UNOCAL'cı Talibanlar da Prens Abdul Aziz ve CIA etrafında birleşmişlerdi.

Kısacası, UNOCAL ve tabii ki ABD enerji çevreleri, sabırla bu "antiterör savaşı masalı"nın sonunu bekliyordu. Sonuç, ne olursa olsun, bu boru hattının UNOCAL tarafından yapımına yarayacaktı. Aynı zamanda, ABD'nin politikaları ile 2000'li yılların enerji haritasının en önemli bölümü de tamamlanmış olacaktı.

Pazarlıklar kızışınca...

Afganistan'da insani yardım çalışmalarında bulunan BM Alt Genel Sekreteri Yasuşi Akaşi, "Afganistan'a dış müdahaleler artık tamamıyla petrol ve doğalgaz kavgasıyla ilintili. Bizim korkumuz, bu şirketlerin ve bölge ülkelerinin Taliban'ı kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışmalarıdır" yorumunu yapmıştı. UNOCAL ve Bridas arasındaki savaş iyice kızıştı ve Taliban üzerine yapılan pazarlıklar istenilen sonucu vermedi. Ardından UNOCAL yöneticisi John Maresca ABD hükümeti gibi hareket ederek Afganistan'da "tanınan" bir yönetim oluşturulmadan o ülkede yatırımlara girişmeyeceklerini açıkladı. Bu söz Taliban'ın artık ABD tarafından terk edileceğini göstermiştir. Ardından meydana gelen 11 Eylül saldırıları nedeniyle Ladin yüzünden Taliban devrildi ve ele geçirilen Afganistan'da "demokratik, tanınan, meşru" Afgan yönetimi kuruldu. Bu kuruluşta UNOCAL, Enron ve Bush ailesinin etkisi büyüktür.

Fransız iki istihbaratçı Jean-Charles Brisord ve Guillaume Daspuie, "Bin Ladin ve Yasaklanan Gerçekler" isimli kitapta, şimdiye kadar anlattıklarımızı özetliyordu: "ABD'nin A ve B planları vardı. A planına göre Taliban'ın ABD'nin çıkarlarına göre ayartılması gerekiyordu. Bunu yapamazlarsa Taliban'ı devirecek ve yerine dost bir rejimi ikame edeceklerdi." 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan Operasyonu başladığında bunun önceden planlandığını Taliban ile ABD görüşmelerine refakat eden Pakistan Hariciyesinden kıdemli Diplomat Naif Nik Fransız basınına anlatmıştı. Naik, Afganistan'a komşu altı ülke ile birlikte ABD ve Rusya'nın katılımıyla gerçekleştirilen görüşmelerde ABD Elçisi Tom Simons'un hem Taliban'ı hem de Pakistan'ı isteklerine boyun eğilmemesi halinde tehdit ettiğini ve diğer seçeneklerin (Onları taş devrine döndürecek kadar bombalamak şeklinde) devreye gireceğini ifade etmiştir.

11 Eylül 2001'de ikiz kulelere yapılan saldırılar nedeniyle ABD Afganistan'ı işgal etti. Bu, ABD'nin en gerçekçi filmi idi amma velakin tam 20 yıl sonra rezil bir şekilde yenildi. Ayaklarına yapışanları da aşağı attı... ABD'ye güvenmenin sonu Afrika veya Guam oldu.

[email protected]