Aile çiftçiliğini korumak için çok fazla nedenimiz var

Doç. Dr. Nusret Yazıcı
19.11.2023

TÜİK verilerine göre istihdamın sektörel dağılımında tarım 2020 yılında yüzde 17,7'lik paya sahipken bu oran 2022 yılında yüzde 15,8'e geriledi. Erimenin devam edip etmeyeceğini görmeyi beklemek yerine önleyici adımlar atmaya başlamalıyız.


Aile çiftçiliğini korumak için çok fazla nedenimiz var

Bundan 10 yıl önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2014 yılını "Uluslararası Aile Çiftçiliği" yılı olarak ilan etti. Amaç açlık ve yoksullukla mücadele ve doğal kaynakların korunması açısından aile çiftçiliğinin önemine dikkat çekmekti.

Aradan on yıl geçti. Çok fazla yol alınamadı. Sadece biz değil tüm dünya, kamu ve kalkınma politikaları açısından daha uzun yıllar bu konuyu tartışacak gibi gözüküyor.

Bugün dünyada tarım işletmelerinin yaklaşık yüzde 90'ı ülkemizde ise yüzde 80'inden fazlası küçük çiftçilerden oluşuyor. Ülkemizdeki küçük aile çiftçiliği ticari boyuta ulaşmada sorunlar yaşasalar da tarım sektörü açısından; kırsal kesimin gıda ihtiyacını karşılamaları, önemli bir istihdam alanı olmaları, yöresel hayvancılık ürünlerinin devamlılığını sağlamaları, doğayı koruyucu özellikte üretim yapmaları ve gıda arz güvenliğinin teminatı olmaları bakımından fazlasıyla önemliler.

İstihdamda tarımın payı düştü

TÜİK verilerine göre istihdamın sektörel dağılımında tarım 2020 yılında yüzde 17,7'lik paya sahipken bu oran 2022 yılında yüzde 15,8'e geriledi. Erimenin devam edip etmeyeceğini görmeyi beklemek yerine önleyici adımlar atmaya başlamalıyız.

Yüksek bir tarım potansiyelimiz var. Türkiye, tarımsal hasılada dünyada 10'uncu, Avrupa'da ise 1. sırada. Ülkelerin gündemindeki en önemli kavramlardan biri "Gıda Milliyetçiliği". Tarımsal kapasiteyi, sürdürülebilir üretimi ve verimliliği arttırmak gerekiyor. Artık daha fazla sağlıklı gıda üretmeli, daha fazla istihdam oluşturmalıyız. Bunları yaparken doğal kaynakları da korumalıyız.

Sürdürülebilir bir tarım hedefliyorsak, çözümün merkezinde küçük aile çiftçiliği yatıyor. Tarım sektörünü küçük aile çiftçiliği için daha cazip hâle getirmenin yollarını aramalıyız. Küçük aile çiftçilerin kapasitelerini geliştirme ve verimliliklerini artırmada hâlâ istenilen noktada değiliz. Çok şey yapıldı, yapılıyor. Özellikle ülkedeki ekonomik büyüme hızı ve istihdam olanaklarından küçük aile çiftçilerin de faydalandırılması çabalarını önemli buluyorum.

Aİle çiftliklerinde iki temel sorun

Bununla birlikte, küçük aile çiftçilerinin tedarik zincirine entegrasyonunun önündeki engelleri kaldırmaya devam etmeliyiz. Her ne kadar engeller ürüne ve bölgeye göre farklılık gösterse de sorun iki ana başlık altında toplanıyor:

- Tedarik zincirinin çiftçilere sunduğu kazancın yetersizliği.

- Çiftçilerin, zincirin talep ettiği standart ürünü sağlayamaması.

Çözüm için öneriler

Her şeyden önce, üreticinin sonraki aşamalardaki fiyatlamalara ilişkin bilgilere ulaşabilmesini sağlayacak altyapının kurulması gerekiyor. Bu şekilde üretici, tarladaki ürününe sağlıklı bir fiyat belirleme imkânı elde edebilir. Bilgi, her zaman rekabet avantajı sağlamıştır.

Standardizasyon sorununun aşılmasında ise tedarik zincirindeki aktörler ve küçük aile çiftçiler arasındaki ortaklığı destekleyen yapılar oluşturmalıyız. Ticari anlamda çiftçinin üründen alacağı referans fiyatı belirleyen ortaklık sözleşmelerini desteklemeliyiz.

Kısa bir süre önce, 15 Eylül 2023 tarihinde, sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla bir yönetmelik yürürlüğe kondu. Yönetmelik, tarımsal üretim sözleşmelerinde yer alan tarafların haklarının korunması ve sorumluluklarının belirlenmesi için sözleşmenin taraflarında aranacak vasıflar, sözleşmeye konu ürünün teslim ve tesellüm koşulları, fiyat ve miktardaki değişim oranları, ayni ve nakdi avansın sınırları ve kapsamı ile tarımsal üretim sözleşmesine ilişkin diğer hükümleri kapsıyor. Şüphesiz önemli bir adım.

Modelin teşvik edilmesi satıcı ve alıcı koordinasyonunu sağlayacak ve ürün kalitesinde standardı da beraberinde getirecektir. Diğer taraftan sözleşmeli üretim modelinde örgütsüz üreticiden ürünü ucuza almaya çalışacak olan fırsatçılara karşı gerekli önlemler alınmalı.

İç göçü önlemenin yolu

Küçük aile çiftçiliğini yaşatmak ve sürdürülebilir kılmak; ekonomilerin canlanmasında, kırsaldan kente göçün azaltılmasında ve yerel kültürün gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir araç. Ülkemizde gıda arz güvenliğinin teminatı olan bu yapılar sonuca ulaşan politikalar ile desteklenmeye devam edilmelidir.

Sorun sadece çiftçinin değil hepimizin.