Abdülmehdi’yi nasıl bir Irak bekliyor?

Abdullah Musullu / Yazar
1.12.2018

Yeni Başbakan Adil Abdülmehdi’nin işi kolay değil. Abdülmehdi, bazı adımları atarken Tahran, Necef, Washington, Ankara, Erbil dengelerini de gözetmek zorunda. Türkiye Irak’ta tamamen yapıcı bir rol üstleniyor. Ankara, Irak’ın yeni döneminde terör örgütü PKK ile daha etkili mücadele edilmesini, Sünni kentlerin onarılmasını ve Türkmenlerin gözetilmesini istiyor.


Abdülmehdi’yi nasıl bir Irak bekliyor?

Irak’ta Başbakan Adil Abdülmehdi neredeyse Sünni, Şii, Kürt, Türkmen tüm tarafların desteğini alarak hükümeti kurdu. Abdülmehdi ismine ülke siyaseti üzerinde etkili olan ABD ve İran da olumlu baktı. Ankara da Irak’ta istikrarın ve güvenliğin bölgeye hakim olmasını istiyor. 

Abdülmehdi dönemi ülkeyi yeniden toparlamak adına büyük bir fırsat olarak görülüyor. Terör örgütü DEAŞ’in temizlenmesi ülkeye gerçek sorunlarına dönmesi ve bunları çözme fırsatı veriyor. Bu yeni dönemde terörle mücadeleye milyarlarca dolar harcamayacak olan Irak’ın 2019 yılı bütçesi artan petrol fiyatlarıyla 109 milyar dolar olarak belirlendi. 

Bağdat-Erbil buzları 

Ancak hükümetin işi kolay değil.   

İşsizlik sorunu, elektrik, temiz içme suyu sorunlarının giderilmesi, DEAŞ ile mücadelede harabeye dönen kentlerin yeniden imarı, alt yapı ve üst yapı projelerine ağırlık verilmesi bekleniyor. 

ABD tarafından Baas rejiminin yıkılmasından sonra federal sistemle yönetilen Irak’ta, ülke Saddam Hüseyin dönemindeki baskıcı rejimden kurtulsa da etnik ve dini unsurlar arasındaki rekabet ve çatışmalar, bölgeyi yeni krizlere sürükledi. 

2006 ila 2014 yılları arasında sekiz yıl başbakanlık yapan Şii siyasetçi Nuri el-Maliki’nin Sünni kesimleri dışlayan politikası ve güvenlik güçlerinin Sünni halka karşı şiddet kullanması, zaten Irak anayasasının hazırlanması ve demokratik kurumların oluşturulması sürecine katılmayan Sünnilerin, sistemden tamamen dışlanmasına neden oldu. Bu da 2014 yılında DEAŞ terör örgütünün ortaya çıkmasına ve özellikle Sünni bölgesinde taraf bulmasına neden oldu. 

Şimdi Irak’ın önünde yeni bir dönem başlıyor. Bu yeni dönemde Şiiler, Sünniler ve Kürtler daha yapıcı bir tutuma sahip. Nitekim merkezi hükümetin kurulmasında tüm taraflar olumlu adımlar attı ve bu geniş koalisyonlu hükümette yer aldı. 76 yaşındaki Başbakan Adil Abdülmehdi, aynı zamanda Irak’ın eski petrol bakanı. Siyasette tecrübeli biri. Şiilerin diğer siyasi isimleri Mukteda Sadr, Nuri Maliki, Ammar el-Hekim, Hadi Amiri’nin arkasında güçlü bir siyasi grup var. Abdülmehdi’nin böyle bir desteği yok. Fakat Irak’ın yeni başbakanın Irak’ın dini merci Sistani tarafından desteklendiği biliniyor. Zira İran’ın Nuri El-Maliki gibi bir ismi başbakan yapmak istemesine Sistani’nin sıcak bakmadığı ve Sistani’nin ABD ve İngiltere’nin sıcak baktığı eski Başbakan Haydar el-İbadi’nin ismini de ret ettiği biliniyor. 

Irak’ın bu yeni döneminde Erbil ile Bağdat arasındaki buzların erimeye başladığı görülüyor. Bağdat ve Erbil taraflar arasında krize neden olan referandum sürecini geride bırakıp yeni bir sayfa açmak istiyor. Mesut Barzani’nin geçen hafta yaptığı sürpriz Bağdat ziyareti de Arap ve Kürt medyasında bu şekilde değerlendirildi.     

Mesut Barzani, 2017 yılında yapılan referandumdan sonra ilk defa (22 Kasım 2018) başkent Bağdat’a giderek burada Iraklı liderler ile bir araya geldi. Barzani, bu ziyaretiyle Bağdat’a zeytin dalı uzattı ve artık buzları eritmeye niyetli olduğunu gösterdi. Referanduma öncülük etmesi nedeniyle Barzani’ye kızgın olan Iraklı liderler, yine de Kürt lideri sıcak şekilde karşıladılar ve kendisine saygı gösterdiler. 

Barzani’nin lideri olduğu Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) son zamanlarda hem Irak seçimlerinde (25 milletvekili) hem de Kuzey Irak seçimlerinde (45 milletvekili) başarı kaydetmesi ve bölgenin kilit partisi olması şüphesiz Barzani’nin elini güçlendirdi ve partisini hem Erbil’de hem de Bağdat siyasetinde güçlü yine bir yere oturttu. KDP, Irak’ın genel sorunlarının çözülmesinde yapıcı bir rol üstlenmek istiyor. KDP’li siyasiler de artık çok fazla referandum meselesini ve bağımsızlık kartını gündeme getirmiyorlar. Sadece Barzani, tabanını motive etmek ve Kürtlerin lideri konumunu güçlü tutmak için konuşmalarında referandumu yapmakta pişman olmadığını sürekli vurgulamaya devam ediyor. 

Referandum bir tarafa… 

Irak yeniden devlet olarak toparlanma çabasına girerken Kürtler de bu süreçte aktif rol almak istiyor. Irak’ın yeni başbakanı Adil Abdülmehdi’nin seçilmesinde her ne kadar Iraklı Şii unsurlar ve İran etkili olduysa da bu isim, Kürtlere de uzak bir isim değil. Iraklı Kürtler, “Kürt dostu” olarak gördükleri Abdülmehdi’ye destek veriyor. Barzani, bizatihi Bağdat’a giderek ve kendisi ile görüşerek Başbakan Abdülmehdi’ye desteklerini ortaya koymuştu. Bağdat’taki merkezi hükümet de Erbil’deki bölgesel hükümet de yeni dönemde daha yapıcı adımlar atmak istiyor. Aslında buna “Irak’ın yeniden devlet olma çabası” da denilebilir. Bağdat, referandum meselesini bir kenara bırakarak, Kürtlerin bütçe meselesi, Kerkük’teki durum, peşmergeye destek ve enerji meselelerinde Erbil’in taleplerine daha olumlu yaklaşmaya başladı. 

Yapıcı adımlar  

Bunun sonucu olarak Türkiye’den gelen ticari tırlar için üç farklı noktada kurulan gümrük kontrol noktalarının kaldırılma süreci başlatıldı. Tabii bu Türkiye’nin de öteden beri çözülmesini istediği bir sorundu. Bu şekilde Habur’dan Irak’a geçen Türk tırları, 2-3 yerde vergi ödemekten kurtulmuş olacak ve sadece Habur’dan Irak’a girişte vergi ödeyecekler. Diğer taraftan Kerkük, askeri olarak tamamen Irak ordu güçlerinin elinde. Ancak Bağdat yönetimi, Kerkük İl Meclisi’ndeki üye çoğunluğu Kürtlerde olduğu için yeni Kerkük valisinin seçilmesi meselesini Kürtlere bıraktı. Buna göre KDP ve KYB ortak bir isim üzerinde anlaşırsa, bu seçilecek kişi Kerkük’ün yeni valisi olabilecek. 

Irak merkezi hükümeti, Kerkük petrolünün tekrar Ceyhan limanına boru hattıyla ihraç edilmesini de onayladı. Bu da hem Erbil yönetimince hem de Ankara tarafından memnuniyetle karşılandı. Buna göre Kerkük petrolü, Kürtlerin kullandığı boru hattıyla Ceyhan’a akacak. İlk etapta Kerkük’ten 60 bin varil sevkiyat başladı. Ancak amaç en kısa zamanda bunu 100 bin varil petrole çıkarmak. Bu gerçekleştiğinde Kerkük ve Kürt bölgesinden Türkiye’ye ve oradan dünya pazarlarına ihraç edilen petrol miktarı 500 bin varile ulaşacak. Hedef ise bu kapasiteyi 1 milyon varile çıkarmak.

Bağdat ile Erbil yönetimleri, Kuzey Irak’ın, İran ve Türkiye ile olan sınır kapılarından elde edilen gümrük gelirinin paylaşılması meselesinde de ortak adımlar atmaya başladı. Bağdat ve Erbil heyetleri, sınır kapılarındaki gelirin paylaşımı için şimdilik 27 madde üzerinde anlaştı. Erbil yönetimi bölgesindeki sınır kapıları ile havaalanlarından elde edilen gelirin ortak paylaşılması konusunu büyük bir sorun haline getirmedi. Kerkük petrolünün ihracı meselesini ise tamamen Bağdat yönetimine bıraktı. 

Yolsuzluk sorunu 

Şüphesiz Irak’ın en büyük sorunlarından birisi de yolsuzluk. Başbakan Abdülmehdi hükümetinin, yolsuzlukları önlemede başarılı olması için Şii, Sünni, Kürt tüm siyasi güçlerin bu sürece destek vermesi gerekiyor. 

2019 yılı için 109 milyar dolar bütçesi olan Irak, petrol zengini bir ülke. Bu bütçenin 45 milyar doları maaş ödemelerine ayrılacak. Bütçenin bir kısmı dış borç ödemesine, diğer kalan kısım ise hizmetler ve projelere ayrılacak. 

Yolsuzlukların önlenmesi ve şeffafiyetin sağlanması halinde Irak’ın yeniden imar edilmesi için bütçenin önemli bir kısmı kullanılacak. 

Basra’da altyapı hizmetlerinden şikayet eden, elektrik hizmeti alamayan halk, günlerce sokak gösterileri yapmıştı. Irak hükümeti, ülkenin tüm kentlerinde alt yapı ve hizmet sorunu olduğunu biliyor. Ülkede yaraların sarılması ve “Iraklı olmak” üst kimliğinin güçlenmesi için devletin bir an önce temiz su, elektrik, belediye hizmetleriyle işsizlik sorununu çözmesi gerekiyor. 

Diğer taraftan terör örgütü DEAŞ ile savaşta neredeyse tüm Sünni kentleri harabeye dönüştü. Özellikle Sünnilerin kalesi olarak görülen Musul hala harap halde. Bu Sünni kentlerin yeniden imar edilmesi, güvenliğin sağlanması, hizmetlerin verilmesi Irak hükümetinin çözmesi gereken sorunlardan. Ayrıca yüzbinlerce Sünni, hala kamplarda kalıyor ve evine dönemiyor. Haşdi Şabi’nin de Sünni ailelerin evine dönüşüne engel olduğu biliniyor. 

Kuşkusuz yeni Başbakan Adil Abdülmehdi’nin işi kolay değil. Abdülmehdi, bazı adımları atarken Tahran, Necef, Washington, Ankara, Erbil dengelerini de gözetmek zorunda. Türkiye Irak’ta tamamen yapıcı bir rol üstleniyor. Ankara, Irak’ın yeni döneminde terör örgütü PKK ile daha etkili mücadele edilmesini, Sünni kentlerin onarılmasını ve Türkmenlerin gözetilmesini istiyor. 

Bağdat yönetimi, Sincar ve Kandil’deki terör örgütü PKK’nın temizlenmesi meselesinde Ankara’ya gereken desteği verecek mi? Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.