AK Parti Kongresi nasıl bir gelecek vizyonu oluşturuyor?

İhsan Aktaş / GENAR Başkanı
27.03.2021

20. yılına yaklaşmış bir parti olan AK Parti'nin bu kongresi oldukça önemliydi. Sayın Cumhurbaşkanının tek tek illere seslenerek birlik mesajı vermesi ve halkın refahı, ülkenin kalkınması ve büyümesinin nihai hedefi olduğunu vurgulaması çok kıymetliydi. Erdoğan kongreyi ülkemize, milletimize hizmet mücadelesinin yeni bir safhası olarak değerlendirdi.


AK Parti Kongresi nasıl bir gelecek vizyonu oluşturuyor?

İhsan Aktaş / GENAR Başkanı

AK Parti yönetimi, tüm kongreleri, kongre sonrası siyaset belgesi şeklinde ele alıyor ve kongrede koyduğu ilkeleri mümkün mertebe takip ediyor. Elbette ki 20. yılına yaklaşmış bir parti olan AK Parti'nin bu kongresi oldukça önemliydi. Sayın Cumhurbaşkanının tek tek illere seslenerek birlik mesajı vermesi ve halkın refahı, ülkenin kalkınması ve büyümesinin nihai hedefi olduğunu vurgulaması da ayrıca kıymetliydi. Sayın Cumhurbaşkanı kongreyi ülkemize, milletimize hizmet mücadelesinin yeni bir safhası olarak değerlendirdi. Kongrenin bir manifestoya dönüştürüleceğine dair önceden de işaretler vardı.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın kongredeki mesajlar ise aşağıdaki başlıklarda toplanabilir.

1. Güçlü bir Türkiye

Kongrenin başlangıcında Türkiye'nin kuruluşu ve "yeni" bir güç oluşu ele alındı. Türkiye'nin kuruluşundan itibaren bugün geldiği noktaya kadar gelişimi anlatıldı. Bir yönüyle, Türkiye'nin artık bölgesel bir güç olduğu bu kongrede ilan edilmiş oldu. Burada Kafkasya'da, Ortadoğu'da, Akdeniz'de, Batı'da, Doğu'da her yerde etkin olan Türkiye, zaman zaman birçok devletle karşı karşıya gelip müzakere eden, zaman zaman da çatışan ama bir türlü müzakere kültüründen de vazgeçmeyen bir bölge ülkesi profili çizmiş oldu. Bu "Güçlü Türkiye" vurgusu bence kongrenin en kıymete değer yanlarından birisiydi. Sayın Cumhurbaşkanımız Güçlü Türkiye vurgusunu da "Medeniyet nöbetine var mısınız?" çağrısı ile perçinlemiş oldu. Batılı devletlerin, yani, iki yüz yıldır dünya hâkimiyetini elinde tutan devletlerin adalet üretemediğinden, fakir- zengin arasındaki dengeyi bir türlü sağlayamadığından yani adaletsizliğe, yoksulluğa çare olamadığı, ne adalet ne merhamet ne de eşitlik açısından bir düzen kuramadığından bahsederek, bir bakıma Türk halkını medeniyet nöbetine çağırdı. "Var mısınız?" diyerek de salonda bunu tekrarladı.

2.Daha kucaklayıcı bir AK Parti

Bilindiği gibi AK Parti, Türkiye'nin en geniş yelpazesine hitap eden, kuzeyden güneye, güneyden kuzeye bütün illerde ya birinci ya da ikinci partidir. Kongrede MKYK üyelerinin sayısı arttı. Bu yelpazeyi Kürt seçmeni elinde tutmak pozisyonu bakımından ele alırsak daha önce bilinen Kürt seçmeni temsil edecek aktörlere ağrılık verildiğini görebiliriz. Bu durum, kurulduğundan beri Kürt seçmenden büyük destek alan AK Parti'nin, aldığı bu desteği devam ettirmek istediği şeklinde yorumlanabilir. Diğer taraftan da daha geniş bir yelpazedeki vatandaşları da aynı çatı altında barındırmayı hedeflediğini görebiliyoruz. Oluşturulan bu yelpaze ile AK Parti yaklaşık 20 yıldır olduğu gibi bundan sonrası için de hiçbir kişi veya grubu dışlamadan, ötekileştirmeden, ayırmadan, ayrıştırmadan milletin ve ülkenin birlik ve beraberliği için hizmet kaygısı içinde olduğunu vurgulamış oldu. Kongre içeriğinden de anlaşılacağı gibi AK Parti'nin hedefi taban ile siyasilerin buluşması ve tabanın taleplerinin daha fazla dikkate alınmasını sağlamaktır.

3. Hedef 2023

Oluşturulan kadroda 2023 seçimine giderken, enerjisi olan herkesin çatı altına alınmaya gayret edildiği görülmektedir. AK Parti içerisinde çalışmış eskiler, yeniler, bilinen ve bilinmeyen simalar, yani Sayın Cumhurbaşkanımız sahada var olacak herkesi çatı altına almış gözüküyor. Bu kapsamda partide ülkeye önemli hizmetlerde bulunmuş eski isimler yeni isimlere önemli bir rehber olabilecek niteliktedir. Diğer taraftan, bu kongre ile 2023'ün seçim startı fiilen verilmiş oldu diyebiliriz. Kongrede kurulan dil, manifesto niteliğindeki sözler, geleceğe bakış açısı ve kadroya baktığınız zaman aslında AK Parti'nin artık doğrudan geleceğe dönük bir perspektif çizdiği görülmekte ve seçim hedefi ortaya konmaktadır.

4. Milli bir İstanbul Sözleşmesi mümkün mü?

Kongrede ayrıca çok derinleşmeden İstanbul Sözleşmesi'ne de değinildi. "Acaba kendi medeniyet değerlerimizle, kendi hukukumuzu ve kendi kültürümüzü oluşturup kendi aile yapımızı koruyabilir miyiz" denilerek aileyi merkeze alan bir çerçeve çizilmiş oldu.

5. Yeni rota: Özgürlük, demokrasi ve insan hakları

Dış politika elbette çok önemli. Geriye dönüp baktığımızda terör örgütleri ve arkalarındaki uluslararası güçlerle sert mücadelelerimiz olduğunu görüyoruz. Özellikle son yedi yıldır bu mücadelelerden daha da güçlenerek çıkan Türkiye'nin bölgesel güç olduğu iddiası, yeni Türkiye'nin bu gücü, bu saygınlığı ile algılanması gerektiği hususunu ortaya koyuşu, aslında rotayı daha çok demokrasi, daha çok insan hakları, daha çok diplomasi ve daha saygın uluslararası ilişkiler çerçevesinde belirlemesine de imkan sağlıyor. Elbette ki yedi yıllık sert bir süreçten geçen Türkiye'nin bir anda rotasını özgürlüklere, demokrasi ve insan haklarına yöneltmesi zor gibi görünüyor ama en azından Sayın Cumhurbaşkanı, yeni anayasa ile beraber sayılan bu unsurlar ile kendisine bir çerçeve belirlemiş oluyor.

6. Üçüncü nesil siyaset

Diğer taraftan 94 ruhu hem İstanbul kongresinde hem de büyük kongrede tartışıldı. Anladığım kadarı ile aslında bir yönü ile Recep Tayyip Erdoğan üçüncü nesil siyaset anlayışına geçti. Yani bugün Recep Tayyip Erdoğan ne Refah Partisinden ayrıldığı pozisyonda ne de AK Parti'yi kurduğu pozisyonda duruyor. Bir bölge ülkesinin lideri olarak artık üçüncü nesil siyaseti uygulamaya başladı. Bu da bir bölge ülkesi liderinin siyasetidir.

Umarız ki gerek parti içindekiler gerekse parti dışındakiler bunu aynı şekilde algılamış olurlar.

Sonuç olarak aslında Türk toplumu, 20 yıldır Cumhurbaşkanından kopmadı. Türkiye'de vizyon sahibi bir Cumhurbaşkanı ve onu takip eden bir halk var. Fakat bu halkın enteresan da bir beklentisi ortaya çıktı. Halk, sadece liderin iyi ve vizyon sahibi olmasını istemiyor; aynı zamanda AK Parti'nin de iyi işler yapmasını istiyor. Şahsi düşüncem şudur ki; eğer AK Parti, liderin vizyonuna uygun olarak iyi şeyler yapmaya devam ederse Türk toplumunun desteğini arkasında bulmaya da devam edecektir.

[email protected]