Acil kentsel dönüşüm

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı / İstanbul Ticaret Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
4.03.2023

Şehirlerimizde beklenen depremlerden önce, yıkılması ve ağır hasar görmesi tahmin edilen binaların bir an önce kentsel dönüşümünün sağlanması için tüm yönetim becerisi, kapasitesi, finansmanı ve tekniğinin kullanılması birincil derecede önemlidir.


Acil kentsel dönüşüm

Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından deprem sonrası çalışmalara bilimsel altlık teşkil eden "Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı" kapsamında İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaştırma Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak bizler de deprem bölgesinde çalışmalarda bulunduk. Merkezimizden iki farklı ekip Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep illeri ve Erkenek, Nurhak, Elbistan, Nurdağı, Pazarcık, Gölbaşı ilçelerinde çalışmalar yapmış, bu ziyaretler vesilesi ile de bölgedeki koordinatör valiler, bölgeye gelen belediye başkanları, depremi yaşayan il ve ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruşları, AFAD ve Kızılay temsilcileri, ilgili bakan ve bakanlık temsilcileri ve depremzede vatandaşlar ile de görüşmelerde bulunmuştur.

Yüzyılın felaketi diye nitelendirdiğimiz bu depremde tablo ağır. Ancak devlet ve millet el ele bu felaketi kısa sürede aşacağımıza inanıyorum. Deprem sonrası çalışmalara baktığımızda atılması gereken tüm adımların atıldığını görüyoruz. Durum böyle iken muhalefet, işi siyasete dökerek haksız eleştirilerde bulunuyor. Özetle muhalefet; depreme sadece siyasi pencereden bakıyor, bu tablonun sorumlusu olarak hükümeti görüyor. Sorunları mevcut hükümetin 20 yıllık icraatına bağlıyor. Halbuki binaların yıkılma nedenlerine bakıldığı zaman sadece yüzde 2'sinin 2000 yılından sonra yapıldığı görülüyor. TOKİ tarafından yapılan konutlarda ise çatlağa bile rastlanılmadı. Bunun yanında ilk zamanlarda Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi dünyanın en ileri ülkelerinde olsa bile bu büyüklükteki bir depremin yönetilmesinde aksaklıklar ile karşılaşılacağı açık bir gerçektir. Diğer taraftan kısa sürede bu yıkılan binaların yerine yeni şehirlerin kurulması için başta yer seçimi, mikro bölgeleme ve diğer mühendislik disiplinlerinde çalışmalar yapılarak bu planlamalara göre şehirler oluşturulacaktır. Ayrıca kentlerin tarihi kimliği olan tarihi binaların da göz ardı edilmeyeceği yine bilinen gerçektir. Tarihi kimliği olan binalar yeniden inşa ve ihya edilecektir.

Göç ve üretim sorunu

Diğer taraftan depremden etkilenen şehirlerde önemli göç meydana gelmiş ve tüm ticari faaliyetler sona ermiştir. Bir an önce geçici barınma çalışmalarıyla beraber geçici iş yerlerinin de faaliyete geçirilmesi gereklidir. Vatandaşlarımız, depremden kaynaklanan tüm mağduriyetlere rağmen devletimizin gerekli çalışmaları yapacağından emindir. Bununla birlikte, bazı kesimlerce dezenformasyon yoluyla bu ortamın karıştırıldığı görülmektedir.

Deprem anında trafiğin yönetimine ait üstlendiğimiz bu TÜBİTAK projesi kapsamında, birçok ilimizin deprem bölgesinde bulunduğu ülkemizde benzer durumlarda yapılacak planlamanın, arama ve kurtarma çalışmalarına katkıda bulunması açısından sahada topladığımız verileri değerlendirmeye başladık. Deprem anında kentlerdeki ana arterlerin açık tutulması, bozulan yolların anında helikopter ve drone uçuşlarıyla tespit edilip tamiratlarının bir an önce yapılması, kapanan yollara alternatif olacak yolların anında belirlenmesi, dünyanın birçok farklı ülkesinden enkaz bölgesine havaalanı ile intikal etmeye çalışan arama kurtarma ekiplerinin bölgeye kolayca ulaşmalarının sağlanması yine bu çalıştığımız planlamanın birer parçasıdır.

Tarafımızca bu işlerin geliştirmesine yönelik hazırlamış olduğumuz bazı öneriler devletin üst düzey yetkilileri ile paylaşılmış olup, bu önerileri okuyucularımızla paylaşılmasının da yararlı olduğunu düşünmekteyim.

1- Birinci önerim, yüz yılın felaketinde büyük mağduriyet yaşayan 11 ilin yeniden yapılandırılmasına, yani ihya ve inşa çalışmalarına başlamadan önce şehir planlama, mimarlık, inşaat mühendisliği, ulaştırma, geoteknik, jeoloji, jeofizik, sosyoloji, tarih ve bunun gibi ilgili disiplinlerden çekirdek bir bilim kurulunun oluşturularak Cumhurbaşkanımız başkanlığında ilgili bakanlıklar ve kuruluşlar ile koordineli çalışarak ana prensip ve yol haritasının belirlenmesidir.

2- Bu bilim kurulunca alınan karar ve kriterlerin kamuoyuyla paylaşılması oldukça önemlidir. Bu yönde, binaların inşaatına başlamadan önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın ifade ettiği kriterlerin bu kurulca da desteklendiğinin kamu oyunca bilinmesi, itirazları ortadan kaldıracaktır.

3- Deprem bölgesinde, özellikle heyelan bölgelerinde depremin büyüklüğünün yüksek olması (30 katrilyon jul enerji, bazı zemin kesimlerinde yer çekimini bile geçen deprem ivmesi) ve kayaların düşmesi, yol ve demiryolu hatlarında büyük bir zarara neden olmuştur. Heyelanı önleyici istinat duvarlarının da yıkıldığı görülmüştür. Bu yollarda gerekli acil güvenlik tedbirlerinin alınması üzücü kazaların önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Yolların açık tutulmasından ziyade yolların güvenli bir şekilde trafiğe hizmet vermesi öncelenmelidir. İleriye yönelik heyelan kesimlerinden geçen demiryolu ve karayolu güzergahlarının yeniden gözden geçirilmesi ve heyelana göre gerekli mühendislik tedbirlerinin bir an önce uygulanması önem arz etmektedir.

4- Yaptığımız bir önemli tespit de şehir içinden geçen devlet yollarının, enkaz nedeniyle veya depremzedelerin kaçma sırasında oluşturduğu trafik nedeniyle kapanması ve arama – kurtarma çalışmalarını sekteye uğratmasıdır. Arama – kurtarma çalışmaları için gerekli uzman kişilerin ve ekipmanın enkaz bölgesine getirilmesi en önemli unsur olduğundan bu konunun öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.

5- Çok büyük miktardaki enkaz malzemesinin depolanması, çevreye zarar vermemesi ve bunların geri dönüşümünün sağlanması acilen planlanmalıdır. Uluslararası kuruluşların ve uzmanlarının görüş ve önerilenleri değerlendirmeye alınmalıdır.

6- Güvenli Bina Sertifikasına yönelik yasal düzenleme bir an evvel yapılmalıdır. Bu sertifika, binaların satışında ve kiralanmasında zorunlu olmalıdır. Böylece, yeni yapılacak binalar ve mevcut binaların bu belgeyi almaları, bu depremde yaşanan tasarım, inşaat, denetim ve iskan safhalarında yapılabilecek mühendislik hatalarını sıfırlayacaktır. Ayrıca kentsel dönüşümün hızlandırılmasında finansman çözümleri bu konuda vatandaşa sağlanacak yeni kolaylıklar için de bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır.

İnşaat mühendisliğine talep

7- On binlerce binanın yıkılmasında mühendislik hatası tespit edilmesine karşın üniversitelerimizdeki inşaat mühendisliğine olan talep her geçen yıl azalmakta, puanları düşmekte ve bazı üniversitelerde bu bölümler kapanmaktadır. Şahsımın İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesine girdiği 1971 yılında, bu bölümün puanı tıp fakülteleri dahil ilk 10'da iken geldiği bu durum manidardır. Bu konunun da ilgili Bakanlıklar – YÖK koordinasyonunda yeniden planlanması çok önemlidir.

8- Baz istasyonlarının birçok yıkılan binanın çatısında kurulduğu, binaların yıkılmasıyla haberleşmeyi de sekteye uğrattığı görülmüştür. GSM yetkililerinin "Biz binanın iskanına bakıyoruz" ifadesinin de yeterli olmadığı, bu konuda da farklı bir tasarıma geçilmesi gerektiği görülmektedir.

9- Deprem bölgesindeki özellikle ilköğretim öğrencilerine, üniversite – sivil toplum örgütleri iş birliğinde yapılacak sanat faaliyetlerini de içeren sosyal faaliyetler bozulan moraller üzerinde olumlu etki yapacaktır. Bunun için gönüllü sivil toplum kuruluşlarının deprem bölgesindeki çalışmalarını kolaylaştırıcı tedbirler teşvik edici olacaktır. Deprem bölgesindeki üniversite öğrencilerine, isteyenlere, deprem bölgesi dışındaki istedikleri üniversitelerde eğitimlerine devam edebilme imkanı verilmesi faydalı olacaktır.

Dönüştürme zamanı

Sonuç olarak; yaşadığımız bu asrın felaketini yerinde gören 40 yılı aşkın bir İnşaat Mühendisi ve Ulaştırma Uzmanı olarak kanaatim; asıl yönetim anlayışının deprem öncesine göre oluşturulmasının en önemli öncelik olduğudur. Yani şehirlerimizde beklenen depremlerden önce yıkılması ve ağır hasar görmesi tahmin edilen binaların bir an önce kentsel dönüşümünün sağlanması için tüm yönetim becerisi, kapasitesi, finansmanı ve tekniğinin kullanılması çok önemlidir. Hükümetimizin ilgili diğer kurumlar ile sağlayacağı koordinasyon ile yapacağı yeni yasal düzenlemelerden elde edilecek yeni kaynak ve imkanlarla bu riskli binaların dönüştürülmesi, benzer felaketlerin yaşanmasına mani olacaktır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığımızın son günlerde yapmış olduğu iki tespit bu düşüncemin uygulamasını kolaylaştıracaktır. Bunlardan ilki deprem bölgesinde yıkılan binaların yüzde 98'inin 2000 yılından önce yapıldığı, ikincisi ise İstanbul için 1,5 milyon konuta Avrupa ve Asya yakasında rezerv alan (faya uzaklık, zemin durumu gibi) ayrılmasıdır. Bu anlayış ile, TOKİ ve KİPTAŞ gibi kurumların ve önemli altyapı yatırımlarının mimarı olan Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerekli adımların en kısa zamanda atılacağına inancım tamdır. Ülkemize ve milletimize tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletir, depremin olduğu günden bugüne kadar can ve başla çalışan herkese şükranlarımı sunar benzer felaketlerin yaşanmamasını Rabb'imden niyaz ederim.

[email protected]