Ahlak siyasetin nesi olur?

Murat Güzel
28.02.2024

Her ne kadar modern politik anlayışlardan dışlanmaya çalışılsa ya da siyaset için bir “araç” pozisyonuna düşürülmeye çalışılsa da toplumsal düzenin sürdürülebilmesi için ahlaki temellendirmelere ve bu yönde geliştirilmiş teorilere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Murat Bayram, liberalizmin geliştirilme sürecine ve faydacı ahlak teorilerine de değiniyor.


Ahlak siyasetin nesi olur?

Ahlak ve siyaset genelde birbiriyle ilişkili alanlar olarak düşünülür. Bu "ilişki"nin künhünün ne olduğu ise farklı düşünürler tarafından farklı değerlendirilir. Kimi filozof ahlakı ön plana geçirerek yorumlarını yaparken siyaseti önceleyen filozoflar ise ahlakı siyasete nazaran ele alır. Ahlak felsefe tarihi boyunca genelde bireysel ve erdemli davranışın ne olduğunu ortaya çıkarmak için kullanılan bir ilmi disiplin olarak yorumlanır. Siyaset ise toplumsal faydanın azamileştirilmesini amaç edinen bir disiplin olarak görülür. Bu noktada bazı soruların kaçınılmaz hale geldiğini düşünebiliriz. Bu sorulardan kimilerini 'öncelik', 'üstünlük','bağlayıcılık' noktasında toparlamak mümkündür. Bu minvalde ahlak ile siyaseti özdeşleştiren bakış açıları kadar ahlak ile siyasetin herhangi birini diğerine önceleyen, üstün ve bağlayıcı kılan anlayışlar da belirlenebilir. Ahlak ile toplum, devlet ve hukuk arasındaki ilişkileri tartışan bir bakış açısı; toplum, devlet, hukuk ile bağları dolayısıyla ister istemez siyaset ile ahlak arasındaki bağları da tartışmak zorunda kalacaktır.

Felsefe tarihi eserleri ve sistematik felsefe çalışmalarına bakış bize ahlak ile siyaset arasında çeşitli bakımlardan ilişki kurulabileceğini gösterir. Ahlak ile siyaset arasındaki bu ilişkililik antik dönemden günümüze kadar farklı yönlerden ele alınmıştır. Murat Bayram ile Ender Büyüközkara'nın birlikte derledikleri Pratik Felsefe-Ahlak ve Siyaset Tartışmaları adlı kitap, bu alanlar arasında kurulan ilişki tarzlarını irdeliyor. Derlemede öncelikle ahlak-toplum, ahlak-siyaset, ahlak-hukuk, ahlak-devlet ilişkisi gibi temel konularda düşünenlere veri sağlanması amaçlanırken en genel manada ahlak ve siyaset felsefesi alanlarına yer veriliyor.

Devrim ve iktidar kavramsallaştırması

Derleyenlerin yanısıra Melike Molacı, Naim Karatepe, Yıldırım Karaoğlan, Mustafa Bingöl, İbrahim Safa Daşkaya, Ferdi Selim, Ahsen Seçgin, Mihriban Kutan, Halit Karataş isimlerinin makalelerinin yer aldığı derlemede Batı felsefesindeki siyaset ve ahlak ilişkisinden, Stoacı yaşama sanatına, Augustinus ile Kant'ın ahlak görüşlerinin mukayesesinden İslam felsefesinde ahlak-siyaset ilişkisinin ele alınışına, siyaset ve ahlakın ışığında Farabi'nin görüşlerinin değerlendirilmesinden Thomas Aquinas'ın felsefesinde siyasete, Thomas Hobbes'un Leviathan'da doğa yasalarını ahlaki üst ilkeler olarak belirlemesinden Gramsci'nin ideoloji ve hegemonya kavramları etrafında düşündüğü siyaset felsefesine, Hannah Arendt'in 'radikal kötülük' çözümlemesinden Friedrich Hayek'in özgürlük, adalet ve hukuk anlayışına, John Holloway'in felsefesi üzerinden çağdaş siyaset felsefesinde devrim ve iktidarın nasıl kavramlaştırıldığına dair birçok meseleye yer verilmiş.

Siyasal rejimin halkın mutluluğu için yalan söylemeli/kötülük yapabilmelidir düşüncesinin modern politik söyleme hakim olduğunu belirten Murat Bayram yazısında ahlaka ilişkin vurguyu antik Grek düşünürlerinin nomos-physis sarkacında ileri sürdüğü düşünceler temelinde değerlendiriyor. Bu noktada nomos-physis sarkacının felsefe tarihi boyunca tuttuğu yeri yorumlayan Schopenhauer'e göre "Sokrates'ten bu yana felsefenin sorunu dünya fenomenini meydana getiren ve neticede onun doğasını belirleyen güç ile mizaç ya da karakterin ahlakiliğini birleştirmek ve dolayısıyla maddi dünyanın temeli olarak manevi bir dünya düzeni tesis etmek olmuştur." Aristoteles'in ahlak ve yasayı keskin sınırlarla ayırmadığına işaret eden Bayram onun "haksız bir yasanın ahlaki temellerden yoksun olduğunu ve doğaya aykırı olduğunu söyle"diğine dikkat çekiyor. Cicero'dan Thomas Aquinas'a kadar geliştirilen bu düşüncede ahlak ile politika elbette iç içe ele alınıyor. Modern devlete dönüşümle birlikte ahlak ve siyaset ilişkisinin sorgulanmaya başladığını belirten Bayram, nomos-physis ilişkisinin baş aşağı çevrildiğini ileri süren Leo Strauss'u anarak yasanın ahlaka bağımlı olmasını öngören klasik düşüncenin altüst olduğunu, politik bilgeliğin soytarılık olarak değerlendirildiğini ifade ediyor. Buna rağmen her ne kadar modern politik anlayışlardan dışlanmaya çalışılsa ya da siyaset için bir "araç" pozisyonuna düşürülmeye çalışılsa da toplumsal düzenin sürdürülebilmesi için ahlaki temellendirmelere ve bu yönde geliştirilmiş teorilere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Bayram, liberalizmin geliştirilme sürecine ve faydacı ahlak teorilerine de değiniyor.

Pratik Felsefe: Ahlak ve Siyaset Tartışmaları

ed. Murat Bayram-Ender Büyüközkara

Çizgi Kitabevi, 2023

Osmanlı taşrasında ayan bir aile: Ağalar

Osmanlı toplumsal tarihi genelde pek araştırılmamış bir konudur. Ayanlık ve derebeylik gibi merkezi devlet ölçeğinde çok da büyük sayılmayacak yerel teşekkül ve ilişkiler ağında ele alınabilecek kavramlar bu tarihin en gözde konularıdır. Çeşitli arşiv vesikalarından yararlanarak Osmanlı döneminde Konya sancağına bağlı bir kaza olan Aladağ'da 18. yüzyılda Abdülahad Ağa ve Kurd Osman kardeşlerin mahallî ölçekte bir "hanedana" dönüştürdükleri bir aileyi ele alan Ensar Köse onların nesillerinden, devletin çöküş devrine şahit olmuş son Ağalar'a kadar bu hanedanın yükseliş, güçleniş ve dağılış aşamaları "ayanlar çağı"nı şaşırtıcı veçheleriyle aydınlatan ayrıntıları irdeliyor.

Ağalar: Konya Aladağ'da Âyan Bir Türkmen Ailesi (1680-1880)

Ensar Köse

VBKY, 2023

Beşerî bilimlere genel bir inceleme

Modern zamanlarda tabiat bilimleri olarak adlandırılan fizik ve kimyanın sergilediği başarılar neticesinde özellikle sosyoloji, antropoloji gibi görece yeni disiplinlerin aynı başarıyı sergileyememeleri onların kendilerinin 'bilim' olarak kabul edilme girişimlerine zarar verdi. Bilim'in 'kesinlik', 'nesnellik', 'yöntem' vb. gerektirdiğine ilişkin pozitivist saldırılara karşı beşerî bilim savunmalarının Alman romantizmi sonrasında yoğunlaştığını belirtmeli. Prof. Dr. Zeki Özcan, Batı'da çokça incelenmiş, hatta birçok tartışma ile şekillenmiş beşerî bilimler konusunda, onları 'insan ve toplum bilimleri' olarak adlandırarak güncel görüş, tartışma ve özellikle metodolojileri inceliyor.

İnsan ve Toplum Bilimleri I & Genel Bakış

Zeki Özcan

İz, 2023